“Tarım sektörüne pozitif ayrımcılık yapılmalı, yüzde 30 elektrik zammı geri çekilmelidir”


“Tarım sektörüne pozitif ayrımcılık yapılmalı, yüzde 30 elektrik zammı geri çekilmelidir”

 

ANKARA- 30.06.2024 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, elektriğe gelen zammı değerlendirdi.

“Ülkemizde seracılık ve hayvancılığın gelişmesi, sulanan alanların artmasıyla tarımsal üretimde elektrik kullanımı arttı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, 2024 Haziran ayı itibarıyla tarımsal sulama abone grubu için elektrik birim fiyatı 256,46 kuruştur.

EPDK tarafından; enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle nihai elektrik perakende satış fiyatlarında artış yapılacağı açıklandı. Açıklamaya göre, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, elektrik fiyatlarında, mesken abone grubu için yüzde 38, tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 30, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubunun düşük kademesi için yüzde 38 ve yüksek kademesi için yüzde 20 oranında artış olacak.

Bu yıl hava sıcaklıkları normallerin üzerinde seyrediyor, çoğu il ve ilçelerde ekstrem sıcaklıklar gerçekleşiyor. Aşırı sıcaklar, bu aylarda ekili ve dikili sulanan tüm ürünlerde sulama ihtiyacını artırdı. Çiftçilerimiz artan su ve elektrik bedellerini ödemekte zorlanıyor. 

Hal böyle iken, elektrik fiyatlarında yapılacak yüzde 30 oranındaki artış, sulanan ürünlerde maliyetleri daha fazla artıracak, üretimde sürdürülebilirlik riske girecektir.

Gıda güvencesinin sağlanması ve korunması için tarıma pozitif ayrımcılık yapılması gerektiği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Tarımda maliyetlerin azaltılması ve üretimin sürdürülebilir kılınması bakımından tarımsal üretimde kullanılan elektrikte, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak yüzde 30’luk zam geri çekilmelidir.”

“Dünya kayısı üretiminde ülkemiz ilk sırada yer alıyor”


“Dünya kayısı üretiminde ülkemiz ilk sırada yer alıyor”

 

ANKARA- 27.06.2024-  Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hasadı başlayan kayısıya ilişkin yazılı değerlendirme yaptı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2022 yılında dünyada 558 bin hektar alanda, 3 milyon 863 bin ton kayısı üretimi gerçekleştiğini belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Ülkemiz 803 bin ton üretim ile dünya kayısı üretiminin yüzde 20,8’ni gerçekleştirerek ilk sırada yer aldı. Ülkemizi ikinci sırada yüzde 11,7 oranında pay ve 451 bin ton üretim miktarı ile Özbekistan, yüzde 7,9 oranında pay ve 305 bin ton üretim rakamı ile üçüncü sırada İran izliyor. Dünya’da üretilen kayısının önemli bir bölümü sofralık olarak tüketiliyor.

TÜİK verilerine göre ülkemizde 2023 yılında, 1 milyon 450 bin dekar alanda 750 bin ton kayısı üretimi gerçekleşti. Toplam üretimin yüzde 43,8’ini gerçekleştiren Malatya 328 bin 767 ton üretimle ilk sırada yer alıyor. Mersin 156 bin 950 ton üretim ve yüzde 20,9 pay ile ikinci sırada yer alırken, bu illeri yüzde 5’er pay alan Kahramanmaraş, Hatay ve Iğdır takip ediyor. 

Geçen yıl 750 bin ton olan kayısı üretiminin, bu yıl ilk tahminlere göre yüzde 6,7 artışla 800 bin ton olacağı öngörülüyor.”

 

“Ülkemiz yaş ve kuru kayısı ihracatında dünya lideri”

“FAO verilerine göre, dünyada 2022 yılında 472 milyon dolar karşılığında 362 bin ton taze kayısı, 514 milyon dolar karşılığı 134 bin ton kuru kayısı ihracatı gerçekleşti. Ülkemiz hem taze hem de kuru kayısı ihracatında dünyada ilk sıradadır.

