Traktör sayısında ilk 34 değişmedi


-Traktör sayısında ilk 34 değişmedi

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Türkiye’deki traktör sayısı Haziran ayı itibarıyla 1 milyon 591 bin 423 adede ulaştı”

-“Traktör sayısında iller arasında Manisa 76 bin 838 adetle birinci, Konya 75 bin 93 adetle ikinci sırada”

-“Manisa ve Konya’yı 56 bin 61 adetle Balıkesir, 55 bin 295 adetle İzmir, 55 bin 248 adetle Bursa, 47 bin 278 adetle Ankara, 46 bin 635 adetle Samsun, 46 bin 245 adetle Adana, 42 bin 642 adetle Denizli, 41 bin 534 adetle Antalya izledi”

-“Türkiye’deki traktörlerin yüzde 4,83’ü Manisa’da, yüzde 4,72’si Konya’da bulunuyor. Manisa ve Konya’yı yüzde 3,52 payla Balıkesir, yüzde 3,47 payla İzmir ve Bursa izliyor”

-“İller arasındaki sıralamaya bakıldığında, ilk 34 ilin sırası, 2014 yılı Haziran ayında değişmedi. 35’nci sıraya Bolu’yu geçen Nevşehir’in çıktı. 57’nci sıraya da Kırıkkale’yi geride bırakan Ardahan’ın yükseldi”

 

Ankara – 20.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ayı itibarıyla Türkiye’de 1 milyon 591 bin 423 adet traktör bulunduğunu bildirerek, “traktör sayısında Manisa başta geliyor. Bu ili Konya ve Balıkesir izliyor. 2014 Haziran ayında traktör sayısında ilk 34 ilin sırası değişmedi” dedi.

Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 1 milyon 517 bin 534 olan traktör sayısı, 2013 Ekim ayında 1 milyon 553 bin 291 adetle 1 milyon 550 sınırı aşmış, 2013 Aralık ayında 1 milyon 565 bin 871’e, 2014 Ocak ayında 1 milyon 568 bin 817’ye çıkmıştı.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Haziran ayında traktör sayısında iller arasında birinciliği Manisa’nın 76 bin 838 adetle aldığını, bu ili 75 bin 93 traktör sayısıyla Konya’nın takip ettiğini belirtti.

Türkiye’deki traktörlerin yüzde 10’a yakınının Manisa ve Konya’da bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Haziran ayı itibarıyla traktör sayısında, Manisa ve Konya’yı 56 bin 61 adetle Balıkesir, 55 bin 295 adetle İzmir, 55 bin 248 adetle Bursa, 47 bin 278 adetle Ankara, 46 bin 635 adetle Samsun, 46 bin 245 adetle Adana, 42 bin 642 adetle Denizli, 41 bin 534 adetle Antalya izledi.

Aydın’da 38 bin 443, Tokat’ta 37 bin 384, Ayfonkarahisar’da 36 bin 663, Çorum’da 35 bin 907, Şanlıurfa’da 32 bin 233, Sakarya’da 31 bin 973, Mersin’de 30 bin 124 traktör var. Kütahya’da 29 bin 941, