ÇKS kaydı için son gün 31 Aralık 2022
ÇKS kaydı için son gün 31 Aralık 2022
31 Aralık 2022 tarihinde bitecek olan 2023 yılı ÇKS kaydı başvuru süresi uzatılmalıdır
2022 yılında ÇKS’ye kayıt yapan çiftçilerin yaklaşık üçte biri bu yıl başvuru yapmadı
ANKARA- 21.12.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklamasında Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) Yönetmeliğinin 23 Eylül 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile değiştirildiğini ve ÇKS başvuru döneminin 4 ay ile sınırlandırıldığını belirtti.
2023 yılı ÇKS başvurularının, yeni yönetmelik çerçevesinde 1 Ekim 2022 tarihinde başlamış olup, 31 Aralık 2022 tarihinde sona ereceğini hatırlatan Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti:
“Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımda dijitale geçiş uygulaması ile arazi beyanında ve ek belgelerinde değişiklik olmayan çiftçilerin başvurularını e-Devlet üzerinden kabul etmeye başladı. Diğer çiftçilerimizin başvuru belgeleri ise geçmiş yıllarda olduğu gibi Odalarımız tarafından tamamlanmakta, çiftçilerimiz tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı İl/İlçe Müdürlüklerine teslim edilmektedir.
Bu yıl yapılan yeni uygulamalara çiftçilerimiz yeterince uyum sağlayamıyor. Özellikle uygulamanın ilk yılı olması nedeniyle e-Devlet başvurularında sık sık sistem sorunu yaşanıyor.
2022 yılında 2 milyon 172 bin 974 çiftçinin, toplam 15,3 milyon hektar tarım alanı ÇKS’ye kaydedildi. 2023 tarımsal üretim dönemi için ise, Odalarımızdan alınan bilgilere göre bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 460 bin çiftçinin, 10,6 milyon hektar alanının kaydı yapıldı.
Bilindiği üzere ÇKS kaydını yaptırmayan çiftçilerimiz desteklerden yararlanamıyor, tarım sigortası yaptıramıyor ve düşük faizli kredi kullanamıyor. Çiftçilerimiz yaşanması muhtemel herhangi bir doğal afet sonucu meydana gelebilecek zararlar doğrultusunda, kredi borçlarını düşük faizle erteleyemiyor veya afet sonrası yapılacak her türlü tarımsal desteklerden yararlanamıyor.
TÜİK verilerine göre ülkemizde işlenen toplam tarım alanı 23,5 milyon hektarken ÇKS’ye kayıtlı alan 15,3 milyon hektardır. Her yıl ülkemizde ortalama 8,2 milyon hektar tarım arazisi kayıt altına alınamıyor. Bu alanların önemli kısmında üretim devam etse de çiftçilerimiz destek alamıyor.
ÇKS’ye kaydolamayan 8,2 milyon hektar tarım alanı; intikali yapılamamış, hissedarlar arasındaki sorunlar veya arazilerin çok küçük olması nedeniyle işlense de ÇKS’ye kaydettirilmeyen, atıl tarım alanları ve ecrimisil ile işlenen hazine arazilerinden oluşuyor. Bu alanlarda üretim yapan çiftçilerimiz yüksek üretim maliyetleri karşısında destek de alamayınca üretimden vazgeçmek durumunda kalıyor.
Ziraat Odaları Bilgi Sistemi’ne (ZOBİS) göre, 2022 yılında Ziraat Odalarımıza kayıtlı olarak, tarımsal üretime devam eden 5 milyon 186 bin 206 çiftçi varken ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 172 bin 974’dür. Bu rakamlara göre ülkemizde üretim yapan çiftçilerin yüzde 58’inin ÇKS kaydı bulunmuyor.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve çiftçileri tarımda tutabilmek için tarımsal destekler önemlidir. Bu önem her geçen gün artıyor.
Gıda güvencesinin sorgulandığı, iklim değişikliği ile gelecekte tarımsal faaliyetlerin daha da zorlaşacağı bir ortamda ÇKS Yönetmeliğindeki kayıt şartları nedeniyle üretim yapan çiftçilerimizin destek alamaması kabul edilebilir değildir. Bu nedenle ÇKS Yönetmeliği yeniden değiştirilmeli, üretim yapan her çiftçi kayıt altına alınarak, üretim yapan tüm çiftçilerin desteklenmesi sağlanmalıdır.
Tarım alanlarının ÇKS kaydında bu sorunlar devam ederken, bir de başvuru süresinin 31 Aralık 2022 tarihinde sona ermesiyle kaydı yapılabilir araziler de kayıt dışı kalacaktır.
Başvuru süresinin bitmesine kısa bir süre kalmasına rağmen, 2022 yılında ÇKS’ye kayıt yapan çiftçilerin yaklaşık üçte biri bu yıl başvuru yapmadı. Bu nedenle 31 Aralık 2022 tarihinde bitecek olan 2023 yılı ÇKS kaydı başvuru süresi uzatılmalıdır.
