Pamukta ve şeker pancarında fiyat beklentisi


Pamukta ve şeker pancarında fiyat beklentisi

 TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Pamuk stratejik bir ürün olarak değerlendirilmeli ve bu bakış açısıyla politika üretilmelidir”

-“Üretim sezonunun başından günümüze kadar başta gübre, mazot, sulama ve sulamada kullanılan elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında yüzde 300’lere varan artışlar gerçekleşti”

-“Tarım satış kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı ve çiftçi refah payını gözeterek geçtiğimiz sezon serbest piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını bekliyoruz”

-“Gerekli düzenlemelerle tarım satış kooperatiflerinin güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde devreye girerek müdahale alımı yapabilmesi sağlanmalıdır”

-“Ülkemizde de girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve üreticilerimiz korunmalıdır”

-“Dünya lifli pamuk üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde üretim dalgalı bir yapı gösteriyor”

-“Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli bir etkendir”

-“Pamuk üretimi dünyada; fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, gümrük önlemleri ve sigorta destekleri gibi pek çok farklı araçla destekleniyor”

-“Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değer yaratması, yüksek istihdam imkanı sağlaması, hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm dünyada stratejik önemi olan bir üründür”

-“2022 yılında çiftçinin önünü görmesi için önemli bir karar olarak tonu 800 lira olarak açıklanan avans fiyat daha sonra ton başına 1000 liraya yükseltildi”

-“Maliyetleri yükselen şeker pancarı üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz şeker üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi karını da gözeten bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz”

-“Şeker pancarında tam yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür”

-“Şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz”

 ANKARA- 21.09.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar hasadı başlayan pamuk ve şeker pancarı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Ülkemizde pamuk hasadı, bazı bölgelerde iklim şartlarının etkisiyle gecikmeli de olsa başladı” diyen Bayraktar, hasada dair gelişmeleri şöyle aktardı:

“Pamuk üretimi sadece tarımsal üretim olarak değil; ülkemizde ihracatı ve istihdamı gerçekleştiren çok önemli bir sektörün hammaddesidir. Bu anlamda pamuk stratejik bir ürün olarak değerlendirilmeli ve bu bakış açısıyla politika üretilmelidir.

Ülkemizdeki pamuk fiyatları, uluslararası fiyatlardaki gelişmelerden fazlasıyla etkilendi. ABD’de ortalama lif pamuk fiyatı kilogramda 42,31 liradır. Türkiye’nin ABD’den pamuk lif ithalat fiyatı ise navlun dâhil kilogramda yaklaşık 52 liradır. Pamukta uygulanan gümrük vergisi ise yüzde sıfırdır.

Üretim sezonunun başından günümüze kadar başta gübre, mazot, sulama ve sulamada kullanılan elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında yüzde 300’lere varan artışlar gerçekleşti.

Geçtiğimiz sezon piyasa fiyatı, arz-talep etkisi ve dünya pamuk piyasasında fiyatların yükselişi nedeniyle TARİŞ, Çukobirlik, Antbirlik gibi tarım satış kooperatiflerinin açıklamış olduğu pamuk alım fiyatlarının üzerine çıktı. Bu yıl da tarım satış kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı ve çiftçi refah payını gözeterek geçtiğimiz sezon serbest piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını bekliyoruz.

Bu nedenle gerekli düzenlemelerle tarım satış kooperatiflerinin güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde devreye girerek müdahale alımı yapabilmesi sağlanmalıdır. Bu durum, üreticimizin pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz ediyor. Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli bir etkendir.”

 Pamuğun Stratejik Önemi

Pamuğun endüstri bitkileri içinde hem lif hem de yağ bitkilerinin arasında bulunduğunu ifade eden Bayraktar, birçok sanayinin temel hammaddesinin buradan karşılandığını söyleyerek açıklamasına şöyle devam etti:

“Pamuk, lifiyle tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen pamuk yağıyla bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesiyle yem sanayinin, ayrıca lifleriyle de selüloz sanayinin hammaddesini teşkil ediyor.

Pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde edilen yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok yüksek olan bir bitkidir.

Dünyada 2021/2022 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre, toplam 69 ülkede, 25 milyon 733 bin ton lifli pamuk üretimi tahmin edilirken, bu üretimin 833 bin tonunu yani yüzde 3,2’sini ülkemiz sağlıyor. Diğer taraftan 833 bin tonluk üretimle Türkiye; Hindistan, Çin, ABD, Brezilya, Pakistan ve Özbekistan’dan sonra 7. sırada geliyor.

Yine Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu verilerine göre dünyada son 5 üretim döneminde, lifli pamuk üretimi yüzde 4,7 oranında azalarak 27 milyon tondan 25 milyon 733 bin tona düştü.

Dünya lifli pamuk üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde üretim dalgalı bir yapı gösteriyor. Ülkemizde 2017/18 döneminde 882 bin ton olan lifli pamuk üretimi, bir sonraki dönemde 977 bin tona yükseldi. Daha sonraki dönemlerde 656 bin tona kadar gerileyen lifli pamuk üretimi geçen sezon ise tekrar artış göstererek 833 bin tona çıktı. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğini gösteriyor.

Ülkemizde 2021 yılında 4 milyon 322 bin dekar alanda 832 bin 500 tonda lifli pamuk üretimi gerçekleşti. Lifli pamuk üretiminde 330 bin 373 ton üretimle Şanlıurfa ilk sırada yer alıyor. Şanlıurfa’yı 114 bin 413 ton ile Diyarbakır, 97 bin 931 ton ile Aydın, 77 bin 738 ton ile Hatay, 55 bin 731 ton ile İzmir takip ediyor.

Söz konusu 5 ilimizin üretim miktarı, toplam pamuk üretim miktarımızın yüzde 81,2’sine karşılık geliyor.

