Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Konya çöl olmamalı…

Konya çöl olmamalı…

-Konya çöl olmamalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Türkiye’nin sulanan alanlarının yüzde 17’sini barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesi su fakiri”

-“Ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4’ü bölgede. Suyun yüzde 60’ı yer altı suyundan karşılanıyor”

-“Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı”

-“KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar alan sulanabilecek”

-“Bölgeye dış havzalardan su getirilmeli, yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı destekler artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik

edilmeli, üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalıdır”

-“Havza bazlı sulama plan ve stratejileri hayata geçirilmeli, su kullanım verimliliğinin ve tasarrufunun artırılması sağlanmalıdır

 

Ankara – 07.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin sulanan alanlarının yüzde 17'si barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesinin su fakiri olduğunu bildirerek, “ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4’ü bölgede. Suyun yüzde 60’ı yer altı suyundan karşılanıyor. Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ortalama yeraltı su seviyesinin her yıl ortalama 3 milimetre civarında azaldığını, bu sürecin devam etmesi halinde, mevcut sulanan alanların büyük kısmının ileride sulanamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar (Lübnan’dan büyük) alanın sulanabileceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“KOP tamamlanırsa, kuraklık tehlikesini azaltacaktır. Bu projenin tamamlanmasıyla, sulama olarak 2,2 milyar dolar, enerji ve içme suyu olarak 370 milyon dolar, toplamda 2,57 milyar dolar ekonomiye katkı sağlanacak. Projeye harcanan para çok kısa bir sürede geri dönecek.

 

-KOP bölgesinde Belçika büyüklüğünde tarıma elverişli alan var-

 

Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan KOP bölgesinde yaklaşık 3 milyon hektar (Belçika büyüklüğünde) tarıma elverişli alan bulunuyor. Bu alan tarım için en iyi şekilde değerlendirilmeli. Bölge başta tahıl olmak üzere birçok üründe ülkenin en önemli merkezlerinden biri olduğu unutulmamalı. Bu durum riske atılmamalı. Mevcut su kaynakları yetersiz olan, kuraklık çeken bölgede, her damla su önemli.”

 

-Dış havzalardan su getirilmeli-

 

Geri kalan bölgelerin de sulamaya açılabilmesi için bölgeye dış havzalardan su getirilmesi ve yeni projelerin hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, “KOP kapalı havzası yeterince yağış almıyor. Havzaya yılda 398 milimetre yağış düşüyor. Bu nedenle bölgede su kıtlığı yaşanıyor. Kuraklığa bağlı olumsuzlukların oluşmaması için yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı desteklerin artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik edilmeli, yörede yer altı suların da azalmanın önüne geçmek amacı ile üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalı, yeraltı su kuyularından su kullanımı, üretimi azaltmayacak şekilde kontrol altına alınmalı” dedi.

 

-KOP’un yanı sıra GAP, DAP ve DOKAP da tamamlanmalı-

 

         Bayraktar, ülkedeki tarım alanlarının yüzde 35,7’si olan 8,5 milyon hektarının teknik ve ekonomik olarak sulanabilmesine karşın, halen 2,87 milyon hektarının gerekli altyapı yatırımları yapılmadığı için sulanamadığını, bunun büyük bir ekonomik kayba neden olduğunu hatırlattı. KOP’un yanı sıra, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) projelerinin de bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, aksi takdirde bu sene olduğu gibi birçok üründe kuraklığa bağlı olarak verim kaybı yaşanmasının kaçınılmaz olacağını belirtti.

Şemsi Bayraktar, suyun verimliliği ve tasarrufu, su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, tarımsal sulama alanlarının iklim, toprak ve sulama verimliliğinin sağlanmasının ve ürün bazında gerekli olan sulama suyunun hesaplanmasının hayati önemde olduğuna dikkati çekti.