ÇKS kaydında son bir hafta…


-ÇKS kaydında son bir hafta…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Çiftçilerimizin yoğunluk yaşanabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak son günü beklemeden bir an önce 2015 yılı ÇKS kayıtlarını yaptırmalarında fayda var” 

-“ÇKS kaydını yaptıranlar desteklerden yararlanabiliyorlar”

-“Çiftçiler ÇKS’ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesini, bu yılın 15 Temmuz-15 Ağustos

tarihleri arasında yapabilecekler”

 

Ankara – 22.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçi kayıt sisteminde başvuruların 30 Haziran 2015 Salı günü mesai saati bitiminde sona ereceğini bildirerek, “Çiftçilerimizin yoğunluk yaşanabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak, son günü beklemeden bir an önce ÇKS kayıtlarını yaptırmalarında fayda var” dedi. 

Bayraktar, yaptığı açıklamada, yeni çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) yönetmeliğinde 2015 yılı için son başvuru tarihinin 31 Aralık 2014 olarak belirlendiğini belirtti. 2015 yılı ÇKS başvurularının yönetmelik değişikliğiyle önceki başvuru formlarında değişiklik yapılması, çiftçi alışkanlıkları, sistemde meydana gelen aksaklıklar nedeniyle işlemlerin uzadığını hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Yaşanan sorunlar nedeniyle ÇKS başvurularının 31 Aralık 2014 tarihinde tamamlanması mümkün olmadı. Girişimlerimizle, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ÇKS kaydı başvurularıyla ilgili süreyi, 31 Aralık 2014 tarihinden 30 Haziran 2015 tarihine uzattı.

Üreticilerimiz, 30 Haziran 2015 Salı günü mesai bitimine kadar, 2015 yılı ÇKS başvurularını yaptıracaklar. Çiftçilerimizin yoğunluk yaşanabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak son günü beklemeden bir an önce 2015 yılı ÇKS kayıtlarını yaptırmalarında fayda var. Üreticilerimiz, Odalarımızdan alacakları çiftçi belgesi ve diğer belgeler ile tarım il ve ilçe müdürlüklerine başvuracaklar.”

 

-Desteklerden ÇKS kaydını yaptıranlar yararlanabiliyor-

 

Çiftçilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için, 2015 ÇKS başvurularını yaptırmalarının kendi yararlarına olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“ÇKS kaydını yaptıranlar desteklerden yararlanabiliyorlar. Çiftçilerimizin 30 Haziran 2015 tarihinden sonra sahip olacakları veya kiralayacakları tarım arazileri dışında yeni bir çiftçi ve arazi kaydı yapamayacak. Ancak çiftçiler, içinde bulunulan üretim yılında ÇKS’ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesini, üretim yılının 15 Temmuz -15 Ağustos tarihleri arasında yapabilecek. Mücbir sebeplerden kaynaklanan üretim bilgisi değişiklikleri de üretim yılı içinde yapılabilecek.” 

Afetler sürüyor…


-Afetler sürüyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Mayıs yağışları normalin altında kalsa da

Ekim-Mayıs dönemi yağış miktarı, normalin yüzde 7,8, geçen yılın yüzde 48,1 üzerinde gerçekleşti”

-“Yağışlar, Mayıs ayında normalin yüzde 13,8, geçen yılın yüzde 22,9 altında kaldı”

-“Mayıs ayı toplamında yağışlarda azalma görülse de son haftada ve Haziran ayı ilk haftasında gerçekleşen yağışların şiddetinin fazla olması, tarım alanlarına ve ürünlere

zarar verdi”

-“Haziran ayının ilk haftasından itibaren Bolu, Karabük, Aksaray, Denizli, Şanlıurfa, Ankara illerinde aşırı yağışlar, bazı alanlarda sele dönüşerek tarım alanlarında zarara

neden oldu”

-“Erzurum, Kırşehir, Manisa, Nevşehir, Burdur, Konya, Şanlıurfa, Mersin, Kırşehir, Bursa, Ankara, Sakarya illerinde gerçekleşen dolu yağışı, tarla ürünlerine ve meyve ağaçlarına

zarar verdi”

-“Manisa ve Denizli ilinde gerçekleşen dolu, bu yıl dondan dolayı zarar gören üzüm bağlarında ikinci bir afete yol açtı”

-“Dolu yağışının fırtına ve hortumla birlikte gerçekleştiği Şanlıurfa’nın Akçakale ve Harran ilçelerinde neredeyse hasat edilecek ürün kalmadı. Dolu, buğday başaklarının

kopmasına neden oldu”

-“Ankara ilinin hemen hemen tüm ilçelerinde gerçekleşen dolu yağışı buğday ve arpalarda yatmalara neden olurken meyve ağaçlarına zarar verdi”

-“Sakarya İlinde gerçekleşen dolu bazı yerlerdeki mısır ve barbunya tarlalarında yüzde 100’e varan oranlarda zarar var”

-“Edirne’de dolu yağışı çeltik, ayçiçeği, buğday ve kavun tarlalarında zarara yol açtı”

-“Üreticilerin arka arkaya yaşanan afetten dolayı gelir kayıpları fazladır. Geçen yılın zararını kapatamayan üretici, kayısı, üzüm, erik, ceviz gibi bazı ürünlerde bu yıl da

beklediği rekolteyi alamayacaktır”

-“Üreticilere maddi destek yapılmalı, arka arkaya yaşanan afetin etkileri azaltılmalıdır”

 

Ankara – 20.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Mayıs yağışlarının normalin altında kalsa da Ekim-Mayıs dönemi yağış miktarının, normalin yüzde 7,8, geçen yılın yüzde 48,1 üzerinde gerçekleştiğini bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 Ekim ayında başlayan 2014-2015 üretim döneminde gerçekleşen yağışların, kış aylarından buyana zaman zaman bazı illerde afetlere yol açsa da genel olarak tarımsal üretime olumlu etkisinin görüldüğünü belirtti.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2014 yılı Ekim ayından 2015 Mayıs ayı sonuna kadar ülke genelinde birikimli yağış miktarının 535,1 milimetreye (mm) ulaştığına dikkati çeken Bayraktar, “normali 496,2 mm, geçen yılın 361,3 mm olan yağışların, bu yıl 535,1 mm’ye yükselmesiyle, yağış miktarı normalin yüzde 7,8, geçen yılın yüzde 48,1 üzerinde gerçekleşti” dedi.

 

-Mayıs’ta yağış azalması-

 

Her ne kadar birikimli yağışlarda normaline ve geçen yıla göre artış olsa da Mayıs ayı yağışlarında azalma görüldüğünü belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ülke genelinde Mayıs ayı yağış ortalaması 42,3 mm gerçekleşti ve normalin yüzde 13,8, geçen yılın yüzde 22,9 gerisinde kaldı.

