Denizlerde av yasağı sona eriyor


-Denizlerde av yasağı sona eriyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Balıkçılarımıza ürünü bol, bereketli bir sezon diliyorum”

-“Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, su ürünlerinde var olan potansiyel tam olarak değerlendirilemiyor”

-“Bulunduğumuz coğrafyanın bahşettiği bu nimeti doğru değerlendirmek zorundayız”

-“Balıkçılığımızı kıyıya hapsolarak geliştiremeyiz. Denizlerimizin bize sunduğu fırsatı değerlendirmeli, yeterli altyapıyı sağlamalı, açık deniz avcılığını geliştirmeliyiz”

-“2019 yılı su ürünleri üretimi yüzde 33,1 oranında artış göstererek 836 bin 524 tona çıktı”

-“Kişi başına tüketim 2019 yılında yüzde 2 oranında artarak, 6,14 kg’dan 6,26 kg’a çıkmıştır. Balığın dengeli beslenmedeki önemi düşünüldüğünde bu oran yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır”

-“Su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması için üreticilerin desteklenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması büyük önem arz etmektedir”

 

Ankara-31.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, denizlerde av yasağının bu gece sona ereceğini bildirerek, “Bu gece balıkçılarımız ‘vira bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün balıkçılarımıza ürünü bol, bereketli bir sezon diliyorum” diye konuştu.

Bayraktar, insan sağlığı için değerli bir gıda olan balığın, aynı zamanda önemli bir geçim kaynağı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, su ürünlerinde var olan potansiyelin tam olarak değerlendirilemediğini belirten Bayraktar, “Ülkemiz, 8 bin 333 kilometrelik uzun sahil şeridi, yaygın içsuları ve nehirleriyle kıymetli balıkçılık kaynaklarına sahiptir. Bulunduğumuz coğrafyanın bahşettiği bu nimeti doğru değerlendirmek zorundayız” diye konuştu.

Ülkemizde su ürünleri avcılığının, daha çok kıyı balıkçılığı şeklinde yapıldığını ifade eden Bayraktar, “Balıkçılığımızı kıyıya hapsolarak geliştiremeyiz. Denizlerimizin bize sunduğu fırsatı değerlendirmeli, yeterli altyapıyı sağlamalı, açık deniz avcılığını geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

 

-“2019’da su ürünleri üretimi yüzde 33,1, su ürünleri avcılığı yüzde 47,5 oranında arttı”

Bayraktar, 2015 yılında 672 bin 241 ton olarak gerçekleşen su ürünleri üretiminin, 2016 yılında yüzde 12,4 oranında azalışla 588 bin 715 ton, 2017 yılında yüzde 7,2 oranında artışla 630 bin 820 ton, 2018 yılında yüzde 0,3 oranında azalışla 628 bin 631 ton olduğunu belirtti. Bayraktar, 2019 yılı su ürünleri üretiminin ise yüzde 33,1 oranında artış göstererek 836 bin 524 tona ulaştığına dikkati çekti.

2019 yılında su ürünleri avcılığının yüzde 47,5, yetiştiriciliğin ise yüzde 18,7 oranında arttığını belirten Bayraktar şöyle devam etti:

“Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim 463 bin 168 ton, yetiştiricilik üretimi de 373 bin 356 ton olarak gerçekleşmiştir.

Kişi başına düşen balık tüketimimizde artış yaşanmıştır. Kişi başına tüketim 2019 yılında yüzde 2 oranında artarak, 6,14 kg’dan 6,26 kg’a çıkmıştır. Balığın dengeli beslenmedeki önemi düşünüldüğünde bu oran yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır.

Kişi başına düşen yıllık balık tüketimi Japonya, Norveç gibi ülkelerde 80, İspanya’da 40, Yunanistan’da 23, dünyada 19 kilogram, Avrupa Birliği ülkelerinde 25 kilogramdır. Balık tüketimi teşvik edilmelidir.”

 

-Üretimi artırmak için alınması gereken tedbirler-

Su ürünleri sektörünün önü açık ve gelecek vadeden bir sektör konumunda bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması için üreticilerin desteklenmesi ve gerekli tedbirlerin alınmasının büyük önem arz ettiğini belirtti. Türkiye’yi, dünyada ve içinde bulunduğu bölgede su ürünleri yetiştiriciliği konusunda söz sahibi, güçlü ve lider bir ülke haline getirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Bayraktar, su ürünleri üretimini artırmak için alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı:   

“Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır.  Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmesi gerekmektedir.

Denizlerde ve içsularda yapılacak ticari ve amatör amaçlı su ürünleri avcılığına yönelik düzenlemeleri içeren tebliğlerle Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda önemli çalışmalar yapmıştır. Su ürünleri avcılığında yer, zaman, tür, boy, avlanma mesafesi ve ışık kullanımı gibi getirilen yasaklar ve kontroller su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Hayvansal protein temininde önemli yeri olan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına ve tebliğ ile getirilen düzenlemelere titizlikle uyması büyük önem taşımaktadır.

Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.

Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.

Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.”

30 Ağustos Zafer Bayramı…


-30 Ağustos Zafer Bayramı…

Ankara – 29.08.2020 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 30 Ağustos’un bağımsızlığı koruma ve milli egemenliği tesis etme yolunda en şanlı zafer olduğunu vurguladı.

O tarihte Türk ordusu ve Türk milletinin, Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde dünyaya örnek olmuş bir zafer kazandığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Cumhuriyetimizin ve bağımsızlığımızın temeli olan, İstiklal Mücadelemizi zaferle taçlandıran 30 Ağustos Zaferi’ni kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarını, aziz vatanımız için canını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle ve şükranla anıyorum.”

Bayraktar, kurutmalık incirde, fiyat beklentisi başta olmak üzere, üreticilerin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Aydın ve İzmir’deki Ziraat Odası Başkanlarından bilgi aldı

Ankara- 27.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kurutmalık incirde, fiyat beklentisi başta olmak üzere üreticilerin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Aydın ve İzmir’deki Ziraat Odası Başkanlarından bilgi aldı.

Görüşmeye katılan, Beydağ, Bozdoğan, Buharkent, Çeşme, Çine, Didim, Efeler, Germencik, İncirliova, Karacasu, Karpuzlu, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz,  Koçarlı, Kuyucak, Menderes, Menemen, Nazilli, Seferihisar, Selçuk, Söke, Sultanhisar, Torbalı, Tire, Urla, Yenipazar Ziraat Odası Başkanları Bayraktar’a bilgi verdi.

Bayraktar, hasadın başladığı kurutmalık üzümde, fiyat beklentisi başta olmak üzere, üreticilerin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Manisa ve Denizli’deki Ziraat Odası Başkanlarından bilgi aldı

Ankara- 26.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hasadın başladığı kurutmalık üzümde, fiyat beklentisi başta olmak üzere üreticilerin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Manisa ve Denizli’deki Ziraat Odası Başkanlarından bilgi aldı.

Görüşmeye katılan, Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Buldan, Çal, Gölmarmara, Kırkağaç, Köprübaşı, Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı, Şehzadeler Ziraat Odası Başkanları Bayraktar’a bilgi verdi.

TZOB afetten zarar gören çiftçilerin yanında…

-TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sezgin, Adana Kozan’da yangından etkilenen tarım arazilerinde incelemelerde bulundu, üreticilerle görüştü 

Kozan/ Adana- 26.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Bahadır Sezgin, Adana Kozan’da yangından etkilenen tarım arazilerinde incelemelerde bulundu, üreticilerle görüştü.

Ziyarette Sezgin’e; Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Savaş Mehmet Öztürk, İmamoğlu Ziraat Odası Başkanı Ali Şimşek, Kadirli Ziraat Odası Başkanı Hanifi İspir, Kozan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şahbazoğlu ve Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da eşlik etti.

TZOB afetten zarar gören çiftçilerin yanında…

-TZOB Yönetim Kurulu Üyeleri Kozoğlu ve Soydan, Ziraat Odası Başkanları ile sel felaketinin etkili olduğu Giresun’un Dereli ve Yağlıdere ilçelerinde incelemelerde bulundu 

Dereli- Yağlıdere / Giresun – 25.06.2020 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Kozoğlu ve Arslan Soydan, sel felaketinin etkili olduğu Giresun’da Ziraat Odası Başkanları ile birlikte incelemelerde bulundu.

Ziyarette, TZOB Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Kozoğlu ve Arslan Soydan’a; Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu, Bulancak Ziraat Odası Başkanı Sadullah Aydın, Dereli Ziraat Odası Başkanı Burhan Okusal, Görele Ziraat Odası Başkanı Özcan Öner, Güce Ziraat Odası Başkanı Salim İslam, Keşap Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şahin, Piraziz Ziraat Odası Başkanı Ünal Aşık, Yağlıdere Ziraat Odası Başkanı Sezai Çağlar da eşlik etti.

Bayraktar’ın toplantısı

Bayraktar, yem öncelikli olarak girdi maliyetlerindeki artış ve bu maliyetlerdeki artışa rağmen sabit kalan süt fiyatları başta olmak üzere süt üreticilerinin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Afyonkarahisar, Aksaray, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, İzmir, Kars, Konya, Tekirdağ Ziraat Odalarının Başkanlarından bilgi aldı

 Ankara- 24.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yem öncelikli olarak girdi maliyetlerindeki artış ve bu maliyetlerdeki artışa rağmen sabit kalan süt fiyatları başta olmak üzere süt üreticilerinin karşılaştığı sorunlar ve beklentiler hakkında ilgili Bakanlıklara iletilmek üzere Afyonkarahisar, Aksaray, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, İzmir, Kars, Konya, Tekirdağ Ziraat Odalarının Başkanlarından bilgi aldı.

Görüşmeye katılan, Acıpayam, Afyonkarahisar, Aksaray, Biga, Bigadiç, Burdur, Çine,  Ereğli, Karacabey, Karayazı, Kars, Malkara, Sur, Tire Ziraat Odası Başkanları Bayraktar’a bilgi verdi.

Süt üreticisi zorda…


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Süt fiyatları acilen artırılmalı, üreticide en düşük fiyat 2 lira 80 kuruş olmalıdır”

-“1 litre çiğ süt satan üreticimiz, karşılığında 1.5 kilogram yem alabilmelidir”

-“Dövize bağlı girdi maliyetlerindeki artışlarının kontrol edilemediği bir ortamda, üretici fiyatlarının sabit kalması kabul edilemez”

-“Ulusal Süt Konseyi en kısa zamanda yeni fiyat belirlemek için bir araya gelmelidir”

-“Çiğ süt fiyatları 14 aylık süre için brüt 2 lira 30 kuruşta sabitlenirken, bu tarihler arasında süt yem fiyatları yüzde 15,4, saman yüzde 21,2, mısır silajı yüzde 21,1, yonca otu ise yüzde 15,2 oranında artmıştır”

-“Girdi fiyatlarındaki artışı kontrol edemeyen fakat üretici fiyatlarını uzun süre sabitleyen bir sistem ülke hayvancılığına ve üreticilerimize zarar vermektedir”

-“Bu soruna çözüm bulunamazsa, üreticilerimiz üretimden kopacak, hayvanlar kesime gidecektir”

-“Dünya ülkelerindeki çiğ süt fiyatlarına bakıldığında Arjantin ve Uruguay gibi meraya dayalı ucuz maliyetli üretim yapan ülkelerden sonra en ucuz çiğ süt fiyatının Türkiye’de olduğu görülmektedir”

 

Ankara-24.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yem fiyatları başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki artışların süt üreticisini zora soktuğunu bildirerek “Süt fiyatları acilen artırılmalı, üreticide en düşük fiyat 2 lira 80 kuruş olmalıdır” dedi.

Bayraktar, çiğ süt fiyatlarının Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlendiğine dikkati çekti. Çiğ süt fiyatlarının 15 Kasım 2019 tarihinden itibaren brüt 2 lira 30 kuruş olarak belirlendiğini, daha sonra yapılan toplantıda da bu fiyatın 2020 Aralık ayına kadar sabitlendiğini anımsatan Bayraktar, bugün itibariyle üreticinin eline 2 lira 13 kuruş geçtiğini bildirdi.

Dövize bağlı girdi maliyetlerindeki artışlarının kontrol edilemediği bir ortamda, üretici fiyatlarının sabit kalmasının kabul edilemez olduğunu belirten Bayraktar, “Ulusal Süt Konseyi en kısa zamanda yeni fiyat belirlemek için bir araya gelmelidir” diye konuştu.

Süt fiyatı sabit olmasına rağmen, yem fiyatlarının sürekli artış gösterdiğinin altını çizen Bayraktar şunları söyledi:

“Çiğ süt fiyatları 14 aylık süre için brüt 2 lira 30 kuruşta sabitlenirken, bu tarihler arasında süt yem fiyatları yüzde 15,4, saman yüzde 21,2, mısır silajı yüzde 21,1, yonca otu ise yüzde 15,2 oranında artmıştır. Maliyetlerdeki bu artışlar üreticilerimizin zor durumda kaldığını açıkça ortaya koymaktadır.

1 litre çiğ süt satan üreticimiz, karşılığında 1.5 kilogram yem alabilmeli, bunun için de üreticide en düşük süt fiyatı 2 lira 80 kuruş olmalıdır.

Fiyatlar belirlenirken yemde meydana gelen artışlar dikkate alınmalı, fiyat 1,5 pariteye göre belirlenmeli, ya da maliyet artışlarını durdurmaya yönelik tedbirler hayata geçirilmelidir. Girdi fiyatlarındaki artışı kontrol edemeyen fakat üretici fiyatlarını uzun süre sabitleyen bir sistem ülke hayvancılığına ve üreticilerimize zarar vermektedir. Bu soruna çözüm bulunamazsa, üreticilerimiz üretimden kopacak, hayvanlar kesime gidecektir.”

 

-“Türkiye’de çiğ süt fiyatı düşük”

Türkiye’de üreticilerin diğer ülke üreticilerine kıyasla daha düşük fiyata çiğ süt sattığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Temmuz 2020 itibariyle dünya ülkelerindeki çiğ süt fiyatlarına bakıldığında Arjantin ve Uruguay gibi meraya dayalı ucuz maliyetli üretim yapan ülkelerden sonra en ucuz çiğ süt fiyatının Türkiye’de olduğu görülmektedir.

Avrupa Birliği ülkelerindeki çiğ süt fiyatlarıyla, ülkemizdeki çiğ süt fiyatları karşılaştırıldığında, 100 litre süt Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama 32,50 euroya satılırken bizde 27,24 euroya satılmaktadır. Süt üreticilerimiz, Letonya ve Litvanya’dan sonra en düşük fiyata süt satan üretici konumundadır. Fiyat sorununa çözüm bulunmazsa süt üreticileri ve süt sektörünün geleceği sıkıntıya girecektir.”

ÇKS başvuru süresi uzatıldı


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: 

-“Tarım ve Orman Bakanlığı’na ilettiğimiz ÇKS başvuru süresinin uzatılması talebimiz yerine geldi”

-“Çiftçi Kayıt Sistemi’ne başvurularını yapamayan çiftçilerimiz için müracaat süresi 1 Eylül’e kadar uzatıldı”

Ankara-20.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuru süresinin resmi gazetede yayımlanarak uzatıldığını bildirdi. 

Bayraktar, “Tarım ve Orman Bakanlığı’na ilettiğimiz ÇKS başvuru süresinin uzatılması talebimiz yerine geldi. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne başvurularını yapamayan çiftçilerimiz için müracaat süresi 1 Eylül’e kadar uzatıldı” diye konuştu.

İhracatın yıldızı kuru üzüm fiyat bekliyor…


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Üreticimizin yeterli gelir elde edebilmesi için kuru üzüm fiyatı en az

13,50 lira olarak açıklanmalıdır”

-“Yaşanan doğal afetler nedeniyle bu yıl rekoltenin düşük olacağını tahmin ediyoruz”

-“Düşük rekolteye yüksek girdi fiyatları da eklenince üretim maliyeti artmıştır”

-“Açıklanacak fiyat, üreticinin ürününü değerine pazarlayabilmesi açısından önemlidir”

-“İhracat açısından önem arz eden stratejik ürünümüzde, fiyat istikrarının sağlanması için bir an evvel üreticimizin beklentisi olan alım fiyatı açıklanmalıdır”

 

Ankara- 20.08.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üzüm rekoltesinde bu yıl, olumsuz iklim koşulları ve etkili olan hastalık ve zararlılar nedeniyle düşüş beklediklerini bildirerek, “Üreticimizin yeterli gelir elde edebilmesi için kuru üzüm fiyatı en az 13,50 lira olarak açıklanmalıdır” diye konuştu.

 Bayraktar, Türk çiftçisinin, gıda güvencesinin öneminin daha iyi anlaşıldığı pandemiyle mücadele sürecinde, büyük gayretle üretime devam ettiğini vurguladı.

Üzüm üreticisi çiftçilerin, koronavirüs salgınının yanı sıra, doğal afetler ve çeşitli bitkisel hastalık ve zararlılarla da mücadele ettiklerine dikkati çeken Bayraktar şunları söyledi:

“Dolu, aşırı yağış ve aşırı sıcaklar başta olmak üzere yaşanan doğal afetler nedeniyle bu yıl rekoltenin düşük olacağını tahmin ediyoruz. Düşük rekolteye yüksek girdi fiyatları da eklenince üretim maliyeti artmıştır. Üreticilerimizin yeterli gelir elde edebilmesi için kuru üzüm fiyatı en az 13 lira 50 kuruş olarak açıklanmalıdır. Üreticilerimiz alım fiyatının biran evvel açıklanmasını beklemektedir.”

 

“İhracatta yüzde 50’ye yakın oranda pay almaktadır”

Kuru üzümün stratejik bir ürün olduğuna işaret eden Bayraktar, açıklanacak fiyatın üreticinin ürününü değerine pazarlayabilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin gerek bağ alanı, gerekse de üzüm üretiminde dünyada ilk sıralarda yer aldığını belirten Bayraktar şöyle devam etti:

“Ülkemizde 2019 yılı TÜİK verilerine göre 1,6 milyon ton kurutmalık üzüm üretilmiştir. Üretilen kuru üzümün yaklaşık yüzde 85’i dünya ticaretine konu olurken, ihracatta yüzde 50’ye yakın oranda pay almaktadır. Kuru üzüm ihracatından ülkemiz son yıllarda ortalama 425 milyon dolar gelir sağlamıştır.

İhracat açısından önem arz eden stratejik ürünümüzde fiyat istikrarının sağlanması için bir an evvel üreticimizin beklentisi olan alım fiyatı açıklanmalıdır.

Bu durum ülkemiz için ekonomik önemi büyük olan kuru üzümümüzün hak ettiği değeri bulabilmesi, ihracatta bulunduğumuz yeri koruyabilmemiz ve Türk üzümünün dünyada bilinen kaliteli üzüm imajının zedelenmemesi açısından da büyük önem arz etmektedir.”