TÜİK verilerine baktığımızda ülkemiz için önemli bir ihracat ürünü olan kayısı ve yan ürünlerinden 2023 yılında 503 milyon 353 bin dolar ihracat geliri sağlandı. 2023 yılında ülkemizde 71 bin 486 ton taze kayısı, 70 bin 535 ton kuru kayısı olmak üzere toplam 142 bin 21 ton kayısı ihracatı gerçekleşti. Taze kayısı ihracatından 58 milyon 634 bin dolar, kuru kayısı ihracatından ise 402 milyon 178 dolar ise gelir elde edildi.

Kuru kayısı ihracatından elde edilen gelir, katma değerli ürün ihracatının ne kadar kıymetli olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Dünya kayısı üretiminde ve ihracatında ilk sırada yer alan ülkemiz bu liderliğini avantaj olarak değerlendirebilmelidir.”

 

“Tüccarlar çeşitli bahanelerle piyasada kayısı fiyatlarını düşürüyor”

“Üreticilerimiz dünya lideri olduğu kayısının piyasada hak ettiği değeri görmesini istiyor”

“Normallerin üzerinde gerçekleşen sıcak hava, kayısı hasadının erken başlamasına neden oldu. Kayısı hasadı Malatya bölgesinde devam ediyor. Yeni sezon olmasına rağmen kayısı geçen yılın fiyatlarıyla piyasada işlem görüyor. Rekoltenin yüksek olmasını fırsat bilen tüccarlar, kayısıya geçen sezonun fiyatını veriyor. Üreticinin geçen yıl 30 liradan sattığı taze kayısıya bu yıl tüccar 33 lira fiyat veriyor. Kuru kayısı fiyatlarında da aynı durum yaşanıyor. Geçen yıl 200 liraya kadar yükselen kuru kayısı fiyatları bu yıl 130-140 liraya kadar gerilemiş durumdadır.   

Son bir yılda mazot fiyatlarında yüzde 109, gübre fiyatlarında yüzde 37, tarım ilacı fiyatlarında yüzde 67 artışlar oldu. Bu yıl kayısı üreticisini birde sulama ücretleri zorladı. Yüksek seyreden sıcaklıklar nedeniyle daha fazla sulama yapıldı. Artan sulama ücretlerinin yanı sıra sulama sayısının da artması maliyetleri daha fazla artırdı. Yine geçen yıl 450 lira olan toplama işçiliği bu yıl 2 katını da aşarak 1000 liraya çıktı.”

 

“Kayısı fiyatları artan maliyetleri karşılamaktan uzaktır”

“Mayıs ayı üretici market fiyat değişimlerinde üreticide 140 lira olan kuru kayısı, marketlerde 362 lira 76 kuruşa satılıyor. Üreticilerimiz maliyetini karşılayamazken, kuru kayısı marketlerde yüzde 160 fazlaya satılıyor.

Son yıllarda sağlıklı beslenmeye yönelik çabaların artması kuru kayısının diyet listelerinde her zaman tercih edilen ürün olması ile kuru kayısı tüketiciler tarafından daha fazla tercih ediliyor. Bu artan ilginin üreten çiftçiye refah olarak yansıması beklenirken, piyasada gerçekleşen düşük fiyatlar üreticilerimizi mağdur ediyor.”

 

“TMO üreticilerimizin yanında olmalıdır. Bu yıl kuru kayısı alımı yaparak, piyasa fiyatlarını artırmalıdır”

“Geçen yıl yaşanan deprem felaketi sonrası, yıkılan binaların, depoların tesislerin altında binlerce ton kayısı enkaz altında kaldı. Üreticilerimiz geçen sezonu zararla kapattı.

Depremi yaşamış insanlarımıza destek olmak, artan maliyetler ve yaşanan ekonomik sıkıntılar karşısında üreticimizi korumak adına TMO kuru kayısı alımı yapmalı, piyasada fiyatları artırmalıdır.”

