Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Temas Grubu Toplantısı Brüksel'de Yapıldı

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Temas Grubu Toplantısı Brüksel'de Yapıldı

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Temas Grubu Toplantısı Brüksel'de Yapıldı


AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi (KİK) Temas Grubu Toplantısı Brüksel'de 7 Aralık 2006 tarihinde yapıldı. Toplantıya Türkiye Kanadından Eş-Başkan Ş. Şemsi BAYRAKTAR, çalışan kesiminden Türk-İş Başkanı Salih KILIÇ, işveren kesiminden İstanbul Sanayi Meclisi Başkanı Hüsamettin KAVİ katıldı. AB tarafında ise yeni seçilen Eş-Başkan Bryan CASSIDY, önceki dönemin Eş-Başkanı Jan OLSSON ve işçi kesimi temsilcisi Tom ETTY yer aldı.

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesinde yapılan Toplantıda KİK Eş-Başkanları birer açılış konuşması yaptılar. Türkiye Kanadı Eş-Başkanı BAYRAKTAR yaptığı konuşmada AB'yi eleştirerek; “Sekiz başlıkta müzakereleri donduran AB Komisyonu'nun bu önerisi, Türkiye AB ilişkilerine ciddi bir darbe vurma eğilimindedir. Sekiz fasıldaki müzakerelerin askıya alınması yönündeki karar hayal kırıcıdır. Bunun da ötesine geçilerek, belirtilen fasıllarda müzakereler açılmadan, diğer fasıllarda yürütülecek müzakerelerin de kapatılmaması yönündeki Avrupa Birliği yaklaşımı, Türkiye'nin katılım sürecinin önüne yeni engeller ve koşulların getirilmesi anlamına gelmektedir” dedi. Konuşmasında ayrıca, Türkiye KİK kanadı 3. grup üyelerinin yakın zamanda kadın örgütleri, engelliler, tüketiciler, çevreciler ve hukukçuları temsil eden örgütler ile genişletildiğini söyleyen BAYRAKTAR, Temas Grubu üyelerini bilgilendirdi. Bu zor süreç içinde KİK'in AB-Türkiye ilişkilerinde diyalogun sürdürülmesinde aktif olarak rol alan bir kurum olduğunu belirten BAYRAKTAR, tarama sürecinde Türk Hükümetinin izlediği çalışma yönteminden ve süreç içinde Sivil Toplum Örgütleri'ne danışılmamasından dolayı KİK'in Türk kanadı olarak memnuniyetsizliklerini de dile getirdi. Hırvatistan'da Hırvat hükümetinin tarama süreci boyunca Sivil Toplum Örgütleri'ne danışmasını örnek olarak gösteren BAYRAKTAR, ayrıca AB'nin tarama raporlarını sosyal taraflar ile paylaşmadığının altını çizdi. Müzakere sürecindeki güncel durumdan da bahseden BAYRAKTAR, taramalarda belirtilen tüm gereksinimleri karşılayan kültür başlığı altındaki bölüm gibi bölümlerin tarama sürecinden sonra müzakerelere açılmasındaki siyasi isteksizliğe dikkat çekti. Komisyonun müzakerelerin sekiz başlıkta dondurulmasını öngören tavsiye kararının büyük hayal kırıklığı yarattığını ve AB-Türkiye ilişkilerine darbe vurduğunu, bunun sonucunda Türk kamuoyunun AB'ye katılım konusundaki desteğin yüzde 40'lara kadar düştüğünü belirten BAYRAKTAR, Türkiye'nin hukuken katılımcı ülke olduğunu ve KİK olarak rotasından çıkmasına izin verilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Türkiye'nin müzakerelerde mesafe alarak başarılı olmasını istemeyen bazı art niyetli üye ülke ve grupların tarama süreci biten fasıllarda müzakerelerin açılmaması için direndiklerini belirten BAYRAKTAR, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sürece ilişkin olarak Avrupa Komisyonundan ve genel olarak Avrupa Birliğinden de şikayetçiyiz. “Şeffaflık” ve “katılımcılık” Avrupa Komisyonu tarafından “müzakere sürecinde” adeta bir kenara bırakılmış durumda. Tarama süreci sonunda hazırlanan “tarama raporlarının” hükümetler tarafından sosyal taraflarla paylaşılmasına, Avrupa Komisyonu karşı çıkıyor. Ayrıca, tarama sonucu raporlarının hazırlanarak Hükümetimize iletilmesinde de son derece yavaş davranılıyor. Burada, sorumluluk sadece “Avrupa Komisyonu”nda değildir. Maalesef, üye devletlerin bir bölümünde de ciddi bir iyi niyet eksikliği vardır.
Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi olarak, yani ekonomik ve sosyal çevrelerin temsilcileri olarak, bu gelişmeye açıkça karşı çıkmalıyız. Türkiye, “hukuken” de “fiilen” de Avrupa Birliği ile katılım sürecindeki bir ülkedir. Hukuku ve siyasi taahhütleri bir kenara iterek, Türkiye'nin katılım sürecini belirsiz bir hale sokmak isteyen çevrelere izin vermemeliyiz. Bu çevrelere tepki göstermeliyiz. Bu tepkiyi göstermememiz halinde, entegrasyonun gerçek tarafları olarak bizlerin de kamuoyu nezdindeki ağırlığı ve prestiji sarsılmış olacaktır”.
