Bayraktar, SGK Yönetim Kurulu’na yeniden seçildi


Bayraktar, SGK Yönetim Kurulu’na yeniden seçildi

 Ankara – 29.12.2021 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Ş. Şemsi Bayraktar, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar grubunun tek adayı olarak girdiği seçimde, yeniden Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.

 Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 6. Olağan Genel Kurulu, Ankara’da SGK Merkezi’nde yapıldı. SGK Yönetim Kurulu Üyesi Ş. Şemsi Bayraktar, görevi esnasında, çiftçi menfaatlerinin korunması için bir takım kanuni düzenlemelerin çıkarılmasına, SGK merkezlerinin açılmasına büyük destek verdi.

 SGK Başkan Yardımcısı Lütfi Aydın’ın Divan Başkanı seçilmesinin ardından Yönetim Kurulu seçimine geçildi.

 Yapılan oylama sonucu, Ş. Şemsi Bayraktar, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar temsilcisi olarak SGK Yönetim Kurulu’na seçildi. SGK Yönetim Kurulu’nda işverenleri temsilen Nadir Yörüktümen, işçileri temsilen Pevrul Kavlak, kamu görevlilerini temsilen Hüseyin Yüksel, tarım dışında kendi nam ve hesabına çalışanları temsilen Bendevi Palandöken, kurumdan gelir ve aylık alanları temsilen Kazım Ergün yer aldı.

Vergi kesintisi iade talep dilekçesi başvurusu için son gün 31 Aralık


Vergi kesintisi iade talep dilekçesi başvurusu için son gün 31 Aralık

 TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Tarımsal desteklerden gelir vergisi kesintisi iade talep dilekçesi başvurusu için son gün 31 Aralık 2021 Cuma günü”

-“Vergi iadesi 2016 yılından günümüze olan tarımsal destekleri kapsıyor”

 Ankara- 27.12.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal desteklerden gelir vergisi kesintisi iade talep dilekçelerinin son tarihi ve detaylarına ilişkin açıklama yaptı.

Bayraktar, “2016 yılından beri tarımsal destek ödemelerinden kesilen gelir vergisinin iadesi için çiftçilerimizin en geç 31 Aralık 2021 tarihine kadar dilekçelerini eksiksiz bir biçimde doldurarak başvuruda bulunmaları gerekiyor” dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, başvuruya ilişkin detayları da paylaştı:

“Çiftçilerimiz talep dilekçelerini internet ortamında doldurabilecekleri gibi, elden veya posta yoluyla kendilerinin seçecekleri vergi dairelerine ya da mal müdürlüklerine de verebilecekler.

Ancak hak sahiplerinin mirasçıları ya da vekilleri tarafından yapılan başvurularla bu kapsamda açılmış davalardan feragat etmek suretiyle yapılan başvurulara ilişkin dilekçelerin elden ve posta yoluyla ilgili vergi dairesine verilmesi gerekiyor.

Kendisine destek ödemesinde bulunulan hak sahiplerinin mirasçıları tarafından iade talebinde bulunulması halinde ise dilekçe ekine ‘mirasçılık belgesi’ ile ‘veraset ve intikal vergisi ilişik kesme belgesi’nin eklenmesi şartıyla mirasçılar, hisseleri oranında iadeden yararlanabileceklerdir.”

Bayraktar, tüm bu konularda ise çiftçilerimize Ziraat Odalarımızın yardımcı olacağını da belirtti.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİNDEN ORTAK BASIN AÇIKLAMASI


SEKTÖR TEMSİLCİLERİNDEN ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

 Süt sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konusunda sektör temsilcileri ortak basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasına Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Ş. Şemsi Bayraktar, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Tevfik Keskin, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Ahmet Ertürk, Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı Eray Çiçek ve Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Genel Başkanı Sencer Solakoğlu imza koydu.

 
Sektör temsilcilerinin açıklaması ise şöyle; 

Bilindiği üzere, 24 Kasım 2021 tarihinde tüm üretici örgütleri olarak kamuoyuna sorunlarımızı ve beklentilerimizi içeren ortak bir açıklama yaptık. Üreticilerimiz adına yaptığımız bu girişim yetkililerden karşılık buldu ve Gıda Komitesi 29 Kasım’da yapılan toplantısında fiyat belirleme aşamasında müdahil olmadı. Çiğ süt tavsiye fiyatı üretici ve sanayicilerce Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu’nda pazarlık usulüyle belirlendi.

Gıda Komitesi Toplantısının hemen ardından Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin 29 Kasım 2021 tarihinde yapılan toplantısında alınan kararla, 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatı brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirlendi.

Konseyin yaptığı açıklamada; ‘Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir’ denildi.

Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline toplama, soğutma, borsa tescil ücretleri gibi masraflar çıkarıldıktan sonra yaklaşık 4 lira 41 kuruş geçecektir.

Hammaddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki, Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Yem fiyatlarına Kasım ayından bu güne kadar yüzde 28,6, Ocak ayından itibaren ise yüzde 95,1 oranında zam geldi.

Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı.

Aralık ayı itibariyle çiftçi eline geçen net çiğ süt fiyatı 4 lira 41 kuruştur. Çiftçimiz bu ayda süt yeminin kilosunu ortalama 4 lira 76 kuruştan almıştır. Süt/yem paritesi 0,93 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yani üreticilerimiz 1,5 paritenin çok altında bir pariteyle karşı karşıya kalmıştır.

Her ne kadar Hükümetimizin 20 Aralık 2021 tarihindeki dövize yönelik almış olduğu radikal kararlar yem firmalarını fiyatlarda indirim yapmaya sevk etmiş olsa da, kaç firmanın bu şekilde davranacağını ve ne kadar indirim gerçekleşeceğini zaman içerisinde göreceğiz.

Bugün itibariyle kurdaki yüzde 35’lik düşüşe rağmen yemdeki yüzde 11’lere varan düşüşün yeterli olmadığını görüyoruz. Beklentimiz yem fiyatlarında daha büyük düşüşlerin olmasıdır.

Şu an maliyetlerde öngörülemeyen değişimler yaşıyoruz, Ulusal Süt Konseyi’nin yeniden toplanması ve yeni karar alması elzemdir. Çiğ süt fiyatı en kısa zamanda 1,5 pariteye göre yeniden revize edilmelidir.

