Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Sütte fiyat istikrarı olmazsa üretim geriler

Sütte fiyat istikrarı olmazsa üretim geriler

-Sütte fiyat istikrarı olmazsa üretim geriler
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Özellikle yoksul aile çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketmediğinden sağlıklı beslenememektedir”
-“3 yıldır uygulanan okul sütü programını çok önemsiyoruz. Proje peynir, yoğurt, ayran gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmeli”
-“Ulusal Süt Konseyi tarafından, 2014 yılı Şubat ayında 1 lira 5 kuruş olarak belirlenen çiğ süt fiyatı artırılmalıdır”
-“Zaten yüksek olan ve o tarihten bugüne kadar geçen dönemde de yüzde 5 artan yem fiyatları, süt üretiminde maliyeti katlanılmaz duruma getirdi”
-“Üretiminin bu fiyatlarla sürdürülmesi zor görünüyor. Taraflar yeniden toplanarak fiyatı revize etmeliler”
-“Geçmişte yaşanan damızlık hayvan kesimlerinin acı tablosuyla tekrar karşılaşmak istemiyorsak, bir an önce tarafların bir araya gelip, üretici lehine yeni bir fiyat belirlemesi gerekiyor”
-“Fiyat istikrarı sağlanamazsa inek sütünde 16,7 milyon ton olan süt üretiminin gerilemesi kaçınılmazdır. Hayvancılığımızın da ayakta kalabilmesi mümkün değildir”
-“Et ve Süt Kurumu, süte ve süt piyasalarına acilen müdahale etmeli”
-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak sanayicilerimizin şapkalarını önlerine koyup düşünmelerini, yüz binlerce üreticinin beklentilerini karşılayacak bir fiyatı açıklamalarını bekliyoruz”


Ankara - 21.05.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, özellikle yoksul aile çocuklarının süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemediğinden sağlıklı beslenemediğini bildirerek, “Okul sütü programlarıyla çocuklara süt içirmek, yoksul aile çocukları başta olmak üzere tüm çocukların gerek bedensel, gerekse zihinsel gelişimi için çok önemlidir. 3 yıldır uygulanan okul sütü programını çok önemsiyoruz. Proje peynir, yoğurt, ayran gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmeli” dedi.
Bayraktar, 21 Mayıs Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, süt üretiminin hızla artmasına karşın, kişi başına süt ve süt ürünleri tüketiminin hala gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığını belirtti. Süt ve süt ürünleri üretiminin daha da artırılması ama her şeyden önce üreticinin süt üretimini sürdürmesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ulusal Süt Konseyi tarafından, 2014 yılı Şubat ayında litresi 1 lira 5 kuruş olarak belirlenen çiğ süt fiyatı artırılmalıdır. Zaten yüksek olan ve o tarihten bugüne kadar geçen dönemde de yüzde 5 artan yem fiyatları, süt üretiminde maliyeti katlanılmaz duruma getirdi. Üretiminin bu fiyatlarla sürdürülmesi zor görünüyor. Taraflar yeniden toplanarak fiyatı revize etmeliler. Zaten Şubat ayında yapılan toplantıdaki görüşmelerde olası olumsuz gelişmeler yaşandığı takdirde litrede 1 lira 5 kuruş olarak belirlenen tavsiye fiyatını görüşmek üzere tarafların yeniden toplanacağı ve fiyatı revize edebileceği belirtilmişti. Olumsuz gelişmeler yaşanmaktadır. Bu yıl ülkemizde kuraklık, don, dolu, fırtına gibi birçok doğal afet yaşandı. Bu doğal afetlerin yem fiyatlarını etkilememesi mümkün değil. Süt üreticisinin litresi 1 lira 5 kuruş çiğ süt fiyatıyla üretimini sürdürmesini beklemek abesle iştigaldir. Geçmişte yaşanan damızlık hayvan kesimlerinin acı tablosuyla tekrar karşılaşmak istemiyorsak, bir an önce tarafların bir araya gelip, üretici lehine yeni bir fiyat belirlemesi gerekiyor.”