 

Toprak Bayramı


ANKARA- 16.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Toprak Bayramı dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. “Topraklarımızı korumak gelecek nesillere bırakabileceğimiz en değerli armağandır” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Binlerce hatta milyonlarca yılda oluşan toprak, sadece çiftçilerimiz için değil, tüm insanlık için en önemlisi de geleceğimiz için değerli hazinemizdir. Bu bilinçle 7’den 70’e herkes toprağı korumak için elinden geleni yapmalıdır. Gezegenimizin adeta yaşayan derisi olan birçok canlıya yaşam alanı sunan toprak, çiftçilerimizin geçimini sağladığı, üzerinde üretimini sürdürdüğü ekmek teknesidir.

Ülkemizde toprağın üreticilerimiz açısından taşıdığı önem dikkate alınarak 11 Haziran 1945 yılında ‘Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’ kabul edildi. Bu kanunla, toprağı olmayan ya da yetersiz olan çiftçilerimizin aileleriyle birlikte geçimlerini sağlamak ve iş gücünü değerlendirecek ölçüde toprak edinmeleri amaçlandı. Toprağın önemini vurgulamak amacıyla aynı yıl 4760 sayılı ‘Toprak Bayramı Kanunu’ çıkarıldı. Bu kanunla birlikte her yıl çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun kabul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden ilk pazar günü ‘Toprak Bayramı’ olarak kutlanıyor.

Hayatın temel kaynaklarından biri olan toprak üzerindeki baskılar, özellikle nüfus artışı, yanlış kullanım, bilinçsiz sanayileşme gibi etkenlerle yeryüzü ölçeğinde giderek artıyor. Ülkemiz açısından baktığımızda da en büyük zenginlik kabul ettiğimiz topraklarımızı çok iyi koruduğumuzu maalesef söyleyemiyoruz.”

 

“Son 20 yılda 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik”

“Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor, kırsalda genç nüfus azalıyor, maliyetler nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi. Bu süreçte 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik.

Ülkemizde en fazla tarım arazisine sahip Konya, Ankara, Şanlıurfa ve Sivas illerinde son 10 yılda tarım arazisi 1,8 milyon dekar azaldı. Söz konusu bu illerde ki azalma sırasıyla Şanlıurfa’da yüzde 7,9, Ankara’da yüzde 3,5, Sivas’ta yüzde 1,8 ve Konya’da yüzde 1,4 oranındadır.

Son yıllarda atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılmasının yanı sıra tarım arazilerinin korunması amacıyla pek çok çalışma yapıldı, kanunlar çıkarıldı. Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması, miras yoluyla arazilerinin bölünmesinin engellenmesi gibi uygulamalarla 2019 yılında 23 milyon 99 bin hektar olan toplam işlenen tarım alanı 2023 yılında yüzde 3,6 oranında artarak 23 milyon 942 bin hektara ulaştı.”

 

“Kişi başına düşen arazi, artan nüfus karşısında azalıyor”

“Yapılan çalışmalar sonuçlarını gösteriyor, tarımsal üretim yapılan tarım arazileri artıyor. Ancak, tarım arazileri artışı ülkemizde hızla artan nüfus karşısında halen yetersiz kalıyor.

Artan nüfusla beraber kişi başına düşen arazi miktarı azalmaya devam ediyor.  İstatistiklere göre 2010 yılında kişi başına 3,3 dekar arazi düşerken, bu değer 2015 yılında 3 dekara ve günümüzde ise 2,8 dekara geriledi. Bu amaçla tarım arazilerinin amaç dışına çıkarılması kesinlikle önlenmelidir. Karayollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.

Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurulmamalıdır. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmamalı, meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip yazlıklar inşa edilmemelidir.  

Diğer taraftan topraklarımızın tuzluluk, çoraklaşma, yanlış kullanım gibi nedenlerle kalitesi bozulmakta ve erozyonla verimli topraklar kaybolmaktadır. Bunun yanı sıra tarımsal sulamada istenilen seviyeye ulaşılamaması, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık ve çok hisseli olması gibi hususlarda arazilerimizin verimli kullanımına engel olmaktadır.

Ülkemizin en stratejik sektörlerinden olan tarımın en temel sermayesi olan tarım arazilerini korumak, gıda güvencesinde sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir.”