2022 yılı TÜİK tahminlerine göre kütlü pamuk üretimi 2021 yılı üretimine nazaran yüzde 11,1 oranında artarak 2 milyon 500 bin ton olarak tahmin edildi. 2021 yılında ülkemizden 331 milyon 405 bin dolar değerinde, 138 bin 34 ton lif pamuk ihracatı yapılırken, 2 milyar 414 milyon dolar değerinde 1 milyon 193 bin tonluk ithalat yapıldı.

2021 yılında ihracat bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 70,9 oranında,  ithalat ise yüzde 12,9 oranında arttı. 2022 yılının ilk 7 ayında ise 729 bin 822 ton ithalat gerçekleştirilirken 2 milyar 48 milyon dolar döviz harcandı.

Pamuk üretimi dünyada; fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, gümrük önlemleri ve sigorta destekleri gibi pek çok farklı araçla destekleniyor. ABD ve Çin gibi başlıca pamuk üreticisi ve ihracatçısı ülkeler, üretimlerini önemli ölçüde destekleyerek, rekabette Türkiye’nin önünde bulunuyor.

Ülkemizde de girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve üreticilerimiz korunmalıdır. 

Laboratuvar ortamında standartların belirlenmesi, kalitenin kullanıma kadar korunması, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması gibi çiftçilerimizin teşvik edilmesine yönelik alınan tedbirler önemlidir.”

 Şeker pancarında fiyat beklentisi

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadına başlanan şeker pancarı konusuna da değindi. Şeker pancarı ve şeker üretiminin ülkemiz için vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değer yaratması, yüksek istihdam imkanı sağlaması, hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm dünyada stratejik önemi olan bir üründür.

Türkiye, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Tarım topraklarımızın 2,9 milyon dekarını şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz.

2020/2021 sezonu verilerine göre, 23 milyon tona kadar yükselen üretimle şeker pancarında tam yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Diğer yandan şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür. Dolayısıyla şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz.

2022 yılında çiftçinin önünü görmesi için önemli bir karar olarak tonu 800 lira olarak açıklanan avans fiyat daha sonra ton başına 1000 liraya yükseltildi. Hasadın başladığı bugünlerde, özellikle gübre ve mazottaki yüzde 300’leri aşan artışlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Maliyetleri yükselen şeker pancarı üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz şeker üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi karını da gözeten bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz.

Üretimde, verimlilikte ve deneyimde çiftçilerimizin üstünlüğe sahip olduğu bu ürünleri, sektörde yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.

Üreticilerimizin alın terinin karşılığını aldığı bir sezon olması en büyük temennimizdir.”

Bayraktar, Tarım Bakanı Kirişçi’yi ziyaret etti

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi’yi makamında ziyaret etti. Bitkisel ve hayvansal üretimde üreticilerin önem ve öncelik arz eden sorunlarını anlattı, çözümler için destek istedi.

TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı


TZOB Yönetim Kurulu Toplantısı

ANKARA- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda Yönetim Kurulu Üyeleri, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a, bölgelerindeki çiftçilerin sorunlarını iletti, yapılması gerekenler görüşüldü.

Devlet ve millet el ele verip fındığa sahip çıkmalı


Devlet ve millet el ele verip fındığa sahip çıkmalı

 

TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“500 bin üreticimiz canla başla, zorlu iklim ve doğa şartlarında Türkiye’nin stratejik öneme sahip ürünü olan fındığı üretmeye, ülkemize milyar dolarlık döviz girdisi sağlamaya çalışıyor”

-“Yıllardır söylediğimiz, ancak bir türlü kırılamayan piyasa oluşumu tekelleşme, bu yılda kendini piyasa fiyatları üzerinde gösterdi. Ferrero fındık alım fiyatını TMO’nun açıklamış olduğu fiyatın gerisinde kilogramı 48 ve 49 lira olarak açıkladı”

-“Bu yatırımcı, görevi olmaksızın piyasaya müdahale etme gereği de duyuyor. Kendine kartel yapı oluşturuyor, kendisi ile iş birliği yapan tüccardan fındık alıyor, işbirliği yapmayanı kendince cezalandırarak piyasadan çekilmelerini sağlıyor”

-“TMO fiyatına ürün alan adil ve dürüst fındık tüccarımızın, bu yabancı firma paydaşları tarafından ve tekelci firmalarla işbirliği yapmadığı sürece, satın aldığı fındıkların ihracatçılar tarafından alınmayacağı şeklinde tehdit edildiği yönünde bölge Odalarımızdan bilgiler de geliyor”

-“Bu durum apaçık tekelciliktir; bu yolla sadece tüccar değil, üreticimiz de mağdur ediliyor”

-“Bu tekelci firmayla işbirlikçileri ‘Ben sizin piyasanızı tanımam, sizin ülkenizde kendi piyasamı oluştururum’ diyor. Bu açıkça devlete meydan okumaktır”

-“Geçen sene ucuza kapattıkları fındıktan kurun artmasıyla birlikte büyük paralar kazanan bu tekeller, bu sene de TMO’nun altında bir fiyatla üreticinin malını alıp kurdaki artışlarla birlikte fındıktan büyük kazançlar elde etmeyi hedefliyor. Ayrıca buna karşı çıkan tüccar, sanayici, ihracatçı kim varsa onları yok etmeye çalışıyor”

-“Fındığın gerçek fiyatı yurt dışı menşeili firmalar tarafından değil anavatanı olan Türkiye’de tespit edilmelidir”

-“500 bin üreticinin olduğu bir piyasada az sayıda alıcının bulunması serbest piyasa şartlarının oluşmasına izin vermiyor”

