Prim desteği başvuruları için son gün 4 Mayıs 2018


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Hububat, baklagil, dane mısırda 2017 prim desteği başvuruları 4 Mayıs’ta sona erecek”

-“Tarımsal destekler kapsamında verilecek olan prim destekleri; buğday, arpa, yulaf, çavdar ve tritikale için kilogramda 5 kuruş, kuru fasulye, nohut ve mercimek için kilogramda 30 kuruş, dane mısır için ise kilogramda 3 kuruş olarak belirlendi”

-“Yeraltı sularının yetersiz seviyede ve su kısıtlı olduğu bakanlıkça tespit edilen havzalarda 2017 yılında ekimi yapılmış mercimek ve nohutta destek yüzde 50 fazla olarak uygulanacak”

-“Damlama sulamayla sulanan alanlar hariç dane mısıra destekleme ödemesi yapılmıyor”

 

Ankara – 27.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2 Ekim 2017 tarihinde başlayan 2017 yılı hububat, baklagil, dane mısır prim desteği (fark ödemesi desteği) başvurularının 4 Mayıs 2018’de sona ereceğini bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2017 yılında prim desteğine esas ürünleri üreten çiftçilerin, 2017 yılına dair Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıtlarını desteğe tabi ürüne ilişkin hasat dönemi öncesinde yaptırmış olmaları durumunda destekten yararlanabileceklerini belirtti.

2017 yılında üretilerek satışı yapılan, prim desteğine esas ürünlere, Uydu Tabanlı Parsel Tanımlama Modeli’ne göre destekleme ödemesi yapılacağını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

 “2017 yılı tarımsal destekleri kapsamında verilecek olan fark ödemesi destekleri; buğday, arpa, yulaf, çavdar ve tritikale için kilogramda 5 kuruş, kuru fasulye, nohut ve mercimek için kilogramda 30 kuruş, dane mısır için ise kilogramda 3 kuruş olarak belirlendi.

Yeraltı sularının yetersiz seviyede ve su kısıtlı olduğu bakanlıkça tespit edilen havzalarda 2017 yılında ekimi yapılmış mercimek ve nohutta destek yüzde 50 fazla olarak uygulanacak. Damlama sulamayla sulanan alanlar hariç dane mısıra destekleme ödemesi yapılmıyor.”

Destekten yararlanmak isteyen çiftçilerin başvurularını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine yapabileceğini hatırlatan Bayraktar, açıklamasında, prim desteği (fark ödemesi desteği) başvurularında; üretim sezonuna ilişkin hasat tarihi ile son başvuru tarihi arasındaki süreyi içeren alım satım belgesi ve desteklemeye tabi ürüne yönelik borsa altyapısı mevcut il ve ilçelerde zorunlu olduğu, diğer il ve ilçelerde ise tahkim komisyonlarının gerekli gördüğü durumlarda borsa tescil beyannamesi gerektiği bilgisini de paylaştı.

Genç çiftçi desteği için son gün 30 Nisan


-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:

-“2 Nisan 2018’de başlayan kırsal kalkınma destekleri kapsamında genç çiftçi projelerinin desteklenmesi başvuruları, 30 Nisan 2018’de sona erecek”

-“Proje kapsamında kırsal alanda yaşayan genç çiftçilerin mahallinde uygulayacağı bitkisel, hayvansal, yöresel tarım ürünleri, tıbbi ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi,

depolanması ve paketlenmesine yönelik projelere 30 bin liraya kadar hibe desteği verilecek”

-“Genç çiftçi desteğinin 2018 yılından sonra da devam etmesi tarım sektörü açısından önem arz etmektedir”

 

Ankara – 24.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2 Nisan 2018 tarihinde başlayan kırsal kalkınma destekleri kapsamında genç çiftçi projelerinin desteklenmesi başvurularının 30 Nisan 2018 Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona ereceğini bildirdi.

Genç çiftçi desteğinin nüfusu yirmi binden az olan yerleşim birimlerinde uygulandığına işaret eden Bayraktar, “Destekten yararlanmak isteyen genç çiftçilerin; ön başvurularını, ‘https://gencciftci.tarim.gov.tr’ uzantılı yazılım üzerinden, kesin başvurularını ise, Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerine şahsen yapmaları gerekmektedir” dedi.

 

-“Tarımsal nüfusun gençleştirilmesine katkıda bulunacak”-

 

Bayraktar, yaptığı açıklamada, kırsal kalkınma destekleri çerçevesinde genç çiftçi projelerinin desteklenmesi kapsamında; kırsal alanda yaşayan genç çiftçilerin mahallinde uygulayacağı bitkisel, hayvansal, yöresel tarım ürünleri, tıbbi ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik projelere 30 bin liraya kadar hibe desteği verileceğini belirtti.

Şemsi Bayraktar, genç çiftçi desteği için, tebliğin yayımlandığı tarih olan 24 Mart 2018 itibarıyla 18 yaşını doldurmuş, 41 yaşından gün almamış çiftçilerin başvuruda bulunabileceğine dikkat çekti.

2016 yılında başlayan programın 31 Aralık 2018 tarihine kadar devam edeceğini hatırlatan Bayraktar, “Genç çiftçi desteğinin 2018 yılından sonra da devam etmesi tarım sektörü açısından önem arz etmektedir. Kırsala yönelik uygulanan bu tip projeler, kırsalda hızla yaşlanmakta olan tarımsal nüfusun gençleştirilmesine, iyi tarım uygulamalarını esas alan genç nüfusun daha fazla ve etkin bir şekilde üretimde yer almasına katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.

 

-Proje konuları-

 

Genç çiftçi desteği proje konuları hakkında da bilgi veren Bayraktar; hayvansal üretime yönelik, bitkisel üretime yönelik ve yöresel ürünleri ile tıbbi ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik olmak üzere belirlenen proje konularını şöyle sıraladı:

Hayvansal üretime yönelik: Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, arı yetiştiriciliği ve bal üretimi, arı sütü, ana arı, polen ve benzeri ürünleri üretimi, ipekböceği yetiştiriciliği ve tesis yapımı, serbest sistem yumurta tavuğu yetiştiriciliği ve tesis yapımı.

Bitkisel üretime yönelik: Kapama meyve bahçesi tesisi, fide, fidan, iç ve dış mekân süs bitkisi yetiştiriciliği, kontrollü örtü altı yetiştiriciliği, çok yıllık yem bitkisi yetiştiriciliği, kültür mantarı üretimi ve tesis yapımı.

Yöresel ürünleri ile tıbbi ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik: Çok yıllık tıbbi ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi, depolanması ve paketlenmesi, coğrafi işaretli, organik veya iyi tarım uygulamalı bitkisel ve hayvansal üretim.

Bayraktar: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum”

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum”

 

Ankara – 23.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunun ilan edildiği gün olan 23 Nisan’ı, çocuklara bayram olarak armağan eden, temsil ettiğimiz köylüyü de milletin efendisi olarak gören Büyük Atatürk’ün aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor,  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum” dedi.

            Bayraktar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, TBMM’nin, Türk milletinin kurtuluş mücadelesi sırasında, vatanın büyük bölümü işgal altındayken, güç şartlarda açıldığını hatırlattı. 

TBMM’nin, yokluk içindeki ülke şartlarına rağmen, Atatürk’ün liderliğinde Türkiye’nin var olma savaşı olan Kurtuluş Savaşı’nı sürdürdüğünü ve başarıyla sonuçlandırdığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı TBMM’yi ve açıldığı günü toplumun geleceği olan çocuklara emanet etti. Bu anlamlı gün aynı zamanda Türkiye’nin dünya çocuklarına hediyesidir. Dünya çocuklarının bayramı 23 Nisan, dünyada çocuklara armağan edilen ilk ve tek bayramdır. Çocuklarımızın, kendilerine emanet edilen ulusal egemenliği, demokrasiyi ve cumhuriyetimizin temel ilkelerini koruyacağına inancımız tamdır.” 

Bakan Fakıbaba ve Bayraktar, IPARD iş birliği protokolü imzaladılar

              -Protokol kapsamında Ziraat Odalarında çalışan 411 tarım danışmanı,
              çiftçiye ücretsiz proje hazırlayacak

-Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba:

-“IPARD’a başvuru yapmak isteyen küçük işletmeler, Ziraat Odaları ve üretici örgütlerine başvurup ücretsiz proje hazırlatabilecekler”

-“Hibelerle kırsalda birçok kişinin hayatı değişti. Kadınlarımız iş kuruyor, istihdama katkı sağlıyor. Gençlerimiz kırsala dönmeye başladı. Bu protokol de kırsal kalkınmaya önemli bir katkı sağlayacaktır”

-“TKDK, IPARD Avrupa Birliği fonları ile Türkiye’de kırsal kalkınmaya önemli hibe sağlamaktadır. 2011 yılından bugüne 42 ilimizde yatırımları destekliyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 11 bin projeye 3,2 milyar lira hibe verdik. Desteklenen işletmelerde 60 bin yeni istihdam sağlandı”

-“Kadın yatırımcıların proje başvurularında öne çıkması için IPARD puan sıralamasında ilave puan veriyoruz. 40 yaşın altındaki genç yatırımcılara yüzde 5 ilave hibe sağlıyoruz. Amacımız daha fazla kadın ve gencimizi desteklemektir”

-“Küçük işletmelerin IPARD’dan daha çok faydalanması için et ve süt işletmelerinde başvuru alt limiti 20 bin avrodan 5 bin avroya düşürülmüştür. Küçük işletmeler için başvuru dokümanlarını da kolay ve basit hale getireceğiz”

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Protokol kapsamında Ziraat Odalarımızda çalışan 411 tarım danışmanımız, çiftçilerimize ücretsiz proje hazırlayacaklar”

-“Danışman, bu programda en önemli aktör konuma gelmiştir. İyi bir eğitim alan, konuya hakim, çiftçiyi iyi analiz eden danışman, kabul edilebilirliği yüksek projeler hazırlar ve çiftçimizin mağdur olmasını önler”

-“Eğitim alan danışmanlarımız, bizlere sadece proje hazırlamada katkı sağlamayacaklar. Çiftçilerimizden aldıkları sorunları, proje hazırlama ve uygulama aşamasında yaşanan sıkıntıları bizlere aktaracaklar. Bu programların uygulama aşamasında da gerekli değişikliklerin yapılmasında önemli katkılar sağlayacaklar”