Eş-Başkan Bryan CASSIDY de yaptığı konuşmada, sekiz başlıkta müzakerelerin dondurulması ile ilgili kararın Komisyon tarafından hazırlanan bir tavsiye kararı niteliğinde olduğunu, 11 Aralık 2006 tarihinde yapılacak Dışişleri Bakanları toplantısında ve daha sonra 14-15 Aralık 2006 tarihlerinde yapılacak Devlet Başkanları Zirvesinde bu kararın kaldırılacağını ümit ettiğini, Türkiye'nin tam üyelik sürecinde bir katılımcı ülke statüsünde olduğunu, bu sürece etki edecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli mücadeleyi yapacaklarını, KİK içinde diyalogun sürmesinin önemli olduğunu ve siyasi sorunların politikacılara bırakılması gerektiğini belirtti.
Toplantı gündemi doğrultusunda yapılan görüşmelerde, KİK Eş-Başkanları; Avrupa Ekonomik ve Sosyal Konsey üyelerinin yenilenmesi yüzünden 2006 yılında bir toplantının yapılamaması dolayısıyla Türk tarafının 2007 yılı içerisinde 3 KİK toplantısı yapılması önerisinden sonra Türkiye-AB 22'nci toplantısının 1-2 Mart tarihlerinde Brüksel'de ve 23'üncü ve 24'üncü toplantıların Türkiye'de yapılmasını (Temmuz-Kasım) kararlaştırıldı.
22'nci toplantının Almanya dönem başkanlığı sebebiyle Berlin'de yapılması için görüşmeler yapılmış ancak, gelecek toplantının esas konusunun vize sorunu olduğundan ve Schengen yetkilileri davet edileceğinden dolayı, Brüksel daha uygun görülmüştür. Bu bağlamda vize konusunun Türk halkı üzerinde psikolojik bir etkisi olduğunu ve bu konuya bir çözüm bulunması için ilerleme kaydedilmesi gerektiğini belirten Türk heyetine, AB tarafı Eş-Başkanı Bay CASSIDY, Brüksel'de yapılacak toplantıya yüksek düzeyde görevli Shengen yetkililerinin ve Alman dönem başkanlığı temsilcilerinin katılacağını taahhüt etti.
Türkiye'de yapılacak olan diğer iki toplantı ile ilgili olarak Türk delegasyonu KİK'in AB tarafındaki üyelerini gelecek 1-2 Mart 2007 tarihlerinde yapılacak toplantıda, kesinleşmiş tarih ve yer konusunda bilgilendirecektir.
Sendikal haklar konulu çalışma grubu toplantısı ile ilgili olarak bu çalışmanın ilk kez Kayseri'de, ilgili tarafların katılımıyla halihazırda başlatıldığını, son toplantının en geç 2007 Ocak'ta yapılması gerektiğini, Türkiye'nin şu ana kadar sendika üyelerine karşı ayrımcılığa olanak sağlayan Medeni Kanun'da değişiklik yaparak ILO standartlarına uyum anlamında mevzuata uyum yönünden ilerleme kaydettiğini belirtilmiş, bununla beraber sendikal haklar konusundaki diğer kanunların halen aynı durumda olduğunu ve hiçbir ilerleme kaydedilmediğini söylemiştir.
TÜRK-İŞ Başkanı Salih KILIÇ, şu anda iki yasanın teslim edildiğini, bu konuda Sendika Konfederasyonlarının 2006 yılı Ağustos ayı süresince yetkililere görüşlerini bildirdiklerini belirtti. Ayrıca 2007 yılında hükümet tarafından daha fazla ilerleme kaydedileceğinin beklendiği açıklamasında bulundu.
Toplantı sonunda, 1-2 Mart 2007 tarihlerinde Brüksel'de yapılacak 22'nci toplantıda sivil toplumun gündemindeki vize, sendikal haklar ve Lizbon süreci çerçevesinde Türkiye'de ekonomik gelişme konularının ele alınması kararlaştırılmıştır.
Ayrıca, KİK'in 2007 çalışma programına, Gümrük Birliği kapsamında değişik sektörlerin sıkıntılarının çözümüne yönelik aşağıda sıralanan başlıklarda raporlar hazırlanması Türkiye kanadının önerisi olarak teklif edilmiş ve kabul görmüştür.
- Kırsal Kalkınma raporunun güncellenmesi
Kırsal kesimde uygulanacak olan kırsal kalkınma politikaları ve kırsal kalkınma ajanslarından azami düzeyde faydalanmak için gerekli unsurların belirlenmesine yönelik bir rapor.
- Karayolları taşımacılığında uygulanan kotalar
AB ülkelerine yönelik taşımacılıkta Türkiye'ye verilen düşük kotaların yol açtığı sıkıntıların giderilmesi yönünde yapılacak gayretler.
- Türkiye'nin imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının savunma mekanizmalarına dahil edilmesi.
AB'nin üçüncü ülkeler ile yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının benzeri GB sebebiyle Türkiye tarafından da yapılmaktadır. Ancak Türkiye bu anlaşmaların AB ve üçüncü ülke arasında yapılan ticari revizyonlarında taraf olarak yer alamamakta, savunma mekanizmalarına dahil edilmemektedir. Bu durum ticarette olumsuz etkilenmemize sebep olmaktadır.
- Avrupa İstihdam Politikaları Ortak Eylem Planı'na Türkiye'nin dahil edilmesi
6. ve 7. Çerçeve Programları kapsamında araştırma ve bölgesel kalkınma politikaları gibi ekonomik bazı programlara dahil edilen Türkiye, AB istihdam politikalarına yönelik aktif istihdam politikalarında yer almamaktadır.