-Sütün faydaları-

Bayraktar, sütün faydalarını anlatmak, süt içme alışkanlığının kazandırılmasını ve süt tüketiminin artırılmasını sağlamak amacıyla, Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun 1956 yılında aldığı bir karar gereğince, her yıl 21 Mayıs gününün, Federasyon’a üye tüm ülkelerle birlikte Türkiye’de de ‘Dünya Süt Günü’ olarak kutlandığını hatırlattı.
Sütün, sadece çocukken değil, insan yaşamının her evresinde tüketilmesi gereken bir besin olduğunu, düzenli süt tüketimi alışkanlığının, bebeklikten yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudunun güçlenmesine ve sağlığının korunmasına çok ciddi oranda katkı sağladığını vurgulayan Bayraktar, “Sağlık Bakanlığı, bireylerin günlük olarak tüketmesi gereken süt miktarını; yetişkinlerde 2, çocuklarda, ergenlerde, gebe/emzikli kadınlarda, menopoz sonrası kadınlarda ise 3-4 su bardağı olarak öneriyor” dedi.
Yapılan araştırmaların, Türk halkının su, çay ve gazlı içeceklerden daha az süt tükettiğini ortaya koyduğunu belirten Bayraktar, gelişmiş ülkelerde kişi başına içme sütü tüketim rakamlarının, Türkiye ile karşılaştırıldığında çok yüksek bir düzeyde olduğu, süt ve süt ürünleri olarak bakıldığında bile aradaki farkın kapatılmadığı bilgisini verdi.

-“Okul sütü programı peynir, yoğurt, ayran gibi süt
ürünleriyle çeşitlendirilmeli”-


Dünyada birçok ülkenin süt tüketimini artırmak için bireyleri özendirici ve teşvik edici okul sütü programları uyguladığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“60’dan fazla ülkede okul sütü programları uygulanıyor. Ülkemizde özellikle yoksul aile çocukları, süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemediğinden sağlıklı beslenemiyor. Okul sütü programlarıyla çocuklara süt içirmek, yoksul aile çocukları başta olmak üzere tüm çocukların gerek bedensel, gerekse zihinsel gelişimi için çok önemli. 3 yıldır uygulanan okul sütü programını çok önemsiyoruz. Bunun gelecek nesillerimiz için önemli bir yatırım olduğunu düşünüyoruz. Programın süt ürünleri ile çeşitlendirilerek uzun yıllar devam ettirilmesini talep ediyoruz.
Uzun vadede yürütülecek Okul Sütü Projesi sayesinde; Türkiye’de süt kalitesi yükselirken, aynı zamanda hayvancılık ve hayvancılıkla ilişkili diğer sektörler de gelişecek; bu sektörlerde istihdam kapasitesi artacaktır. Sağladığı faydalar ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alındığında, bu projenin başlatılmasının yanında, gelecek yıllarda da devam ettirilmesi, ayrıca bu projenin peynir, yoğurt, ayran gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi söz konusu olabilecektir.”

-Et ve Süt Kurumu-

TZOB’un girişimleriyle kurulan Et ve Süt Kurumu’nun müdahale noktasında faaliyete geçecek olmasının ülke süt sektörü için çok önemli bir adım olacağına dikkati çeken Bayraktar, “Et ve Süt Kurumu’nun süte ve süt piyasalarına müdahale imkanı getirilmeli. Kurum, süte ve süt piyasalarına acilen müdahale etmeli. Süt, insanımızın sağlıklı geleceği için ne kadar önemli ise, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünüdür. Bilhassa büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, gelişmesi, ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür. Söz konusu şartlara haiz bir pazarın oluşması ise ancak istikrarlı bir tüketim ve buna bağlı bir üretimle sağlanabilir” dedi.
Piyasada istikrar için süt fiyatlarında istikrarın sağlanması gerektiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Toplam süt üretimi 2013 yılında 18 milyon 223 bin tona çıktı. İnek sütü üretimi ise 16 milyon 655 bin tona ulaştı. Fiyat istikrarı sağlanamazsa inek sütünde 16,7 milyon ton olan süt üretiminin gerilemesi kaçınılmazdır. Hayvancılığımızın da ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Bu yönde yaşanan sorunları çözmeye yönelik kuruluşu tamamlanan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü’nü çok önemsiyoruz. Bu kurumun ana statü değişikliğinin hayata geçecek olması ve süte müdahale edecek olması bizim için sevindirici bir gelişmedir. Temennimiz bu kurumun en kısa zamanda faaliyetine başlamasıdır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak sanayicilerimizin şapkalarını önlerine koyup düşünmelerini, yüz binlerce üreticinin beklentilerini karşılayacak bir fiyatı açıklamalarını bekliyor, ‘Dünya Süt Günü’nün tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.”