Bu yıl Mayıs ayında Ege Bölgesi dışında tüm bölgelerde normale göre azalma gerçekleşti. Mayıs ayında normal değerlere göre en fazla azalma Marmara Bölgesi’nde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meydana geldi.

Mayıs ayı toplamında yağışlarda azalma görülse de son haftada ve Haziran ayı ilk haftada gerçekleşen yağışların şiddetinin fazla olması tarım alanlarına ve ürünlere zarar verdi. Geçen yıl aynı tarihlerde gerçekleşen dolu ve aşırı yağışlar, bu yıl da tarımsal üretimi olumsuz etkilemeye devam etti. Meyvelerde, kiraz, kayısı gibi ürünlerde hasat başlarken, diğer meyvelerde gelişim dönemi devam ediyor. Tarla ürünlerinden buğdayda Akdeniz Bölgesinde hasada girilirken, hasat Temmuz ayıyla birlikte yoğunlaşacak.”

 

-Zarar görülen iller-

 

Mayıs ayının son haftasında, Haziran ayının ilk haftasında gerçekleşen yağışlarının neden olduğu zararlar konusunda da bilgi veren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Mayıs ayının son haftasında, Samsun, Amasya, Nevşehir illerinde gerçekleşen dolu yağışı tarla ürünlerine ve meyve ağaçlarına zarar verdi. Adana, Yozgat, Kütahya illerinde gerçekleşen aşırı yağışlar sele dönüşerek tarım arazilerinde zarara yol açtı.

Haziran ayının ilk haftasından itibaren halen çeşitli illerimizde devam eden aşırı yağış ve dolu başta hububat olmak üzere birçok ürüne zarar veriyor. Bolu, Karabük, Aksaray, Denizli, Şanlıurfa, Ankara illerinde aşırı yağışlar, bazı alanlarda sele dönüşerek tarım alanlarında zarara neden oldu. Erzurum, Kırşehir, Manisa, Nevşehir, Burdur, Konya, Şanlıurfa, Mersin, Kırşehir, Bursa, Ankara, Sakarya illerinde gerçekleşen dolu yağışı, tarla ürünlerine ve meyve ağaçlarına zarar verdi.

Aksaray İlinde aşırı yağışların neden olduğu sel, 30 küçükbaş hayvanın telef olmasına neden oldu. Manisa ve Denizli ilinde gerçekleşen dolu, bu yıl dondan dolayı zarar gören üzüm bağlarında ikinci bir afete yol açtı. Dolu yağışının fırtına ve hortumla birlikte gerçekleştiği Şanlıurfa İlinin Akçakale ve Harran İlçelerinde neredeyse hasat edilecek ürün kalmadı.  Ankara ilinin hemen hemen tüm ilçelerinde gerçekleşen dolu yağışı buğday ve arpalarda yatmalara neden olurken meyve ağaçlarına zarar verdi. Sakarya İlinde gerçekleşen dolu bazı yerlerdeki mısır ve barbunya tarlalarında yüzde 100’e varan oranlarda zarar var. Edirne’de dolu yağışı, Sarıcaali, Balabancık, Sultanköy’de çeltik, ayçiçeği, buğday, karpuz ve kavun tarlalarında zarara yol açtı.

Genel olarak baktığımızda aşırı yağış, meyve tutan ağaçlarda da meyve dökümüne neden oldu. Aşırı yağışlar, tarla ürünlerinde yatmalara, tarla ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebzelerde hastalık ve zararlıların çoğalmasına yola açıyor. Ürünlerde olgunlaşmayı da geciktiriyor.

Aşırı yağış, meyve ve sebzelerde çatlamalara yol açtığı gibi, taban suyunu yükselmesine neden olarak kök çürümelerine, döllenme sorunlarına sebep veriyor. Yine, aşırı yağışlar nedeniyle tarlalara girilemiyor, olan ürün de toplanamıyor.

Dolu yağışı ise yaprakları deliyor, tomurcukları eziyor, çiçekleri tahrip ediyor, filizleri kırıyor. Ayrıca dolu tahıl ve baklagilleri yatırıyor, ağaçları yaralıyor, meyve dökümlerine yol açıyor. Ürünler üzerinde hasar yapan dolu, ürünlerde kalite kaybına neden oluyor.”

 

-Hasar tespit çalışmaları başladı-

 

Zararların tespit edilmesi amacıyla illerde hasar tespit komisyonlarının çalışmalarına başladığını belirten Bayraktar, ürünlerini tarım sigortası yaptıran üreticilerin hasar ihbarlarını yaptıklarını, eksperlerin çalışmalarının devam ettiği bilgisini verdi.

Yaşanan tüm afetler nedeniyle ödenemeyen kredi borçlarının ertelenmesine yönelik kararın bu yıl da yayınlandığını bildiren Bayraktar, “Ancak, borç ertelemeleri 1 yıl ve faizli olması, ayrıca sadece Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden alınan düşük faizli kredileri kapsaması nedeniyle beklenen faydayı sağlamamaktadır. Üreticilerin arka arkaya yaşanan afetten dolayı gelir kayıpları fazla olmaktadır. Geçen yılın zararını kapatamayan üretici, kayısı, üzüm, erik, ceviz gibi bazı ürünlerde bu yıl da beklediği rekolteyi alamayacaktır. Bu nedenle üreticilere maddi destek yapılmalı, arka arkaya yaşanan afetin etkileri azaltılmalıdır” dedi.

Kırmızı mercimekte hasat zamanı…


-Kırmızı mercimekte hasat zamanı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:  “Hasadın yoğunlaşmasıyla kırmızı mercimekte

üretici fiyatları 2 lira 45 kuruştan 2 lira 12 kuruşa indi”

-“Üreticilerimiz önümüzdeki günlerde daha da artacak olan hasatla birlikte fiyatların daha da gerilemesinden endişe ediyor”

-“Üretimin artırılamamasının en önemli nedeni, üreticilerin kırmızı mercimekten yeterli geliri elde edememesidir”

-“Ürünü depolama imkanı bulunmayan, ayrıca üretim aşamasında kullandığı girdileri hasat döneminde ödemeli olarak alan üretici, hasadı takiben ürünü piyasaya sunuyor. Oluşan arz fazlası üretici fiyatlarının düşmesine yol açıyor”

-“Üretimde sürekliliğin devamı için öncelikle üretici mahsulün elinde kalmayacağını veya maliyetinin altında pazarlamayacağını bilmelidir”

-“Üretici fiyatlarının maliyetin altında oluştuğu dönemlerde fiyatlara müdahale edecek bir kurum oluşturulmalıdır”

 

Ankara – 21.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı mercimekte Haziran ayında başlayan hasadın yoğunlaşmasıyla üretici fiyatlarının 2 lira 45 kuruştan 2 lira 12 kuruşa indiğini bildirerek, “üreticilerimiz önümüzdeki günlerde daha da artacak olan hasatla birlikte fiyatların daha da gerilemesinden endişe ediyor” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, gelir seviyesi nedeniyle hayvansal protein tüketiminde gelişmiş ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’de, bitkisel kaynaklı protein tüketiminin beslenmede büyük önem taşıdığını, bu tüketimde de baklagillerin ayrı bir yeri bulunduğunu belirtti.