 

“Tarım arazilerinin hobi bahçeleri ile bölünmesine izin verilmemelidir”

“Çiftçilerimiz, üretim maliyetlerinin yüksekliği, çözüm bekleyen yapısal sorunlar, düşük kalan üretici fiyatları gibi sorunlarla üretmeye gayret gösteriyor. Çiftçilerimiz tüm zorluklara rağmen üretmeye devam ederken, diğer taraftan son yıllarda tarım arazilerinin aralarına kurulan hobi bahçeleri ile baş etmeye çalışıyor. Çiftçilerimizin ekmek teknesi olan toprağımız hobi bahçelerine heba edilebilecek bir sermaye değildir.

Özellikle büyükşehirlerde, en verimli toprakların bulunduğu sahil illerinde verimli tarım arazilerinin kooperatifleşme ile bölünerek hobi bahçelerine dönüştürülmesi tarım arazilerinde parçalanmayı daha fazla artırıyor. Büyükşehirlerde araziler 250 metrekareye varan parsellere ayrılarak hobi bahçeleri kuruluyor. Küçük parsellere ayrılan bu alanlara yapılan konteyner, prefabrik ev, tiny house, havuz gibi betonarme yapılaşmalarla tarım alanları yok ediliyor. Bu yapılaşmaların hiçbir geçerli izahı olamaz. Köylere yakın alanlarda kurulan hobi bahçeleri köyde sosyal yapıyı da olumsuz etkiliyor.

Tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasında, maliyetlerin azaltılmasında, teknolojinin verimli kullanımında tarım arazilerinin büyüklüğü ve bütünlüğü oldukça önemlidir. Her ne sebeple olursa olsun tarım arazilerinin bölünmesi ve hobi bahçelerinde olduğu gibi büyük araziler arasında yapılaşma oluşturulması doğru değildir.

Arazilerin parçalanması, bölünmesi, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu kapsamında yasak olmasına rağmen, hobi bahçelerinin bu kadar artması denetimlerin yetersizliğini gösteriyor. Arazilerin telle çevrilmesiyle başlayan hobi bahçesi yapımı, araziye beton dökülmeden belediyeler tarafından en başta engellenmelidir.

Bereketli topraklarımızın kıymetinin bilindiği toprağı yönetenlerden kullanana kadar her kesimin ona saygı duyarak hareket edeceği günler temennisiyle Toprak Bayramını kutluyorum. Bu sene Toprak Bayramı ile mübarek Kurban Bayramı aynı güne denk geldi. Bu vesileyle başta kıymetli çiftçilerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını kutluyorum. Birlik ve beraberliğimizin daim olduğu bir bayram geçirmenizi diliyorum.”

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun


Kurban Bayramınız Kutlu Olsun
Birliğimizin ve beraberliğimizin simgesi olan bayram günleri, ülkemize ve tüm İslam alemine huzurun geldiği günler olsun. Mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, ailenizle birlikte sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar

POSTA GÜVERCİNİ MÜŞTERİ SÖZLEŞMESİNİN İMZALANMASI ve EKLENECEK BELGELER

Posta Güvercini Ön Ödemeli Toplu SMS Müşteri Sözleşmesinin İmzalanması için Sözleşme ve eki Firma Tanımlama Formunun eksiksiz doldurulması ve Oda Başkanının İmza Sirküleri ve T.C. Kimlik Kartı Fotokopisinin (Bilgi teknolojileri Kurumu’nca kart bilgilerinin arandığı) eklenmesi yeterlidir.

Eklenecek Belgeler

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Bağcı’dan Bayraktar’a ziyaret


Ankara- 13.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Sayın Ahmet Bağcı’yı ağırladı.

Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede Sayın Bağcı’ya ziyaretleri için teşekkür etti.

Edirne Ziraat Odaları Başkanlarından Bayraktar’a ziyaret


Edirne Ziraat Odaları Başkanlarından Bayraktar’a ziyaret

Ankara- 12.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Edirne Ziraat Odaları Başkanlarını kabul etti.

Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde gerçekleşen kabulde Oda Başkanlarına ziyaretleri için teşekkür etti.