-“Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılardan sadece çiftçilerimiz değil yerli tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve hatta bazı ihracatçıların da rahatsız olduklarını duyuyoruz”

-“Fındığın değerini korumak milli bir görevdir. Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılara dur denmesi gerekiyor. Devlet millet işbirliğiyle devlete hodri meydan çeken bu tekelleri kırmalıyız”

-“Devlet Fiskobirlik’le işbirliği içerisinde ürünün tamamını alacağını kararlı bir şekilde ifade ederek, güçlü bir şekilde piyasaya girmeli, bu oyunu bozmalı ve tekelleşmeyi yok etmelidir”

-“Yerli tüccarımızın, ihracatçımızın, manavımızın, çiftçimizin önünü açmalı… Tekellerin değil, ülkemizin kazanması sağlanmalıdır”

-“Buradan Rekabet Kurumu’na sesleniyorum ve kendilerini göreve davet ediyorum. Piyasayı üreticilerimizin aleyhine, tamamen kendi istekleri yönünde şekillendirmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır”

-“TMO daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalı, çiftçimize ödemeleri peşin yapmaya gayret göstermelidir”

-“Fındığın yüzde 90’ı TMO’nun altındaki bir fiyatla piyasada satılıyor. Buna müsaade edilmemelidir”

-“TMO müdahale alımının amacına uygun bir şekilde şartlarını oluşturmalı ve piyasada oluşan fiyatların kendi fiyatlarının altına düşmesini önlemelidir”

 

Ankara- 07.09.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta yaşanan son gelişmelere ilişkin görüntülü açıklama yaptı.

FAO 2020 verilerine göre Türkiye’nin, Dünya fındık üretiminin yüzde 62’sini ve ihracatının yüzde 61’ini tek başına gerçekleştiren lider ülke konumunda olduğunu belirten Bayraktar, “Bu liderlik yaklaşık 500 bin üreticinin emeğiyle gerçekleşiyor” dedi.

Bayraktar, 2021 yılında ülkemiz fındık rekoltesinin 684 bin ton olarak gerçekleştiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

“Tarım ve Orman Bakanlığı ülkemizin 2022 yılı fındık rekoltesinin yüzde 12 artış ile 765 bin 287 ton olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini açıkladı. Toprak Mahsulleri Ofisi 2022/2023 sezonu kabuklu fındık alım fiyatlarını yüzde 50 sağlam iç fındık esasına göre; Giresun kalite için kilogramı 53 lira, Levant kalite için kilogramı 52 lira, Sivri kalite için ise kilogramı 51 lira olarak açıkladı.

Fındık pazara indi. 500 bin üreticimiz canla başla, zorlu iklim ve doğa şartlarında Türkiye’nin stratejik öneme sahip ürünü olan fındığı üretmeye, ülkemize milyar dolarlık döviz girdisi sağlamaya çalışıyor. Fakat malum çevreler yine harekete geçerek her yıl sergiledikleri oyunları, bu yıl da sergilemeye başladı. Spekülasyonlarla kaybeden üretici, tüccar ve ihracatçı oluyor. Kaybeden ülkemiz oluyor. İhracat rekoru kırabileceğimiz bu yıl ülkemiz, yine 2 milyar dolar gelire mahkum edilmeye çalışılıyor. Ülkemiz fındıktan hak ettiğini kazanamıyor… Kazandırmıyorlar.

Fındığın serbest piyasadaki fiyatını tekelci firma ve ona bağlı alıcılar belirliyor. Bu nedenle ülkemizin ihracat geliri artmıyor, aksine azalıyor. 2021 yılında 344 bin ton fındık ihraç edildi ve 2 milyar 260 milyon dolarlık bir değer yaratıldı. Fındığın tonu 6 bin 569 dolardan ihraç edildi. 2020 yılına baktığımızda, 281 bin ton fındık ihracı karşılığında 1 milyar 945 milyon dolar döviz geliri elde edilirken fındığın tonu 6 bin 921 dolara ihraç edildi. 2015 yılında ise 240 bin ton fındık ihracatı yapıldığında 2 milyar 887 milyon dolarlık bir gelir sağlandı ve fındığın tonu 12 bin 29 dolara ihraç edildi. Görüldüğü üzere her ne kadar miktar artsa da gelir düşüyor.

Dünya fındık ihracatının yüzde 61’ini ülkemiz gerçekleştiriyor. Dolayısıyla Türkiye piyasalarında oluşan fındık fiyatı, dünya piyasalarını da şekillendiriyor. Fındığın gerçek fiyatı yurt dışı menşeili firmalar tarafından değil anavatanı olan Türkiye’de tespit edilmelidir.

Ülkemizin 2021 yılı tarımsal ihracat değeri 25 milyar dolardır. Fındık tek başına tarımsal ihracatın yüzde 11’ini gerçekleştirirken üreticilerimiz de Türk fındığını tüm dünyaya duyurmaya çalışıyor. Buna rağmen fındığa halen gereken önemin verilmediğini görüyoruz. Yıllardır söylediğimiz, ancak bir türlü kırılamayan piyasa oluşumu tekelleşme, bu yılda kendini piyasa fiyatları üzerinde gösterdi.

Ferrero fındık alım fiyatını TMO’nun açıklamış olduğu fiyatın gerisinde kilogramı 48 ve 49 lira olarak açıkladı. Kısacası ‘ben kurduğum sömürü düzenine ve üretici üzerinden milyarlarca dolar kar etmeye devam ediyorum’ dedi.

Yabancı bir firma yatırım yapma bahanesiyle ülkemize geliyor ve fabrika kurup, üretim yapıyor. Bu yatırımcı, görevi olmaksızın piyasaya müdahale etme gereği de duyuyor. Kendine kartel yapı oluşturuyor, kendisi ile iş birliği yapan tüccardan fındık alıyor, işbirliği yapmayanı kendince cezalandırarak piyasadan çekilmelerini sağlıyor.