Ayrıca süte verilen 20 kuruşluk prim çok düşük kalmıştır. Bu destek hem üreticiyi destekleyecek hem de kayıt dışılığa kaymanın önüne geçirecek seviyeye yani en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılmalıdır.

Akaryakıt ve enerji fiyatları üreticiler için avantajlı olacak seviyelere indirilmelidir.

Yemde de akaryakıtta uygulanan eşel mobil sistem gibi bir sistem hayata geçirilmeli, üreticilerin yeme gelen zamlar nedeniyle mağdur olmaları ve belirlenen pariteden sapmalar önlenmelidir.

Üreticilerin şevki kırılmış, üretimden soğumuşlardır.

Onlara umut ve güven verecek, hızlı atılacak adımlara ihtiyaç vardır.

Bu sorunlara yönelik istikrar sağlayıcı tedbirler alınamayacak olursa bu topraklarda ne et ve süt üretilebilecek ne de bu ürünler ucuza tüketilebilecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Bayraktar, süt üreticisi örgüt başkanlarıyla görüştü

Bayraktar, süt üreticisi örgüt başkanlarıyla görüştü

Ankara- 22.12.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, süt üreticisi örgüt başkanlarıyla bir araya geldi.
Bayraktar, toplantıya katılan süt üreticisi örgüt başkanlarıyla sektördeki son gelişmeleri ve üreticilerin yaşadığı sorunlarla çözümü için yapılması gerekenleri görüştü.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın ev sahipliğinde yapılan toplantıya Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği (TSÜMB) Genel Başkanı Tevfik Keskin, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği (TDSYMB) Genel Başkanı Kamil Özcan, Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAY-KOOP) Genel Başkanı Ahmet Ertürk, Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, Köy-Koop Merkez Birliği (KÖY-KOOP) Genel Başkanı Eray Çiçek ve Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı Sencer Solakoğlu katıldı.

Çiftçilerimizin artan Tarım BAĞ-KUR Primleri


Çiftçilerimizin artan Tarım BAĞ-KUR Primleri

 TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“2022 yılı tarım BAĞ-KUR primi 1.668,83 TL oldu. Bu miktarı çiftçilerimizin ödemesi imkânsızdır. Bu nedenle yüzde 44,87 oranındaki prim artışına kolaylık sağlanmalı, prim ödeme gün sayısı 15 güne indirilmelidir. Çiftçilerimizin primlerine uygulanan yüzde 5’lik hazine teşvik indirimi en az enflasyon oranında artırılmalıdır”

  Ankara-20.12.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yeni asgari ücret ve 28 günden 29 güne çıkarılan prim gün sayısı sonrası çiftçilerin artan tarım BAĞ-KUR primlerine ilişkin açıklama yaptı.

“Çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primleri, açıklanan brüt asgari ücretin 5 bin 4 liraya ve aylık prim gün sayısının 28 günden 29 güne çıkarılması nedeniyle çok fazla arttı” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Brüt asgari ücret yüzde 39,87 oranında artarken çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primleri yüzde 44,87 oranında artarak bin 151 lira 96 kuruştan bin 668 lira 83 kuruşa çıktı.

Borcu bulunmayan çiftçilere verilen 5 puanlık Hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile çiftçilerimizin ödeyeceği tarım BAĞ-KUR primi aylık 985 lira 1 kuruştan bin 426 lira 97 kuruşa yükseldi.

Çiftçilerimiz işçi ve memurla aynı statüde değildir. İşvereni olmadığı için belirlenen primin tamamını kendisi ödemek zorundadır. Çiftçinin 2022 yılında tarım BAĞ-KUR primini ödemesi bir hayli zorlaştı.

Tarım BAĞ-KUR primleri 2022 yılı itibariyle 2 parçada ödenecektir. Ocak-haziran primleri temmuz sonuna kadar, temmuz-aralık primleri ise takip eden yılın ocak sonuna kadar ödeyecek olan çiftçilerimize ödemeler konusunda da kolaylık getirilmiştir.

Ancak, çiftçilerimizin 2 dönemde ödeyeceği 10.012,98 liradan, yıllık toplam 20.025,96 lira olan prim Hazine indirimiyle 8.561,82 liradan yıllık toplam 17.123,64 liraya düşse de çiftçilerimizin bu rakamları ödemesine imkân yoktur.”

 “Eğer müdahale edilmezse 2022 yılı prim oranlarındaki artış nedeniyle tarımda kayıt dışılık artacak, çiftçilerimiz sosyal güvenlik hakkından mahrum kalacaktır”

Bayraktar, son 2 yılda toplam 172 bin 747 çiftçinin tarım BAĞ-KUR’unu ödeyemeyecek güçte olduğu için muafiyet belgesi alarak tarım BAĞ-KUR’u ödemekten vazgeçtiğini hatırlatarak açıklamasına şöyle devam etti:

“Yükselen primler nedeniyle çiftçilerimiz 2022 yılında primlerini ödeyemeyecek, tarımda kayıt dışı çalışma artacak ve geliri düşük olan çiftçilerimiz, muafiyet belgesi alarak sosyal güvenlikten mahrum kalacaktır.

Anayasanın 60. Maddesi’ne göre; ‘Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar’ hükmünün yer aldığını hatırlatarak, çiftçilerimizin bu haktan mahrum kalmamaları gerektiğini belirtmek istiyorum.

Devletimiz sosyal güvenlikte çiftçiyi desteklemelidir. Tarım BAĞ-KUR sigortası prim gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Bu durumda çiftçimizin ödeyeceği aylık prim bin 668 lira 83 kuruştan 863 lira 19 kuruşa, Hazine desteği göz önünde bulundurulduğunda ise 738 lira 09 kuruşa inecektir. Çiftçilerimizin içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde bu miktar bile çok yüksektir. Ayrıca çiftçilerimizin tarım BAĞ-KUR primlerine uygulanan yüzde 5 oranındaki hazine teşvik indirimi de enflasyon oranına göre yükseltilmelidir.”