 

-Protein, vitamin ve mineral deposu-

 

Bileşiminde yüzde 18-31,6 oranda protein içeren baklagillerin beslenme sorununun çözümünde ve beslenmedeki protein açığının giderilmesinde etkin ve ekonomik ürün grubunu oluşturduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Hasadı süren kırmızı mercimek barındırdığı proteinin yanı sıra, B grubu vitaminler bakımından da oldukça zengindir. Aynı zamanda kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve fosfor gibi makro elementler, bakır, demir, manganez ve çinko gibi mikro elementlerce zengin bir mineral kaynağıdır.

Kırmızı mercimek gerek lezzeti gerek yüksek besin değeriyle dünya ve Türk mutfaklarının vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.

Ülkemizde üretimi gerçekleştirilen 7 çeşit baklagiller arasında kırmızı mercimek toplam üretimden yüzde 31,5 oranında pay alarak nohuttan sonra ikinci sırada yer almaktadır.

 

-Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Batman’ın üretimdeki payı yüzde 87,5-

 

Kırmızı mercimek üretimi ülkemizde Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yoğunlaşmaktadır. En fazla üretim yapılan illerimiz Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Batman’dır. Bu illerimizin toplam kırmızı mercimek üretiminden aldıkları pay yüzde 87,5’dir. 2010 yılında 422 bin, 2012 yılında 410 bin ton olan üretim 2014 yılında 325 bin tona indi. 2015 yılı birinci tahminlerine göre üretim 328 bin tona yükselecek. 2014 yılında kırmızı mercimek ithalatı da 180 bin 816 tonu buldu.”

 

-Verim bu yıl normal seyrediyor-

 

Ziraat Odalarından aldıkları bilgiye göre, verimin bu yıl normal seyrettiğini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Kırmızı mercimek tüketimi, nüfus artışına paralel olarak artıyor. Ancak üretimde yeterli artış sağlanamıyor. 2013/2014 döneminde kırmızı mercimekte yeterlilik oranı yüzde 90,3 olarak gerçekleşti. Üretimin artırılamamasının en önemli nedeni, üreticilerin kırmızı mercimekten yeterli geliri elde edememesidir. Ürünü depolama imkanı bulunmayan, ayrıca üretim aşamasında kullandığı girdileri hasat döneminde ödemeli olarak alan üretici, hasadı takiben ürünü piyasaya sunuyor. Oluşan arz fazlası üretici fiyatlarının düşmesine yol açıyor. Üreticinin elinde ürünün bitmek üzere olduğu dönemlerde fiyatlar tekrar artış gösteriyor.

Yoğun emekle üretim gerçekleştiren üreticinin ürünü değerinin altında pazarlanırken, baklagiller tüketiciye ulaşıncaya kadar fiyat, 3 kata varan oranlarda artıyor.

Her yıl Haziran ayında başlayan kırmızı mercimek hasadı, temmuz ayında tamamlanıyor. Hasat edilen ürünün önemli kısmı aynı yılın Eylül-Ekim aylarına kadar üreticiden çıkıyor. 2014 yılı Haziran-Ekim ayları arasında üreticinin eline geçen ortalama fiyat kilogramda 2 lira 7 kuruş olmuştu. Ancak, geçen yıl bu tarihten itibaren kırmızı mercimek fiyatları aydan aya artış gösterdi. 2014 yılı Eylül ayında kilogramı 4 lira 83 kuruş olan kırmızı mercimek market fiyatı, 2015 yılı Mayıs ayında kilogramı 5 lira 49 kuruşa ulaştı. 6 ayda kırmızı mercimek market fiyatlarında yüzde 13,7 oranında artış oldu.”

 

-Üretici hasatta ürünü maliyetin altında pazarlıyor-

 

Üreticinin hasat döneminde ürününü maliyetinin altında pazarladığını ve yeterli geliri elde edemediği için üretimin yeterince artırılamadığına dikkati çeken Bayraktar, “diğer taraftan tüketici oldukça yüksek fiyatlarda kırmızı mercimek tüketmektedir. Bu yıl da üretici fiyatları hasat döneminin başladığı Haziran ayının ilk günlerinde kilogramı 2 lira 45 kuruş olarak gerçekleşirken 10 günlük bir süreçte hasadın yoğunlaşmasıyla fiyatlar gerilemiş üretici satış fiyatı kilogramda 2 lira 12 kuruşa inmiştir. Üreticilerimiz önümüzdeki günlerde daha da artacak olan hasatla birlikte fiyatların daha da gerilemesinden endişe etmektedir” dedi.

Üretimde sürekliliğin devamı için ön koşullar arasında üretici gelirlerinin artırılmasının geldiğini bildiren Bayraktar, bunun sağlanması için öncelikle üreticinin mahsulünün elinde kalmayacağını veya maliyetinin altında pazarlamayacağını bilmesi gerektiğini vurguladı. Bayraktar, üretici fiyatlarının maliyetin altında oluştuğu dönemlerde, fiyatlara müdahale edecek bir kurum oluşturulması zorunluluğu bulunduğunu belirtti. Şemsi Bayraktar, üretici fiyatlarını etkilememesi için hasat döneminde ithalat yapılmasının da engellenmesi gerektiğini bildirdi.

RUHSATLI ARAZİ (ÇAY) EKRANI HK. – 19.06.2015

Ruhsatlı arazi (çay) ekranı çay üreticisi olan odalarımıza ZOBİS gerçek ve test ortamlarında açılmıştır.

Odalarımız bu ekranı kullanarak üyelerinin ruhsatlı arazi girişlerini yapabilirler.

Kekik üretimi revaçta…


-Kekik üretimi revaçta…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Kekik üretimi, 2005 yılından bu yana yaklaşık iki katına çıktı”
-“2005 yılında 6 bin 400 ton olan üretim, 2014 yılında 11 bin 752 tona yükseldi”
-“Üretimin yüzde 90’ını Denizli’nin karşıladığı kekiğin önemli bir kısmını ihraç ediyoruz”
-“Ayrıca hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve depolamayı sağlayacak tesislerin kurulması üretimin artmasını sağlayacak”
-“Türkiye’de kekikte markalaşmaya ve ihracat desteğine önem verilmeli”
-“Denizli’de kekik için uluslararası ürün ihtisas borsasının alt yapısı oluşturulmalı, analiz laboratuvarları güçlendirilmelidir”

Ankara -19.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kekik üretiminin, 2005 yılından bu yana yaklaşık iki katına çıktığını bildirerek, “2005 yılında 6 bin 400 ton olan üretim, 2014’de 11 bin 752 tona yükseldi” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de kekik üretiminin yüzde 90’ının Denizli’de kültüre alınarak üretildiğini ve önemli bir kısmının ihraç edildiğini vurguladı. 2014 verilerine göre, Türkiye’ de toplam kekik üretiminin 11 bin 752 ton olduğunu, bunun 10 bin 501 tonunun Denizli’den karşılandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Çok yıllık bir bitki olan kekiğin ömrü 7-10 yıldır. Ülkemizde kekik üretimi sulu ve kuru tarım şeklinde gerçekleştirilmektedir. Ege bölgesinde sulu tarım yapılan bölgelerde kekik hasadı Mayıs ayı sonu, Ağustos ayı ortası ve Kasım ayı sonu şeklinde üç defa yapılıyor. Kekik üretiminde sulu tarımda dekara 450-500 kilogram ürün elde edilmektedir. Ege bölgesinde kuru tarım yapılan bölgelerde kekik hasadı rakıma göre bir defa yapılmakta ve 15 Haziran’da başlayıp 30 Temmuz’a kadar devam etmektedir. Kuru tarımda dekara 125 ile 200 kilogram arasında kekik elde edilmektedir.”

-Türkiye üretimde ve ihracatta dünya birincisi-

Bayraktar, Türkiye’nin kekik üretim ve ihracatında dünyada lider ülke konumunda olduğuna dikkat çekerek, dünya kekik ticaretinin yaklaşık yüzde 70’inin Denizli ilinde yapılan kekik üretiminden sağlandığının bilgisini verdi.
Türkiye’nin tıbbi ve aromatik bitkiler ihracatından yılda yaklaşık 100 milyon dolar gelir sağlanırken, 2014 yılında bunun yaklaşık 63 milyon dolarının kekikten geldiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemizin ihraç ettiği en önemli tıbbi, aromatik ve baharat bitkiler adaçayı, anason, biberiye, çemen, çörek otu, çöven, dağ çayı, defne yaprağı, ıhlamur, kapari, kekik, kırmızıbiber, kimyon, kişniş, mahlep, meyan kökü, nane, oğul otu, rezene, sumak ve bazı soğanlı ve yumrulu bitkilerdir. Bu ürünler arasında kekik, defne yaprağı, anason, kimyon ve rezene yaklaşık yüzde 90 pay alıyor.
İhracatı yapılan kekiğin yaklaşık yüzde 80’den fazlası kültüre alınmış olarak tarla koşullarında üretilmektedir. Türkiye’nin kekik ve ürünleri (işlenmiş, işlenmemiş, yağı) ihracatı içinde en büyük payı 13,6 milyon dolar ile ABD almaktadır. Diğer kekik ihraç ettiğimiz ülkeler ise Almanya, İtalya, Kanada, Polonya, Hollanda, Belçika, Kanada, Güney Afrika Cumhuriyeti, Fransa, Japonya ve Avustralya’dır.”

-Kullanımı ve sağlığa katkısı-

Kimya sanayinde de kullanılan kekiğin, yemeklerde sos ve salatalarda yiyecek ve içecek olarak çok yaygın kullanım alanlarına sahip olduğunu belirten Bayraktar, kekiğin daha çok baharat olarak kullanılmakla birlikte uçucu yağının timol ve karvakrol içermesi nedeniyle eczacılık ve parfümeri sanayinde de kullanıldığını bildirdi. Güçlü antimikrobiyal etkisinden dolayı özellikle üst boğaz enfeksiyonlarına ve ağız yaralarına karşı faydalı olduğunu vurgulayan Bayraktar, kekiğin damıtılması sırasında yağın altında biriken kekik suyunun özellikle kanda kolesterol ve kan şekeri seviyesinin düşürülmesinde (antidiyabetik ve antikolestremik), sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde, mide-bağırsak rahatsızlıklarında yararlı olduğunun bilindiğine dikkati çekti.

-Yapılması gerekenler-

Çok fazla sayıda ülkeye ihracatı yapılan kekikte teşvik tedbirleri alınarak ihracatın daha da arttırılabileceğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kekik üretimini artırmak ve istenen kalitede ürünü elde edebilmek için; bazı türlerde doğadan toplama ekonomik olsa da doğadan toplanan bitkilerde kaliteli ve standart ürün elde etmenin zor olması, doğadan toplamaların sürdürülebilirlik ilkesine dayalı floraya zarar vermeden yapılmaması nedeniyle kekiğin kültüre alınarak üretiminin yapılması önem arz etmektedir.
İyi Tarım Uygulamaları kapsamında 2015 yılında tıbbi aromatik bitkiler teşvik kapsamına alındı. Bu kapsamda üreticilerimiz, dekar başına 100 lira destek alacaklar. Ayrıca hasat sonrası ambalajlama, paketleme ve depolamayı sağlayacak tesislerin kurulması üretimin artmasını sağlayacak.
Türkiye’de kekikte markalaşmaya ve ihracat desteğine önem vermelidir. Ülkemizde Denizli ili kekik üretiminde önemli bir bölgedir. Denizli’de kekik için uluslararası ürün ihtisas borsasının alt yapısı oluşturulmalı, tağşiş ve kontaminasyon (pestisit, aflotoksin, mikotoksin ve ağır metaller) için analiz laboratuvarları güçlendirilmelidir.”

Ramazan ayı…


-Ramazan ayı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “İslam dünyasının mübarek Ramazan ayının

tüm dünyada ihtiyacımız olan barış ve kardeşlik içinde geçmesini, herkese bereket getirmesini, hayırlara vesile olmasını diliyorum”

 

Ankara – 18.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, İslam dünyasının mübarek Ramazan ayının tüm dünyada ihtiyacımız olan barış ve kardeşlik içinde geçmesini, herkese bereket getirmesini, hayırlara vesile olmasını diledi.

Bayraktar, Ramazan ayının başlaması dolayısıyla yayımladığı mesajında,  şunları kaydetti:

“Kuran-ı Kerim’in indirildiği, nefisleri arındıran, paylaşmayı teşvik eden bu ayı, anlamına uygun olarak yardımlaşma içinde geçirmeliyiz.

Üyemiz 4,5 milyonu aşkın çiftçimiz adına, bütün İslam dünyasının mübarek Ramazan ayını kutluyor, Cenabı Allah’tan, tüm inananların dualarının ve ibadetlerinin kabul olmasını diliyorum.”

9. Cumhurbaşkanı Demirel’in vefatı…


-9. Cumhurbaşkanı Demirel’in vefatı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Demirel, cumhurbaşkanlığının yanı sıra 7 kez

başbakanlık yapmış, tarihimizde derin izler bırakmıştır”

-“Bir köylü çocuğu olan Demirel’in Türk tarımına yaptığı katkılar da inkar edilemez”

 

Ankara – 17.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, cumhurbaşkanlığının yanı sıra 7 kez Başbakanlık yapmış, tarihimizde derin izler bırakmıştır” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 13 Mayıs 2015 tarihinden bu yana hastanede tedavi gören Demirel’in, solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmesini büyük bir üzüntüyle öğrendiğini bildirdi.

Demirel’in 1950’li yıllardan itibaren bürokrat, 1962’den sonra da siyasetçi olarak Türkiye’ye hizmet ettiğini ve damga vurduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Toplam 10 yıl 5 ay Başbakanlık ve 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaparak Türk siyasi tarihinin çok uzun bir dönemine en fazla etki eden siyasi şahsiyetlerin başında gelen, ülkeye ve millete büyük hizmetleri olmuş Demirel, tarihimizde derin izler bırakmıştır. Bir köylü çocuğu olan Demirel’in Türk tarımına yaptığı katkılar da inkar edilemez.

Ailesinin, sevenlerinin ve milletimizin başı sağolsun. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.”

Traktörde Konya, Manisa’ya yaklaşıyor…


-Traktörde Konya, Manisa’ya yaklaşıyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Traktör sayısında Manisa, Nisan ayında 79 bin 16

adetle birinciliğini korurken, aylık artışta Konya 436 adetle yine ilk sırayı aldı”

-“Konya, son 3 yılda, Manisa ile arasındaki farkı 3 bin 277 adetten 894 adede indirdi”

-“Traktör sayısı, Nisan ayında 6 bin 698 adet artarak 1 milyon 646 bin 760 adede ulaştı”

-“Traktörde iller arasında 2015 Nisan ayında en fazla artış 436 adetle Konya’da, 259 adetle Manisa’da, 250 adetle Denizli’de, 249 adetle İzmir’de, 205 adetle Balıkesir’de, 198 adetle Bursa’da, 177 adetle Afyonkarahisar’da, 175’er adetle Aydın ve Sakarya’da,

166 adetle Gaziantep’te, 155 adetle Yozgat’ta, 151 adetle Ankara’da görüldü”

-“Nisan ayında, Bingöl’de 9, Yalova’da 6, Karabük, Giresun ve Bayburt’ta 3’er, Rize’de 1 adet artarken, Trabzon’da 2, Ordu’da 3 adet azaldı”

-“Traktör sayısında Manisa 79 bin 16 adetle birinciliğini sürdürürken, Konya 78 bin 122 adetle ikinci, Balıkesir 57 bin 776 adetle üçüncü, İzmir 57 bin 193 adetle dördüncü, Bursa 56 bin 915 adetle beşinci sırada bulunuyor”

-“Nisan ayında traktör sayısı, Çanakkale’de 30 bini, geride bıraktı” 

 

Ankara – 16.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2015 Nisan ayında traktör sayısında Manisa’nın, 79 bin 16 adetle birinciliğini korurken, aylık artışta Konya’nın 436 adetle ilk sırayı aldığını bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Konya’nın traktör sayısında Manisa’ya gittikçe daha fazla yaklaştığını, son 3 yılda, Konya’nın Manisa ile arasındaki farkı 3 bin 277 adetten 894 adede indirdiğini belirtti.

Şemsi Bayraktar, traktör sayısının 2015 Nisan ayında, 2015 Mart ayına göre, 6 bin 698 adet artarak 1 milyon 640 bin 62 adetten 1 milyon 646 bin 760 adede yükseldiğine dikkati çekti.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktörde iller arasında 2015 yılı Nisan ayında en fazla artışın 436 adetle Konya’da, 259 adetle Manisa’da, 250 adetle Denizli’de, 249 adetle İzmir’de, 205 adetle Balıkesir’de, 198 adetle Bursa’da, 177 adetle Afyonkarahisar’da, 175’er adetle Aydın ve Sakarya’da, 166 adetle Gaziantep’te, 155 adetle Yozgat’ta, 151 adetle Ankara’da görüldü bildirdi.

Bayraktar, traktör sayısı Nisan ayında, Kayseri’de 149, Aksaray’da 143, Sivas’ta 135, Nevşehir’de 131, Muğla’da 127, Niğde’de 126, Çanakkale’de 121, Antalya’da 114, Adana’da 112, Şanlıurfa’da 110, Mersin’de 108, Diyarbakır’da 107, Eskişehir’de 103 adet arttığı bilgisini verdi.

 

-Traktör sayısında artış ve azalışlar-

 

Traktör sayısının Nisan ayında, Bingöl’de 9, Yalova’da 6, Karabük, Giresun ve Bayburt’ta 3’er, Rize’de 1 adet artarken, Trabzon’da 2, Ordu’da 3 adet azaldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Traktör sayısında Manisa 79 bin 16 adetle birinciliğini sürdürürken, Konya 78 bin 122 adetle ikinci, Balıkesir 57 bin 776 adetle üçüncü, İzmir 57 bin 193 adetle dördüncü, Bursa 56 bin 915 adetle beşinci sırada bulunuyor.

Ankara 48 bin 695, Samsun 47 bin 769, Adana 47 bin 526, Denizli 44 bin 635, Antalya 42 bin 599, Aydın 39 bin 958, Afyonkarahisar 38 bin 99, Tokat 38 bin 96, Çorum 36 bin 617, Sakarya 33 bin 579, Şanlıurfa 33 bin 225, Mersin 31 bin 77, Kütahya 30 bin 903, Çanakkale 30 bin 17 traktöre sahip durumda. Edirne’de 29 bin 757, Yozgat’ta 29 bin 408, Sivas’ta 28 bin 253, Tekirdağ’da 28 bin 50, Muğla’da 27 bin 812, Gaziantep’te 27 bin 569, Kastamonu’da 26 bin 532, Kayseri’de 25 bin 672, İstanbul’da 21 bin 678, Diyarbakır’da 21 bin 305, Eskişehir’de 20 bin 718, Malatya’da 20 bin 548 traktör var.

Hatay’da 19 bin 861, Burdur’da 19 bin 780, Isparta’da 19 bin 721, Nevşehir’de 19 bin 589, Bolu’da 19 bin 480, Kırklareli’nde 19 bin 126, Amasya’da 18 bin 139, Kahramanmaraş’ta 18 bin 24, Kars’ta 17 bin 365, Uşak’ta 16 bin 905, Aksaray’da 16 bin 833, Erzurum’da 16 bin 347, Niğde’de 15 bin 445, Osmaniye’de 15 bin 113, Kocaeli’nde 14 bin 958, Adıyaman’da 14 bin 19, Çankırı’da 12 bin 136, Karaman’da 10 bin 197, Kırşehir’de 10 bin 131, Muş’ta 10 bin 93 traktör bulunuyor.

Traktör sayısı Bilecik’te 9 bin 873, Düzce’de 9 bin 830, Mardin’de 9 bin 531, Ardahan’da 9 bin 7, Zonguldak’ta 8 bin 974, Elazığ’da 8 bin 820, Kırıkkale’de 8 bin 450, Sinop’ta 8 bin 159, Van’da 8 bin 108, Ağrı’da 7 bin 551, Erzincan’da 6 bin 239, Batman’da 5 bin 192, Karabük’te 5 bin 162, Kilis’te 5 bin 40’da kalıyor.

 

-Trabzon’da 184, Rize’de 41 traktör var-

 

Bartın’da 4 bin 859, Iğdır’da 3 bin 828, Gümüşhane’de 3 bin 258, Bitlis’te 3 bin 106, Giresun’da 2 bin 845, Bayburt’ta 2 bin 771, Yalova’da 2 bin 388, Siirt’te 2 bin 359, Şırnak’ta 2 bin 246, Ordu’da 2 bin 153 traktör var. Traktör sayısı Tunceli’de 1392’ye, Artvin’de 1146’ya, Bingöl’de 1031’e, Hakkari’de 836’a, Trabzon’da 184’e, Rize’de 41’e kadar iniyor.” 

Bayraktar, Nisan ayında traktör sayısının Çanakkale’de 30 bin adedi geride bıraktığını bildirdi.

İllerin 2015 Mart ve 2015 Nisan ayı traktör sayıları ve değişim miktarları şöyle:

 

 

 

2015

2015

 

 

İller

Mart

Nisan

Değişim

1

Manisa

78.757

79.016

259

2

Konya

77.686

78.122

436

3

Balıkesir

57.571

57.776

205

4

İzmir

56.944

57.193

249

5

Bursa

56.717

56.915

198

6

Ankara

48.544

48.695

151

7

Samsun

47.680

47.769

89

8

Adana

47.414

47.526

112

9

Denizli

44.385

44.635

250

10

Antalya

42.485

42.599

114

11

Aydın

39.783

39.958

175

12

Afyonkarahisar

37.922

38.099

177

13

Tokat

38.052

38.096

44

14

Çorum

36.552

36.617

65

15

Sakarya

33.404

33.579

175

16

Şanlıurfa

33.115

33.225

110

17

Mersin

30.969

31.077

108

18

Kütahya

30.811

30.903

92

19

Çanakkale

29.896

30.017

121

20

Edirne

29.662

29.757

95

21

Yozgat

29.253

29.408

155

22

Sivas

28.118

28.253

135

23

Tekirdağ

27.999

28.050

51

24

Muğla

27.685

27.812

127

25

Gaziantep

27.403

27.569

166

26

Kastamonu

26.454

26.532

78

27

Kayseri

25.523

25.672

149

28

İstanbul

21.660

21.678

18

29

Diyarbakır

21.198

21.305

107

30

Eskişehir

20.615

20.718

103

31

Malatya

20.458

20.548

90

32

Hatay

19.794

19.861

67

33

Burdur

19.696

19.780

84

34

Isparta

19.633

19.721

88

35

Nevşehir

19.458

19.589

131

36

Bolu

19.407

19.480

73

37

Kırklareli

19.065

19.126

61

38

Amasya

18.086

18.139

53

39

Kahramanmaraş

17.931

18.024

93

40

Kars

17.292

17.365

73

41

Uşak

16.839

16.905

66

42

Aksaray

16.690

16.833

143

43

Erzurum

16.253

16.347

94

44

Niğde

15.319

15.445

126

45

Osmaniye

15.069

15.113

44

46

Kocaeli

14.906

14.958

52

47

Adıyaman

13.959

14.019

60

48

Çankırı

12.073

12.136

63

49

Karaman

10.135

10.197

62

50

Kırşehir

10.097

10.131

34

51

Muş

10.018

10.093

75

52

Bilecik

9.842

9.873

31

53

Düzce

9.770

9.830

60

54

Mardin

9.489

9.531

42

55

Ardahan

8.953

9.007

54

56

Zonguldak

8.931

8.974

43

57

Elazığ

8.769

8.820

51

58

Kırıkkale

8.429

8.450

21

59

Sinop

8.139

8.159

20

60

Van

8.035

8.108

73

61

Ağrı

7.503

7.551

48

62

Erzincan

6.213

6.239

26

63

Batman

5.173

5.192

19

64

Karabük

5.159

5.162

3

65

Kilis

5.006

5.040

34

66

Bartın

4.841

4.859

18

67

Iğdır

3.806

3.828

22

68

Gümüşhane

3.247

3.258

11

69

Bitlis

3.063

3.106

43

70

Giresun

2.842

2.845

3

71

Bayburt

2.768

2.771

3

72

Yalova

2.382

2.388

6

73

Siirt

2.336

2.359

23

74

Şırnak

2.219

2.246

27

75

Ordu

2.156

2.153

-3

76

Tunceli

1.379

1.392

13

77

Artvin

1.126

1.146

20

78

Bingöl

1.022

1.031

9

79

Hakkari

803

836

33

80

Trabzon

186

184

-2

81

Rize

40

41

1

 

Toplam

1.640.062

1.646.760

6.698

Tarımda istihdam 410 bin kişi arttı…


-Tarımda istihdam 410 bin kişi arttı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “2015 Şubat ayında 4 milyon 783 bin olan tarımdaki istihdam 2015 Mart ayında 410 bin artışla 5 milyon 193 bine çıktı”
-“İşsizliği 2 puan düşürerek yüzde 12,6’dan yüzde 10,6’ya çeken tarım, istihdamın beşte birini karşıladı”
-“Tarım, 2015 Mart ayıyla birlikte istihdamdaki payını yüzde 18,7’den yüzde 20’ye çıkardı”
-“Mart ayıyla birlikte tarım yine istihdamdaki ağırlığını hissettirmeye başladı”
-“Üretim, diğer sektörlere katkı ve ihracat açısından olduğu kadar istihdamda da Türk ekonomisinin can damarlarından biri olan tarım, milyonlarca kişiye aş ve iş sağlıyor”
-“Tarımda ÜFE yüzde 1,62 oldu. Önümüzdeki günlerde tarla ürünlerine geçişle birlikte fiyatlarda bir düşüş görülür”

Ankara – 15.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, mevsim şartları nedeniyle tarımsal faaliyetlerin artmaya başlamasının istihdamda kendini hemen gösterdiğini bildirerek, “2015 Şubat ayında 4 milyon 783 bin olan tarımdaki istihdam, 2015 Mart ayında 410 bin artışla 5 milyon 193 bine çıktı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Mart ayında toplam istihdamın 377 bin kişi artarak 25 milyon 576 binden 25 milyon 953 bine yükseldiğini, tarımın, toplam istihdamdaki artıştan daha fazla istihdam artışı gerçekleştirdiğini belirtti. İşsizliği 2 puan düşürerek yüzde 12,6’dan yüzde 10,6’ya çeken tarımın, istihdam artışının bir sonucu olarak istihdamın beşte birini karşılar hale geldiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tarım, Mart ayıyla birlikte istihdamdaki payını yüzde 18,7’den yüzde 20’ye çıkardı. Buna karşın sanayide istihdam 43 bin azalmayla 5 milyon 308 bine, hizmetlerde 140 bin azalmayla 13 milyon 662 bine indi. İstihdamın arttığı bir diğer sektör inşaatta, 149 bin artışla istihdam 1 milyon 789 bine yükseldi. Toplam istihdamda inşaatın payı yüzde 6,4’den yüzde 6,9’a çıkarken, sanayinin payı yüzde 20,9’dan yüzde 20,5’e, hizmetlerin payı yüzde 54’den yüzde 52,6’ya geriledi.

-Haziran, Temmuz, Ağustos’ta zirveye çıkıyor-

Mart ayıyla birlikte tarım yine istihdamdaki ağırlığını hissettirmeye başladı. Özellikle, Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında tarımsal faaliyetler zirveye çıkıyor ve tarımın istihdamdaki payı sanayiyi geride bırakıyor. Üretim, diğer sektörlere katkı ve ihracat açısından olduğu kadar istihdamda da Türk ekonomisinin can damarlarından biri olan tarım, milyonlarca kişiye aş ve iş sağlıyor.”

-Mart’tan itibaren tarımda istihdam yoğunlaşıyor-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, her yıl Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını, hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en düşük düzeye indiğini hatırlattı.
Bayraktar, 2014 yılı Mart ayında tarımın istihdamda yüzde 20,8 olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3’e, Mayıs’ta yüzde 21,9’a, Haziran’da yüzde 22,3, Temmuz’da yüzde 22,4’e çıktığını, Ağustos ayında yüzde 22,1’e, Eylül ayında yüzde 21,5’e, Ekim ayında yüzde 20,7’ye, Kasım ayında ise yüzde 20’ye, Aralık ayında yüzde 19,5’e, 2015 Ocak ayında yüzde 19’a, 2015 Şubat ayında ise yüzde 18,7’ye indiğini, 2015 Mart ayında yeniden yüzde 20’ye çıktığını bildirdi.
Şemsi Bayraktar, Mart ayında tarımın 2 milyon 887 bin erkek, 2 milyon 339 bin kadına iş ve aş sağladığını, çalışan erkeklerin yüzde 15,7’si, çalışan kadınların yüzde 30’unun tarımda istihdam edildiğini vurguladı.

-Tarım ÜFE’de yüzde 1,62’lik artış-

Bayraktar, tarımda üretici fiyatları endeksinin 2015 Mayıs ayında yüzde 1,62 arttığını, yıllık artışının yüzde 13,68 olduğunu belirtti. Nisan 2015’de aylık artışın yüzde 1,06, yıllık artışın yüzde 11,87 olduğunu vurgulayan Bayraktar, önümüzdeki günlerde tarla ürünlerine geçişle birlikte fiyatlarda bir düşüş görüleceğini bildirdi.
Tarımda doğal afetlerin de maliyetleri artırdığına dikkati çeken Bayraktar, “çiftçimiz 2013 Ekim ayından bu yana bir türlü doğal afetlerden kurtulamadı. 2013-2014 üretim sezonunda başta kuraklık ve don bitkisel üretime önemli oranda zarar verdi. Bu üretim sezonunda da yine aşırı yağışlar ve don üretimi etkiledi” dedi.

Toprak Bayramı…


-Toprak Bayramı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tarım arazilerimiz, geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor”

-“İşlenen ve uzun ömürlü bitkilerle kaplı kişi başına düşen arazi miktarı, nüfus artışının da etkisiyle 1990-2014 döneminde kişi başına 4,9 dekardan 3,1 dekara indi”

-“1990-2014 döneminde işlenen tarım arazisi ve uzun ömürlü bitki alanı yüzde 14 azalarak 27,86 milyon hektardan 23,94 milyon hektara geriledi”

“Tarım alanlarının şehirleşme ve sanayi tesisleri için kullanılması en büyük sorunumuz”

-“Ülke olarak bir kilo toprak bir kilo altına eşdeğerdir sözünü benimseyerek topraklarımıza daha fazla sahip çıkmalı, tarım arazilerimizi daha verimli kullanmanın

yollarını bulmalıyız”

-“Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır”

-“Türk tarımının belkemiği niteliğindeki 30 ildeki köy ve beldelerin büyükşehir belediye sınırları içine alınması, mahalle konumuna dönüştürülmesi, buralarda tarım

arazilerinin korunmasında daha dikkatli olmamızı gerektiriyor”

-“Valilikler ve büyükşehir belediyeleri, verimli tarım arazilerinin korunması konusunda çok hassas hareket etmeli, Toprak Koruma Kurulları çok etkin ve verimli arazileri koruyacak şekilde çalıştırılmalıdır”

 

Ankara – 14.06.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım arazilerinin geri dönüşü olmayan bir şekilde elde çıktığını bildirerek, “işlenen ve uzun ömürlü bitkilerle kaplı kişi başına düşen arazi miktarı, nüfus artışının da etkisiyle 1990-2014 döneminde kişi başına 4,9 dekardan 3,1 dekara indi” dedi.

Bayraktar, bu sene 14 Haziran tarihinde kutlanacak Toprak Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprağın doğal kaynakların başında geldiğini ve yaşamın temeli olduğunu belirtti. Çoğalta olanağı olmayan tek üretim aracı olan toprağın, hızlı nüfus artışı nedeniyle gittikçe artan oranda değer kazandığını vurgulayan Bayraktar, Toprak Bayramı’nın, 11 Haziran 1945 tarihinde kabul edilen “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” dolayısıyla çıkarılan Toprak Bayramı Kanunu hükmü gereği 11 Haziran’ı takip eden ilk pazar günü kutlandığı bilgisini verdi. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun toprağı olmayan ya da yetmeyen çiftçilerin aileleriyle birlikte geçimlerini sağlayacak ve işgüçlerini değerlendirecek ölçüde toprak edinmeleri amaçlandığını bildiren Bayraktar,  şunları kaydetti:

“Birleşmiş Milletler de toprağa yönelik farkındalığı artırmak ve kritik öneme sahip bu kaynağın sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek için 2015 yılını Uluslararası Toprak Yılı ilan etmiştir.

Yüzölçümü 78,06 milyon hektar olan Türkiye’nin, 38,5 milyon hektar toplam tarım alanı varken, işlenen tarım arazisi 20,7 milyon hektarda kalıyor. Uzun ömürlü bitkilerle toplam arazi miktarı 23,9 milyon hektara çıkıyor. Toplam karasal alanın yüzde 31,1’i işlenen tarım arazi ve uzun ömürlü bitkilerden oluşuyor. İşlenen tarım arazisi ve uzun ömürlü bitki alanı 1990 yılında 27 milyon 856 bin, 2000 yılında 26 milyon 378 bin, 2010 yılında 24 milyon 395 bin, 2014 yılında 23 milyon 943 bin hektara indi. 1990-2014 döneminde işlenen tarım arazisi ve uzun ömürlü bitki alanı yüzde 14 azaldı. Bu dönemde nüfusun da 56,5 milyondan 77,7 milyona çıkmasıyla kişi başına düşen arazi miktarı, yüzde 37,5 azalmayla 4,9 dekardan 3,1 dekara indi.

Ülkemiz dünyada toprak rezervi en fazla azalan 20 ülkeden biri. İşlenen tarım alanı içinde, hiçbir sorunu bulunmayan ve her türlü tarım yapılabilen, birinci sınıf tarım arazisinin payı sadece yüzde 6 olduğunu göz önünde bulundurursak, tarım arazisi açısından çok da zengin olmadığımız ortadadır. Bu bilinçle hareket etmeli, tarım arazilerimizi çok işi korumalıyız.”

 

-Tarım arazilerinin elde çıkmasının sebepleri-

 

Tarım arazilerinin, geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıktığını vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Bunun sebepleri bellidir. Sebepler içinde, geçmişte yaşanan hızlı nüfus artışını, kırsaldan kente göçü, yerleşimlerin içinden veya yakınından geçen karayollarını, otobanları, bunların çevresinde kurulan sanayiyi, turizmi, madenciliği, kamu yatırımlarını ve yerleşim alanlarını sayabiliriz.

Ayrıca, her geçen gün erozyon, çölleşme, toprak kirlenmesi, tuzlanma, toprak içindeki organik madde ve mikroorganizma varlığının azalması gibi sebepler, topraklar da sürekli bozulmalara neden olmaktadır. Bunların yanında aşırı ve bilinçsiz sulama ve gübreleme işlemleri, uygun miktarda kullanılmayan pestisitler, ağır ve sürekli toprak işlemeleri ve aşırı hayvan otlatma gibi tarımsal uygulamalar da topraklarımıza zarar vermektedir.”

Tarım arazilerinin verimli kullanılamamasının en önemli nedenlerinden birinin miras hükümlerinden kaynaklanan arazi parçalanması olduğunu, tarımsal işletmelerin küçük, arazilerin çok parçalı bir hale geldiğini bildiren Bayraktar, “ülkemizde 3 milyon işletme, 32,5 milyon parsel bulunuyor. İşletme büyüklüğü 59 dekara, parsel büyüklüğü 5-6 dekarlara indi. Doğu Karadeniz gibi bazı yörelerimizde 1 dekarın altında parsel var. Bu kadar küçük parsel büyüklükleriyle verimli bir tarımsal üretim yapılamaz. Girdi kullanımı ve işgücü kaybı artar, verim düşer, yeterli geliri elde edemeyen çiftçi tarımdan kopar” dedi.

 

-Arazi kullanımı kanunu ve toplulaştırma önemli-

 

Bayraktar, TZOB olarak başından bu yana her platformda destekledikleri, kanunlaşması için çaba sarf ettikleri Arazi Kullanımı ve Toprak Koruma Kanunu’nun parçalanmanın önüne geçeceğini bildirdi. 2014 Mayıs ayında kanunlaşan bu kanunun sorunu çözmek konusunda tek başına yeterli olmayacağını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın arazi toplulaştırması çalışmalarının tamamlanmasının da çok önemli olduğunu belirten Bayraktar, 4,5 milyon hektara ulaştırılan toplulaştırma çalışmalarının hızla tamamlanması ve 14 milyon hektara ulaştırılması gerektiğini vurguladı. 

Tarım alanlarının şehirleşme ve sanayi tesisleri için kullanılmasının en büyük sorun olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ülke olarak bir kilo toprak bir kilo altına eşdeğerdir sözünü benimseyerek topraklarımıza daha fazla sahip çıkmalı, tarım arazilerimizi daha verimli kullanmanın yollarını bulmalıyız. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizi, imara açmayalım. Bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmayalım. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmayalım. Meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip, yazlıklar inşa etmeyelim. Üstün vasıflı tarım arazilerimize gözümüz gibi bakalım.

Tarım dışı kullanımının özellikle Çukurova, Gediz, Menderes, Tarsus ovaları, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Trakya, Konya, Samsun gibi verimli tarım arazilerinin bulunduğu yerlerde yoğunlaşması, konunun ciddiyetini daha da artırıyor.

Burada, büyükşehir belediyelerimize de büyük iş düşüyor. Türk tarımının belkemiği niteliğindeki 30 ildeki köy ve beldelerin büyükşehir belediye sınırları içine alınması, mahalle konumuna dönüştürülmesi, buralarda tarım arazilerinin korunmasında daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Büyükşehir belediyeleri, tarıma kaynak ayırmalıdır. Valilikler ve büyükşehir belediyeleri, verimli tarım arazilerinin korunması konusunda çok hassas hareket etmeli, Toprak Koruma Kurulları çok etkin ve verimli arazileri koruyacak şekilde çalıştırılmalıdır. Ziraat Odaları temsilcilerinin bu kurullarda görev yapması bir zorunluluk olmalı, bu husus, valilerin takdirine bırakılmamalıdır.”