-“IPARD II, yeni işletme kurulmasından ziyade, mevcut işletmelerin Avrupa Birliği standartlarına getirilmesini hedefliyor”

-“Çiftçimizin ve ülkemizin kaynakları sınırlıdır. Boşa harcanacak bir kuruşumuz, bir dakikamız dahi yoktur”

-“Çiftçimiz, projeye başvurmadan önce yapı ruhsatı ile mimari, statik, elektrik, sıhhi tesisat, keşif özeti, metrajlar gibi çizim masrafları için 30 bin liradan az olmamak üzere bir harcama yapıyor”

-“Proje kabul edilirse bu para IPARD proje bütçesinden alınabiliyor ama kabul edilmezse bu yük çiftçimizin sırtında kalıyor”

-“Çiftçimizin projesi kabul edildikten ve sözleşme imzalandıktan sonra bu masrafları yaparsa mağdur olmaz”

 

Ankara – 18.04.2018 – Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB’da düzenlenen törenle IPARD Eğitim ve Proje Hazırlama İşbirliği Protokolü’nü imzaladılar. Protokol kapsamında Ziraat Odalarında çalışan 411 tarım danışmanı, çiftçiye ücretsiz proje hazırlayacak.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği merkezinde düzenlenen toplantıya, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Başkanı Hakan Kalender, Tarım Reformu Genel Müdür Vekili Emin İzol, Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanı Osman Güzelgöz, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Esin Nacar, TZOB Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

Fakıbaba, törende yaptığı konuşmada, Ziraat Odalarına ve üretici örgütlerine TKDK tarafından proje hazırlama konusunda eğitim verileceğini belirtti. İmzalanan protokollerle, IPARD’a başvuru yapmak isteyen küçük işletmelerin, Ziraat Odaları ve üretici örgütlerine başvurup ücretsiz proje hazırlatabileceklerini bildiren Fakıbaba, “İlk aşamada hiçbir ücret talep edilmeyecek ve projeler ücretsiz olacaktır. Proje kabul edildiğinde bu işletmeler, TKDK’dan alacağı danışmanlık desteğini Ziraat Odalarına veya üretici örgütlerine ödeyecekler. Eğer proje kabul edilmemiş ise çiftçinin cebinden hiçbir ücret çıkmayacak” dedi.

Kırsal kalkınma olmadan, ülkede kalkınma olmayacağına işaret eden Fakıbaba, “Kalkınma ve büyüme kırsalda başlar. Çünkü üretim kırsalda oluyor ve gıdamız da kırsaldan geliyor. Bu hibelerle kırsalda birçok kişinin hayatı değişti. Kadınlarımız iş kuruyor, istihdama katkı sağlıyor. Gençlerimiz kırsala dönmeye başladı” diye konuştu.

 

-“TKDK, Fonları ile kırsal kalkınmaya önemli hibe sağlamaktadır”-

 

TKDK’nın IPARD Avrupa Birliği fonları ile Türkiye’de kırsal kalkınmaya önemli hibe sağladığına dikkat çeken Fakıbaba, şunları söyledi:

“2011 yılından bugüne 42 ilimizde yatırımları destekliyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 11 bin projeye 3,2 milyar lira hibe verdik. Bu hibeler ile kırsalda yaklaşık 7 milyar liralık yatırım gerçekleştirildi. Desteklenen işletmelerde 60 bin yeni istihdam sağlandı. Amacımız, ülkemizdeki küçük ve orta ölçekli tarım ve hayvancılık işletmelerini Avrupa Birliği ve uluslararası standartlara ulaştırmaktır.

 

-“Kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yapıyoruz”-

 

Kadın yatırımcıların proje başvurularının öne çıkması için IPARD puan sıralamasında ilave puan veriyoruz. TKDK olarak kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yapıyoruz. 40 yaşın altındaki genç yatırımcılara yüzde 5 ilave hibe sağlıyoruz. Küçük işletmelerin daha kolay başvuru yapabilmesi için de yeni düzenlemeler yapıldı. Amacımız daha fazla kadın ve gencimizi, elimizdeki hibe ile daha fazla işletmeyi desteklemektir. Küçük işletmelerin IPARD’dan daha çok faydalanması için et ve süt işletmelerinde başvuru alt limiti 20 bin avrodan 5 bin avroya düşürülmüştür. İlave puanla küçük işletmelerin nihai hibe sıralamasında öne çıkmaları sağlanmıştır. Küçük işletmeler için başvuru dokümanlarının da daha kolay ve basit hale getireceğiz.”

 

-Bayraktar; “Tarıma yönelik projeler çok büyük önem taşıyor”-

 

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, konuşmasında, tarıma yönelik projelerin çok büyük önem taşıdığını belirtti. Tarıma yönelik projelerin ülke tarımını çok daha ileri noktalara götüreceğine içtenlikle inandıklarını vurgulayan Bayraktar, “Avrupa Birliği’nin ‘Yerel Kalkınma Girişimleri, KOBİ’ler ve Küçük Ölçekli Altyapı’ bölgesel hibe programlarından geçmişte yararlandık. Birliğimiz ve Ziraat Odalarımız, çiftçimizin talep ettiği alanlarda 200 proje hazırladık. Bu projelerden 108’i kabul edildi ve çiftçimize 11,4 milyon avro destek sağladık” dedi.

 

-“10 bin 653 kişiye 1 milyar 50 milyon avro hibe desteği verildi”-

 

Avrupa Birliği tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan, Kırsal Kalkınma Programı IPARD’ın Avrupa Komisyonu tarafından 25 Şubat 2008 tarihinde onaylandığını hatırlatan Bayraktar, IPARD I Programı hakkında şu bilgileri paylaştı:

 “Zamanla genişleyen IPARD Programı, bugün 42 ilimizde uygulanmaktadır. IPARD I kapsamında, süt ve et üreten tarımsal işletmelerde, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasında, meyve ve sebzelerin işlenmesi ve pazarlanmasında, su ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasında, çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesinde, yerel ürünler ve mikro işletmelerin geliştirilmesinde, kırsal turizmde, kültür balıkçılığının geliştirilmesinde üreticilerimize ve sanayicilerimize destek sağlandı. 10 bin 653 kişiye, 2 milyar avroya yakın yatırım için, 1 milyar 50 milyon avro hibe desteği verildi. Bu desteğin 790 milyon avrosunu Avrupa Birliği, 260 milyon avrosunu Türkiye karşıladı.”

5 Mayıs 2017’de finansal sözleşmesi imzalanan “Türkiye Çok Yıllı Kırsal Kalkınma Programı IPARD II” programına da Avrupa Birliği’nin 801 milyon avroluk destek kararı aldığını söyleyen Bayraktar, Türkiye’nin yapacağı katkıyla toplam hibe desteği miktarının 1 milyon avronun üzerinde gerçekleşeceğini belirtti. IPARD II kapsamında ise 3 kez başvuru ilanına çıkıldığını hatırlatan Bayraktar, “Gerçekleşen iki çağrıya 9 bin 107 proje başvurusu yapılmış, bu projelerden 1691’i için sözleşme imzalanmıştır. Üçüncü çağrı proje değerlendirmeleri sürmektedir. IPARD I’den farklı olarak IPARD II’de makine parkları, manda yetiştiriciliği, mantar yetiştiriciliği, yenilenebilir enerji destekleri, yumurta tavukçuluğu gibi konular da kapsama alınmıştır” diye konuştu.

 

-IPARD programının amacı-

 

IPARD programının temel amacının kırsaldaki işletmelere pazara dönük, rekabetçi bir yapı kazandırılması ve bu işletmelerin Avrupa Birliği standartlarına uyumlu hale getirilmesi olduğunu belirten Bayraktar, “IPARD II, yeni işletme kurulmasından ziyade, mevcut işletmelerin Avrupa Birliği standartlarına getirilmesini hedefliyor. Puanlamada da mevcut işletmelere yönelik projelere avantaj veriliyor. Çiftçimizin ve ülkemizin kaynakları sınırlıdır. Boşa harcanacak bir kuruşumuz, bir dakikamız dahi yoktur” ifadelerini kullandı.

 

-Ziraat Odalarında çalışan tarım danışmanları çiftçiye ücretsiz

proje hazırlayacak-

 

Bayraktar, imzalanan protokol kapsamında 411 tarım danışmanının, çiftçiye ücretsiz proje hazırlayacağını bildirdi.

Artık çiftçileri bilgilendirme, onlara kabul edilebilirliği yüksek projeleri hazırlama, bu zamana kadar yaşamış oldukları danışmanlık hizmetlerinden kaynaklı mağduriyetlerini telafi etme vaktinin geldiğini bildiren Bayraktar, “danışman bu programda en önemli aktör konumuna gelmiştir. İyi bir eğitim alan, konuya hakim, çiftçiyi iyi analiz eden danışman, kabul edilebilirliği yüksek projeler hazırlar ve çiftçimizin mağdur olmasını önler. Biz de bu konuda bir şeyler yapmak istiyorduk. Bu protokolle Ziraat Odaları olarak eğitim konusunda ilk adımı attık. Bu protokol ile üreticilerimizin, eğitim alan danışmanlarımız kanalıyla Sayın Bakanımızın talebi doğrultusunda ücretsiz proje hazırlama imkanına kavuşmuş olmasını çok önemsiyoruz. Çiftçilerimiz için 411 tarım danışmanımız ücretsiz proje hazırlayacak” diye konuştu.

Danışmanların çiftçilerin sorunlarını bildirme noktasında önemli bir rol üstleneceğine dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

“Proje döngüsü ve IPARD projeleri hazırlama eğitimi alan danışmanlarımız, bizlere sadece proje hazırlamada katkı sağlamayacaklar. Çiftçilerimizden aldıkları sorunları, proje hazırlama ve uygulama aşamasında yaşanan sıkıntıları bizlere aktaracaklar; bu programların uygulama aşamasında da gerekli değişikliklerin yapılmasında önemli katkılar sağlayacaklar. Onlardan aldığımız geri bildirimlerle, gerekli yerlere girişimlerde bulunabileceğiz. Böylece çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntıların aşılması, programın etkin bir şekilde uygulanması, aksayan yönlerin düzeltilmesi imkanı doğacaktır.”