Çiftçilerimiz de kalan 10 günlük sürede yaşanabilecek yoğunluğu göz önünde bulundurarak kayıtlarını bir an önce yaptırmalıdır. ÇKS başvuru dosyasının hazırlanmasında ve e-Devlet başvurularında Ziraat Odalarımız çiftçilerimize yardımcı olmaktadır.
ÇKS’ye kaydını yaptıracak çiftçilerimizin Çiftçi Belgesini alabilmesi, Ziraat Odası kayıtlarının aktif kalabilmesi için kayıtlı olduğu Ziraat Odasına en kısa zamanda başvurmaları gereklidir.”
TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı
ANKARA- 15.12.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda Yönetim Kurulu Üyeleri, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a, bölgelerindeki çiftçilerin sorunlarını iletti, yapılması gerekenler görüşüldü.
Dünya Toprak Günü
Dünya Toprak Günü
ANKARA- 05.12.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı görüntülü basın açıklamasında “Toprak, sadece çiftçi için değil, 85 milyon insanımız ve geleceğimiz için en değerli varlığımızdır. Bu bilinçle 7’den 70’e herkes toprağı, sevmeli ve onu korumak, geliştirmek için elinden geleni yapmalıdır. Topraklarımızı sözde değil fiilen korumalıyız” dedi.
Dünya Toprak Günü’nün her yıl 5 Aralık’ta, toprak kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini savunmak ve yapısı bozulmamış sağlıklı toprağın önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlendiğini ifade eden Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Toprak Günü’nün sloganı “Gıdanın başladığı yer” olarak belirlendi. Birleşmiş Milletler bu yıl ki sloganı ile toprak yönetimindeki artan zorluklara vurgu yapmak, toprak bilincini artırmak ve toplumların toprağın sağlığını iyileştirmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğine değindi.
Birleşmiş Milletler, toprağı, bitki büyümesi yoluyla insanlar ve hayvanlar için gıda sağlayan organizmalar, mineraller ve organik bileşenlerden oluşan bir dünya olarak tanımlıyor. Toprakların da sağlıklı kalabilmesi için bizler gibi uygun miktarlarda çeşitli besin kaynaklarına ihtiyacı vardır. Bilinçsiz tarımsal üretimle topraktaki besin zinciri bozuluyor, bu zincir iyi yönetilmezse verimlilik giderek kayboluyor ve besin değerleri azalan ürünler üretiliyor. Toprak besin kaybı, beslenmeyi tehdit eden önemli bir toprak bozulma sürecidir. Bu durum tüm dünyada gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği için küresel düzeyde en kritik sorunlar arasında kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, son 70 yılda, gıdalardaki vitamin ve besin seviyesi önemli ölçüde azaldı.
Sürdürülebilir olmayan arazi kullanımı, uygunsuz tarımsal faaliyetler ve toprağın organik maddelerine zarar veren hasat, anız yakılması gibi insan faaliyetleri, yetersiz veya yanlış bitki besin maddeleri kullanımı ve toprakta biyolojik çeşitliliğin kaybı ülkemiz için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
Her geçen gün erozyon, çölleşme, toprak kirlenmesi, tuzlanma, toprak içindeki organik madde ve mikroorganizma varlığının azalması gibi sebepler, topraklar da sürekli bozulmalara neden oluyor. Bunların yanında aşırı ve bilinçsiz sulama, uygun miktarda kullanılmayan pestisitler, ağır ve sürekli toprak işlemeleri ve aşırı hayvan otlatma gibi tarımsal uygulamalar da topraklarımıza zarar veriyor.
Bu nedenle toprak ekosistemine uygun uygulamaları teşvik etmek, toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak her türlü uygulamadan kaçınmak ve amaç dışı kullanımları engellemek, yapılması gereken önemli bir görev haline geliyor.
Tarım arazilerimiz, arazi bozulumunun yanı sıra geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor. Bunun sebepleri bellidir. Sebepler içinde, nüfus artışını, kırsaldan kente göçü, tarım arazilerinin içinden geçen ve araziyi bölen karayollarını, otobanları, bunların çevresinde kurulan sanayiyi, turizmi, madenciliği, kamu yatırımlarını ve yerleşim alanlarını sayabiliriz. Bizler bu açıklamaları yaparken bu sektörler ülkenin sanayisinin, madenciliğinin de gelişmesi gerektiğini dile getiriyor. Elbette ülkemiz her alanda gelişmelidir. Ancak bu gelişmeler verimli tarım arazilerinin üzerinde oluyorsa, en kıymetli miraslarımızdan zeytin bahçeleri madenciliğe açılıyorsa, büyük şehirlerde birinci sınıf tarım arazileri sanayiye açılıyorsa, buna karşı çıkmamak mümkün olabilir mi?”
“Artık bir karış dahi kaybedecek toprağımız yoktur.”
“Pandemi, küresel ve ulusal krizler, beslenme ihtiyacımızı karşılamamızı sağlayan tarım alanlarımızı çok daha iyi kullanmanın önemini ortaya koydu.