 “Çiftçilerimize sadece fiziksel değil psikolojik yıpranma payı da verilmelidir”

“Diğer meslek gruplarından farklı olarak, çiftçilerin çoğu kapalı alanlarda çalışmamaktadır” hatırlatması yapan Bayraktar, zor koşullarda çalışan tarım emekçilerinin fiziksel yıpranmanın yanı sıra psikolojik olarak da yıprandığını belirterek açıklamasını devam ettirdi:

“Çiftçilerimizin çalışma alanları, tarla, bahçe, bağ gibi açık alanlardadır. Kapalı alanlar bile sera, ahır, ağıl, kümes gibi yerlerdir. Balıkçılık ile uğraşanlar ise tekne, havuz vb. gibi yerlerde zor şartlar altında çalışmaktadır.

Çiftçilerimizin çalışma koşulları, günlük 8 saatten daha uzun sürede ve ağır şartlarda olmakla birlikte, traktör ya da tarım makinesi kullanırken toza, tarım ilacı kullanırken ilaca, kimyasal gübreleme yaparken kimyasallara, sulama yaparken çamura ve içerisindeki bakterilere, hasat ya da budama yaparken, yabancı otları temizlerken ellerinin çatlamasına, yıpranmasına, hayvanları beslerken hayvan dışkılarına, hayvan bakımlarını gerçekleştirirken hayvan hastalıklarına maruz kalabilmektedirler. 

Tarım BAĞ-KUR primini ödemekte zorlanan çiftçilerimiz, ürününün para etmeme riski, ekonomik sorunlar, girdi fiyatlarının sürekli artması, kuraklık, tropikal rüzgâr ve fırtına gibi ansızın yaşanan afetlerle ürününü kaybetme korkusuyla daima karşı karşıyadır. Ayrıca bu kaygı ve korkulara, çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine bitmek tükenmek bilmeyen borçlarıyla sürekli haciz endişesi gibi bazı stres faktörlerinin de eklenmesi psikolojik travmalara sebep olabilmektedir. Çiftçilerimize, yıllardır sadece fiziksel değil psikolojik yıpranma payı da verilmelidir.

Zor şartlarda çalışanlara fiili hizmet tazminatı verilmektedir. Kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet tazminatı, mesleklere göre değişik süreleri kapsamaktadır. Çalışma şartlarının zorluğu dikkate alınarak, bütün çiftçilerimize çalıştıkları her yıl için 90 gün (4 yılda 1 yıl hesabıyla) yıpranma payı ilave edilmelidir.”

 “Çiftçilerimizin prim gün sayısı 9 bin günden 7 bin 200 güne çekilmelidir”

Bayraktar, sigortalı çalışanların 7 bin 200 prim gün sayısı ile emekli olurken, Tarım BAĞ-KUR’lu ve esnaf BAĞ-KUR’luların 9 bin gün prim ödediğini belirterek, açıklamasına şöyle devam etti:

“Çiftçilerimizi rahatlatmak için, yıpranma payı verilmeli, diğer meslek gruplarına göre çiftçimizin tarımı terk etmemesi için bu avantaj sağlanmalıdır.

SGK istatistik verilerine göre; 2016 yılında 717 bin 876 kişi zorunlu tarım BAĞ-KUR’unda iken 2020 yılında yüzde -23,79 değişim oranı ile 547 bin 75 kişiye düşmüştür.

Ancak, Birliğimizin Zobis otomasyon sistemi verilerine göre; 2020 yılında 82 bin 819, 2021 yılın Kasım sonu itibariyle 89 bin 928 çiftçimiz tarımsal gelirinin düşük olduğunu belgeleyerek muafiyet belgesi almış ve tarım BAĞ-KUR sigortalılığını sonlandırmıştır.

Son 2 yılda toplam 172 bin 747 çiftçi tarım BAĞ-KUR’u ödeyemeyecek güçte olduğunu muafiyet belgesi ile ispatlayarak tarım BAĞ-KUR ödemekten vazgeçmiştir. Üstelik çiftçilerimizin mali durumu düzelse ve tekrar BAĞ-KUR ödemeye karar verse bile şuan ki düzenlemelere göre muafiyette geçen yılları borçlanamayacaktır. Çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntılı dönemin dikkate alınarak, muafiyette geçen sürelerin borçlandırılması imkânı sağlanmalıdır.

Tarımda çalışan kadınların yüzde 94,5’i sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için, gençlerimizi ve kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak için teşvik edici önlemler alınmalıdır. Ayrıca kadınların sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılmalıdır.

Devletimiz çiftçilerimizin sosyal güvenlik hakkını devlet eliyle verebilecek güçtedir. Ülkemizi besleyen çiftçilerimizi sosyal güvenlikten yoksun bırakmayacağına gönülden inanıyoruz.”

Süt üreticisinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı


“Süt üreticisinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Süt fiyatının nasıl belirlendiğini bilmeden süt fiyatı hakkında yorum yapmak mümkün değildir”

-“25 Kasım ile 16 Aralık 2021 tarihli fiyatlarına bakıldığında, beyaz peynirde yüzde 95, kaşar peynirinde yüzde 62, günlük pastörize sütte yüzde 60, yoğurtta yüzde 81, tereyağında yüzde 117, uzun ömürlü UHT sütte ise yüzde 147’ye varan oranlarda fiyat artışları var”

-“Bu artışlara kim dur diyecek,  üretici ve tüketicilerin zarar görmesine nasıl engel olacağız?”

-“Süt üreticisi üretime devam edebilmek için bir litre süt sattığında bir buçuk kilo yem alabilmelidir”

-“Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalıdır”

-“Ocak ayından bugüne kadar yem fiyatlarına yüzde 93,4 zam yapıldı”

-“Yem fiyatları o kadar yükseldi ki Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi”

-“Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı”

-“Yem sanayicileri yem zamlarının daha da devam edebileceği uyarısında bulundu”

-“Çiğ süt fiyatları hayata geçirilmeden süt ürünleri fiyatlarına aşırı zamlar yapıldı”

-“Yine USK’nin belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline 4 lira 40 kuruş civarında bir fiyat geçecektir.”

-“Süt yem paritesi 0,96-0,97 seviyelerine düşecektir. Bu parite olması gereken 1,5 paritenin çok altındadır. Parite düzelmezse damızlık hayvanlar kasaba gitmeye devam edecektir”

-“Tarım bir milli güvenlik meselesidir”

Ankara- 18.12.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, süt fiyatı konusunda açıklama yaptı.

Süt fiyatının nasıl belirlendiğini, süt fiyat oluşumunun geçmiş yıllardaki seyrini, süt üretim değer zincirini, bu zincirin halkalarının genel karakterini, fiyata karar veren mekanizmada yer alan aktörlerin kimler olduğunu, üreticiden tüketiciye süt ve süt ürünleri süreçlerini ve maliyetlerde yaşanan anormal yükselmeleri detaylı bir şekilde öğrenmeden süt konusunda analiz yapabilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Bayraktar, “Bu gerçeğe rağmen, son zamanlarda bazı çevrelerce süt fiyatları hakkında yapılan tartışmalar ve eleştiriler üreticilerimizi derinden üzmektedir. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve vatandaşlarımıza gerçekleri duyurmak amacıyla Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bazı bilgileri kamuoyuyla paylaşmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.

“Girdi fiyatları artarken süt fiyatı sabit kaldı”

“Çiğ süt fiyatı, 2018 yılından beri enflasyon yükselecek endişesiyle bütün üyeleri Kamu tarafından oluşan ‘Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’ tarafından belirleniyordu ama bu fiyat ‘Ulusal Süt Konseyi’ (USK) tarafından açıklanıyordu” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“2020 yılı Ocak-Aralık döneminde yem fiyatları yüzde 41,7 arttı. İşçilik, elektrik, mazot gibi her türlü girdiye zam yapıldı. Fakat üreticinin sattığı çiğ süt fiyatları bir yıl boyunca yani 12 ay süreyle sabitlendi.

2021 yılı Ocak-Temmuz ayları arasındaki süreçte ise üreticilerin en önemli girdisi olan yem fiyatları yüzde 25 arttı. Ancak buna rağmen çiğ süt fiyatları 6 ay süreyle brüt 2 lira 80 kuruş olarak sabitlendi.

Çiğ süt fiyatı, Temmuz-Aralık 2021 tarihleri arasında brüt 3 lira 20 kuruş olarak belirlendi. Aynı dönemde yem fiyatları yüzde 48 oranında arttı.

Üreticiler de bunun üzerine; ‘bu düşük fiyatlara müdahale etmezseniz damızlık hayvanlar kesime gider, bunun sonucunda tüketiciler yüksek et ve süt ürünleri tüketmek zorunda kalır, üreticiler üretimi bırakır. Neticede dışa bağımlı bir ülke oluruz, kendi üreticilerinize verilmeyen paraları yabancı ülke üreticilerine vermek zorunda kalırsınız’ diyerek yetkilileri bu duruma müdahale etmeye davet etti.

Bu davete uyan Birliğimizin de içinde olduğu süt üretici örgütleri 24 Kasım 2021 tarihinde, ‘süt fiyatlarının neden artırılması gerektiği konusunda’ kamuoyuna ortak açıklama yaptı.

Süt üreticilerinin maliyetlerinin yüzde 60-65’ini yem oluşturuyor. Çiğ süte yapılan ve bazı çevreler tarafından ‘fahiş’ olarak nitelenen yüzde 47’lik zam, daha hayata bile geçmeden yani son 2 haftada süt yemi fiyatlarına yüzde 24,4 oranında zam yapıldı. Bu zamla birlikte ocak ayından beri yani yaklaşık bir yılda yapılan zam yüzde 93,4’e kadar yükseldi

Çiğ süte yapılan yüzde 47’lik zammın geri alınmasını gündeme getiren bazı çevrelere de ‘çiğ süt zammının hayata geçirileceği tarih olan 8 Aralık’tan önce, birçok market, mandıra ve süt işleyicisinin süt ve süt ürünleri fiyatlarına aşırı zam yaptığını’ da hatırlatmak isterim.”

“Bu artışlara kim dur diyecek,  üretici ve tüketicilerin zarar görmesine nasıl engel olacağız?”

“Birliğimizce üç marketin sanal mağazalarından derlediğimiz birçok markaya ait süt ve süt ürünlerinin 25 Kasım ile 16 Aralık 2021 tarihli fiyatlarına bakıldığında, beyaz peynirde yüzde 95’e varan oranlarda, kaşar peynirinde yüzde 62’ye varan oranlarda, günlük pastörize sütte yüzde 60’a varan oranlarda, yoğurtta yüzde 81’e varan oranlarda, tereyağında yüzde 117’ye varan oranlarda, uzun ömürlü UHT sütte ise yüzde 147’ye varan oranlarda fiyat artışları olduğu görülmektedir.

Bir yerlerde fahiş fiyat artışı arıyorsak önce sanayicilere ve marketlere bakmamız lazım. Bu artışlara kim dur diyecek,  üretici ve tüketicilerin zarar görmesine nasıl engel olacağız? Asıl buna kafa yormamız lazım.

Üretimi ayakta tutamazsak 2022 yılında et ve süt fiyatlarında çok daha fazla artış yaşanacaktır. İthalatında daha pahalı olduğu düşünüldüğünde tüketicilerimizin et ve süt ürünlerine kolayca ulaşması mümkün olmayacaktır. Üretimi desteklemezsek zor günler yaşayacağız. Bu sektörde stokçuluk artacaktır.”

“Süt üreticisi üretime devam edebilmek için bir litre süt sattığında bir buçuk kilo yem alabilmelidir”

“Bilim adamlarımız bir çiğ süt üreticisi bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmelidir diyor. Buna ‘süt/yem paritesi’ (alım gücü) denilir. Yani sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için ideal parite 1,5’tir” diyen TZOB Genel Başkanı açıklamasına şöyle devam etti:

“Üreticimiz eline geçen net fiyatla 2021 yılının ocak ayında 1,12 kilo yem alabildi. Parite kasım ayında 0,82’lere kadar düştü. Böyle düşük bir parite, damızlık hayvan kesimlerini hızlandırdı. Bu nedenle USK toplanarak çiğ süt fiyatını brüt 3 lira 20 kuruştan, brüt 4 lira 70 kuruşa çıkardı.

Fakat hammaddede yüzde 60 dışa bağımlı olduğumuz ve dolara bağlı olarak sürekli artan yem fiyatları o kadar fazla yükseldi ki, Konsey tarafından belirlenen 4 lira 70 kuruşluk brüt fiyat daha hayata geçmeden anlamını yitirdi. Üreticinin üretmeye devam etme hevesi kursağında kaldı.

