Yozgat Ziraat Odaları Başkanlarından Bayraktar’a ziyaret


Yozgat Ziraat Odaları Başkanlarından Bayraktar’a ziyaret

Ankara- 18.10.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Yozgat Ziraat Odaları Başkanlarını kabul etti. Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde gerçekleşen kabulde Oda Başkanlarına ziyaretleri için teşekkür etti.

16 Ekim Dünya Gıda Günü


16 Ekim Dünya Gıda Günü

 

ANKARA- 16.10.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla görüntülü basın açıklaması yaptı.

“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün kurulduğu 16 Ekim, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Dünya gıda günü dünya çapında açlıkla mücadele konusunda farkındalık yaratmak, herkes için gıda güvenliğini ve sağlıklı beslenmeyi teşvik etmeyi amaçlıyor. Dünya Gıda Günü bu yılSu Hayattır, Su Gıda Demektir’ teması ile kutlanıyor. Tüm canlılar için yaşam kaynağı olan su, gıdanın da olmazsa olmaz hammaddesidir. Susuz bir gıda üretimi düşünülemez. İnsan gıdasını ve hayvan besinini sağlayacak bitkisel üretim için su elzemdir.”

 

“Açlıkla mücadele devam ediyor”

“Sağlıklı, sürdürülebilir ve ulaşılabilir gıda insanlığın en temel ve karşılanması gereken ihtiyacıdır. Ancak günümüz dünyasında açlıkla mücadelemiz devam ediyor. FAO verilerine göre 2022 yılında 783 milyon insan yetersiz besleniyor ve açlık yaşıyor. 2022 yılında Asya ve Latin Amerika’da, açlığın azaltılmasına yönelik gayretlerde ilerleme sağlanmasına karşın Batı Asya, Karayipler ve Afrika’nın tüm alt bölgelerinde açlığın artmaya devam ettiği görülüyor. Dünyada yetersiz beslenen insanların en yüksek olduğu bölge Afrika’dır. Üstelik 2030 yılına geldiğimizde yaklaşık 600 milyon insanın hala yetersiz besleneceği tahmin ediliyor. Açlık çeken, yetersiz beslenen insan sayısı ne yazık ki azalmıyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan ‘2030 yılına kadar açlığın sona erdirilmesi’ hedefine ulaşmak bu gidişatla mümkün görünmüyor. Açlıkla savaşımız devam ederken, bir tarafta da küreselleşme, kentleşme, kentlerdeki tempolu yaşam tarzı sağlıksız beslenmeye neden oluyor, aşırı ve dengesiz gıda tüketimiyle birlikte de obezite oranı da artıyor. Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17’si yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su kaynaklarının da kaybıdır.”

 

“Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi”

“Dünya gıda günü etkinlikleri, gıdanın önemi konusunda farkındalık oluşturmaya çalışırken, son yıllarda salgın, iklim değişikliği, ekonomik kriz ve savaşlar, gıda üzerinde daha çok etki yarattı. Gıda daha bir stratejik öneme binerken gıdaya erişim zorlaştı. Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi. Parası olduğu halde gıdaya ulaşamayanlar olduğu gibi, pahalıktan gıdaya ulaşamayanlar da oldu. Tarımını iyi yöneten ülkeler bu süreçten en az zararla çıktı.

Dünyada açlığı bitirme planları süreci uzadı. Çünkü gıda milliyetçiliği ortaya çıktı. Ülkeler gıda stoklamaya başladı. Bu nedenle gıda fiyatlarının daha fazla artması riski gündemden düşmüyor. Önümüzdeki süreç tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemini koruyacaktır. Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak, üreticimiz de tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır.

Ürün maliyetlerindeki artışlar gıda fiyatlarını yükseltiyor. Girdiler pahalı olduğu süreçte gıda fiyatlarındaki artışı durduramayız. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda fiyatlarının istikrara kavuşması, üreticinin üretim maliyetinin üzerinde gelir kazanmasıyla olur. Biz bunu sağlamalıyız. Girdilerin üreticilerimize makul fiyatlardan temin edilmesi tüketiciye yansıyarak gıda fiyatlarının azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır.”

 

“Temiz su insan sağlığı ve gıda üretimi için yeterince sağlanmalıdır”

“Hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik kalkınma ve iklim değişikliği, dünyanın su kaynaklarını baskı altına sokuyor. Tüm doğal kaynaklar gibi tatlı su da sonsuz değildir. İnsanların beslenebilmesi için yeterli ve güvenilir gıda üretiminin yanı sıra sulama suyuna ve temiz suya olan ihtiyaçta artıyor.

Güvenli içme suyu ve insan sağlığını garanti altına alacak hijyen ve gıda güvenliği standartlarının sağlanması için kirlenmemiş tatlı su kaynaklarına ihtiyaç vardır.  Tarımsal ve evsel su talebinin artmasının yanında gelişen sanayi sektöründe de su talebinin artması su kullanımında sektörler arasında rekabete yol açıyor. Günümüzde 2,4 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşıyor. Ayrıca küresel nüfusun yaklaşık yüzde 10’u da yüksek ve kritik su sıkıntısı çeken ülkelerde bulunuyor. Ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000 yılında 1652 metreküp iken, 2022 yılında ise 1322 metreküpe düştü. Mevcut durumda ülkemiz yıllık kişi başına düşen 1322 metreküp ile su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor ve hızla su fakiri ülke konumuna ilerlediğimiz görünüyor.”

 

“Gıda için su olmazsa olmazdır”

“Dünyada 171 milyon hektar sulanan tarım arazisi bulunuyor. Tatlı suyun yüzde 71,64’ü tarım, yüzde 15,08’i sanayi ve yüzde 13,28’i içme suyu olarak kullanılıyor. Ülkemizde ise 112 milyar metreküp olan su potansiyelimizin 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bu miktarın yüzde 77’si yani 44 milyar metreküpü tarımsal sulamada ve geri kalan 13 milyar metreküpü ise içme, kullanma ve sanayi suyu olarak değerlendiriliyor.

Tarımda kullanılan suyun diğer sektörlere göre yüksek olması sadece ülkemize özgü bir husus değildir, birçok ülkede benzer durumlar söz konusudur. Tarıma yönelik küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 35 oranında artması bekleniyor. Sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu bir şekilde etkin kullanılması gerekiyor.

Ülkemizde yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi, mevcut sulama altyapısının rehabilitasyonu ve modernizasyonu da dahil olmak üzere su verimliliğini artıran teşvik edici uygulamalara öncelik verilmelidir. Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilir alan 8,5 milyon hektar olup, 6,96 milyon hektar alan sulamaya açıldı. Sulamaya açılan alanda artış olmakla birlikte 1,54 milyon hektar alanda sulama altyapısı tamamlanmadı. Ekonomik nedenler, su kaynağı ve tesis yetersizliği, topoğrafya yetersizliği, arazinin parçalı olması gibi nedenlerden dolayı tarım alanları yeterince sulanamıyor. Ancak sulama alt yapısı tamamlanmamış tarım arazilerinin suya kavuşturulması gıda güvenliğimiz için oldukça önemlidir.

Ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması, toplumun, gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve kaliteli beslenmesi, tarımımızın uluslararası alanda rekabet edebilecek doğrultuda sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesine bağlıdır. Tarım sektörü olmadan sofralarımızda üç öğün tükettiğimiz gıdayı üretemeyiz. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkânların bu şartlarda sunulması gerekiyor. Tarım sektörünün sorunları çözülmeli, gerekli yatırımlar yapılmalı ve desteklenmelidir.”

TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı


TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı

ANKARA- 12.10.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda Yönetim Kurulu Üyeleri, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a, bölgelerindeki çiftçilerin sorunlarını iletti, yapılması gerekenler görüşüldü.

Kahverengi kokarca zararlısı önemli bir tehdit haline geldi


Kahverengi kokarca zararlısı önemli bir tehdit haline geldi

“Fındıkta yüzde 25’lere varacak oranlarda zarar tahmin ediliyor”

 

ANKARA- 12.10.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca zararlısı hakkında görüntülü basın açıklaması yaptı.

“Kahverengi kokarca, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkilere zarar veriyor” diyen Bayraktar, değerlendirmesini şöyle sürdürdü;

“Kahverengi kokarcanın fındıkta Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiği tahmin ediliyor. Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı.

Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor.

Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir.

Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir. Fındığa taraf olan her kesim topyekûn olarak mücadeleye katılmalıdır. Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri, Ziraat Odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat Odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır.

Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesinin dışında Batı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığı tespit edildi. Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır.”

 

“Ürünlerde önemli ölçüde zararlı olabiliyor”

“Dünyada kahverengi kokarca 300’den fazla bitki türünde zarara sebep oluyor. Gürcistan’da fındıklara kahverengi kokarcanın verdiği zarar oranının yüzde 75’e ulaştığı biliniyor. Kahverengi kokarca özellikle meyvelerde şekil bozukluklarına, mısır ve soyada dane kaybına neden olurken, fındıkta boş, şekilsiz ve lekeli ürün oluşumuna neden olduğundan verim ve kaliteyi düşürüyor. Elmalarda hem içten hem dıştan zarara, kivide dış kısmında lekelenmeye, meyve içinin tadında acılığa sebep oluyor.”

 

Kahverengi kokarca mücadelesi için yapılan çalışmalar

“Ülkemize 2017 yılında Gürcistan sınırından girdiği tahmin edilen kahverengi kokarca için Tarım ve Orman Bakanlığınca 2018 yılında çalışma başlatılarak karantina tedbirleri uygulanıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde feromon tuzaklar ile kontrol çalışmasını yapıyor.

Ziraat Odalarımız ise, Tarım ve Orman il/ilçe müdürlükleri ile koordineli bir şekilde yayılım alanlarını belirlemek için feromon tuzak dağıttı, bu tuzaklar asıldı ve belirli aralıklarla kontrol ediliyor.”

 

Kahverengi kokarca ile mücadele yöntemleri

“Kahverengi kokarca için Zirai Mücadele Teknik Talimatı hazırlandı. İlaçlı mücadele için bitki koruma ürünleri ruhsatlandırıldı. Ayrıca doğal düşman olarak zararlının mücadelesinde kullanılacak olan yumurta parazitoidi salımı için kitlesel üretim çalışmaları tamamlanarak 2023 yılı haziran ayından itibaren bölgeye kitlesel salıma başlandı. Toplum bilincinin artırılması amacıyla, zararlının tanınması, zarar şekli ve mücadele yöntemleri hakkında afiş ve broşür hazırlandı.

Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun yaratıyor.

Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır.” 

 

Yapılması gerekenler

“Üreticilerimizin bu konuda eğitimi şarttır. Konunun yüz yüze, afiş ve broşürlerle üreticilerimize anlatılmasına devam edilmelidir. Evimizde, depomuzda, samanlığımızda ve benzeri yerlerde kahverengi kokarcaları gördüğümüzde onları imha etmeliyiz.

Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak sonra tarımsal alanlara yayılıyor. Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır.

Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır.”

7 Ekim Dünya Pamuk Günü, pamuk fiyatlarında yaşanan sorunlar ve üreticilerimizin beklentileri


7 Ekim Dünya Pamuk Günü

Pamuk fiyatlarında yaşanan sorunlar ve üreticilerimizin beklentileri

 

ANKARA- 06.10.2023 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 7 Ekim Dünya Pamuk Günü dolayısıyla pamukta yaşanan sorunları ve üreticilerin beklentilerini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

“Ülkemizde Nisan ayı sonu itibarıyla ekimi yapılan pamukta hasat başladı” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Bu sezon pamuk ekim döneminde gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkının artması nedeniyle bitkide stres oluştu. Bu durum bölgesel olarak değişmekle birlikte yüzde 10 ila 20 arasında verim kaybına neden oldu.  Verim kaybı ve dolayısıyla üretimdeki bu düşüşe rağmen, kütlü pamuk fiyatları şu anda kilogram başına 18 lira gibi düşük bir seviyededir. Pamuk fiyatları kilogram başına 2021 yılında 24 lira iken, 2022 yılında ise 13 ila 14 liraya kadar gerilemesiyle çiftçilerimiz son 2 yılda zarar etti.

TARİŞ Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik gibi Birliklerin bu hususları da dikkate alarak fiyat açıklaması gerekirken; 27 Eylül’de Söke TARİŞ Pamuk Kooperatifi lif pamuk fiyatını 49 lira olarak açıkladı. Bu rakam kütlü olarak yani yüzde 40 randımanla 19 lira 6 kuruşa tekabül ediyor. 29 Eylül’de Çukobirlik 40 randıman pamuk fiyatını 17 lira 7 kuruş olarak açıkladı. Antbirlik kütlü pamuğun fiyatını kilogram başına 22 lira olarak açıkladı.

Açıklanan bu fiyatlar maliyetin ve dünya fiyatlarının da altındadır. Bu yıl pamuk fiyatlarının maliyetin üzerinde enflasyon ve çiftçi refah payı dâhil edilerek açıklanmaması önümüzdeki yıl pamuk ekim alanını ciddi oranda azaltacaktır.  Fiyat en az 28-30 lira bandında olmalı ki üreticilerimiz pamuktan vazgeçmesin. Diğer taraftan Söke Ovasında geçtiğimiz hafta etkili olan yağışlar 2. ürün pamukta yani haziran ayında buğday hasadı sonrası ikinci ürün olarak ekilen pamuğun verimini ve lif kalitesini düşürdü. Dolayısıyla çiftçinin satış fiyatı daha da düşecektir. Ayrıca 6 Şubatta yaşadığımız felaketle başta Kahramanmaraş olmak üzere bölgede bulunan çırçır fabrikaları ciddi hasar aldı.”

 

“Pamuk ülkemiz için stratejik öneme sahiptir”

“Pamuk üretiminde engin bir bilgi ve deneyime sahip olan ülkemizde, pamuk üretimi uzun bir tarihe sahiptir. Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından sonra pamuk tarımına büyük önem verildi. Pamuk, hem üretim yapılan bölgenin gelişmesinde hem de sağladığı istihdam nedeniyle ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor.

Türk tarımının vazgeçilmez bir ürünü olan pamuk lif, çiğit, tohum, yağ, küspe ve benzeri asıl ve yan ürünleriyle tekstil, hazır giyim, bitkisel yağ ve yem başta olmak üzere birçok sektöre ham madde oluşturuyor. Türk tekstil ve hazır giyim sanayilerimizin kuruluşunda ve hızla gelişerek bugünkü seviyelere gelmesinde yerli pamuk üretimimizin yani çiftçilerimizin önemli rolü göz ardı edilmemelidir.”

 

“Pamuk fiyatları düşük seyrediyor”

“Amerika Birleşik Devletleri’nde Memphis lifli pamuk fiyatı kilogram başına 60 lira 22 kuruş yani yüzde 40 randımanla kütlü pamuk fiyatı 24 lira 1 kuruş iken, Ülkemizde lifli pamuk fiyatı kilogram başına 44 lira 25 kuruş ila 46 lira arasında, kütlü pamuk fiyatı ise 17 lira 7 kuruş ila 19 lira 6 kuruş arasında seyrediyor. Yüksek üretim maliyetinin yanı sıra açıklanan bu alım fiyatlarıyla çiftçilerimizin dünya ile rekabet edebilmesi mümkün değildir.

Deprem bölgesindeki çırçır fabrikalarının yaşadığı sorunlar, 2022 yılında bir önceki yıla göre üretimdeki artış, iç ve dış talepteki azalma geçtiğimiz sezon iç piyasada kütlü pamuk üretici fiyatlarının kilogram başına 14 liraya kadar düşmesiyle bu sezon ekim alanlarının daralmasına neden oldu. Bu yıl talep yönünde daralma devam ederken, TÜİK 1. Tahminine göre kütlü pamuk üretim miktarının geçen yıla göre 200 bin ton azalarak 2 milyon 550 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl fiyat açısından zor durumda kalan üreticilerimiz bu yıl maliyetini karşılayacak ve makul bir kar bırakacak bir fiyat bekliyor.”

 

“Girdi fiyatlarındaki artış üretime sekte vuruyor”

“Ekimin yapıldığı günden itibaren üretim maliyeti içerisinde önemli yere sahip olan mazot ve gübredeki fiyat artışı geçen sezon pamuktan kar elde edemeyen çiftçilerimizi daha da zora soktu. 

Öte yandan sulama ücretlerinin yüksekliği pamuk üretiminde sıkıntılara neden oluyor.

Sulama ücretleri tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi girdi kalemleri arasında önemli bir pay olarak karşımıza çıkıyor.

Her ne kadar bazı bölgelerde Sulama Birliğine bağlı olan yerlerde pamuk sulama ücretlerinde indirim yapılacağı gündeme gelse de Sulama Birliklerinin sulama sahası dışında kalan ve kendi imkânlarıyla kuyulardan su kullanan çiftçilerimiz bu indirimlerden faydalanamıyor.

Bu durum üretim maliyetleri arasında ciddi farklılara neden olmakta ve çiftçilerin kar oranını değiştirmektedir.

Diğer taraftan başta Güneydoğu Bölgesi olmak üzere çiftçilerimizin sulamada kullandıkları elektrikte akım düşüklüğü kuyulardan sulama yapan çiftçilerimizin zamanında sulama yapmasına engel oldu

Ayrıca akım düşüklüğü motopompların arızalanmasına dolayısıyla maliyetlerin artmasına neden oldu.”

 

Yapılması gerekenler

“2022 yılında fiyatların düşük seyretmesi ve girdi fiyatlarında ki ciddi artıştan çiftçilerimizin en az seviyede etkilenmesi için kilogram başına 1 lira 6 kuruş olan prim ve diğer destekler revize edilerek acilen artırılmalı ve üreticilerimiz korunmalıdır.

Çukobirlik ve TARİŞ bu yıl elini taşın altına koyarak alım fiyatlarını revize etmeli, en azından dünya fiyatları seviyesinde fiyatları açıklamalıdır. Aksi takdirde seneye pamuk üreten çiftçi bulamayacağız.

Pamuk üretimini geliştirmenin yolu desteklemeden geçtiği ve desteklemenin ülkemiz pamuk üretiminde istikrarın temeli olduğu unutulmamalıdır. Pamukta ekim alanlarındaki değişim çiftçinin kazancıyla, yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir.”

 

“Pamuk, Gümrük Birliği’nde sanayi ürünleri kapsamından çıkarılmalı, tarım ürünleri kapsamına alınmalıdır”

“Pamuk, Gümrük Birliğinden dolayı tarife uygulaması yapamadığımız bir üründür. Bunun için iç piyasa pamuk fiyatları dünya fiyatlarından doğrudan etkilenmekte ve dünya fiyatlarındaki düşüş, Gümrük vergileri koyamadığımız için üretimimizi de olumsuz etkilemektedir. Özellikle son 2 yıldır çiftçilerimiz pamukta ciddi mağduriyet yaşıyor.

Üreticilerimizi korumak amacıyla, pamuk Gümrük Birliğinde sanayi ürünleri kapsamından çıkarılmalı, tarım ürünleri kapsamına alınmalı, gümrük vergileri tekrar konulmalıdır.

Türkiye’de pamuk üretilecek arazilerin tamamında sadece pamuk üretilmesi için gerekli çaba gösterilmeli, belirlenen tarım havzalarında destekleme bu amaçla uygulanmalıdır.

Üretim, verimlilik ve çiftçilerimizin deneyim üstünlüğüne sahip olduğu bu ürünü sektörde yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Bütün bunların sağlanması, olumsuzluklara rağmen pamuk üretiminde artışlara neden olacaktır. Böylece tekstil sanayimizin hammadde ihtiyacı karşılanacak ve pamuk için ödediğimiz döviz miktarı azalacaktır.”

 

7 Ekim Dünya Pamuk Günü

“Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu’nun önerisi ve Birleşmiş Milletlerin kabulüyle 2019 yılından bu yana 7 Ekim Dünya Pamuk Günü olarak kutlanıyor.

Bu vesileyle, Dünya Pamuk Günü etkinliklerinin üreticilerimize ve tüm sektör paydaşlarımıza hayırlı olmasını temenni ederim.”

Bayraktar’dan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a Ziyaret


Bayraktar’dan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a Ziyaret

ANKARA- 05.10.2023- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ı ziyaret etti.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’la başta pamuk fiyatları olmak üzere üreticilerimizin sorunlarını görüştük” dedi.

Görüşmede TZOB Genel Sekreteri Hasan Hüseyin Coşkun ve TZOB Danışmanı Hasan Kirman’da hazır bulundu.

Eylül ayı üretici market fiyatlarındaki değişim, eylül ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim


Eylül ayı üretici market fiyatlarındaki değişim

Eylül ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

 ANKARA- 01.10.2023 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 338,3 ile limonda görüldüğünü açıklayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Limondaki fiyat farkını yüzde 232 ile kuru soğan, yüzde 216,1 ile elma, yüzde 197,3 ile kırmızı mercimek, yüzde 192 ile maydanoz ve yüzde 188,3 ile havuç takip etti.

Limon 4,4 kat, kuru soğan 3,3 kat, elma 3,2 kat, kırmızı mercimek 3 kat, maydanoz ve havuç 2,9 kat fazlaya satıldı. Üreticide 4 lira 46 kuruş olan limon 19 lira 55 kuruşa, 4 lira 81 kuruş olan kuru soğan 15 lira 97 kuruşa, 8 lira 70 kuruş olan elma 27 lira 50 kuruşa, 17 lira 50 kuruş olan kırmızı mercimek 52 lira 02 kuruşa, 4 lira 21 kuruş olan maydanoz 12 lira 31 kuruşa, 9 lira olan havuç 25 lira 95 kuruşa markette satıldı.”

 Market Fiyatları

“Eylül ayında markette 37 ürünün 29’unda fiyat artışı, 7’sinde fiyat azalışı görülürken,1 üründe fiyat değişimi yaşanmadı. Eylül ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile fındık oldu. Fındıktaki fiyat artışını yüzde 26,8 ile kuru kayısı, yüzde 25,6 ile şeftali, yüzde 25 ile kırmızı mercimek, yüzde 22,3 ile yumurta takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,6 ile yeşil mercimek oldu. Yeşil mercimekteki fiyat düşüşünü yüzde 11,5 ile patlıcan, yüzde 4 ile domates, yüzde 3,9 ile kuru üzüm izledi.”

 Üretici Fiyatları

“Eylül ayında üreticide 29 ürününün 21’inde fiyat artışı olurken, 7’sinde fiyat düşüşü görüldü. 1 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında kuru kayısıda fiyat değişimi olmadı.

Geçen ay 8 lira olan limon fiyatları yüzde 44,3 azalışla 4,46 liraya düştü. Marketlerde ise 19,47 liradan 19,55 liraya çıktı. 4,4 kat fazlaya tüketiciye satıldı. Pazarlama sıkıntısı yaşayan üreticilerimiz emeğinin karşılığını alamazken, artan market fiyatları nedeniyle üreticideki bu düşüş tüketiciye yansımadı. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 19,5 ile patlıcan, yüzde 12,3 ile patates, yüzde 11,2 ile domates izledi. 

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 109,1 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 100 ile kuru üzüm, yüzde 74 ile elma, yüzde 64,3 ile kuru fasulye ve yüzde 50 ile havuç takip etti.”

 Üretici fiyat değişiminin nedenleri

“Limonda olumlu iklim koşulları rekoltenin yükselmesine, fiyatların düşmesine sebep oldu. Patlıcan, patates ve domateste arz artışları fiyatlara düşüş olarak yansıdı. Kuru üzümdeki yüksek fiyat, ürünün yeni sezona ait olması ve yaşanan doğal afetler nedeniyle arzdaki azalmadan ortaya çıktı. Kuru incirdeki fiyat artışı ürünün yeni sezona ait olmasından kaynaklandı. Elma, kuru fasulye, nohut, pirinçteki yüksek fiyat, ürünün yeni sezona ait olması ve maliyetlerin geçen yıla göre artmasından meydana geldi. Yazlık hasadın sona ermesi ile havuç fiyatlarında artış görüldü.”

 “Mazotta fiyat artışı devam ediyor”

“Mazot fiyatı son bir ayda yüzde 5,9, son bir yıla göre ise yüzde 75,5 oranında arttı. Mazot tüketiminin arttığı bir döneme giriyoruz. Üretici bir yandan hasat ettiği ürününü taşımada mazot kullanırken, diğer yandan kışlık ekilecek ürünler için önemli ölçüde mazot tüketecek. Türkiye kişi başına ortalama gelirinin sadece üçte birini kazanan üretici için mazot fiyatlarının ucuz sağlanması veya mazota verilen desteğin önemli ölçüde artırılması gerekiyor. Her yapılan zamdan sonra mazot fiyatına bağlanan destekler eriyor. Bu nedenle mazota ek destek verilmesi gerekiyor. Devletimiz bu desteği rahatlıkla sağlayabilir. Zaten ÖTV ve KDV ile üreticiden alınan vergi toplam tarımsal desteklerin finansmanının üçte ikisini karşılıyor.”

 “Gübre desteklerinin artırılması gerekiyor”

“Aylık bazda fiyat düşüşü görülmesine rağmen, yıllık olarak gübre fiyatlarının yüksekliği devam ediyor. Üretici bu fiyatları karşılamakta zorluk çekiyor. Fiyatların yüksekliğini gören üretici yetersiz gübre kullanıyor. Bu durum üretim miktarını ve kaliteyi etkiliyor. Gübre tüketim rakamları bu gerçeği doğruluyor.

2020 yılında 7,1 milyon ton gübre kullanan üreticilerimiz 2021 yılında 6,4 milyon ton, 2022 yılında ise 5,9 milyon ton gübre kullandı.

Gübrede yıllardır dekar başına çok düşük kalan destek miktarı maalesef 2023 desteklerinde de aynı akıbeti yaşadı. Gübre desteklerinde artış yapılmadı. Gübre desteklerinin artırılması gübre kullanımını yükseltecek, verim ve kalitede artış sağlanacaktır. Verim ve kalitede artış sağlayamadığımız sürece özellikle hububatta ithalatçı bir ülke olmaktan kurtulamayacağımız açıktır.”

 Eylül Ayı Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre Eylül ayında, Ağustos ayına göre, üre gübresi yüzde 1,8, DAP gübresi yüzde 1,2 azalırken,  amonyum sülfat gübresi yüzde 5,7, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 2,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 0,7 oranında arttı.

Geçen yılın Eylül ayına göre ise son bir yılda, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 10,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 10,4, DAP gübresi yüzde 10,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, üre gübresi yüzde 1,5 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 5,9, son bir yıla göre ise yüzde 75,5 oranında arttı. Besi yemi Eylül ayında Ağustos ayına göre yüzde 2,1, süt yemi yüzde 1,6, son bir yılda besi yemi yüzde 31,2 ve süt yemi yüzde 30,5 oranında arttı.”

ÜRÜNLER

Fiyat (TL/kg)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Üretici

Hal

Pazar

Market

Hal/Üretici

Pazar/Üretici

Market/Üretici

Limon

4,46

12,85

15,75

19,55

188,1

253,1

338,3

Kuru Soğan

4,81

8,53

15,33

15,97

77,4

218,8

232,0

Elma

8,70

22,80

23,80

27,50

162,1

173,6

216,1

Kırmızı Mercimek

17,50

27,00

35,00

52,02

54,3

100,0

197,3

Maydanoz (adet)

4,21

4,47

9,42

12,31

6,2

123,4

192,0

Havuç

9,00

11,58

18,67

25,95

28,7

107,4

188,3

Marul (adet)

9,14

18,61

18,83

25,98

103,6

106,0

184,2

Kuru Üzüm

50,00

 

75,00

129,18

 

50,0

158,4

Kabak

9,10

13,78

20,90

22,63

51,5

129,7

148,7

Patlıcan

8,25

13,49

15,25

19,89

63,5

84,8

141,1

Sivri Biber

13,80

17,16

24,75

32,85

24,3

79,3

138,0

Domates

11,10

15,93

17,83

24,24

43,5

60,7

118,4

Kuru Kayısı

135,00

 

200,00

287,30

 

48,1

112,8

Salatalık

7,80

10,11

13,83

16,55

29,6

77,4

112,2

Patates

9,50

13,02

17,17

19,32

37,1

80,7

103,3

Şeftali

21

22,00

34,2

38,62

4,8

62,9

83,9

Nohut

29,19

40,00

41,00

51,81

37,0

40,5

77,5

Kuzu Eti

219,71

 

 

380,38

 

 

73,1

Yeşil Fasulye

32,17

33,77

44,60

52,35

5,0

38,7

62,8

Fındık (iç)

216,00

 

350,00

350,50

 

62,0

62,3

Kuru İncir

115,00

 

185,00

185,96

 

60,9

61,7

Pirinç

33,00

38,00

45,00

51,76

15,2

36,4

56,9

Dana Eti

239,08

 

 

365,55

 

 

52,9

Yeşil Mercimek

25,29

28,00

35,00

38,22

10,7

38,4

51,1

Antep Fıstığı

265,00

 

400,00

400,50

 

50,9

51,1

Kuru Fasulye

39,42

50,00

55,00

57,37

26,8

39,5

45,5

Yumurta

2,70

 

3,83

3,90

 

42,0

44,4

Ispanak

22,50

23,00

32,00

32,35

2,2

42,2

43,8

Yeşil Soğan (Demet)

13,00

14,01

14,50

17,49

7,8

11,5

34,5

Zeytinyağı

199,85

 

 

200,00

 

 

0,1

Beyaz peynir

 

 

 

177,52

 

 

 

Kaşar peyniri

 

 

 

227,59

 

 

 

Yoğurt

 

 

 

40,65

 

 

 

Tereyağ

 

 

 

240,40

 

 

 

Mısırözü yağı

 

 

 

59,03

 

 

 

Ayçiçek  yağı

 

 

 

49,87

 

 

 

Tavuk Eti

 

 

 

67,11

 

 

 

Toz şeker

 

 

 

32,65

 

 

 

Not: Hal, pazar ve market verileri Ankara, İzmir, İstanbul, Mersin, Antalya ve Bursa illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır. Yumurta üretici fiyatları Başmakçı ve Kaytaş verilerinin ortalaması alınarak derlenmektedir. Yumurta fiyatları aylık ortalama fiyat şeklinde alınmıştır. 

MARKET

Ay Sonu Market Fiyatı (TL/kg)

Değişim (Yüzde)

ÜRÜNLER

29 Ağustos 2023

28 Eylül 2023

29 Ağustos 2023/28 Eylül2023

Fındık (iç)

240,23

350,50

45,9

Kuru Kayısı

226,64

287,30

26,8

Şeftali

30,74

38,62

25,6

Kırmızı Mercimek

41,61

52,02

25,0

Yumurta

3,19

3,90

22,3

Nohut

44,74

51,81

15,8

Kabak

19,86

22,63

13,9

Maydanoz (adet)

10,91

12,31

12,8

Pirinç

46,59

51,76

11,1

Zeytinyağı

182,92

200,00

9,3

Sivri Biber

30,24

32,85

8,6

Antep Fıstığı

369,30

400,50

8,4

Yoğurt

38,04

40,65

6,9

Kaşar peyniri

214,21

227,59

6,2

Toz şeker

30,76

32,65

6,2

Kuru İncir

175,22

185,96

6,1

Marul (adet)

24,56

25,98

5,8

Dana Eti

348,02

365,55

5,0

Beyaz peynir

169,16

177,52

4,9

Kuru Soğan

15,24

15,97

4,8

Kuzu Eti

363,33

380,38

4,7

Patates

18,64

19,32

3,7

Tereyağ

231,99

240,40

3,6

Yeşil Fasulye

51,21

52,35

2,2

Salatalık

16,25

16,55

1,9

Ayçiçek  yağı

49,05

49,87

1,7

Havuç

25,54

25,95

1,6

Mısırözü yağı

58,69

59,03

0,6

Limon

19,47

19,55

0,4

Elma

27,50

27,50

0,0

Kuru Fasulye

57,42

57,37

-0,1

Yeşil Soğan (Demet)

17,52

17,49

-0,2

Tavuk Eti

68,06

67,11

-1,4

Kuru Üzüm

134,46

129,18

-3,9

Domates

25,24

24,24

-4,0

Patlıcan

22,48

19,89

-11,5

Yeşil Mercimek

45,85

38,22

-16,6

  

ÜRETİCİ

Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/kg)

Değişim (Yüzde)

ÜRÜNLER

29 Ağustos 2023

28 Eylül 2023

29 Ağustos 2023/28 Eylül 2023

Kuru İncir

55,00

115,00

109,1

Kuru Üzüm

25,00

50,00

100,0

Elma

5,00

8,70

74,0

Kuru Fasulye

24,00

39,42

64,3

Havuç

6,00

9,00

50,0

Nohut

19,75

29,19

47,8

Yeşil Soğan (Demet)

9,20

13,00

41,3

Pirinç

23,70

33,00

39,2

Fındık (iç)

160,00

216,00

35,0

Kuru Soğan

3,70

4,81

30,0

Zeytinyağı

168,12

199,85

18,9

Maydanoz (adet)

3,63

4,21

16,1

Yumurta

2,33

2,70

15,9

Kuzu Eti

200,43

219,71

9,6

Yeşil Fasulye

31,00

32,17

3,8

Sivri Biber

13,30

13,80

3,8

Dana Eti

232,92

239,08

2,6

Antep Fıstığı

260,00

265,00

1,9

Kırmızı Mercimek

17,22

17,50

1,6

Salatalık

7,70

7,80

1,3

Yeşil Mercimek

25,00

25,29

1,2

Kuru Kayısı

135,00

135,00

0,0

Şeftali

21,33

21

-1,5

Kabak

9,25

9,10

-1,6

Marul (adet)

9,40

9,14

-2,7

Domates

12,50

11,10

-11,2

Patates

10,83

9,50

-12,3

Patlıcan

10,25

8,25

-19,5

Limon

8,00

4,46

-44,3

   

GİRDİ FİYATLARI

27 Eylül

2022

27 Ağustos

 2023

27 Eylül

2023

Ağustos

 2023-

Eylül 2023

Değişim (%)

Eylül 2023-

Eylül 2022

Değişim (%)

Gübreler (TL/Ton)

A.Sülfat %21

                   7.500

                   7.210

                      7.621

5,7

1,6

A.Nitrat %26

                   8.200

                   8.837

                      9.080

2,8

10,7

ÜRE

                 14.550

                 15.034

                    14.763

-1,8

1,5

DAP

                 18.420

                 20.559

                    20.319

-1,2

10,3

20.20.0

                 12.700

                 13.921

                    14.018

0,7

10,4

Mazot (TL/Litre)

23,18

38.41

40,67

5,9

75,5

Yemler

Besi yemi (TL/ton)

6.318

8.116

8.289

2,1

31,2

Süt yemi (TL/ton)

6.791

8.725

8.863

1,6

30,5

Zirai ilaçlar

Deltametrin EC 25g/L)

350

500

430

-14,0

22,9

Elektrik (krş/kwh)

249,25

 214,33

214,33

0,0

-14,0