Öyle ki; TMO fiyatına ürün alan adil ve dürüst fındık tüccarımızın, bu yabancı firma paydaşları tarafından ve tekelci firmalarla işbirliği yapmadığı sürece, satın aldığı fındıkların ihracatçılar tarafından alınmayacağı şeklinde tehdit edildiği yönünde bölge Odalarımızdan bilgiler de geliyor. Bu durum apaçık tekelciliktir; bu yolla sadece tüccar değil, üreticimiz de mağdur ediliyor. 

Önce piyasada işbirlikçileri vasıtasıyla oluşturduğu 43 liralık fiyatın değişmemesi için alım yaptığı işbirlikçi sayısını azaltarak, sanki piyasada değilmiş görünümü vererek sadece kendi satıcılarına yöneliyor. Bu tekelci firmayla işbirlikçileri ‘Ben sizin piyasanızı tanımam, sizin ülkenizde kendi piyasamı oluştururum’ diyor. Bu açıkça devlete meydan okumaktır.

Ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde zaten zor durumda olan üreticilerimizin bir de kendince spekülasyon yaparak piyasaları alt üst eden bir firma tarafından daha da zora sokulmasına, ekonomik olarak sömürülmesine izin verilmemelidir. Alternatifsiz tek geçim kaynağı fındık olan üreticimizin emeğini yedirmeyelim.

Geçen sene ucuza kapattıkları fındıktan kurun artmasıyla birlikte büyük paralar kazanan bu tekeller, bu sene de TMO’nun altında bir fiyatla üreticinin malını alıp kurdaki artışlarla birlikte fındıktan büyük kazançlar elde etmeyi hedefliyor. Ayrıca buna karşı çıkan tüccar, sanayici, ihracatçı kim varsa onları yok etmeye çalışıyor.

Yıllardır fındıkta serbest piyasa koşulları oluşturulmaya çalışıldı. Ancak serbest piyasa oluşmadı, oluşturulamadı ve oluşmayacaktır. 500 bin üreticinin olduğu bir piyasada az sayıda alıcının bulunması serbest piyasa şartlarının oluşmasına izin vermiyor. Az sayıdaki alıcı, piyasa üzerinde baskı kurup fiyatları istedikleri gibi manipüle ediyor.

Bu yıl da, Ferrero bu manipülasyonu piyasada kendine bağlı alıcılar vasıtasıyla yapıyor. Sadece alivre bağlantı yaptığı üreticilerin değil, fındığını toplayıp yaşadığı şehre geri dönmeye çalışan üreticilerin de fındığını yüksek rutubet, düşük randıman, çürük ve fazla gibi çeşitli bahaneler öne sürerek en düşük fiyattan almaya çalışıyor. Bu açıkça üreticilerimizin emeğinin sömürülmesidir.

Kaldı ki bu Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılardan sadece çiftçilerimiz değil yerli tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve hatta bazı ihracatçıların da rahatsız olduklarını duyuyoruz.

Fındığın değerini korumak milli bir görevdir. Ferrero firmasının piyasaya yaptığı baskılara dur denmesi gerekiyor.

Devlet millet işbirliğiyle devlete hodri meydan çeken bu tekelleri kırmalıyız. Devlet Fiskobirlik’le işbirliği içerisinde ürünün tamamını alacağını kararlı bir şekilde ifade ederek, güçlü bir şekilde piyasaya girmeli, bu oyunu bozmalı ve tekelleşmeyi yok etmelidir. Yerli tüccarımızın, ihracatçımızın, manavımızın, çiftçimizin önünü açmalı… Tekellerin değil, ülkemizin kazanması sağlanmalıdır.

Üreticilerimiz ihtiyacı kadar ürün satsın, alivre satışlar yapmasın, serbest piyasaya ürününü vermesin. Emanete bırakılan her bir kilogram, fındık piyasasının ihtiyacını karşılıyor ve fiyatın gerilemesine neden oluyor.

Bir zamanlar yurtdışı için yapılan alivre bağlantılar, artık günümüzde yurt içinde malum firmanın destekçileri tarafından yapılıyor. Ancak, ülkemiz hiçbir zaman müstemleke olmamıştır. Buna yeltenenlere de günü geldiğinde diyetini ödetmiştir. Yerli ve yabancı, ülkemizde her kim fındık işiyle uğraşıyorsa bu gerçeği asla unutmamalıdır.

Buradan Rekabet Kurumu’na sesleniyorum ve kendilerini göreve davet ediyorum. Piyasayı üreticilerimizin aleyhine, tamamen kendi istekleri yönünde şekillendirmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır.

Tüm kesimler artık TMO’nun fındık üreticisi ve fındık piyasası için stratejik öneme sahip olduğunun farkındadır. TMO, açıklamış olduğu alım fiyatlarıyla ve uyguladığı politikalarla piyasada denge sağlamaya çalışıyor.

Ferrero firmasının tekelci uygulamalarına karşı, hem üreticimizi hem de üreticimizden fındık alıp bu firmaya satamayan tüccar ve manavımızı bu baskıdan kurtarmak zorundayız. Bu süreçte bu baskıyı kırmak ve piyasadaki bu bunalımdan kurtulmak için hem üreticimizden, tüccarımızdan, manavımızdan hem de TMO’dan daha kararlı çaba göstermelerini bekliyoruz. TMO daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalı, çiftçimize ödemeleri peşin yapmaya gayret göstermelidir. Diğer taraftan fındığın yüzde 90’ı TMO’nun altındaki bir fiyatla piyasada satılıyor. Buna müsaade edilmemelidir.