Bayraktar, Gümüşova Entegre Fındık İşleme Tesisinin açılışına katıldı

Bayraktar, Gümüşova Entegre Fındık İşleme Tesisinin açılışına katıldı

DÜZCE- 11.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar, Düzce’de Gümüşova Ziraat Odası tarafından Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) hibe desteğiyle kurulan Gümüşova Entegre Fındık İşleme Tesisinin açılışını Düzce Valisi Sayın Selçuk Aslan’la birlikte gerçekleştirdi. Bayraktar, “Çiftçilerimize hizmetlerinden dolayı Gümüşova Ziraat Odamızı ve emeği geçenleri tebrik eder, tesisin hayırlara vesile olmasını dilerim” dedi.

“Çiftçilerimiz buğday fiyatlarına çok tepki gösteriyor”


“Çiftçilerimiz buğday fiyatlarına çok tepki gösteriyor”

“Oda Başkanlarımız İllerinde Milletvekillerine ulaşarak fiyata müdahale edilmesini bekliyor”

“Buğdayda fiyatlar bir an önce revize edilmelidir”

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bu durumu mektupla bildireceğiz”

 

ANKARA- 07.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, açıklanan buğday fiyatı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Yaşam buğdayla başladı, bugün dünyanın her yerinde temel besin oldu. Yüzyıllardır üretimi yapılan buğday ülkemiz insanının beslenmesinde ilk sırada yer alıyor. Buğday fiyatları ülkemizde üretim yapan hemen her çiftçimizi doğrudan ilgilendiriyor.

Bu yıl da çiftçilerimiz artan girdi maliyetlerine, yaşanan doğal afetlerin verdiği zararlara ve artan kredi faiz oranlarına rağmen buğdayını ekerek üretimini yaptı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da emeğinin karşılığını almak üzere hasadına başladı.

Ülkemizde yüksek enflasyon baskısı ile geçim sıkıntısı artan çiftçilerimizin gözü kulağı günlerdir Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanacak fiyatlarda oldu.

Buğday çiftçimize bu yıl pozitif ayrımcılık yapılmasını beklerken, dün akşam açıklanan fiyat üreticilerimizde hayal kırıklığı yaşattı. Fiyat Birliğimizce kilogram başına 10 lira 87 kuruş olarak tespit edilen buğday maliyetine eşdeğer seviyede, prim dâhil kilo başına 11 lira olarak açıklandı. Bu yıl ki alım fiyatı, geçen yıl prim dâhil açıklanan kilo başına 9 lira 25 kuruş olan fiyatın sadece yüzde 18,9 üzerinde gerçekleşti.

Buğday hasadının başladığı Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ekmeklik buğdayda piyasa fiyatları 9 lira 85 kuruş seviyelerindedir. Açıklanan düşük alım fiyatı, ülke genelinde hasadın artması ile birlikte şuan piyasada oluşan fiyatların gerilemesine neden olacaktır. 

Açıklanan fiyat, ne üretim maliyetleri ne de yüzde 75,45’i bulan enflasyon rakamları ile bağdaşıyor. Çiftçilerimize bu fiyatı izah edemeyiz, edemiyoruz. Dün akşamdan bu yana Oda başkanlarımız illerindeki Milletvekilleri ile görüşmeye başladı.

Birliğimiz ve Odalarımız çiftçilerimizin buğdaydan hak ettiği geliri elde etmesi için yoğun çaba sarf ediyor. Buğday fiyatları acilen revize edilmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a buğday fiyatlarının revize edilmesine yönelik talebimizi de bir mektupla bildireceğiz.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, son 10 yılda buğday ekim alanlarında yüzde 13,7 oranında azalma görülüyor. TÜİK verileri hububatta toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalacağını gösteriyor. Bu azalma, buğday üretiminden kaçış olduğunu gösteriyor. Fiyat revize edilmezse, bu yıl çiftçilerimiz buğdaydan ailesinin geçimini sağlayacak geliri elde edemeyecek, üretimden daha fazla kaçacaktır.

Buğday fiyatı sadece çiftçilerimizin sorunu değildir. Buğday üretiminden kazanamayan çiftçilerimiz üretmezse buğday ülkenin sorunu olacaktır.”

TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı


TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı

ANKARA- 06.06.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda Yönetim Kurulu Üyeleri, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a, bölgelerindeki çiftçilerin sorunlarını iletti, yapılması gerekenler görüşüldü.