Öte yandan yem sanayicileri dolar böyle arttıkça fiyat oluşturmakta zorlandıklarını, aldıkları malı aynı fiyattan yerine koyabilmek için yeme zam yapmak zorunda kaldıklarını, bu zamların daha da devam edebileceğinin uyarısında bulundu.

USK’nın belirlediği 4 lira 70 kuruş brüt fiyattır. Üreticinin eline toplama, soğutma, borsa tescil ücretleri gibi masraflar çıkıldıktan sonra yaklaşık 4 lira 40 kuruş ile 4 lira 50 kuruş arası bir fiyat geçecektir.

Süt yeminin aralık ayı itibariyle 4 lira 60 kuruş olduğunu düşünecek olursak süt/yem paritesi 0,96-0,97 seviyesinde olacaktır. Yani üreticilerimiz 1,5 paritenin çok altında bir pariteyle karşı karşıya kalacaktır.

29 Kasım 2021 tarihinde belirlenen ve 8 Aralık 2021 tarihinden sonra yürürlüğe giren çiğ süt fiyatı, yıllardan sonra ilk defa Ulusal Süt Konseyi’nde, üretici, kamu ve sanayici temsilcileri tarafından belirlendi.

Üstelik açıklanan fiyata, henüz belirlenmemiş asgari ücret zammı da eklenmedi. Fiyat tamamıyla maliyetler dikkate alınıp, pazarlık yapılarak belirlendi.”

“Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalıdır”

Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin ve üreticilerin sürekli olarak süt konusunda yapmış olduğu uyarıları ise şöyle sıraladı:

“Sanayide içme sütü, yoğurt, peynir gibi süt ürünlerine dönüştürülerek sofralarımıza gelen çiğ süt, günün 24 saati yoğun emek sarf eden üreticilerimiz tarafından bin bir zorluklarla üretilmektedir.

Süt üreticisinin sürekli artan yem başta olmak üzere diğer masraflarına karşılık sattığı süt fiyatının sabitlenmesi ekonominin kurallarıyla bağdaşan bir durum değildir.

Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalı, bu da 1,5 pariteyle sağlanmalıdır. Bu sağlanmazsa damızlık hayvanlar kasaba gidecek, tüketiciler üretilemeyen süt nedeniyle çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri yiyecek, ithal süttozu ile süt ürünlerini tüketmek zorunda kalacaktır. Döviz kurunun sürekli yükseldiği düşünülecek olursa, ithal ürünlerin de ucuza alınamayacağı aşikardır.

Sürecin bir diğer hazin tarafı ise; süt hayvanları kesilince, besilik hayvan da üretilemeyecek, bu durumda da tüketicinin gündemini fahiş kırmızı et fiyatları işgal edecektir.”

“Tarım bir milli güvenlik meselesidir”

“2008 yılında da benzer sorunları yaşadık ve ülke olarak canlı hayvan ve et ithalatına 9,2 milyar dolar harcadık” hatırlatması yapan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada bu ürünlere o dönemdeki kadar kolayca ulaşamayacağımız aşikardır. Çünkü döviz kuru sürekli artıyor, ülkeler arz güvencesini sağlamak için stoklayıcı bir politika izliyor. Neticede cebimde param var dediğimizde bile o ürünü alamayabiliriz” dedi.

Bayraktar, “Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Üretimi canlı tutmalı, üreticileri memnun etmeli, üretimde sürdürülebilirlik için üreticilere her türlü desteği vermeliyiz” diyerek açıklamasını bitirdi.

Kasım ayı üretici market fiyatları, artan girdi maliyetleri ve ihracatta yaşanan sorunlar


Kasım ayı üretici market fiyatları

Artan girdi maliyetleri

İhracatta yaşanan sorunlar

 

TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Kasım ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı 9 kata yaklaştı”

-“Markette en fazla fiyat artışı patlıcan, en fazla fiyat düşüşü ise limonda görüldü”

-“Limonun alıcısının bulunmaması sebebiyle limonlar dalında bekliyor, bazı bölgelerde ise limon ağaçları sökülüyor. Limonda yaşanan sorunlar diğer narenciye grubu olan portakal ve mandalinada da yaşanıyor”

-“Bu sene kuraklığın etkisiyle küçülen tarım sektöründe, önümüzdeki yıl kuraklığın yanında yetersiz gübre kullanımı da büyük bir risk olarak görülmektedir”

Gübre fiyatlarının anormal artışı karşısında destekler artırılmalı mazotta olduğu gibi gübre fiyatının yüzde 50’si destek olarak verilmeli, destek verilmeyen karma yem ve bitki koruma ürünlerine de destek getirilmelidir”

-“Rusya’nın domateste uyguladığı kotadan sonra geçmişte yaptığı gibi çeşitli tarım ürünlerimizin girişini ‘kalıntı’ sebebiyle yasakladı. Son olarak üzüm, biber, erik, nar ve kabak gibi ürünlere girişte analiz şartı getirildi”


Ankara- 01.12.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kasım ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimlerini, artan girdi maliyetlerini ve ihracatta yaşanan sorunları değerlendirdi.

Bayraktar, Kasım ayında üretici ile market arasındaki farkın 9 kata yaklaştığını açıkladı.

Kasım ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 790,44 ile limonda yaşandığında dikkati çeken Bayraktar, bunu yüzde 309,42 ile kuru soğan, yüzde 246,94 ile mandalina, yüzde 233,42 ile ıspanak, yüzde 224,72 ile havuç, yüzde 220,96 ile portakal, yüzde 220,82 ile elma, yüzde 217,67 ile kabak, yüzde 210, 69 ile de marulun izlediğini belirtti. Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Kasım ayında limon 8,9 kat, kuru soğan 4,1 kat, mandalina 3,5 kat, ıspanak 3,3 kat, havuç, portakal, elma ve kabak 3,2 kat, marul ise 3,1 kat daha fazlaya tüketiciye satıldı. Üreticide 50 kuruş olan limon 4 lira 45 kuruşa, 59 kuruş olan kuru soğan 2 lira 42 kuruşa, 1 lira 82 kuruş olan mandalina 6 lira 30 kuruşa, 1 lira 89 kuruş olan ıspanak 6 lira 31 kuruşa, 2 lira olan havuç 6 lira 49 kuruşa satılmaktadır. Kasım ayında markette 28, üreticide 19 üründe fiyat artışı; markette 10, üreticide 7 üründe fiyat düşüşü oldu. Markette fiyatı değişmeyen ürün olmazken, üreticide ise 4 üründe fiyat değişmedi. Kasım ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette ve üreticide patlıcan; fiyatı en fazla düşen ürün ise markette ve üreticide limon oldu.