2022 Dünya Toprak Günü sloganının gıdanın toprakta başladığını vurgulaması, dünyada gıda krizi beklentisine karşı bizleri uyarıyor. Önümüzdeki yıllarda yaşanabileceklere bugünden dikkat çekiyor. Topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, üretimde yeterlilik sağlayamazsak gıda krizi bizleri de vuracaktır. Artık ne toprak bozulumu ile ne amaç dışı kullanımlarla ne de herhangi bir sebeple kaybedecek bir karış dahi toprağımızın olmadığı ortadadır. Gıda güvencesi için toprağın olmazsa olmaz olduğu bilincini bütün toplumda aynı düzeyde oluşturmak ve bundan sonra da bu bilinçle topraklarımıza sahip çıkmak zorundayız.”
“Tarım arazilerini korumalıyız”
“Toprağımıza sık sık anamız, ekmek teknemiz diyerek kıymetli olduğunu ifade ediyoruz. Ancak bu ifade ettiğimize yakışmayacak şekilde toprağı hor kullanıyor ve çocuklarımızın bize emaneti olan topraklarımızı kaybediyoruz.
Nüfus artışı, sanayileşme, madencilik, turizm, ulaştırma ve kentleşme nedeniyle toprak ve su kaynakları üzerindeki baskı her yıl biraz daha artıyor. Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliği ile verimli kullanımı da sağlanamıyor.
Yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2005-2020 döneminde 26,6 milyon hektardan 23,1 milyon hektara gerilemiştir. Bir diğer ifadeyle, yaklaşık 15 yılda 3,5 milyon hektar tarım arazisini kaybettik. Ülkemizde en fazla tarım arazisine sahip Konya’da son 10 yılda tarım alanları yüzde 10,5 azaldı. Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Şanlıurfa’da yüzde 16,6, Sivas’ta yüzde 17,8, Yozgat’ta yüzde 15,7, Çorum’da yüzde 12,5, Adana’da yüzde 12,4, Mersin’de yüzde 13,1, Kırşehir’de yüzde 17,6, Mardin’de yüzde 12,9, Edirne’de yüzde 14,0, Malatya’da yüzde 11,9, Muş’ta 12,3, Hatay’da 16,9, Kastamonu’da ise yüzde 13,4, azalma gerçekleşti.
Ülkemizin dünyada toprak rezervi azalan ülkelerden biri olduğu da dikkate alındığında topraklarımızın korunmasının ne denli önemli olduğu açıkça görülüyor. Bu unutulmamalı ve topraklarımız çok iyi korunmalıdır. Tarım arazisi için uygun olan toprakların korunması daha da önemlidir. Ülkemizde nüfus yıldan yıla artarken tarım alanlarının azalmasıyla kişi başına düşen arazi miktarı her geçen yıl azalıyor. İstatistiklere göre 2005 yılında kişi başına 3,9 dekar arazi düşerken, bu değer 2010 yılında 3,4 dekara, 2015 yılında 3 dekara 2021 yılına gelindiğinde ise 2,7 dekara geriledi.
Ülkemizin en stratejik sektörlerinden olan tarımın en temel sermayesi olan tarım arazilerini korumak, sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir. Son yıllarda tarım arazilerinin korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılmış, Kanunlar çıkarılmıştır.
Birliğimizin de tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek, parçalanmanın önüne geçecek şekilde güncellenmesi konusunda destek verdiği 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu bu konudaki Kanunların başında yer alıyor. Bu kanunla tarım arazilerindeki parçalanmanın önüne geçilerek 2014-2020 yılları arasında 1,7 milyon hektar alanın bölünmesi ve hisselenmesi engellendi.
Tarım arazilerinin miras yolu ile bölünmesinin önlenmesi amacıyla çıkarılan 6537 sayılı Kanun ile tarım arazilerinin bölünmesinin engellenmesine yönelik önlemlerin daha da artırılmasını, mülkiyet devirlerinin hızlı bir şekilde yapılmasını, tarımsal amaçlı kullanım planlarının etkin uygulanmasını ve arazi kullanımına ilişkin denetimlerin etkinleştirilmesini sağlamak amacıyla 7255 sayılı Kanun ve diğer benzer çalışmalar bu açıdan oldukça önemlidir.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunun 14. Maddesi ile 9,2 milyon hektar olan 440 adet ova tarımsal sit alanı olarak belirlendi ve koruma altına alındı. Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığı çalışmaları ile 2021 yılında tarım alanlarında artış görüldü. 2020 yılında 23,1 milyon hektar olan işlenebilir tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanı yüzde 1,7 oranında artarak 23,5 milyon hektara çıktı. Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz.”