TMO’nun erken tarihe gün verememesi ve ödemelerini 21 gün üzerinden yapması nedeniyle hasatla birlikte girdi borçlarını ödeyecek, işçilik giderlerini karşılayacak olan üreticilerimiz, ürününü tüccara götürüp TMO’nun altında bir fiyata satmak zorunda kalıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi, bunun önüne geçmelidir. TMO müdahale alımının amacına uygun bir şekilde şartlarını oluşturmalı ve piyasada oluşan fiyatların kendi fiyatlarının altına düşmesini önlemelidir.

Fındık işinden rızkını temin eden ve pek çok insanımıza da geçim kapısı olan üreticimizden manavımıza, gerçek yerli ihracatçımızdan sanayicimize kadar bütün kesimler, daha güçlü olursa, el ele verirse, fındık ticaretinde istismara yeltenenlerin cesareti kırılacak, kirli düzenleri bozulacaktır.

Fındık işlenip çikolata, şekerleme ve gıda ürünlerine dönüştüğünde dünyada onlarca milyar dolarlık bir ekonomik değer yaratıyor. Ancak Türkiye, bu ekonomik değerden sadece yaklaşık 2,5 milyar dolarlık bir pay alıyor. Fındığın katma değerini ülkemiz değil, Ferrero kazanıyor. Yıllardır alışılagelen iç fındık ihracatını bir kenara bırakma vakti geldi.

Yerli firmalarımızı ve yatırımcılarımızı fındıkta katma değeri yüksek ürünleri üretmeye ve yeni yatırımlar yapmaya davet ediyoruz. Ülkemizin gıda sanayiindeki tecrübesi ve altyapısı, fındığı her türlü işleyip dünyaya sunabilecek düzeydedir. Sadece birkaç inanmış ve cesur yatırımcımızın elini taşın altına sokması, fındık ticaretimize çok geniş ufuklar kazandıracaktır. Bizler üretici, tüketici, ihracatçı ve yatırımcı firmalarımız olmak üzere, herkes kazansın istiyoruz.

İki yılı aşkın süredir yaşadığımız pandemi süreci, ülkelerin korumacı tarım politikaları, komşumuzda yaşanan savaş ve gıda krizlerinin gündeme gelmesi, tarım sektörünün önemini daha net şekilde ortaya koyarken, belediyelerin de tarım sektörüne daha fazla kaynak aktarmasını sağladı.

Buradan Karadeniz bölgemizdeki il ve ilçe belediyelerine seslenmek istiyorum: Sahip olduğunuz araziler üzerine fındık depoları kurarak fındık üreticisine sahip çıkın. Bu sayede fiyat düşüşünü engelleyerek bölge ekonomisine daha fazla katkı sağladığınız gibi kırsal ve genç nüfusu da yerinde tutmuş olacaksınız.”

Ağustos ayı üretici market fiyatları ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim


Ağustos ayı üretici market fiyatları

Aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

 TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 719,5 ile elmada görüldü”

-“Üretici ile market arasındaki fiyat farkı 8 katı aştı”

-“Girdi fiyatlarının yüksekliği tüketicileri yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda bırakıyor”

-“Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir”

-“Tarımsal maliyetlerdeki artışlar, tarımsal üretici fiyatlarındaki artışların çok üzerinde artmaya devam ediyor. Bu durum çiftçilerimizin gelirlerinin düşmesine sebep olmaktadır ve sürdürülebilir değildir. Bunu tersine çevirmek zorundayız”

-“Fiyat artışı nedeniyle az kullanılan gübre, verimde ve üretimde düşüklüğe neden oldu. Arz azalması, artan talep karşısında tüketici fiyatlarında artışı hızlandırdı”

-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yaptığımız açıklamalarda, yüzde 500’lere varan gübre fiyatındaki artışları dile getirdik ve tehlikenin boyutuna dikkat çektik”

-“Tarıma girdi temin eden gübre, zirai ilaç, yem sanayicileri ile tarımsal ürün kullanan gıda sanayicileri ve zincir marketleri, sektörde aynı geminin içinde olduğunun farkına varmalıdır”

-“Tarım sektörü, Nisan-Haziran aylarını kapsayan 2.çeyrekte yüzde 2,9 küçüldü”

 ANKARA- 01.09.2022-Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını ve girdi fiyatlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.

Bayraktar, ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 719,5 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Elmadaki fiyat farkını yüzde 315,8 ile marul, yüzde 240 ile kuru üzüm, yüzde 230 ile limon, yüzde 208,9 ile sivri biber takip etti.

Elma 8,2 kat, marul 4,2 kat, kuru üzüm 3,4 kat, limon 3,3 kat, sivri biber 3,1 kat fazlaya tüketiciye satıldı.

Üreticide 2 lira olan elma 16 lira 39 kuruşa, 2 lira 34 kuruş olan marul 9 lira 73 kuruşa, 14 lira 50 kuruş olan kuru üzüm 49 lira 30 kuruşa, 6 lira 50 kuruş olan limon 21 lira 45 kuruşa, 4 lira 14 kuruş olan sivri biber 12 lira 79 kuruşa markette satıldı.”

 -Market fiyatları

“Ağustos ayında markette 36 ürünün 18’inde fiyat artışı, 17’sinde fiyat azalışı görüldü. Bir ürünün fiyatı değişmedi.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,8 ile yeşil soğan oldu. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 18,1 ile Antep fıstığı, yüzde 17 ile ıspanak, yüzde 13,7 ile marul, yüzde 12,2 ile kuru üzüm, yüzde 9,1 ile fındık (iç), yüzde 9 ile toz şeker takip etti.

Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 46,7 ile domates oldu. Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 24,4 ile sivri biber, yüzde 16 ile patlıcan, yüzde 13,8 ile tavuk eti, yüzde 11,5 ile kuru kayısı izledi.”

 -Üretici fiyatları

“Ağustos ayında üreticide fiyatı en fazla düşen ürün, yüzde 55,2 ile sivri biber oldu. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 51,9 ile limon, yüzde 51 ile domates, yüzde 24,9 ile patates, yüzde 24,2 ile kabak, yüzde 12,9 ile patlıcan, yüzde 10,3 ile salatalık, yüzde 10,2 ile kuru soğan izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 87,7 ile yeşil mercimekte görüldü. Yeşil mercimekteki fiyat artışını yüzde 73,5 ile nohut, yüzde 56,3 ile kuru incir, yüzde 47,4 ile yeşil soğan, yüzde 38,8 ile maydanoz, yüzde 25 ile Antep fıstığı, yüzde 12,3 ile marul, yüzde 11,9 ile fındık (iç), yüzde 10 ile kuru kayısı, yüzde 9 ile yumurta, yüzde 6,7 ile zeytinyağı, yüzde 5,3 ile kırmızı mercimek takip etti.

Ağustos ayında üreticide 27 ürünün 12’sinde fiyat artışı olurken, 10 üründe fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

 Üretici fiyatlarında kuru üzüm, pirinç, ıspanak, havuç, elma fiyatında bir değişim olmadı.”

 -Fiyat değişimlerinin sebepleri

“Ağustos ayında fiyatı en fazla düşen ürün sivri biber oldu. Fiyat düşüşü, tarla üretiminin artması sebebiyle arzdaki artıştan kaynaklandı.

Limondaki fiyat düşüşü erkenci limon hasadının başlamasıyla meydana geldi.

Patates, kuru soğan, kabak, patlıcan ve salatalıkta arz fazlalığı fiyatların düşmesine sebep oldu.

Domateste görülen fiyat düşüşünde arzın artmasıyla birlikte ihracatın azalması da etkili oldu.

Yeşil mercimek ve nohuttaki yüksek fiyatlar, ürünlerin yeni sezona ait olması ve maliyetlerinin artmasından kaynaklandı.

Yeşil soğan, marul, maydanoz gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata artış olarak yansıdı. 

Antep fıstığında ise sezonun bitmesi nedeniyle ürün arzının yeterli olmaması fiyatlara yansımıştır.”

 “Üretici maliyetleri düşürmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya erişmesi mümkün değildir”

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun Haziran ayı için yayımladığı Girdi Fiyat Endeksi’nde yer alan mazot, gübre, elektrik, tohum, ilaç ve yem fiyat endeksleri önemli ölçüde artışlar gösterdi. Bu artışlar, bu ayda yüzde 149’u bulan üretici fiyat artışlarının sebebine işaret ediyor. Çünkü TÜİK verilerinde yer alan gübre endeksindeki artış yüzde 234’ü, mazot endeksindeki artış yüzde 282’yi buluyor.

Girdi fiyatlarının yüksekliği tüketicileri yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda bırakıyor. Bu da daha yüksek enflasyon olarak geri dönüyor. Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.

Ürünlerdeki fiyat artışlarına rağmen üreticilerimiz zor durumdadır. Çünkü tarımsal maliyetlerdeki artışlar, tarımsal üretici fiyatlarındaki artışların çok üzerinde artmaya devam ediyor. Bu durum çiftçilerimizin gelirlerinin düşmesine sebep olmaktadır ve sürdürülebilir değildir. Bunu tersine çevirmek zorundayız.

Üreticilerimiz de maliyet artışlarını fiyatlara yansıtamıyor. Üreticilerimize verilecek destek, aynı zamanda tüketiciye verilecek destektir. Üreticilerimizi destekleyerek, moralini yüksek tutalım. Üretimden kopmasına izin vermeyelim.”

  Ağustos Ayı Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişim

“Ağustos ayında, temmuz ayına göre gübre fiyatları amonyum sülfatta yüzde 3,4 oranında azaldı. DAP gübresinde yüzde 7, 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 5,8, üre gübresinde yüzde 2,2 oranında artış gösterdi. Kalsiyum amonyum nitrat gübresinde ise değişim olmadı.

Geçen yılın ağustos ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 187, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 178, DAP gübresi yüzde 172, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 170, amonyum sülfat gübresi yüzde 147 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 9,3, son bir yıla göre ise yüzde 266 oranında arttı.

Besi yemi ağustos ayında temmuz ayına göre yüzde 2,3 artarken, süt yemi yüzde 0,3 oranında azaldı. Son bir yılda besi yemi yüzde 121,6, süt yemi ise yüzde 122,5 oranında arttı.

Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 99,7 oranında arttı. Zirai ilaç fiyatları ise yıllık bazda yüzde 200’e varan oranlarda artış gösterdi. Yeni üretim sezonuna hazırlanan üreticilerimiz üretim planı yapmaya çalışıyor. Fakat başta gübre ve mazot olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliği karşısında hangi ürünü, ne kadar ekeceği konusunda kararsız ve endişe yaşıyor. Kısacası üreticilerimiz önünü göremiyor.

Üreticilerimizin geleceği görmelerini, üretimde kalmalarını sağlamak için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, girdi destekleri artırılmalı, ekimden önce destekler açıklanmalı ve en kısa sürede üreticilerimize verilmelidir.”

 “Girdi fiyatlarının yüksekliği tarımsal büyümeyi de olumsuz etkiliyor”

“Tarım sektörü, Nisan-Haziran aylarını kapsayan 2.çeyrekte yüzde 2,9 küçüldü. Bu çeyrekte hasat edilen tarımsal ürünlerde kullanılan girdilerin fiyatlarındaki önemli artışlardan dolayı ekiliş alanlarındaki azalma ve yetersiz girdi kullanımının getirdiği üretim düşüşü tarımsal büyümede gerilemenin ana faktörü oldu.

Diğer yandan aynı dönemde süt üretiminde önemli bir girdi olan yem fiyatlarının pahalılığı ve süt fiyatlarının düşüklüğü, süt hayvanlarının elden çıkmasına sebep oldu. Süt üretiminin düşmüş olması da büyüme rakamlarına olumsuz yansıdı.”

 “Gübre fiyatlarındaki fahiş artışların sebebi konusunda uyarmıştık”

“2021 yılının Eylül ayından itibaren gübre fiyatlarındaki aşırı yükseliş, beraberinde tarımsal ürünlerde maliyet artışı ve tüketicide fiyat artışını getirdi.

Gıda enflasyonu, artarak devam etti. Fiyat artışı nedeniyle az kullanılan gübre, verimde ve üretimde düşüklüğe neden oldu. Arz azalması, artan talep karşısında tüketici fiyatlarında artışı hızlandırdı.

O tarihlerden bu yana Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yaptığımız açıklamalarda, yüzde 500’lere varan gübre fiyatındaki artışları dile getirdik ve tehlikenin boyutuna dikkat çektik. Bununla da kalmadık. Kimyasal gübreleri ucuza üretip veya ucuza ithal ettikleri halde, gübre piyasasının istikrarsızlığından yararlanarak fiyatlarını yüksek tutan ve haksız bir şekilde kâr marjlarını artıran üretici, ithalatçı ve dağıtıcılardan şikayetçi olduk.

Bu firmaların Ticaret Bakanlığı’nca denetlenerek piyasa fiyatlarının düzenlenmesi açısından gübre fiyatlarını maliyet ve onun üzerine adil bir kâr düzeyine getirmelerinin gerekliliğine dikkat çektik.

Firmaların bir araya gelerek fiyatları en üst seviyelerde tuttuklarını görüyoruz. Bu gübre firmalarının kârları incelendiğinde, 2021 yılında elde ettikleri tüm kârı 2022’nin ilk 6 ayında yaptıkları görülüyor. Şimdi üreticilerimizin cebinden haksız yere alınan milyarlarca lira, yerine konacak mıdır?

Hükümetimizden isteğimiz; bu firmaların üreticilerimize tekrar zarar vermesinin önüne geçilmesi için gerekli tedbirleri almasıdır.

Tarıma girdi temin eden gübre, zirai ilaç, yem sanayicileri ile tarımsal ürün kullanan gıda sanayicileri ve zincir marketleri, sektörde aynı geminin içinde olduğunun farkına varmalıdır.

Üreticilerimiz sayesinde kazanç sağlayan her kesimi insaflı olmaya davet ediyoruz.”

Seçilmiş ürünlerde 27 Ağustos 2022 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları ve fiyat farkları:

Seçilmiş Ürünlerde Üretici, Hal, Pazar ve Market Fiyatları (TL/kg)

ÜRÜNLER

Fiyat (TL/Kg)

Fiyat Farkı (Yüzde)

 

Üretici

Hal

Pazar

Market

Hal/Üretici

Pazar/Üretici

Market/Üretici

Elma

2,00

9,51

13,25

16,39

375,5

562,5

719,5

Marul (adet)

2,34

4,76

7,50

9,73

103,4

220,5

315,8

Kuru Üzüm

14,50

 

 

49,30

 

 

240,0

Limon

6,50

10,71

17,75

21,45

64,8

173,1

230,0

Sivri Biber

4,14

7,42

10,02

12,79

79,2

142,0

208,9

Kabak

3,13

5,51

7,56

9,55

76,0

141,5

205,1

Domates

3,43

4,39

7,47

9,75

28,0

117,8

184,3

Salatalık

3,25

4,53

7,23

8,88

39,4

122,5

173,2

Maydanoz (adet)

1,48

2,04

2,96

3,95

37,8

100,0

166,9

Taze Fasulye

7,75

13,00

16,20

20,66

67,7

109,0

166,6

Havuç

4,00

5,21

7,75

10,03

30,3

93,8

150,8

Ispanak

5,50

6,43

9,75

13,75

16,9

77,3

150,0

Pirinç

10,00

22,00

23,00

24,08

120,0

130,0

140,8

Patlıcan

4,50

6,37

8,88

10,83

41,6

97,3

140,7

Kırmızı Mercimek

13,31

20,00

20,50

32,02

50,3

54,0

140,6

Patates

4,88

6,93

9,03

10,74

42,0

85,0

120,1

Yeşil Mercimek

15,35

26,00

27,00

31,03

69,4

75,9

102,1

Kuru İncir

50,00

 

 

93,30

 

86,6

Nohut

14,57

21,00

22,50

26,61

44,1

54,4

82,6

Şeftali

6,50

9,10

9,90

11,82

40,0

52,3

81,8

Fındık (İç)

94,00

 

 

151,99

61,7

Kuru Soğan

6,13

6,50

8,08

9,50

6,0

31,8

55,0

Zeytinyağı

58,80

 

 

86,11

 

 

46,4

Antep Fıstığı

125,00

 

 

179,56

 

 

43,6

Yeşil Soğan (demet)

5,75

6,19

6,36

7,57

7,7

10,6

31,7

Kuru Kayısı

110,00

 

 

133,33

 

 

21,2

Karpuz

 

2,19

3,94

4,00

 

 

 

Kuru Fasulye

 

20,00

21,00

28,17

 

 

 

Yumurta

1,58

 

1,78

2,16

12,7

36,7

Süt (1 litre)

 

 

 

17,97

 

 

 

Dana Eti

95,22

 

 

148,09

 

 

 

Kuzu Eti

93,65

 

 

163,75

 

 

 

Beyaz Peynir

 

 

 

90,25

 

 

 

Kaşar Peyniri

 

 

 

126,59

 

 

 

Yoğurt

 

 

 

23,02

 

 

 

Tereyağı

 

 

 

133,81

28,0

117,8

184,3

Mısırözü yağı

 

 

 

52,30

39,4

122,5

173,2

Ayçiçek yağı

 

 

 

44,32

37,8

100,0

166,9

Tavuk Eti

 

 

 

43,43

67,7

109,0

166,6

Toz Şeker

 

 

 

24,58

30,3

93,8

150,8

 Not: Hal, pazar ve market verileri Ankara, İzmir, İstanbul, Mersin, Antalya ve Bursa illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır.  Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır.

 Seçilmiş ürünlerde ay sonu fiyatlar ve değişim oranları:

AY SONU MARKET FİYATLARI

MARKET

Ay Sonu Market Fiyatı
(TL/kg)

Ay Sonu Market Fiyatı
(TL/kg)

Değişim
(Yüzde)

ÜRÜNLER

27 Temmuz 2022

27 Ağustos 2022

27 Temmuz 2022/

27 Ağustos 2022

Yeşil Soğan (demet)

5,83

7,57

29,8

Antep Fıstığı

152,00

179,56

18,1

Ispanak

11,75

13,75

17,0

Marul (adet)

8,56

9,73

13,7

Kuru Üzüm

43,95

49,30

12,2

Fındık (İç)

139,35

151,99

9,1

Toz Şeker

22,56

24,58

9,0

Yumurta

2,03

2,16

6,4

Pirinç

22,95

24,08

4,9

Salatalık

8,53

8,88

4,1

Kaşar Peyniri

123,23

126,59

2,7

Beyaz Peynir

88,14

90,25

2,4

Kuru Soğan

9,28

9,50

2,4

Zeytinyağı

84,28

86,11

2,2

Elma

16,05

16,39

2,1

Tereyağı

132,14

133,81

1,3

Mısırözü yağı

51,66

52,30

1,2

Yoğurt

22,96

23,02

0,3

Dana Eti

148,09

148,09

0,0

Patates

10,81

10,74

-0,6

Kuzu Eti

165,17

163,75

-0,9

Havuç

10,42

10,03

-3,7

Ayçiçek yağı

46,34

44,32

-4,4

Kabak

10,19

9,55

-6,3

Nohut

28,57

26,61

-6,9

Yeşil Mercimek

33,37

31,03

-7,0

Kuru Fasulye

30,82

28,17

-8,6

Maydanoz (adet)

4,35

3,95

-9,2

Kuru İncir

103,48

93,30

-9,8

Limon

23,93

21,45

-10,4

Kırmızı Mercimek

35,84

32,02

-10,7

Kuru Kayısı

150,61

133,33

-11,5

Tavuk Eti

50,37

43,43

-13,8

Patlıcan

12,90

10,83

-16,0

Sivri Biber

16,87

12,75

-24,4

Domates

18,28

9,75

-46,7

 Seçilmiş ürünlerde ay sonu fiyatlar ve değişim oranları:

AY SONU ÜRETİCİ FİYATLARI

ÜRETİCİ

Ay Sonu Üretici Fiyatı
(TL/kg)

Ay Sonu Üretici Fiyatı
(TL/kg)

Değişim
(Yüzde)

ÜRÜNLER

27 Temmuz 2022

27 Ağustos 2022

27 Temmuz 2022/

27 Ağustos 2022

Yeşil Mercimek

8,18

15,35

87,7

Nohut

8,40

14,57

73,5

Kuru İncir

32,00

50,00

56,3

Yeşil Soğan (demet)

3,90

5,75

47,4

Maydanoz (adet)

1,07

1,48

38,8

Antep Fıstığı

100,00

125,00

25,0

Marul (adet)

2,08

2,34

12,3

Fındık (İç)

84,00

94,00

11,9

Kuru Kayısı

100,00

110,00

10,0

Yumurta

1,45

1,58

9,0

Zeytinyağı

55,10

58,80

6,7

Kırmızı Mercimek

12,64

13,31

5,3

Kuru Üzüm

14,50

14,50

0,0

Pirinç

10,00

10,00

0,0

Ispanak

5,50

5,50

0,0

Havuç

4,00

4,00

0,0

Elma

2,00

2,00

0,0

Kuzu Eti

97,51

93,65

-4,0

Dana Eti

101,48

95,22

-6,2

Kuru Soğan

6,83

6,13

-10,2

Salatalık

3,63

3,25

-10,3

Patlıcan

5,17

4,50

-12,9

Kabak

4,13

3,13

-24,2

Patates

6,50

4,88

-24,9

Domates

7,00

3,43

-51,0

Limon

13,50

6,50

-51,9

Sivri Biber

9,25

4,14

-55,2

GİRDİ FİYATLARI

Ağustos 2021

27 Temmuz 2022

26 Ağustos

2022

Ağustos 2022-

Temmuz 2022

değişim (%)

Ağustos 2021-

Ağustos 2022

değişim (%)

Gübreler (TL/Ton)

A.Sülfat %21

2.830

7.250

7.000

-3,4

147

A.Nitrat %26

2.700

7.300

7.300

0,0

170

ÜRE

4.807

13.500

13.800

2,2

187

DAP

6.760

17.200

18.400

7,0

172

20.20.0

4.242

11.150

11.800

5,8

178

Mazot (TL/Litre)

7,37

24,62

26,94

9,3

266

Yemler

Besi yemi (TL/ton)

2.890

6.259

6.405

2,3

121,6

Süt yemi (TL/ton)

3.074

6.858

6.839

-0,3

122,5

Zirai ilaçlar

Decis (1 lt)

195

400

350

-12,5

80

Koruma çaptan WP

60

180

180

0

200

Sumround

55

180

140

-22

155

Elektrik (krş/kwh)

104,1

 207,9

 207,9

0

99,7