 

“Markette en fazla fiyat artışı patlıcan, en fazla fiyat düşüşü ise limonda görüldü”

Kasım ayında markette fiyatı değişmeyen ürün olmazken, markette fiyat artışının en fazla yüzde 34,56 ile patlıcanda görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 29,09 ile kuru kayısı, yüzde 25,86 ile sivri biber, yüzde 23,36 ile mısırözü yağı, yüzde 19,74 ile havuç, 18,97 ile yumurta, yüzde 17,89 ile toz şeker, yüzde 17,06 ile fındık (iç), yüzde 16,78 ile tavuk eti, yüzde 14,57 ile kabak, yüzde 14,36 ile nohut, yüzde 12,44 ile ayçiçek yağı, yüzde 11,66 ile patates, yüzde 7,21 ile elma, yüzde 7,01 ile salatalık takip etti.

Markette fiyatı en fazla düşen ürün yüzde 18,05 ile limon oldu. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 12,97 ile ıspanak, yüzde 9,92 ile marul, yüzde 6,30 ile yeşil mercimek, yüzde 5,76 ile yeşil soğan, yüzde 3,97 ile kuru soğan, yüzde 3,45 ile kuru fasulye, yüzde 2,70 ile zeytinyağı, yüzde 0,8 ise kırmızı mercimek ve yüzde 0,39 ile yeşil fasulye izledi.”

 

“Üreticide en fazla fiyat düşüşü limonda, en fazla fiyat artışı ise patlıcan oldu”

Kasım ayında üreticide kırmızı mercimek, kuru kayısı, kuru incir ve süt fiyatında bir değişim meydana gelmezken, yüzde 60 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün limon olduğunu söyleyen Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 18,18 ile ıspanak, yüzde 14,41 ile domates, yüzde 9,61 ile yeşil mercimek, yüzde 9,09 ile havuç, yüzde 6,02 ile kabak, yüzde 2,13 ile marul izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 63,81 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 51,48 ile patates, yüzde 32,29 ile yeşil fasulye, yüzde 24,57 ile elma, yüzde 21,33 ile zeytinyağı, yüzde 21,24 ile salatalık, yüzde 21,19 ile sivri biber, yüzde 20 ile maydanoz, yüzde18,52 ile pirinç, yüzde 9,34 ile kuru fasulye, yüzde 8 ile fındık (iç), yüzde 7,69 ile yumurta, yüzde 5,83 ile kuru üzüm, yüzde 5,78 ile nohut, yüzde 5,09 ile dana eti, yüzde 3,51 ile kuru soğan, yüzde 2,01 ile kuzu eti takip etti.”

 

Kasım ayında fiyatı en fazla düşen ürün limon oldu”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, fiyat değişimlerinin nedenlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

Kasım ayında fiyatı en fazla düşen ürün limon oldu. Limon üreticileri piyasada tüccarın yeterli alım yapmaması nedeniyle pazarlama sıkıntıları yaşadı.

2020 yılında limon ihracatına kısıtlama getirilmesine yönelik alınan karar, önemli dış pazarların kaybedilmesine sebep oldu. Bu da günümüz ihracatını etkiledi.  Şu anda erkenci çeşit olarak bilinen mayer çeşidi limonda, bazı illerimizde fiyat oluşmadı ve ürün dalında kaldı. İhracata dayanıklı olan enterdonat limon çeşidinin kilosu ise ortalama 1 lira 75 kuruş, 14 Aralık’a kadar kesimi yapılarak depolanan dikenli limon çeşidinin kilosu ise 2 liraya düştü.

Limonun alıcısının bulunmaması sebebiyle limonlar dalında bekliyor, bazı bölgelerde ise limon ağaçları sökülüyor. Limonda yaşanan sorunlar diğer narenciye grubu olan portakal ve mandalinada da yaşanıyor.

2020 yılı Kasım ayında üretici portakalın kilosunu 3 liraya satarken bu yıl 2 lira 25 kuruşa alıcıyı zor buluyor. Eğer önlem alınmazsa limondaki sıkıntının diğer narenciye grubu ürünlerde de yaşanacağı aşikârdır. Adana bölgesinde çiftçilerimiz narenciyeyi toplayacak tarım işçisi bile bulamıyor.”

 

 

“Girdi maliyetine üreticinin dayanacak gücü kalmadı!”

Buğday, arpa ve mercimek başta olmak üzere kışlık ekimlerin yapıldığı bu aylarda gübre kullanımı yoğunlaştığına dikkat çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu dönemde artan talep dolayısıyla gübre fiyatlarında yaşanan artışın yanı sıra, yurtdışı fiyat ve kur artışından dolayı oluşan yükseliş, üreticilerimizin gübre kullanmadan ekim yapmalarına neden oluyor. Bu durumun yarattığı verim düşüklüğü ve bitkisel üretimin azalmasına bağlı olarak tarım ve gıda ürünlerinde yaşanacak fiyat artışlarından tüketicilerimiz de etkileniyor.

Bu sene kuraklığın etkisiyle küçülen tarım sektöründe, önümüzdeki yıl kuraklığın yanında yetersiz gübre kullanımı da büyük bir risk olarak görülmektedir.

Son bir yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 441, üre gübresi yüzde 394, amonyum nitrat gübresi yüzde 373, DAP gübresi yüzde 259 ve 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 236’lık bir artış yaşandı. Bu dönemde mazot fiyatı yüzde 38, besi yemi yüzde 51,4, süt yemi yüzde 60, elektrik fiyatları ise yüzde 56 oranında arttı.

Tarımsal sulamada kullanılan elektrikte fonların kaldırılması yerinde bir karar olurken vergilerin de en kısa zamanda kaldırılması gerekmektedir.

Gübre fiyatlarının anormal artışı karşısında destekler artırılmalı mazotta olduğu gibi gübre fiyatının yüzde 50’si destek olarak verilmeli, destek verilmeyen karma yem ve bitki koruma ürünlerine de destek getirilmelidir.

Ülkemizde ithal enflasyonun ve stokçuluğun panzehiri üretimdir. Üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur.”

 

“Gübrede yaşanan fiyat artışının buğday çiftçisine yansıması”

“Ülkemizde tarımsal üretimin temelini oluşturan tahıllar, insan ve hayvan beslenmesinin yanı sıra ham madde olarak endüstride kullanımları nedeniyle ülke tarımında ön plandadır” açıklaması yapan Bayraktar, tahıllar içerisinde de buğdayın gerek ekiliş alanı gerekse üretim yönünden ilk sırada yer aldığını belirtti. Bayraktar sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yıl buğday üretiminde yüzde 20’lik bir düşüş beklenmektedir. Bu düşme önümüzdeki yıl buğday üretimini daha önemli hale getirmiştir. Ülkemizde bitkisel üretimdeki verim ve üretim miktarlarımızdaki düşüklüğün en önemli sebeplerinden biri üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle çiftçilerin yeterli miktarda gübre kullanamamasıdır.

26 Kasım 2021 tarihi itibariyle DAP gübresinin ton fiyatı 11 bin 400 lira, ÜRE gübresinin ton fiyatı ise 12 bin 450 liradır.”

 

“Domates, biber ve bazı meyvelerin ihracatında yaşanan sorunlar”

Bayraktar, ülkemizin yaş sebze ve meyve ihracatında en büyük pazarı olan Rusya’nın çeşitli tarım ürünlerimize kısıtlama getirmesine ilişkin ise şöyle konuştu:

“Rusya’nın domateste uyguladığı kotadan sonra geçmişte yaptığı gibi çeşitli tarım ürünlerimizin girişini ‘kalıntı’ sebebiyle yasakladı. Son olarak üzüm, biber, erik, nar ve kabak gibi ürünlere girişte analiz şartı getirildi.

Antalya’daki oda başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre; Rusya’nın çıkardığı bu yapay gerekçelere dayanan sorunlar nedeniyle analiz haftalarca sürdüğü için, ürünler maalesef sınır kapısında çürüyor. Bu durum ihracatımızı azaltıyor, dolayısıyla ihracatçı ve üreticilerimiz mağdur oluyor. Üreticilerimiz de ürünün elde kalmaması için fiyatları düşürmek zorunda kalıyor.

En son 16 Kasım 2021 itibariyle de biber ve nar ürünlerinde yasaklamaya gidildi. Üreticilerimiz bu konuda tedbirli davrandıklarını ve kalıntı olmaması konusunda teknik prosedürlere uyarak, gereken önlemleri aldıklarını belirterek, buna rağmen mağdur olduklarını söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde görüştüğümüz Bakanlığımız temsilcileri tarafından bize aktarılan bilgide; nar ve biberde kalıntı ve virüs var gerekçesiyle Rusya’nın ürünlerimizi almadığı belirtilmiştir. Oysa gönderilen bu ürünlerin biyolojik mücadele kapsamında yetiştirildiği, kimyasal kullanılmayan arı kullanılan ürünler olduğu, Rusya’nın aldığı kararın teknik gerekçelere dayanmadığı, politik bir karar olduğu da ortadadır.

Hükümetimizin tarım ve gıda ihracatımızın arttığı bu dönemde, yasakların ve analiz şartının kaldırılması hususunda gerekli tedbirleri alması da üreticilerimizin en önemli beklentisidir. Rusya’nın bu analiz şartıyla bu ülkeye olan ihracatın azalması sonucu domates ve Kaliforniya cinsi biber başta olmak üzere, artan girdi maliyetleriyle boğuşan üreticilerimiz, maliyetin altında satış yapmak zorunda kalıyor ve mağdur oluyor. Rusya’ya alternatif olacak pazar ülkeleri bulmak kolay olmamakla birlikte, bu konuda şartlar sonuna kadar zorlanmalı ve yaşanmakta olan sıkıntılı günlerde çiftçilerimizin daha fazla sıkıntıyla karşılaşmaması için ihracatımız kesinlikle sekteye uğratılmamalıdır.

Diğer taraftan, bölgedeki oda başkanlarınca domateste Rusya’nın 50 bin ton kotası olduğu, bu kota dolunca alım yapmadığı ve kotanın arttırılması için Dışişleri Bakanı’na bilgi verildiği de ifade edilmiştir. Ayrıca bir grup bölge milletvekilimizin de sorunları aşmak amacıyla Rus yetkililerle görüşmeler yaptıkları da tarafımıza bildirilmiştir.”


SEÇİLMİŞ ÜRÜNLERDE ÜRETİCİ, HAL, PAZAR VE MARKET FİYATLARI

ÜRÜNLER

Üretici

Hal

Pazar

Market

Hal/Üretici

Pazar/Üretici

Market/Üretici

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Limon

0,50

2,56

3,66

4,45

411,20

631,67

790,44

Kuru soğan

0,59

1,29

2,25

2,42

118,64

281,36

309,42

Mandalina

1,82

3,93

4,75

6,30

116,33

161,47

246,94

Ispanak

1,89

2,66

4,53

6,31

40,32

139,50

233,42

Havuç

2,00

3,20

4,67

6,49

60,00

133,33

224,72

Portakal

2,25

4,74

5,33

7,22

110,67

137,04

220,96

Elma

2,18

4,44

5,03

6,99

103,67

130,89

220,82

Kabak

2,50

4,64

5,17

7,94

85,60

106,67

217,67

Marul (adet)

1,84

3,10

4,33

5,72

68,48

135,51

210,69

Pırasa

2,54

3,60

5,33

7,11

41,97

110,33

180,46

Yeşil fasulye

4,63

7,08

8,70

12,82

53,08

88,11

177,12

Domates

2,91

5,09

6,00

7,99

74,76

106,01

174,39

1 Lt Süt

3,02

 

 

8,10

 

 

168,21

Salatalık

2,34

4,14

4,88

6,26

77,11

108,56

168,00

Kuru Üzüm

12,70

 

32,50

33,79

 

155,91

166,06

Maydanoz (adet)

0,90

1,19

1,96

2,30

32,22

117,59

155,52

B. Lahana

1,61

2,30

3,17

3,99

43,11

97,04

148,37

Karnabahar

2,91

3,57

6,08

7,05

22,75

109,17

142,48

Sivri Biber

4,06

6,17

7,38

9,83

51,88

81,74

141,85

Patlıcan

3,44

5,55

5,81

8,06

61,45

68,97

134,57

Kuru İncir

32,00

 

60,00

73,98

 

87,50

131,20

Antep Fıstığı

54,17

 

110,00

119,78

 

103,06

121,12

Nohut

8,79

14,00

14,00

17,60

59,27

59,27

100,24

Kuru Fasulye

8,31

12,00

13,75

16,22

44,40

65,46

95,17

Yeşil mercimek

8,18

15,50

11,67

15,01

89,49

42,62

83,50

Fındık (İç)

54,00

 

85,00

95,73

 

57,41

77,27

Yumurta

0,84

 

1,07

1,38

 

28,14

65,27

Kuzu Eti

58,94

 

 

97,40

 

 

65,25

Kırmızı Mercimek

9,17

15,00

11,75

14,97

63,58

28,14

63,23

Zeytinyağı

36,00

 

 

58,34

 

 

62,06

Yeşil soğan (kg)

2,36

3,09

3,00

3,76

30,79

26,98

59,32

Dana Eti

49,12

 

 

76,63

 

 

56,01

Pirinç

8,00

9,00

9,75

12,10

12,50

21,88

51,19

Patates

2,56

2,67

2,98

3,64

4,30

16,54

42,14

Kuru Kayısı

50,00

 

52,50

67,32

 

5,00

34,63

Beyaz peynir

 

 

 

45,93

 

 

 

Kaşar peyniri

 

 

 

58,69

 

 

 

Yoğurt

 

 

 

10,74

 

 

 

Tereyağı

 

 

 

69,40

 

 

 

Mısırözü yağı

 

 

 

25,14

 

 

 

Ayçiçek yağı

 

 

 

27,11

 

 

 

Tavuk Eti

 

 

 

22,76

 

 

 

Toz şeker

 

 

 

8,37

 

 

 

 

Not: Hal, pazar ve market verileri Ankara, İzmir, İstanbul, Mersin, Antalya ve Bursa illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır. Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır. Süt, dana eti, kuzu eti fiyatları 43 Ziraat Odası’nda alınmaktadır. Yumurta üretici fiyatları Yumbir, Başmakçı ve Kaytaş verilerinin ortalaması alınarak, market fiyatları ise serbest piyasadan derlenmektedir.

 

 

AY SONU MARKET FİYATLARI

MARKET

26 Ekim 2021

Ay Sonu Market Fiyatı (TL/kg)

26 Kasım 2021

Ay Sonu Market Fiyatı (TL/kg)

26 Kasım 2021/26 Ekim 2021

Değişim (Yüzde)

ÜRÜNLER

Patlıcan

5,99

8,06

34,56

Kuru Kayısı

52,15

67,32

29,09

Sivri Biber

7,81

9,83

25,86

Mısırözü yağı

20,38

25,14

23,36

Havuç

5,42

6,49

19,74

Yumurta

1,16

1,38

18,97

Toz şeker

7,1

8,37

17,89

Fındık (İç)

81,78

95,73

17,06

Tavuk Eti

19,49

22,76

16,78

Kabak

6,93

7,94

14,57

Nohut

15,39

17,6

14,36

Ayçiçek yağı

24,11

27,11

12,44

Patates

3,26

3,64

11,66

Elma

6,52

6,99

7,21

Salatalık

5,85

6,26

7,01

Antep Fıstığı

113,78

119,78

5,27

Kuru Üzüm

32,32

33,79

4,55

Dana Eti

73,32

76,63

4,51

Pirinç

11,65

12,1

3,86

Beyaz peynir

44,48

45,93

3,26

Kuru İncir

72,32

73,98

2,30

Kuzu Eti

95,34

97,4

2,16

Domates

7,84

7,99

1,91

Kaşar peyniri

58,27

58,69

0,72

1 Lt Süt

8,05

8,1

0,62

Tereyağı

69

69,4

0,58

Yoğurt

10,69

10,74

0,47

Maydanoz (adet)

2,29

2,3

0,44

Yeşil Fasulye

12,87

12,82

-0,39

Kırmızı Mercimek

15,09

14,97

-0,80

Zeytinyağı

59,96

58,34

-2,70

Kuru Fasulye

16,8

16,22

-3,45

Kuru soğan

2,52

2,42

-3,97

Yeşil soğan (kg)

3,99

3,76

-5,76

Yeşil mercimek

16,02

15,01

-6,30

Marul (adet)

6,35

5,72

-9,92

Ispanak

7,25

6,31

-12,97

Limon

5,43

4,45

-18,05

 

 

 

AY SONU ÜRETİCİ FİYATLARI

ÜRETİCİ

26 Ekim 2021

Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/kg)

26 Kasım 2021

Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/kg)

26 Ekim 2021/26 Kasım 2021

Değişim (Yüzde)

ÜRÜNLER

Patlıcan

2,1

3,44

63,81

Patates

1,69

2,56

51,48

Yeşil Fasulye

3,5

4,63

32,29

Elma

1,75

2,18

24,57

Zeytinyağı

29,67

36

21,33

Salatalık

1,93

2,34

21,24

Sivri Biber

3,35

4,06

21,19

Maydanoz (adet)

0,75

0,9

20,00

Pirinç

6,75

8

18,52

Kuru Fasulye

7,6

8,31

9,34

Fındık (İç)

50

54

8,00

Yumurta

0,78

0,84

7,69

Kuru Üzüm

12

12,7

5,83

Nohut

8,31

8,79

5,78

Dana Eti

46,74

49,12

5,09

Kuru soğan

0,57

0,59

3,51

Kuzu Eti

57,78

58,94

2,01

Antep Fıstığı

53,12

54,17

1,98

Yeşil soğan (kg)

2,35

2,36

0,43

Kırmızı Mercimek

9,17

9,17

0,00

Kuru Kayısı

50

50

0,00

Kuru İncir

32

32

0,00

1 Lt Süt

3,02

3,02

0,00

Marul (adet)

1,88

1,84

-2,13

Kabak

2,66

2,5

-6,02

Havuç

2,2

2

-9,09

Yeşil mercimek

9,05

8,18

-9,61

Domates

3,4

2,91

-14,41

Ispanak

2,31

1,89

-18,18

Limon

1,25

0,5

-60,00