“Toprak Koruma Kurullarında toprağın sahibi olan çiftçi temsilcilerinin bulunması zorunlu olmalıdır”
“İllerde Toprak Koruma Kurulları tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı konusunda kararlar veriyor. Bu kurullar sadece bugünün değil geleceğin, çocuklarımıza bırakacağımızın mirasın kararını veriyor. Bu Kurullar aldığı kararları bir değil bin kez düşünerek almalıdır. Bu bakımdan biz Toprak Koruma Kurullarını fazlasıyla önemsiyoruz. Kurullarda toprağın, tarımın önemini çiftçi adına anlatacak, toprağın sahibi olan çiftçilerimizin temsilcisi Ziraat Odalarının bulunması zorunlu olmalıdır. Yılda 3-4 ürün alınabilen, verimliliği Türkiye ortalamalarının üstünde olan, üreticilerimizin gözü gibi baktığı bu alanlar Toprak Koruma Kurullarında amaç dışı kullanıma açılmamalıdır. Bu Kurullarda çiftçinin, toprağın önemini en iyi Ziraat Odası Temsilcisi anlatacaktır. Bazı illerde çiftçi temsilcisi Ziraat Odaları yerine ticaret erbabının temsilcileri bu kurullarda görev yapmaktadır. Toprağın sahibinin bulunmadığı kurullarda toprağı korumak, imara açılmasını önlemek nasıl mümkün olacaktır?
Toprak Koruma Kurullarına gelen arazilere artık vazgeçilemez gözüyle bakılmalı, imzalar atılırken gelecek nesillerin bizlere emaneti olan toprakları kolayca gözden çıkarmamalıyız.”
“Verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmamalıyız”
“Dünyada gıda krizi beklenirken, önümüzdeki yıllarda yaşanabilecekler bugünden öngörülüyor. Artık bir karış dahi kaybedecek toprağımızın olmadığı ortadadır. Gıda güvencesi için toprağın olmazsa olmaz olduğu bilincini bütün toplumda aynı düzeyde oluşturmak ve bundan sonra da bu bilinçle topraklarımıza sahip çıkmak zorundayız.
Karayollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmamalıyız. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmamalı, meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip yazlıklar inşa etmemeliyiz.
Büyükşehir belediyeleri, tarıma kaynak ayırmalıdır. Valilikler ve büyükşehir belediyeleri, verimli tarım arazilerinin korunması konusunda çok hassas hareket etmeli, meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir.”
Yapılması gerekenler
“Verimli topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, gıda üretimi ve gıda güvencesi ciddi şekilde zarar görecek, gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar artacak ve milyonlarca insan potansiyel olarak açlık ve yoksulluğa itilecektir.
Tarım alanlarındaki bozulmanın ve azalmanın önlenmesi toprak ve tabiat sevgisi ile büyüyen nesillerin toprağına sahip çıkmasıyla mümkün olabilir. Toprak sevgisi, koruma bilinci ilköğretim düzeyinde eğitim öğretim müfredatına girmeli, toprağı tanımanın yaşamı tanımak olduğu çocuklarımıza aşılanmalıdır.
Bir santimetre kalınlığındaki bir toprağın oluşabilmesi için yüz ile bin yıllık bir süreç gerektiğinden topraklarımızın bilinçli kullanılmasının ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır.
Tarımda gelişmiş teknolojileri kullanarak birim alandan en fazla verimi alabilmek, ülke topraklarında ekilmeyen alan bırakmamak, dünyada belirli ürünlerde söz sahibi olan ülkelerle rekabet edebilmek, kırsal alanda üreticilerin gelir ve yaşam seviyelerini artırmak amacıyla çiftçilerin tarımsal alandan kopmamaları için her türlü çaba gösterilmelidir. Ancak bunu yaparken tabiatın dengelerini altüst etmemek ve sürdürülebilir tarımsal üretim imkanlarını da yok etmemek zorundayız. Tarım politikaları tarım arazilerini korumak, çiftçiyi arazisinde, köyünde tutmak, çiftçiye ailesini geçindirecek bir gelecek sağlamak üzerine kurulmalıdır.
Toprağımızın kıymetinin herkesçe çok iyi bilindiği, toprağı yönetenlerden kullananlara kadar her kesimin ona saygı duyarak, hareket edeceği günler temennisiyle Dünya Toprak Günü’nü kutluyorum.”
Tarım ve gıda sektöründe yaşanan son gelişmeler, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim, Kasım ayı üretici market fiyatları
Tarım ve gıda sektöründe yaşanan son gelişmeler
Aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim
Kasım ayı üretici market fiyatları
ANKARA- 01.12.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıda sektöründe yaşanan son gelişmeleri, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimi ve kasım ayı üretici market fiyatlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
“Üretici maliyetlerini düşürmeden, piyasada rekabet sağlanmadan ve ürün fiyatları denetlenmeden tüketicinin ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir”
Tarımsal ürün arzının azaldığı bir döneme girildiğini belirten Bayraktar, örtü altı tarımı için tarımsal ürün maliyetlerine gübre, ilaç ve işçilik gibi masrafların yanı sıra bir de ısıtma ve elektrik gibi masrafların eklendiği bir sezonun başladığını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarımsal girdi fiyatlarındaki artışlar ürün maliyetlerini yukarı doğru çekiyor. Bu maliyetlerden dolayı artan ürün fiyatları tüketiciyi mağdur ederken, üretici ise eline geçen gelirin çoğunu masraflarına veriyor. Bu sebeple üreticilerimizin gelirleri düşüyor. Geliri düşen üreticimiz mağdur oluyor ve üretimden uzaklaşıyor. Bu durum tarımsal üretimin artmasını olumsuz yönde etkilerken, tarımsal ürün arzının azalmasına sebep oluyor.
Yerli nüfus ve sığınmacı sayısının artışından dolayı tarımsal ürünler için artan iç talep ve dış talep karşısında, arzdaki daralma tüketici fiyatlarını daha fazla artırıyor.
Şurası iyi bilinmelidir ki, tüketici fiyatlarındaki artış sadece tarımsal ürün maliyetlerinden ve arz azalmasından kaynaklanmıyor. Ürün üreticiden çıkıp markete ulaşıncaya kadar fiyatı ciddi oranda artıyor.
Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden, tüketiciye ulaşana kadar olan süreçte oluşan aşırı fiyat artışlarına bir çözüm bulunmadan, piyasada rekabet sağlanmadan ve ürün fiyatları denetlenmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.”
“Gıda sektörü spekülasyona açık bir sektördür. Tüketici ürün fiyatlarına müdahale etme gücünü kullanmalıdır”
“Gıda sektöründe maliyet artışının yanında talebe bağlı artışlar da görülüyor. Tüketicilerimiz her türlü ihtiyacını erteleyebilirken gıdaya olan talebini karnını doyurabilmek için erteleyemiyor. Bu manada gıda sektörü spekülasyona açık bir sektördür. Bu sektörde tüketicilerimize de düşen görevler vardır.
Tüketicilerimiz meyve ve sebze de dahil olmak üzere günlük hayatta kullandığı ürünleri satın alırken market fiyatlarını daha fazla sorgulamalıdır. Bir markanın aynı ürünleri değişik satış yerlerinde çok farklı fiyatlardan satılabiliyor. İnternet ortamında bile bu bilgilere ulaşmak mümkündür. Tüketici ürün fiyatlarına yön verme ve müdahale etme gücünü kullanmalı, fahiş fiyattan ürün satan marketleri alışveriş yapmayarak cezalandırmalıdır.
Tüketicilerimiz fiyatlarından şikâyet ettikleri marketlerde ayak alışkanlığını bahane ederek ısrarcı olmamalıdır. Normal fiyatların bile tüketiciyi zorladığını düşündüğümüzde fahiş fiyatlara tüketicimizin dayanma gücü yoktur. Tüketicilerimiz özellikle meyve ve sebzeyi semt pazarlarından daha uygun fiyatlarla temin edebilir. Kaldı ki pazarlarda daha fazla ürün görme ve seçme imkânı vardır.”
“Peynir fiyatlarının et fiyatlarını geçtiği bir ortamda acilen tedbir almalıyız”
“Besi ve süt hayvancılığında maliyet artışları üretimi sürdürebilir olmaktan çıkarıyor. Bazı marketlerde peynir fiyatlarının et fiyatlarını geçtiği bir ortamda hem üretici hem de tüketici için acilen tedbirler almak zorundayız. Üretici daha fazla üretebilmeli, tüketici de ucuza gıdaya ulaşabilmelidir.
Üreticimiz ürettiği ürünlerin tüketici fiyatlarını gördüğünde şaşkınlığa uğruyor. Üretenin değil aracıların daha fazla kazandığını görünce de üretimden soğuyor.”
Kasım Ayı Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişim
“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız verilere göre, kasım ayında, ekim ayına göre DAP gübresi yüzde 5,9, üre gübresi yüzde 3,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 3,2, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 0,4 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 0,7 oranında düşüş gösterdi.
Geçen yılın kasım ayına göre ise son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 60, DAP gübresi yüzde 47, üre gübresi yüzde 13, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 9 artarken, amonyum sülfat gübresi yüzde 9 oranında azaldı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 9 düştü, son bir yıla göre ise yüzde 175 oranında arttı. Besi yemi kasım ayında ekim ayına göre yüzde 2,3, süt yemi yüzde 2,2, son bir yılda besi yemi yüzde 94, süt yemi ise yüzde 90 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 140 oranında artarken, zirai ilaç fiyatları yıllık bazda yüzde 80 oranında artış gösterdi.”
GİRDİ FİYATLARI |
Kasım 2021 |
27 Ekim 2022 |
27 Kasım 2022 |
Kasım 2022- Ekim 2022 Değişim (%) |
Kasım 2021- Kasım 2022 Değişim (%) |
Gübreler (TL/Ton) |
|||||
A.Sülfat %21 |
7.775 |
7.150 |
7.100 |
-0,7 |
-9 |
A.Nitrat %26 |
7.720 |
8.480 |
8.450 |
-0,4 |
9 |
ÜRE |
12.450 |
14.650 |
14.100 |
-3,8 |
13 |
DAP |
11.400 |
17.860 |
16.800 |
-5,9 |
47 |
20.20.0 |
7.580 |
12.500 |
12.100 |
-3,2 |
60 |
Mazot (TL/Litre) |
8,77 |
26,45 |
24,15 |
-9 |
175 |
Yemler |
|||||
Besi yemi (TL/ton) |
3.365 |
6.397 |
6.541 |
2,3 |
94 |
Süt yemi (TL/ton) |
3.702 |
6.884 |
7.032 |
2,2 |
90 |
Zirai ilaçlar |
|||||
25g/l Deltamethrin EC(1 lt) |
195 |
350 |
350 |
0 |
80 |
Elektrik (krş/kwh) |
104,1 |
207,9 |
249,2 |
19,9 |
140 |
Girdi destekleri
“Tarımsal üretimde en önemli iki girdi kalemimiz mazot ve gübredir. Bu iki kaleme ek olarak, sertifikalı tohum ve fidan destekleri her yıl düzenli olarak verilirken, üretim masraflarında önemli payları olan ilaç, yem, tarımsal sulamada kullanılan elektrik ve sulama girdileri göz ardı edilmekte, destek verilmemektedir. Hâlbuki yem, hayvansal üretimin can damarıdır. Su ve bu suyu çıkarmak için kullanılan elektrik enerjisi ise bitkisel üretimin olmazsa olmazıdır.
Özellikle bugünlerde maliyet problemiyle boğuşan üreticilerimize, hayvansal üretimde kullanılan yem başta olmak üzere, diğer girdilerde de sağlanacak destekler tarımsal üretimi artıracak, üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.
Üretici girdi yönünden desteklenmezse tarımsal üretim sekteye uğrar. Ekonominin diğer sektörlerine kaynak sağlayan, bu sektörlerin katma değer yaratmasına ön ayak olan, dış ticaret açığına pozitif yönde katkı veren tarım sektörüne daha çok önem verilmelidir.”
“Pamuk üreticisi umduğunu bulamadı”
Bayraktar, pamuk üreticisinin yaşadığı sıkıntılara da değindi:
“2022’de üreticimiz birçok üründe emeğinin karşılığını alırken, pamukta umduğunu bulamadı. Özellikle, gümrüklerle koruyamadığımız pamuk, önemli derecede dışa bağımlı olduğumuz bir üründür. Bu durum bile pamuğu daha fazla desteklemek ve fiyatını maliyetinin üzerinde tespit etmek için yeterli bir sebeptir.
Küresel olarak pamuğa talebin düştüğü ve fiyatların gerilediği bu dönemde pamuk üretiminden vazgeçmenin ağır faturası yine bu ülkeden döviz olarak çıkacak, her ülkeye nasip olmayan mevcut pamuk alanları değerlendirilemeyecektir. Pamukta uzun zamandır artırılmayan destekleme primlerinin ve girdi desteklerinin artırılması ve sezon başlamadan üreticiye verilmesi gerekiyor.”
Kasım ayı üretici market fiyatları
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Kasım ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini açıkladı:
“Kasım ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 236,8 ile marulda görüldü. Maruldaki fiyat farkını yüzde 210,5 ile kırmızı mercimek, yüzde 209,8 ile elma, yüzde 180,6 ile maydanoz, yüzde 180,3 ile kabak, yüzde 180 ile havuç takip etti. Marul 3,4 kat, kırmızı mercimek ve elma 3,1 kat, maydanoz, kabak ve havuç ise 2,8 kat fazlaya tüketiciye satıldı.
Üreticide 3 lira 75 kuruş olan marul 12 lira 63 kuruşa, 13 lira 84 kuruş olan kırmızı mercimek 42 lira 97 kuruşa, 5 lira olan elma 15 lira 49 kuruşa, 2 lira 6 kuruş olan maydanoz 5 lira 78 kuruşa, 6 lira 79 kuruş olan kabak 19 lira 3 kuruşa, 4 lira 25 kuruş olan havuç ise 11 lira 90 kuruşa markette satıldı.”
Market Fiyatları
“Kasım ayında markette 37 ürünün 29’unda fiyat artışı, 8’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 42,9 ile pirinç oldu. Pirinçteki fiyat artışını yüzde 36,1 ile yeşil soğan, yüzde 33,1 ile Antep fıstığı, yüzde 22,4 ile kırmızı mercimek, yüzde 20,9 ile kuru kayısı ve domates takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 17,2 ile limon oldu. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 6,4 ile marul, yüzde 3,4 ile tavuk eti, yüzde 1,6 ile mısırözü yağı izledi.”
Üretici Fiyatları
“Kasım ayında üreticide fiyatı en fazla düşen ürün, yüzde 13,2 ile marul oldu. Maruldaki fiyat düşüşünü yüzde 12,9 ile taze fasulye, yüzde 11,7 ile ıspanak, yüzde 10,4 ile sivri biber, yüzde 8,2 ile limon izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 48,8 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 44,7 ile yeşil soğan, yüzde 31 ile Antep fıstığı, yüzde 30,7 ile salatalık, yüzde 26,3 ile patates, yüzde 25,7 ile maydanoz, yüzde 20 ile domates takip etti. Kasım ayında üreticide 29 ürünün 17’sinde fiyat artışı olurken, 7 üründe ise fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe de fiyat değişimi görülmedi.”
Fiyat Değişimlerinin Sebepleri
“Marul, ıspanak ve limonda arz artışı fiyatların düşmesine neden oldu. Sivribiber ve taze fasulyede talepteki azalma ürün fiyatlarını düşürdü. Patates, kuru soğan, salatalık, yeşil soğan, domates ve maydanoz arzındaki azalma bu ürünlerin fiyatlarını yükseltti. Talep artışı Antep fıstığında fiyatın yükselmesine sebep oldu.”
ÜRÜNLER |
Üretici |
Hal |
Pazar |
Market |
Hal/Üretici |
Pazar/Üretici |
Market/Üretici |
|
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Marul (adet) |
3,75 |
6,7 |
9,58 |
12,63 |
78,67 |
155,56 |
236,8 |
Kırmızı Mercimek |
13,84 |
20 |
25 |
42,97 |
44,51 |
80,64 |
210,5 |
Elma |
5 |
10,9 |
13,5 |
15,49 |
118 |
170 |
209,8 |
Maydanoz (adet) |
2,06 |
2,82 |
4,75 |
5,78 |
36,8 |
130,1 |
180,6 |
Kabak |
6,79 |
10,9 |
13,17 |
19,03 |
60,63 |
94,04 |
180,3 |
Havuç |
4,25 |
7,15 |
9,58 |
11,9 |
68,24 |
125,49 |
180,0 |
Kuru Üzüm |
25 |
|
60 |
67,34 |
|
140 |
169,4 |
Kuru İncir |
55 |
|
170 |
143,03 |
|
209,09 |
160,1 |
Patlıcan |
6,5 |
11,7 |
12,83 |
16,17 |
80 |
97,44 |
148,8 |
Limon |
7,5 |
12,15 |
15,5 |
18,26 |
62 |
106,67 |
143,5 |
Ispanak |
7,57 |
10,9 |
15,08 |
18,14 |
43,96 |
99,21 |
139,6 |
Sivri Biber |
9,5 |
15,7 |
17,92 |
21,94 |
65,26 |
88,6 |
130,9 |
Yeşil fasulye |
13,5 |
18,5 |
24,38 |
29,4 |
37,04 |
80,56 |
117,8 |
Domates |
9 |
11,99 |
15,17 |
19,06 |
33,22 |
68,52 |
111,8 |
Salatalık |
8,17 |
11,2 |
13,25 |
16,72 |
37,14 |
62,24 |
104,7 |
Patates |
6 |
8,7 |
9,79 |
11,73 |
45 |
63,19 |
95,5 |
Yeşil mercimek |
18,2 |
26 |
27 |
35,2 |
42,86 |
48,35 |
93,4 |
Nohut |
19,75 |
24 |
30,5 |
37,98 |
21,52 |
54,43 |
92,3 |
Kuru Fasulye |
24 |
29 |
28,5 |
44,83 |
20,83 |
18,75 |
86,8 |
Fındık (İç) |
100 |
|
150 |
172,13 |
|
50 |
72,1 |
Pirinç |
23,7 |
26 |
28 |
40,45 |
9,7 |
18,14 |
70,7 |
Kuzu Eti |
100,51 |
|
|
170,81 |
|
|
69,9 |
Kuru Kayısı |
100 |
|
200 |
168,22 |
|
100 |
68,2 |
Antep Fıstığı |
190 |
|
300 |
302,96 |
|
57,89 |
59,5 |
Dana Eti |
101,91 |
|
|
156,53 |
|
|
53,6 |
Yeşil soğan (kg) |
8,5 |
12,3 |
11,08 |
12,89 |
44,71 |
30,39 |
51,6 |
Zeytinyağı |
74,2 |
|
|
108,16 |
|
|
45,8 |
Yumurta |
1,82 |
|
2,17 |
2,64 |
|
19,05 |
45,1 |
Kuru soğan |
7,81 |
8,03 |
9,5 |
11,25 |
2,75 |
21,64 |
44,0 |
Beyaz peynir |
|
|
|
121,2 |
|
|
|
Kaşar peyniri |
|
|
|
153,78 |
|
|
|
Yoğurt |
|
|
|
29,48 |
|
|
|
Tereyağ |
|
|
|
168,36 |
|
|
|
Mısırözü yağı |
|
|
|
51,95 |
|
|
|
Ayçiçek yağı |
|
|
|
45,47 |
|
|
|
Tavuk Eti |
|
|
|
48,85 |
|
|
|
Toz şeker |
|
|
|
27,52 |
|
|
|
Not: Hal, pazar ve market verileri Ankara, İzmir, İstanbul, Mersin, Antalya ve Bursa illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır.
AY SONU MARKET FİYATLARI
MARKET |
27 Ekim 2022 |
27 Kasım 2022 |
27 Ekim 2022/27 Kasım 2022 |
ÜRÜNLER |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/kg) |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/kg) |
Değişim (Yüzde) |
Pirinç |
28,31 |
40,45 |
42,9 |
Yeşil Soğan (kg) |
9,47 |
12,89 |
36,1 |
Antep Fıstığı |
227,65 |
302,96 |
33,1 |
Kırmızı Mercimek |
35,10 |
42,97 |
22,4 |
Kuru Kayısı |
139,15 |
168,22 |
20,9 |
Domates |
15,77 |
19,06 |
20,9 |
Beyaz peynir |
102,72 |
121,20 |
18,0 |
Kuru Fasulye |
38,00 |
44,83 |
18,0 |
Patates |
10,05 |
11,73 |
16,7 |
Kabak |
16,32 |
19,03 |
16,6 |
Nohut |
32,64 |
37,98 |
16,4 |
Kuru İncir |
127,19 |
143,03 |
12,5 |
Toz şeker |
24,72 |
27,52 |
11,3 |
Tereyağ |
151,45 |
168,36 |
11,2 |
Elma |
14,06 |
15,49 |
10,2 |
Kaşar peyniri |
140,77 |
153,78 |
9,2 |
Patlıcan |
14,87 |
16,17 |
8,7 |
Yoğurt |
27,20 |
29,48 |
8,4 |
Zeytinyağı |
101,05 |
108,16 |
7,0 |
Havuç |
11,19 |
11,90 |
6,3 |
Fındık (iç) |
161,98 |
172,13 |
6,3 |
Kuru Üzüm |
63,90 |
67,34 |
5,4 |
Salatalık |
16,20 |
16,72 |
3,2 |
Yeşil Fasulye |
28,53 |
29,40 |
3,0 |
Kuzu Eti |
167,41 |
170,81 |
2,0 |
Ayçiçek yağı |
44,69 |
45,47 |
1,7 |
Yumurta |
2,61 |
2,64 |
1,1 |
Dana Eti |
155,51 |
156,53 |
0,7 |
Kuru Soğan |
11,23 |
11,25 |
0,2 |
Maydanoz (adet) |
5,79 |
5,78 |
-0,2 |
Ispanak |
18,18 |
18,14 |
-0,2 |
Sivri Biber |
22,12 |
21,94 |
-0,8 |
Yeşil Mercimek |
35,52 |
35,20 |
-0,9 |
Mısırözü yağı |
52,80 |
51,95 |
-1,6 |
Tavuk Eti |
50,55 |
48,85 |
-3,4 |
Marul (adet) |
13,50 |
12,63 |
-6,4 |
Limon |
22,06 |
18,26 |
-17,2 |
AY SONU ÜRETİCİ FİYATLARI
ÜRETİCİ |
27 Ekim 2022 |
27 Kasım 2022 |
27 Ekim 2022/27 Kasım 2022 |
ÜRÜNLER |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/kg) |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/kg) |
Değişim (Yüzde) |
Kuru Soğan |
5,25 |
7,81 |
48,8 |
Yeşil Soğan (kg) |
5,88 |
8,50 |
44,7 |
Antep Fıstığı |
145,00 |
190,00 |
31,0 |
Salatalık |
6,25 |
8,17 |
30,7 |
Patates |
4,75 |
6,00 |
26,3 |
Maydanoz (adet) |
1,64 |
2,06 |
25,7 |
Domates |
7,50 |
9,00 |
20,0 |
Elma |
4,45 |
5,00 |
12,4 |
Zeytinyağı |
67,80 |
74,20 |
9,4 |
Fındık (iç) |
94,00 |
100,00 |
6,4 |
Kuzu Karkas |
94,79 |
100,51 |
6,0 |
Yeşil Mercimek |
17,20 |
18,20 |
5,8 |
Patlıcan |
6,21 |
6,50 |
4,6 |
Nohut |
18,93 |
19,75 |
4,3 |
Kabak |
6,64 |
6,79 |
2,2 |
Dana Karkas |
100,38 |
101,91 |
1,5 |
Yumurta |
1,80 |
1,82 |
1,1 |
Havuç |
4,25 |
4,25 |
0,0 |
Kuru Fasulye |
24,00 |
24,00 |
0,0 |
Kırmızı Mercimek |
13,84 |
13,84 |
0,0 |
Kuru Kayısı |
100,00 |
100,00 |
0,0 |
Kuru İncir |
55,00 |
55,00 |
0,0 |
Pirinç |
24,00 |
23,70 |
-1,3 |
Kuru Üzüm |
26,00 |
25,00 |
-3,8 |
Limon |
8,17 |
7,50 |
-8,2 |
Sivri Biber |
10,60 |
9,50 |
-10,4 |
Ispanak |
8,57 |
7,57 |
-11,7 |
Yeşil Fasulye |
15,50 |
13,50 |
-12,9 |
Marul (adet) |
4,32 |
3,75 |
-13,2 |