 

-“Proje kabul edilmezse masraflar çiftçimizin sırtında kalıyor”-

 

TZOB Başkanı Bayraktar, çiftçilerin sözleşme öncesinde yapmış olduğu harcamalara da dikkat çekti. Çiftçilerin projeye başlamadan önce yaptığı harcamaların 30 bin liraya ulaştığını belirten Bayraktar, “Çiftçimiz, projeye başvurmadan önce yapı ruhsatı ile mimari, statik, elektrik, sıhhi tesisat, keşif özeti, metrajlar gibi çizim masrafları için ciddi bir harcama yapıyor. Proje kabul edilirse bu para IPARD proje bütçesinden alınabiliyor ama kabul edilmezse bu yük çiftçimizin sırtında kalıyor” diye konuştu. 

Bu masrafların, projenin kabulü ve sözleşmenin imzalanmasının ardından yapılması gerektiğini anlatan Bayraktar, “Nitekim, bu usul, kırsal kalkınma yatırımlarını destekleme programında, GAP, KOP, DAP, DOKAP gibi projelerde uygulanmaktadır. Çiftçimizin projesi kabul edildikten ve sözleşme imzalandıktan sonra bu masrafları yaparsa mağdur olmaz. Bu konunun düzenlemesi için Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün girişimleri olduğu ve konuyu Avrupa Birliği Komisyonu ile görüştüğünü biliyoruz. İnşallah, görüşmeler olumlu sonuçlanır ve çiftçimiz mağduriyetten kurtarılır” ifadesini kullandı.

 

Tarım Ocak ayında bile 5 milyona yakın istihdam sağladı…


-Tarım Ocak ayında bile 5 milyona yakın istihdam sağladı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tarım, Ocak ayında 4 milyon 963 bin kişiye istihdam sağladı, işsizliği 1,9 puan düşürdü”

-“Tarımda istihdam geçen yılın aynı ayına göre, 70 bin kişi arttı”

-“İstihdamda yüzde 17,7 pay alan tarım, Ocak’ta işsizliği yüzde 12,7’den yüzde 10,8’e çekti”

 

Ankara – 16.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın kış aylarında bile istihdamdaki önemini koruduğunu bildirerek, “Tarım, Ocak ayında 4 milyon 963 bin kişiye istihdam sağladı, işsizliği 1,9 puan düşürdü” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Ocak ayında tarımda istidamın, geçen yıl Ocak ayına göre 70 bin kişi arttığını belirtti. Şemsi Bayraktar, 2017 yılı Ocak ayında 4 milyon 893 bin olan tarımda istihdamın, bu yıl Ocak ayında 4 milyon 963 bine yükseldiğine dikkati çekti.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarımın Mayıs ayında 5 milyon 577 bin, Haziran ayında 5 milyon 757 bin, Temmuz ayında 6 milyon 21 bin, Ağustos ayında 5 milyon 953 bin, Eylül ayında 5 milyon 854 bin, Ekim ayında 5 milyon 534 bin, Kasım ayında 5 milyon 297 bin, Aralık ayında 5 milyon 170 bin kişiye istihdam sağladığını hatırlattı.

 

-Tarımın istihdamdaki payı yüzde 17,7-

 

Ocak ayında 28 milyon 29 bin olan toplam istihdamın yüzde 17,7’sinin tarımın karşıladığına, bu rakamın geçen Ocak ayında yüzde 18,3, bu yılın Temmuz, Ağustos aylarında yüzde 20,7, Eylül ayında yüzde 20,3, Ekim ayında yüzde 19,3, Kasım ayında yüzde 18,6, Aralık ayında yüzde 18,3 olduğunu bildiren Bayraktar, 2017 Ocak ayında 26 milyon 672 bin olan toplam istihdamın da bir yıllık sürede 1 milyon 357 bin kişi arttığına dikkati çekti.

Bayraktar, tarımın istihdamda yüzde 17,7, sanayinin yüzde 19,9 pay aldığını, inşaatın payının yüzde 7’de kaldığını, istihdamda en büyük payın yüzde 55,4 ile hizmetlerde olduğunu belirtti.

 

-Tarım kadınlarda işsizliği 3,5 puan düşürdü-

 

Şemsi Bayraktar, Ocak ayında tarımda 2 milyon 848 bin erkek ve 2 milyon 115 bin kadının istihdam edildiğini bildirdi. Erkeklerin yüzde 14,8’inin, kadınların yüzde 24,2’sinin tarımda çalıştığını, tarımın işsizliğin geri çektiğini belirten Bayraktar, Ocak ayında tarımın kadınlarda işsizliği 3,5 puan düşürerek yüzde 16,9’dan yüzde 13,4’e, erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,9’dan yüzde 9,6’ya, toplamda işsizliği 1,9 puan düşürerek yüzde 12,7’den yüzde 10,8’e indirdiğini belirtti.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarımda istihdamın her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında zirveye ulaştığını, Eylül ayından itibaren tarımsal faaliyetlerdeki azalmayla birlikte istihdamın da gerilemeye başladığını, Ocak-Şubat aylarında en alt düzeye indiğini hatırlattı.

Denizlerde av yasağı



-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Denizlerimizde bu gece başlayacak ve 1 Eylül’e kadar devam edecek av yasaklarına titizlikle uyulması sürdürülebilir balıkçılık açısından elzemdir”

-“Balıkçılığımızın geleceği, bütün balıkçılarımız av yasağına uymalarına bağlıdır”

-“2017 yılında hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle av sezonu ne yazık ki iyi geçmemiştir. Hatta bazı balıkçılar yeterli avcılığı yapamadığı için sezonu erken kapatmıştır”

-“Uluslararası sularda avcılığın yapılabilmesi için gerekli girişimlerin ve bu yönde yatırımların yapılması su ürünleri sektörümüz için büyük önem taşımaktadır”

 

Ankara – 14.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüm denizlerimizde bu geceden itibaren trol ve gırgır ağlarıyla avcılık yapan balıkçılar için genel av yasağının başlayacağını bildirerek, “1 Eylül 2018’e kadar devam edecek av yasaklarına uyulması sürdürülebilir balıkçılık açısından elzemdir. Balıkçılığımızın geleceği, bütün balıkçılarımız av yasağına uymalarına bağlıdır” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 15 Nisan’dan itibaren, isteyen balıkçıların karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda ve su ürünleri avcılık tebliğiyle getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla uzatma ağlarıyla avcılık yapabileceklerini belirtti.

Av yasaklarına uyulmasının tezgahtaki balık çeşitleri ve miktarlarının azalmaması için büyük önem taşıdığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçılarımızın av yasaklarına uymaları gerekmektedir. Su ürünleri avcılığı konusunda bilinçli ve duyarlı vatandaşlarımız, gördükleri yasak avcılık faaliyetlerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine ya da Jandarma’ya bildirerek su ürünlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkıda bulunmalıdır. Vatandaşlarımız, balık satın alırken özenli davranmalıdır. Boy yasağına aykırı olarak avlanmış küçük balıkları, av yasağı süresince yasak olan türleri almamalıdır. Balık satış yerleri de asgari hijyen şartlarına uyulup uyulmadığı açısından kontrol edilmelidir.”

 

-“Bazı balıkçılar sezonu erken kapattı”-

 

Su ürünleri avcılığının son yıllarda sürekli azalma gösterdiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“2011’de 514 bin 755 ton olan avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı, 2012’de 432 bin 442 tona, 2013’de 374 bin 121 tona ve 2014’de 302 bin 212 tona düşmüştür. 2015’te ise bir önceki yıla göre yüzde 42,9’luk artışla 431 bin 907 tona yükselen avcılık miktarı, 2016’da yine azalmıştır. 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 22,4 oranında azalarak 335 bin 320 ton olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında da hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle av sezonu ne yazık ki iyi geçmemiştir. Hatta bu av sezonunu, bazı balıkçılar yeterli avcılığı yapamadığından dolayı sezonu erken kapatmıştır.”

 

-Uluslararası sularda avcılık-

 

Ülkemiz balıkçılık filosunda, denizlerde ve iç sularda ticari amaçlı su ürünleri avcılığı yapmak üzere ruhsatlandırılmış toplam 18 bin 494 adet balıkçı teknesi bulunduğunu ifade eden Bayraktar, “ülkemizde denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Mevcut balıkçı teknelerinin fazla olması da av baskısı yaratmaktadır. Ülkemizde yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamamakta, bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğun olarak görülmektedir. Ülkemizde uzun süreli açık deniz balıkçılığı yapabilecek, avladığı su ürünlerini işleyip, depolayabilecek bir filo kapasitesi bulunmamaktadır. Uluslararası sularda avcılığın yapılabilmesi için gerekli girişimlerin ve bu yönde yatırımların yapılması su ürünleri sektörümüz için büyük önem taşımaktadır” dedi.

 

-“Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var”-

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartların sektör için faydalı olduğuna işaret eden Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Su ürünleri avcılığı yapan tüm balıkçılarımızın da sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için uygulanan av yasaklarına titizlikle uymaları, balık boyu, zaman, derinlik, mesafe ve av araçları ile ilgili düzenlemeler ve yasaklara uymaları, kendi geleceklerini tehlikeye atmamaları gerekmektedir. Vatandaşlarımızın da bu konularda daha bilinçli davranmaları, yasak avcılığı ve avlanabilir balık boyu gibi hususlara dikkat etmeleri önemlidir.

Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.

Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.”

Kanatlı sektöründe üretim artışı sürüyor


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Şubat ayında üretim, geçen yılın aynı ayına göre, tavuk etinde yüzde 7,8, hindi etinde yüzde 91,9, tavuk yumurtasında yüzde 3,7 arttı”

-“Aylık üretim, tavuk etinde 166 bin 590 tona, hindi etinde 4 bin 647 tona, tavuk yumurtasında 1 milyar 573 milyon 903 bin adede ulaştı”

-“Şubat ayı itibarıyla yıllık üretim, tavuk yumurtasında 19,4 milyar adedi, tavuk etinde 2,16 milyon tona, hindi etinde 57 bin tonu aştı”

-“İhracat, Şubat ayında kanatlı eti ve ürünlerinde yüzde 5,6, tavuk yumurtası ve ürünlerinde yüzde 24 azaldı”

-“Yüksek kapasiteli, teknolojide en üst düzeye çıkmış olan kanatlı sektöründe üreticilerimiz para kazanamıyor”

-“Kümeslerde ısıtmada kullanılan kömür fiyatları 1-1,5 ayda önemli oranda zamlandı. İthal kömürler 600 lira iken şu an 800-850 liraya alınabiliyor”

-“1,5 milyon lira yatırım yaparak 25 bin baş kapasiteli broiler (et tavuğu) kümesi kuran bir üretici, bütün masrafları düştükten sonra ayda sadece 3 bin lira kazanabiliyor”

 

Ankara – 13.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kanatlı sektöründe üretimdeki artış sürürken, ihracatta azalma yaşandığını bildirerek, “Şubat ayında üretim, geçen yılın aynı ayına göre, tavuk etinde yüzde 7,8, hindi etinde yüzde 91,9, tavuk yumurtasında yüzde 3,7 arttı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, aylık üretimin Şubat ayında tavuk etinde 154 bin 523 tondan 166 bin 590 tona, hindi etinde 2 bin 422 tondan 4 bin 647 tona, tavuk yumurtasında 1 milyar 517 milyon 686 binden 1 milyar 573 milyon 903 bin adede çıktığını belirtti.

Şemsi Bayraktar, Şubat ayı itibarıyla yıllık üretim, tavuk yumurtasında 19,4 milyar adedi, tavuk etinde 2,16 milyon tona, hindi etinde 57 bin tonu aştığını vurguladı.

Bayraktar, şunları kaydetti:

“2018 yılı Ocak ayına iyi başlayan yumurta ihracatı, Şubat’ta yüzde 24 düşerken, aynı şekilde kanatlı eti ihracatı da yüzde 5,6 azaldı. Yılın ilk ayında ihracat, kanatlı eti ve ürünlerinde yüzde 30,2, yumurta ve yumurta ürünlerinde yüzde 17,7 artmıştı.

2017 yılı Şubat ayında 41 milyon 820 bin 131 dolar olan tavuk yumurtası ve ürünleri ihracatı, bu yılın Şubat ayında 31 milyon 774 bin 694 dolara gerildi. Kanatlı eti ve ürünlerinde ise aynı aylar itibarıyla ihracat 36 milyon 238 bin 835 dolardan 34 milyon 216 bin 771 dolara indi. Yılın ilk iki ayı itibarıyla kanatlı eti ve ürünleri ihracatı yüzde 11 artarak 75 milyon 151 bin 218 dolara çıkarken, tavuk yumurtası ve ürünleri ihracatı ise yüzde 6 azalarak 69 milyon 266 bin 346 dolara geriledi.”

 

-“Üretici makul bir gelir elde edemiyor”-

 

Üretici fiyatları ve maliyetlerin üreticiyi zorladığını, makul bir gelir elde etmesine imkan tanımadığını ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:

“Yüksek kapasiteli, teknolojide en üst düzeye çıkmış olan kanatlı sektöründe üreticilerimiz para kazanamıyor. Kümeslerde ısıtmada kullanılan kömür fiyatları 1-1,5 ayda önemli oranda zamlandı. İthal kömürler 600 lira iken şu an 800-850 liraya alınabiliyor, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin sattığı tahsisli kömür fiyatlarının tonu da 400-450 liradan 550-600 liraya çıktı. Keza en önemli üretici maliyetlerinden biri olan elektrik fiyatlarına zam geldi. Üreticiler, 2017 yılı Nisan ayında vergiler dahil elektriğin kilovatına 40,51 kuruş ödüyordu. Nisan ayında bu rakam yüzde 11,65 artışla 45,23 kuruşa çıktı.”

Girdilere gelen zamlara karşılık üreticinin elde ettiği gelirin de sürdürülebilir olmadığını belirten Bayraktar; “1,5 milyon lira yatırım yaparak 25 bin baş kapasiteli broiler (et tavuğu) kümesi kuran bir üretici, bütün masrafları düştükten sonra ayda sadece 3 bin lira kazanabiliyor. Ekstra çıkan, tamirat ve diğer masrafları hesaba kattığımızda bu kazanç daha da aşağılara iniyor. Üreticilerimize bu hususlar dikkate alınarak üretimi sürdürebileceği bir kazanç sağlanması elzemdir” dedi.

Traktör sayısında Manisa birinci, Konya ikinci


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Traktör sayısında, 87 bin 535’e ulaşan Manisa ilk sırada, Konya 87 bin 132 traktörle ikinci sırada yer aldı”

-“Şubat ayında traktör sayısında 64 bin 354 adetle İzmir üçüncü, 63 bin 367 adetle Bursa dördüncü, 62 bin 750 adetle Balıkesir beşinci, 54 bin 667 adetle Ankara altıncı, 51 bin 952 adetle Adana yedinci, 51 bin 105 adetle Samsun sekizinci, 50 bin 308 adetle Denizli dokuzuncu, 47 bin 175 adetle Antalya onuncu oldu”

-“Manisa, aylık ve yıllık traktör sayısı artışında da ilk sırada yer aldı”

-“Şubat ayında traktör sayısını 152 adet artırarak 31 bin 843 adetten 31 bin 995 adede ulaştıran Muğla, traktör sayısını 11 adet artışla 31 bin 971 adetten 31 bin 982’ye yükselten Sivas’ı geride bırakırken, Şubat ayında Bingöl’de traktör sayısı 3 adet azalmayla 1175’e indi”

 

Ankara – 05.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktör sayısında lider Manisa’nın ilk sıradaki yerini koruduğunu bildirerek, “traktör sayısında, 87 bin 535 adetle Manisa birinci, 87 bin 132 adetle Konya ikinci sırada yer aldı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Şubat ayında traktör sayısında 64 bin 354 adetle İzmir’in üçüncü, 63 bin 367 adetle Bursa’nın dördüncü, 62 bin 750 adetle Balıkesir’in beşinci, 54 bin 667 adetle Ankara’nın altıncı, 51 bin 952 adetle Adana’nın yedinci, 51 bin 105 adetle Samsun’un sekizinci, 50 bin 308 adetle

Denizli’nin dokuzuncu, 47 bin 175 adetle Antalya’nın onuncu olduğunu belirtti.

Şemsi Bayraktar, Şubat 2018 itibarıyla bu illeri, 46 bin 307 ile Aydın, 42 bin 250 ile Afyonkarahisar, 41 bin 259 ile Tokat, 39 bin 991 ile Çorum, 38 bin 843 ile Sakarya, 37 bin 702 ile Şanlıurfa, 34 bin 385 ile Mersin, 33 bin 817 ile Gaziantep, 33 bin 485 ile Kütahya, 33 bin 382 ile Çanakkale, 32 bin 812 ile Yozgat, 31 bin 995 ile Muğla, 31 bin 982 ile Sivas, 31 bin 735 ile Edirne, 30 bin 248 ile Tekirdağ izledi.

Bayraktar, Şubat ayında, Kastamonu’da 29 bin 691, Kayseri’de 29 bin 168 Diyarbakır’da 24 bin 246, Malatya’da 23 bin 867,  İstanbul’da 23 bin 289, Eskişehir’de 23 bin 3, Hatay’da 22 bin 607, Isparta’da 22 bin 149, Burdur’da 21 bin 878, Bolu’da 21 bin 289, Nevşehir’de 21 bin 218, Kahramanmaraş’ta 21 bin 195, Amasya’da 20 bin 720, Kırklareli’nde 20 bin 587 traktör bulunduğunu bildirdi.

 

-Trabzon’da 307, Rize’de 82 traktör bulunuyor- 

Traktör sayısının Kars’ta 19 bin 659, Erzurum’da 19 bin 603, Aksaray’da 19 bin 72, Uşak’ta 18 bin 922, Adıyaman’da 17 bin 222, Niğde’de 17 bin 189, Kocaeli’nde 17 bin 19, Osmaniye’de 16 bin 680, Çankırı’da 13 bin 777, Muş’ta 12 bin 404, Kırşehir’de 11 bin 978, Düzce’de 11 bin 649, Karaman’da 11 bin 648, Mardin’de 11 bin 90, Bilecik’te 10 bin 752, Ardahan’da 10 bin 586, Elazığ’da 10 bin 411 olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Zonguldak’ta 9 bin 619, Kırıkkale’de 9 bin 345, Van’da 9 bin 167, Sinop’ta 8 bin 900, Ağrı’da 8 bin 688, Erzincan’da 7 bin 246, Kilis’te 6 bin 102, Batman’da 5 bin 885, Karabük’te 5 bin 717, Bartın’da 5 bin 453, Iğdır’da 4 bin 696, Bitlis’te 3 bin 905, Gümüşhane’de 3 bin 653, Giresun’da 3 bin 238, Bayburt’ta 3 bin 124, Siirt’te 3 bin 61 Yalova’da 2 bin 982, Şırnak’ta 2 bin 932, Ordu’da 2 bin 516, Tunceli’de 1674, Artvin’de 1428, Bingöl’de 1175, Hakkari’de 1025 traktör var. Traktör sayısı Trabzon’da 307, Rize’de 82 adede kadar düşüyor.

 

-Manisa 306 aylık, 3 bin 375 yıllık traktör artışıyla ilk sırada- 

Tarımda kullanılan en önemli iş makinası olan traktör sayısının 2018 Şubat ayı itibarıyla 4 bin 363 artışla 1 milyon 842 bin 663’den 1 milyon 847 bin 26’ya ulaştığını bildiren Bayraktar, “Manisa, aylık ve yıllık traktör sayısı artışında da ilk sırada yer aldı. Manisa’da traktör sayısı aylıkta 306, yıllıkta 3 bin 375 adet arttı. Aylık traktör sayısı artışında İzmir 249 adetle ikinci, Aydın 212 adetle üçüncü, Konya 188 adetle dördüncü, Gaziantep 163 ile beşinci, Muğla 152 adetle altıncı, Antalya ve Balıkesir 145’er adetle yedinci, Ankara 144 ile dokuzuncu, Şanlıurfa 120 ile onuncu, Bursa 104 ile onbirinci oldu. Yıllık artışta Manisa’yı, 3 bin 192 adetle Konya, 2 bin 698 ile İzmir, 2 bin 540 ile Aydın, 2 bin 206 ile Ankara, 2 bin 194 ile Bursa,  2 bin 157 ile Gaziantep, 2 bin 39 ile Denizli, 1872 ile Antalya, 1802 ile Sakarya izledi” dedi.

Şubat ayında traktör sayısını 152 adet artırarak 31 bin 843 adetten 31 bin 995 adede ulaştıran Muğla’nın, traktör sayısını 11 adet artışla 31 bin 971 adetten 31 bin 982’ye yükselten Sivas’ı geride bırakarak 22’nci sıraya çıktığını belirten Bayraktar,  Şubat ayında Bingöl’de traktör sayısının 3 adet azalarak 1178’den 1175’e indiğine de dikkati çekti.

İller itibarıyla traktör sayıları, aylık ve yıllık artışları şöyle:

 

 

 

2017

2017

2018

 

 

 

 

Şubat

Ocak

Şubat

Yıllık

Aylık

 

 

Traktör

Traktör

Traktör

Değişim

Değişim

 

İller

Sayısı

Sayısı

Sayısı

Adet

Adet

1

Manisa

84.160

87.229

87.535

3.375

306

2

Konya

83.940

86.944

87.132

3.192

188

3

İzmir

61.656

64.105

64.354

2.698

249

4

Bursa

61.173

63.263

63.367

2.194

104

5

Balıkesir

60.977

62.605

62.750

1.773

145

6

Ankara

52.461

54.523

54.667

2.206

144

7

Adana

50.442

51.853

51.952

1.510

99

8

Samsun

49.711

51.024

51.105

1.394

81

9

Denizli

48.269

50.235

50.308

2.039

73

10

Antalya

45.303

47.030

47.175

1.872

145

11

Aydın

43.767

46.095

46.307

2.540

212

12

Afyonkarahisar

40.732

42.173

42.250

1.518

77

13

Tokat

40.034

41.222

41.259

1.225

37

14

Çorum

38.715

39.906

39.991

1.276

85

15

Sakarya

37.041

38.752

38.843

1.802

91

16

Şanlıurfa

35.952

37.582

37.702

1.750

120

17

Mersin

33.225

34.302

34.385

1.160

83

18

Gaziantep

31.660

33.654

33.817

2.157

163

19

Kütahya

32.518

33.431

33.485

967

54

20

Çanakkale

32.255

33.345

33.382

1.127

37

21

Yozgat

31.587

32.759

32.812

1.225

53

22

Muğla

30.367

31.843

31.995

1.628

152

23

Sivas

30.842

31.971

31.982

1.140

11

24

Edirne

30.877

31.687

31.735

858

48

25

Tekirdağ

29.437

30.212

30.248

811

36

26

Kastamonu

28.548

29.603

29.691

1.143

88

27

Kayseri

27.953

29.097

29.168

1.215

71

28

Diyarbakır

22.890

24.203

24.246

1.356

43

29

Malatya

22.675

23.779

23.867

1.192

88

30

İstanbul

22.734

23.241

23.289

555

48

31

Eskişehir

22.159

22.943

23.003

844

60

32

Hatay

21.528

22.514

22.607

1.079

93

33

Isparta

21.337

22.086

22.149

812

63

34

Burdur

21.145

21.830

21.878

733

48

35

Bolu

20.578

21.255

21.289

711

34

36

Nevşehir

20.694

21.191

21.218

524

27

37

Kahramanmaraş

20.044

21.132

21.195

1.151

63

38

Amasya

19.827

20.666

20.720

893

54

39

Kırklareli

20.022

20.548

20.587

565

39

40

Kars

19.126

19.649

19.659

533

10

41

Erzurum

18.575

19.584

19.603

1.028

19

42

Aksaray

18.279

19.028

19.072

793

44

43

Uşak

18.167

18.873

18.922

755

49

44

Adıyaman

15.986

17.177

17.222

1.236

45

45

Niğde

16.647

17.163

17.189

542

26

46

Kocaeli

16.218

16.999

17.019

801

20

47

Osmaniye

16.120

16.623

16.680

560

57

48

Çankırı

13.251

13.752

13.777

526

25

49

Muş

11.662

12.390

12.404

742

14

50

Kırşehir

11.395

11.948

11.978

583

30

51

Düzce

11.086

11.623

11.649

563

26

52

Karaman

11.089

11.611

11.648

559

37

53

Mardin

10.497

11.059

11.090

593

31

54

Bilecik

10.447

10.743

10.752

305

9

55

Ardahan

10.171

10.583

10.586

415

3

56

Elazığ

9.751

10.377

10.411

660

34

57

Zonguldak

9.386

9.612

9.619

233

7

58

Kırıkkale

8.935

9.312

9.345

410

33

59

Van

8.884

9.155

9.167

283

12

60

Sinop

8.626

8.886

8.900

274

14

61

Ağrı

8.291

8.673

8.688

397

15

62

Erzincan

6.926

7.220

7.246

320

26

63

Kilis

5.783

6.101

6.102

319

1

64

Batman

5.587

5.870

5.885

298

15

65

Karabük

5.501

5.701

5.717

216

16

66

Bartın

5.283

5.440

5.453

170

13

67

Iğdır

4.386

4.688

4.696

310

8

68

Bitlis

3.672

3.890

3.905

233

15

69

Gümüşhane

3.553

3.651

3.653

100

2

70

Giresun

3.106

3.228

3.238

132

10

71

Bayburt

2.979

3.117

3.124

145

7

72

Siirt

2.806

3.044

3.061

255

17

73

Yalova

2.780

2.963

2.982

202

19

74

Şırnak

2.670

2.919

2.932

262

13

75

Ordu

2.377

2.513

2.516

139

3

76

Tunceli

1.551

1.664

1.674

123

10

77

Artvin

1.323

1.423

1.428

105

5

78

Bingöl

1.136

1.178

1.175

39

-3

79

Hakkari

965

1.019

1.025

60

6

80

Trabzon

249

301

307

58

6

81

Rize

66

80

82

16

2

 

Türkiye

1.774.523

1.842.663

1.847.026

72.503

4.363

TZOB Genel Başkanı Bayraktar’ın basın toplantısı

-Bayraktar’ın basın toplantısı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Şeker pancarının alternatifi yoktur. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz”

-“Ziraat Odaları, çiftçi örgütleri, işçi örgütleri, tüketici dernekleri. Bunlar bu fabrikaların özelleşmesine karşılar. Görüşlerini de beyan ediyorlar”

-“İstihdam konusunda işçilerin, üretim konusunda da çiftçilerin kaygısı var. Çiftçi örgütleri, işçi örgütleri bu durumdan kaygılarını belirtiyorlar hadise bu. İnşallah dikkate alınır ve bundan vazgeçilir”

-“Hükümetimizden çiftçi ve işçileri memnun etmesini, Türkşeker bünyesinde bu fabrikaların üretime devam etmesini istiyoruz”

-“Glikoz kapsam dışına çıkarılırsa, nişasta bazlı şeker kotasının düşürülmesinin bir anlamı kalmaz. Firmalar bu yolu kullanarak nişasta bazlı şeker kotası dışında glikoz üretir ve kotayı anlamsız kılarlar. Cargill gibi firmalara da gün doğar”

-“Problem glikozun serbest bırakılmasıdır. Glikoz serbest olduğu zaman kotaların yüzde 5’e düşürülmesi bir anlam ifade etmiyor

-“Merdiven altı ve kayıt dışı anormal bir üretim var. Devlet bunu önleyemiyor yani kontrol mekanizmaları çalışmıyor. Cezai müeyyideler yeterli değil”

-“Cezai müeyyideler artırılmadığı takdirde kota mota hepsi hikaye”

-“Şeker fabrikalarını alan işadamı, ben bu işten çekiliyorum, veya ben fabrikayı rantbal, verimli hale getirmek için işçiyi, pancar alımını azaltıyorum, ceza verseniz de ‘buna da yapabileceğim bir şey yok. Buna da razıyım’ derse ne olacak?”

-“Son yaptığımız çağrıdan bu yana depolarda yaklaşık 50 bin tonluk azalma oldu. Yine de hali hazırda Niğde ve Nevşehir’de 300-350 bin ton patates alıcı beklemektedir. Bu patatesin yaklaşık yüzde 70’i üreticilerimize aittir”

-“Üretim alanları Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Üretim planlaması yapılamıyorsa bunun sorumlusu çiftçimiz değildir. Devletin sorunudur”

-“Zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan kredi borçları, vergi, SGK prim borçları ertelenmelidir”

-“Başbakanlık Afet Fonu’ndan bu üreticilerimize mali destek sağlanmalıdır”

-“Manidar olan bir şey var. Üreticimiz Nevşehir ve Niğde’de 15-20 kuruşa patatesi satıyor. Türkiye ortalaması 40 kuruş. Tüketici bunu 2 liradan yiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ve üretici açısından da sürdürülebilir değildir”

-“Bir miktar makas kabul edilebilir ama patates stoka müsait. Nasıl oluyor da bu kadar makas oluyor? Bunu anlamakta fevkalade güçlük çekiyorum. Bu manada da kontrol mekanizmalarının devrede olması lazım”

-“Bu üreticilerimizin, üretime devam edebilmeleri için patates tohumluğu yardımı yapılmalıdır. Patatesin sanayiye entegrasyonunu sağlamak suretiyle, patateste üretim ve işleme çeşitliliği sağlanmalıdır”

-“En son, Antalya’da Çarşamba gecesi gerçekleşen hortum nedeniyle Aksu ve Muratpaşa ilçelerimizde seralarda ve buğday tarlalarında hasar meydana geldi. Bu alanlarda hasar tespitleri bir an önce yapılmalı ve çiftçimizin mağduriyeti giderilmelidir”

-“Zarar gören alanlarda çiftçilerimizin, primlerin yüksekliği veya tarım alanlarının çiftçi kayıt sistemi kapsamı dışında kalması nedeniyle sigorta yaptıramadıkları görülüyor. Başbakanlık Afet Fonu’ndan zarar gören çiftçilerimize yardım yapılmalıdır”

-“Yem maliyetlerini aşağı çekemediğimiz takdirde et fiyatlarını aşağı çekme şansımız yoktur. Burada bir şekilde üretici desteklenmelidir”

-“Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı lahanada yüzde 446,22’yi buldu. Fiyat farkı lahanadan sonra patateste yüzde 358,33, karnabaharda yüzde 325,68, kuru kayısıda yüzde 297,78, portakalda yüzde 289,14 oldu”

-“Market fiyatlarındaki artıştan üreticinin yararlanamadığı görüldü. Fiyat alınan ürünler içinde Mart’ta üreticide sadece 9 üründe fiyatlar artarken, markette bu sayı 20’yi buldu. Üreticide 12, markette 18 üründe fiyatlar geriledi. Markette 3, üreticide 12 üründe ise fiyatlar değişmedi”

 

Ankara – 01.04.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kendileri için şeker pancarı üretiminin sürmesinin vazgeçilemeyecek bir konu olduğunu bildirerek, “şeker pancarının alternatifi yoktur. Bu konudaki görüşlerimizi de hükümetimize ilettik. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz. Bu özelleştirmeden vazgeçilmelidir. Biz, çiftçimiz, tüketicilerimizin sağlığı açısından endişeliyiz. Pancar şekerinin, diğer şeker kaynaklarına göre çok daha sağlıklı olduğunu bilim adamları, bütün uzmanlar dile getirmektedir” dedi.

Bayraktar, Birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Mart ayında fiyatlarda meydana gelen değişimleri ele aldı; patateste yaşanan sorunu ve 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Mart ayında, market fiyatlarındaki artıştan üreticinin yararlanamadığının görüldüğünü, fiyat alınan ürünler içinde Mart’ta üreticide sadece 9 üründe fiyatlar artarken, markette bu sayının 20’yi bulduğuna dikkati çeken Bayraktar, “üreticide 12, markette 18 üründe fiyatlar geriledi. Markette 3, üreticide 12 üründe ise fiyatlar değişmedi” dedi.

 

-Market fiyatlarındaki değişim-

 

Yaptıkları tespitlere göre, Mart ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde sivri biber, üreticide ise ıspanak olurken, patlıcanın markette de üreticide de fiyatı en fazla düşen ürünler içinde ilk sırayı aldığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Mart ayında market fiyatlarında portakal, kuru incir ve toz şeker fiyatında değişim görülmedi. Fiyat düşüşü yüzde 23,89 ile en fazla patlıcanda meydana geldi. Patlıcandaki fiyat düşüşünü, yüzde 19,19 ile salatalık, yüzde 14,22 ile pırasa, yüzde 10,99 ile kuru soğan, yüzde 9,31 ile havuç, yüzde 6,10 ile nohut, yüzde 5,14 ile elma, yüzde 4,38 ile kabak, yüzde 4,08 ile yeşil soğan izledi.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 28,29 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını, yüzde 17,84 ile ıspanak, yüzde 12,96 ile karnabahar, yüzde 12,70 ile lahana, yüzde 8,92 ile kaşar peyniri, yüzde 8,87 ile yumurta, yüzde 6,81 ile kırmızı mercimek, yüzde 6,17 ile yoğurt, yüzde 5,50 ile kuzu eti, yüzde 3,88 ile dana eti, yüzde 3,32 ile patates takip etti.”

 

-Üretici fiyatlarındaki değişim-

 

Mart ayında üretici fiyatlarında, havuç, lahana, marul, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir ve süt fiyatında değişim görülmediğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Patlıcan yüzde 38,46 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün oldu. Fiyat düşüşünde patlıcanı, yüzde 21,95 ile patates, yüzde 19,63 ile salatalık, yüzde 10 ile kuru soğan, yüzde 5,52 ile zeytinyağı yüzde 4,08 ile yeşil soğan izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 29,82 ile ıspanakta görüldü. Ispanaktaki fiyat artışını yüzde 16,67 ile portakal, yüzde 12,77 ile kabak, yüzde 11,83 ile limon, yüzde 11,40 ile sivri biber, yüzde 8,40 ile kuzu eti, yüzde 8 ile karnabahar, yüzde 5,36 ile dana eti, yüzde 3,78 ile yumurta takip etti.”

 

-Üretici market fiyat farkı-

 

Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının lahanada yüzde 446,22’yi bulduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Fiyat farkı lahanadan sonra patateste yüzde 358,33, karnabaharda yüzde 325,68, kuru kayısıda yüzde 297,78, portakalda yüzde 289,14 oldu.

Lahana 5,5 kat, patates 4,6 kat, karnabahar 4,3 kat, kuru kayısı 4 kat, portakal 3,9 kat fazlaya tüketiciye ulaştı.

Bugün üreticide 25 kuruş olan lahana markette 1 lira 37 kuruşa, 40 kuruş olan patates 1 lira 83 kuruşa, 81 kuruş olan karnabahar 3 lira 45 kuruşa, 9 lira olan kuru kayısı 35 lira 80 kuruşa, 70 kuruş olan portakal 2 lira 72 kuruşa satılıyor.”

Üretici fiyatlarında en fazla fiyat artışının ıspanakta görüldüğünü, ıspanağın yanı sıra portakal, kabak, limon, sivri biber, kuzu eti, karnabahar, dana eti ve yumurtada fiyat artışları yaşandığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Ispanakta ve karnabaharda sezon sonuna yaklaşılmasıyla birlikte hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Portakalda hasadın sonuna gelinmesi nedeniyle fiyatlarda artış görüldü. Limonda da Çukurova bölgesinde hasadın bitmesi fiyatları artırdı. Kabak ve sivri biber gibi ürünlerde talepteki artış fiyatları yükseltti. Patlıcan, salatalık, yeşil soğan ve maydanoz gibi ürünlerde artan hava sıcaklıklarının hasat edilen ürün miktarını artırması fiyatların düşmesine yol açtı. Zeytinyağında da alımların yavaşlamasıyla birlikte fiyatlar düştü. Kuzu ve dana etindeki fiyat yükselişi, kuzuda dönemsel olarak arzdaki sıkıntı, dana etinde ise esas olarak yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.”

 

-“Patateste çiftçimizin sıkıntısı devam ediyor”-

 

Patateste çiftçinin sıkıntısının devam ettiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“İç tüketimin yaklaşık 4,1 milyon ton, tohumluk kullanımının 400 bin ton civarında olduğu patateste, üretim 4,8 milyonu bulduğunda pazarlama da sorunlar baş gösteriyor. Arzdaki fazlalık arz talep dengesini arz lehinde bozdu. Bunun sonucu olarak da patates fiyatları fevkalade düştü. Yaşanan pazarlama sorunundan en fazla üreticimiz etkileniyor. Pazarlama problemlerinin çözümüne katkı sağlaması bakımından girişimlerimizle ton başına 50 lira ihracat iadesi verildi ama ihracatta yaşanan sorunlar üreticilerimizi olumsuz etkilemeye devam etti. Ortalama olarak bakıldığında patates fiyatı 40 kuruş olsa da Niğde ve Nevşehir’de fiyatlar 15-20 kuruşa kadar geriledi.

Son yaptığımız çağrıdan bu yana depolarda yaklaşık 50 bin tonluk azalma oldu. Yine de hali hazırda Niğde ve Nevşehir’de 300-350 bin ton patates alıcı beklemektedir. Bu durum üreticimize fevkalade sıkıntı yarattı. Bu patatesin yaklaşık yüzde 70’i üreticilerimize aittir. Niğde ve Nevşehir’de hemen her patates üreticimizde depo bulunmakta ve bu depolarda önemli miktarda patates alıcı beklemektedir.

Bilindiği üzere bu yıl hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmiştir. Bu durum depoda alıcı bekleyen patatesin muhafazasını olumsuz etkilemiştir. Bunların bozulma ihtimali yüksektir. Her geçen gün ürün daha çok zayi olmaktadır. Zayi olan üreticilerimizin alın teridir. Depoların boşaltılması da üreticimize ek maliyet getirmektedir.

Pazarlama sorunu yaşayan ve yeterli gelir elde edemeyen üreticimiz, bir sonraki üretim sezonu için ihtiyacı olan finansmanı karşılayamayacaktır. Başta patates olmak üzere üreticilerimizin pazarlama sorununun kalıcı olarak çözümlenebilmesi, üretim ve fiyatta istikrarın sağlanabilmesinin yolu üretim planlamasından geçmektedir. Üretim alanları Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Üretim planlaması yapılamıyorsa bunun sorumlusu çiftçimiz değildir. Devletin sorunudur.

Tabii üreticimizin talepleri var. Bankalara olan borçları bulunuyor. Bunları ödemekte zorluk çekecekler. Banka borçlarının yapılandırılmasını istiyorlar. Bundan dolayı zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan kredi borçları, vergi, SGK prim borçları ertelenmelidir. Başbakanlık Afet Fonu’ndan bu üreticilerimize mali destek sağlanmalıdır. Bu üreticilerimizin, üretime devam edebilmeleri için patates tohumluğu yardımı yapılmalıdır. Patatesin sanayiye entegrasyonunu sağlamak suretiyle, patateste üretim ve işleme çeşitliliği sağlanmalıdır. Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam edecek.

Üreticilerimizin alın terinin karşılığını alması ve binbir emekle ürettikleri ürünün zayi edilmeden değerlendirilmesi en büyük temennimizdir.”

 

-Antalya’da yaşanan hortum-

 

Son yıllarda yaşanan afetlerin de çiftçiye oldukça sıkıntı verdiğini vurgulayan Bayraktar, “en son, Antalya’da Çarşamba gecesi gerçekleşen hortum nedeniyle Aksu ve Muratpaşa ilçelerimizde seralarda ve buğday tarlalarında hasar meydana geldi. Bu alanlarda hasar tespitleri bir an önce yapılmalı ve çiftçimizin mağduriyeti giderilmelidir. Zarar gören alanlarda çiftçilerimizin, primlerin yüksekliği veya tarım alanlarının çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) kapsamı dışında kalması nedeniyle sigorta yaptıramadıkları görülüyor. Başbakanlık Afet Fonu’ndan zarar gören çiftçilerimize yardım yapılmalıdır” dedi.

 

-14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi-

 

Son günlerin tarımda değişmez gündem konularından biri haline gelen şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de değinen Bayraktar, şöyle konuştu:

“Bilindiği gibi, Türkşeker’in, Afyonkarahisar, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat’tan oluşan 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili ihale ilanı, 21 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete’de yer aldı ve özelleştirme süreci başladı.

Stratejik olduğu tartışılmaz bir ürün olan şekerin hammaddesi olan şekerpancarının üretimi çiftçimiz için vazgeçilmez tarımsal bir faaliyettir. Öyle ki ülke çapında 3,4 milyon dekar alanı şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz. Bu alanda geçen yıl 105 bin pancar üreticisi çiftçimiz, 20,8 milyon ton şeker pancarı üretimi gerçekleştirdi. Sadece çiftçimiz değil, 60-65 bin mevsimlik işçimiz de şeker pancarı üretiminde çalıştı.

Katma değeri yüksek bir ürün olan pancarın, posası, yaş ve melaslı kuru küspesi de hayvancılıkta ucuz hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Aynı büyüklükteki orman alanından üç kat daha fazla oksijen sağlayan şeker pancarı toprağı da organik madde açısından zenginleştirmekte, münavebeli tarımda ekilecek diğer ürünlerde de verim artışına sebep olmaktadır.

Özelleştirilecek 14 fabrikaya 1575 köyümüzden 47 bin 758 çiftçimiz pancar vermektedir. Bu çiftçilerimiz, 1,25 milyon dekar alanda üretim yapmaktadır. Bu fabrikalar, 4 binin üzerinde çalışanla, 7 milyon ton şeker pancarı işlemekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretmektedir.

Yani bu fabrikalar küspe, melas temin ederek o bölgede hayvancılığın gelişmesine, hatta sosyo ekonomik yapının gelişmesine fevkalade büyük katkı sağlıyor.

Bizim için şeker pancarı üretiminin sürmesi vazgeçilemeyecek bir konudur. Biz, çiftçimiz, tüketicilerimizin sağlığı açısından endişeliyiz. Pancar şekerinin, diğer şeker kaynaklarına göre çok daha sağlıklı olduğunu bilim adamları, bütün uzmanlar dile getirmektedir.”

Son yapılan kanun değişikliğinde, nişasta bazlı şeker kotası konusundaki düzenlemenin de yer aldığını bildiren Bayraktar, “basında nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’e indirileceği, glikozun bu kapsamdan çıkarılacağı haberleri yazılmaktadır. Glikoz kapsam dışına çıkarılırsa, nişasta bazlı şeker kotasının düşürülmesinin bir anlamı kalmaz. Firmalar bu yolu kullanarak nişasta bazlı şeker kotası dışında glikoz üretir ve kotayı anlamsız kılarlar. Cargill gibi firmalara da gün doğar. Zaten günümüzde de denetim yetersizliğinden merdiven altı üretimi de ilave ettiğimizde kotanın çok üzerinde nişasta bazlı şeker üretiliyor” dedi.

Bayraktar, şeker üretiminde şeker pancarının alternatifinin olmadığının açıkça görüldüğünü belirterek, “şeker pancarının alternatifi yoktur. Bu konudaki görüşlerimizi de hükümetimize ilettik. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz. Hükümetimizden çiftçi ve işçileri memnun etmesini, Türkşeker bünyesinde bu fabrikaların üretime devam etmesini istiyoruz. Bu özelleştirmeden vazgeçilmelidir” diye konuştu.

 

-Sorunlar-

 

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, basın toplantısında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Bayraktar, nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’e düşürülmesini, bunun yeterli olup olmadığını sorması üzerine, şunları söyledi:

“Yüzde 5 meselesi değil. Problem glikozun serbest bırakılmasıdır. Glikoz serbest olduğu zaman kotaların yüzde 5’e düşürülmesi bir anlam ifade etmiyor. Daha önce de biliyorsunuz bu kotalar yüzde 10 olarak açıklandı. Bakarlar Kurulu kararıyla da yüzde 50 civarında artırılabiliyordu yani yüzde 15’e çıkabiliyordu.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şu; merdiven altı ve kayıt dışı anormal bir üretim var. Devlet bunu önleyemiyor yani kontrol mekanizmaları çalışmıyor. Cezai müeyyideler yeterli değil. Kota dışında anormal bir üretim var. Dolayısıyla sadece kotaların düşürülmesi yeterli olmaz. Denetim mekanizmalarının kurulması fevkalade önemlidir. Bir de glikozun serbest bırakılması bu kotanın ehemmiyetini de ortadan kaldırıyor.”

Bayraktar, bir basın mensubunun, “bu durumda şeker kurulunun aktif hale getirilmesi öncelikle gündem konusu olması gerekmiyor mu?” şeklindeki sorusu üzerine şunları kaydetti:

“Şeker Kurulu bugüne kadar çok iyi görev yaptı mı? Bu da tartışma konusudur. ‘Kayıt dışı üretim var’ diyoruz. ‘Merdiven altı üretim var’ diyoruz. ‘Kota dışı üretim var’ diyoruz. Denetleme daha önce Şeker Kurulu’na aitti. Görevini yapabildi mi? Etkin bir şekilde yapmadı.

Ama benim gözlemlediğim şey yapmadığı. Bundan sonra yapar mı yapmaz mı? Onu da bilemem. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bünyesinde bu işi yapar mı yapmaz mı? Ama her şeye rağmen söylüyorum bu işin denetlemesi yapılmadığı, cezai müeyyideler artırılmadığı takdirde kota mota hepsi hikaye. Bunlar çözüm değil. Kayıt dışı üretim devam edecektir. Bu kotanın belki iki misli üç misli piyasaya nişasta bazlı şeker sürülecektir.

 

-“Sosyal taraflar bu fabrikaların özelleşmesine karşılar”-

 

Burada sosyal taraflar. Kim bunlar? Ziraat Odaları, çiftçi örgütleri, işçi örgütleri, tüketici dernekleri. Bunlar bu fabrikaların özelleşmesine karşılar. Görüşlerini de beyan ediyorlar. Burada hükümetin iddiası şu; bu fabrikalar özelleştiğinde bir üretim kaybı olmayacak, iki istihdam kaybı olmayacak. Biz de daha önceki özelleştirmeleri örnek veriyoruz. Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, TEKEL, Orman İşletmeleri vesaire. Bunlarda hem istihdamda hem de üretimde kayıpları olmuş. Örnekler önümüzde. Şimdi bu fabrikalar önümüzde, bu özelleşen fabrikaların üretim yaptığı bölgelerde pancarın poları düşük. Türkşeker’in bünyesinde kâr yapan fabrikalar da var. Poları yüksek olan bölgelerden alım yapan fabrikalar kâr yapıyor. Poları düşük olan fabrikalardan alım yapan fabrikalar kârda değil. Ama Türkşeker toplamda kârda. Zarar eden fabrikaları absorve edebiliyor, yürütebiliyor.

 

-“Alan işadamı, ‘bu işten çekiliyorum’ derse ne olacak?”-

 

Özelleştirmeden sonra farika kar yapmadı. İşadamı bir sene iki sene dayandı. ‘Bu rantabl, verimli değil. Ben bundan vazgeçiyorum’ derse ne olacak? Yani bizim iddiamız o. Poları düşük bu fabrikalar Türkşeker’in bünyesine üretime devam edebilir. Ama özelleştirdiğiniz zaman kâr yapmayabilir. Tabii işadamı bunu babasının hayrına almıyor, ekonomik bir faaliyet için alıyor. Para kazanmak üzere alıyor. Para kazanamazsa, ben bu işten çekiliyorum, veya ben fabrikayı rantbal, verimli hale getirmek için işçiyi, pancar alımını azaltıyorum, ceza verseniz de ‘buna da yapabileceğim bir şey yok. Buna da razıyım’ derse ne olacak? Bunları iyi düşünmek, iyi değerlendirmek lazımdır. Bizim de söylemeye çalıştığımız budur.

İstihdam konusunda işçilerin, üretim konusunda da çiftçilerin kaygısı var. Çiftçi örgütleri, işçi örgütleri bu durumdan kaygılarını belirtiyorlar hadise bu. İnşallah dikkate alınır ve bundan vazgeçilir.

 

-“Patates üreticimize destek verilmesi gerekiyor”-

 

Bayraktar, patatesle ilgili bir soru üzerine şu bilgileri verdi:

“Patates konusunda stoklarda üreticinin maliyeti hızlı bir şekilde artıyor. Şuan depolarda patatesler bozulmaya da başladı. Bizim patates tüketin çağrımıza, o bölgelerden, değişik bölgelerden olumlu cevaplar geldi. Bir miktar patates tüketimi arttı. Verilen destekle bir miktar ihracat da oldu. Bütün bunlara rağmen biz stokları 300-350 bin tona indirdik. Burada üreticimizin tekrar tarlaya çekilmesi ve üretim yapabilmesi adına üreticimize bir destek verilmesi gerekiyor. Banka borçlarının yapılandırılmasını bunun için talep ediyoruz. Bunun dışında da hükümetimiz tarafından bir yardım yapılması lazım. Bunu yapmazsak ne olur? Üreticimizin önümüzdeki yıl tarlaya girme şansı olmaz. Üretim düşerse o zaman arz ve talep dengesi talep lehinde bozulduğu zaman fiyatlar artacaktık.

Manidar olan bir şey var. Üreticimiz Nevşehir ve Niğde’de 15-20 kuruşa patatesi satıyor. Türkiye ortalaması 40 kuruş. Tüketici bunu 2 liradan yiyor. Manidar olan budur. Stoka müsait olmasa anlarız. Birkaç gün içinde bozulacak. Zayiatı çoktur. Bir miktar makas kabul edilebilir ama patates stoka müsait. Nasıl oluyor da bu kadar makas oluyor? Bunu anlamakta fevkalade güçlük çekiyorum. Bu manada da kontrol mekanizmalarının devrede olması lazım. Benim üreticim 20 kuruşa patates satamazken tüketici bundan istifade edemiyor. Tüketici 2 liraya patates yiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ve üretici açısından da sürdürülebilir değildir.”

 

-“Et fiyatları meselesi tamamen maliyetle ilgilidir”-

 

Bayraktar, et fiyatlarıyla ilgili bir soru üzerine de “et fiyatları meselesi tamamen maliyetle ilgilidir. Biz her zaman söylüyoruz. Yem maliyetlerini aşağı çekemediğimiz takdirde bizim et fiyatlarını aşağı çekme şansımız yoktur. Yem fiyatları sürekli artıyor. Bu ülkenin et ihtiyacını ithalatla da karşılayamazsınız. Gıda talebini ithalatla karşılama ihtimaliniz yoktur. Türkiye’ye, Güney Amerika’dan, oradan buradan çok kaliteli etler de gelmiyor. Yurt dışından gelen etler, bizim üreticimizin ürettiği kaliteli etlerle mukayese edilmez. Burada bir şekilde üretici desteklenmelidir. Üreticimizin desteklenmesi demek et üretiminin desteklenmesi demektir. Yani üretimi desteklemek zorundayız. Ben inanıyorum ki üreticiyi desteklediğimizde biz çok rahatlıkla 1,5 milyon ton civarında kırmızı et üretimine ulaşırız. Bugün 1 milyon tonlar civarındayız. Problem burada. Ama 1,5 milyon tona ulaşabiliriz. Üretici desteklenecek bunun başka yolu yok.”

Bir basın mensubunun “yem maliyetlerinden kaçmak için hayvanların erken kesildiği iddiası doğru mu” şeklindeki sorusunu Bayraktar, “bize öyle bir bilgi gelmedi. Ben bunu sizden duyuyorum. Üretici para kazanamazsa hayvanını kesiyor zaten. Bu her zaman böyle olmuştur. İdeal kiloya ulaşmadan kesiyor. Para kazanacağı kiloya ulaşmadan kesiyor, ama para kazanamıyorsa hayvanını kesiyor. Bu şekilde bir bilgi gelmiş değil ama şu an problem şu; maliyetler yüksek dolayısıyla fiyatlara yansıyor” dedi.

Bayraktar, bir soru üzerine, şeker fabrikaları konusunda hükümetten bir sonuç beklediklerini bildirerek, “hem işçi hem çiftçi örgütleri hem de tüketici dernekleri olarak, Türkiye’de bu kadar sosyal kesim, ‘özelleştirmeyin’ diyorsa buna bir olumlu cevap vermelerini bekliyoruz” diye konuştu.

 

-“İsrail’in vahşetine bir an önce son verilmeli”-

 

Bayraktar, Filistinlilerin “Toprak Günü” mitingine İsrail güvenlik güçlerinin saldırmasını, 16 Filistinliyi katletmesini, binden fazla Filistinliyi ise yaralamasını, 5 milyon çiftçi adına şiddetle kınadı. Şemsi Bayraktar, “bu vahşete bir an önce son verilmeli, İsrail saldırganlığına ‘dur’ denilmelidir” dedi.

 

-TABLOLAR-

 

Seçilmiş ürünlerde market fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:

 

Market

27 Şubat 2018

29 Mart 2018

29 Mart 2018/ 27 Şubat 2018

Ürünler

Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg)

Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg)

Değişim (Yüzde)

Sivri Biber

4,91

6,30

28,29

Ispanak

2,43

2,86

17,84

Karnabahar

3,05

3,45

12,96

Lahana

1,21

1,37

12,70

Kaşar peyniri

26,80

29,19

8,92

Yumurta

0,41

0,45

8,87

Kırmızı mercimek

6,79

7,25

6,81

Yoğurt

4,93

5,24

6,17

Kuzu eti

54,17

57,15

5,50

Dana eti

42,03

43,66

3,88

Patates

1,77

1,83

3,32

Marul (adet)

2,79

2,87

3,06

Fındık (iç)

49,65

51,15

3,02

Kuru üzüm

12,63

12,95

2,52

Kuru kayısı

34,97

35,80

2,38

Ayçiçek yağı

8,40

8,60

2,28

Tereyağı

42,47

43,37

2,13

Tavuk eti

8,20

8,28

1,01

Süt (litre)

4,45

4,49

0,90

Limon

4,41

4,45

0,89

Portakal

2,72

2,72

0,00

Kuru incir

40,53

40,53

0,00

Toz şeker

4,76

4,76

0,00

Antep fıstığı

72,15

71,57

-0,81

Yeşil mercimek

8,37

8,27

-1,19

Pirinç

6,02

5,94

-1,28

Maydanoz (adet)

1,28

1,25

-2,09

Zeytinyağı

30,20

29,48

-2,37

Domates

4,33

4,22

-2,47

Mısırözü yağı

9,00

8,78

-2,47

Kuru fasulye

10,25

9,99

-2,53

Beyaz peynir

21,30

20,47

-3,92

Yeşil soğan (kg)

4,29

4,11

-4,08

Kabak

3,98

3,81

-4,38

Elma

3,91

3,71

-5,14

Nohut

12,59

11,82

-6,10

Havuç

2,65

2,40

-9,31

Kuru soğan

1,79

1,59

-10,99

Pırasa

2,68

2,30

-14,22

Salatalık

3,76

3,04

-19,19

Patlıcan

4,73

3,60

-23,89

 

Seçilmiş ürünlerde üretici fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:

 

Üretici

27 Şubat 2018

29 Mart 2018

29 Mart 2018/ 27 Şubat 2018

Ürünler

Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg)

Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg)

Değişim (Yüzde)

Ispanak

0,95

1,23

29,82

Portakal

0,60

0,70

16,67

Kabak

1,57

1,77

12,77

Limon

1,55

1,73

11,83

Sivri Biber

2,27

2,53

11,40

Kuzu eti

36,18

39,22

8,40

Karnabahar

0,75

0,81

8,00

Dana eti

26,87

28,31

5,36

Yumurta

0,29

0,30

3,78

Havuç

0,90

0,90

0,00

Lahana

0,25

0,25

0,00

Marul (adet)

1,00

1,00

0,00

Elma

1,23

1,23

0,00

Kuru fasulye

3,26

3,26

0,00

Nohut

6,81

6,81

0,00

Kırmızı mercimek

2,03

2,03

0,00

Yeşil mercimek

3,21

3,21

0,00

Pirinç

3,52

3,52

0,00

Kuru kayısı

9,00

9,00

0,00

Kuru incir

12,00

12,00

0,00

Süt (litre)

1,37

1,37

0,00

Pırasa

0,71

0,70

-1,18

Domates

1,63

1,60

-1,54

Kuru üzüm

5,30

5,20

-1,89

Antep fıstığı

37,75

37,00

-1,99

Fındık (iç)

24,00

23,50

-2,08

Maydanoz (adet)

0,34

0,33

-2,94

Yeşil soğan (kg)

1,63

1,57

-4,08

Zeytinyağı

14,50

13,70

-5,52

Kuru soğan

0,50

0,45

-10,00

Salatalık

1,78

1,43

-19,63

Patates

0,51

0,40

-21,95

Patlıcan

2,60

1,60

-38,46

 

 

 

Seçilmiş ürünlerde 29 Mart 2018 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları ve fiyat farkları:

Ürünler

Üretici

Hal

Pazar

Market

Hal/ Üretici

Pazar/ Üretici

Market/ Üretici

 

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyatı (TL/Kg)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Fiyat Farkı (Yüzde)

Lahana

0,25

0,45

0,90

1,37

80,00

260,00

446,22

Patates

0,40

0,70

1,21

1,83

75,00

202,08

358,33

Karnabahar

0,81

1,43

2,08

3,45

76,95

157,20

325,68

Kuru kayısı

9,00

25,00

35,80

177,78

297,78

Portakal

0,70

1,33

2,17

2,72

90,00

210,00

289,14

Maydanoz (adet)

0,33

0,40

0,96

1,25

21,21

190,40

279,19

Kırmızı mercimek

2,03

3,00

6,67

7,25

47,78

228,41

257,14

Kuru soğan

0,45

0,70

1,24

1,59

55,56

175,93

254,07

Kuru incir

12,00

35,00

40,53

191,67

237,77

Pırasa

0,70

1,04

1,63

2,30

48,21

132,14

228,41

Süt (litre)

1,37

4,49

227,74

Kuru fasulye

3,26

4,20

8,67

9,99

28,83

165,85

206,54

Elma

1,23

2,36

2,95

3,71

91,87

139,84

201,36

Marul (adet)

1,00

1,42

1,91

2,87

41,67

90,83

187,33

Havuç

0,90

1,21

1,83

2,40

34,72

103,70

166,94

Yeşil soğan (kg)

1,57

2,07

3,75

4,11

31,91

139,36

162,50

Domates

1,58

2,23

3,17

4,10

41,59

101,06

160,18

Yeşil mercimek

3,21

4,70

7,17

8,27

46,42

123,26

157,63

Limon

1,73

2,40

3,46

4,45

38,46

99,52

156,63

Sivri Biber

2,53

3,36

4,96

6,30

33,07

96,37

149,35

Kuru üzüm

5,20

12,00

12,95

130,77

149,04

Ispanak

1,23

1,48

2,25

2,86

20,00

82,43

131,80

Patlıcan

1,60

2,42

3,08

3,60

51,25

92,71

125,00

Fındık (iç)

23,50

47,50

51,15

102,13

117,66

Kabak

1,77

2,69

2,80

3,81

52,12

58,49

115,47

Zeytinyağı

13,70

0

29,48

115,21

Salatalık

1,43

1,96

2,46

3,04

36,74

71,51

112,05

Antep fıstığı

37,00

70,00

71,57

89,19

93,42

Nohut

6,81

7,70

10,50

11,82

13,07

54,19

73,60

Pirinç

3,52

4,00

4,83

5,94

13,64

37,31

68,72

Dana eti

28,31

43,66

54,22

Yumurta

0,30

0,60

0,45

98,68

49,01

Kuzu eti

39,22

57,15

45,72

Beyaz peynir (kg)

 

 

 

20,47

 

 

 

Kaşar peyniri (kg)

 

 

 

29,19

 

 

 

Yoğurt (kg)

 

 

 

5,24

 

 

 

Tereyağı (kg)

 

 

 

43,37

 

 

 

Mısırözü yağı

8,78

Ayçiçek yağı

8,60

Toz şeker

4,76

Tavuk eti

8,28

Not: Hal, pazar ve market verileri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Mersin illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış fiyatlarıdır.  Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır.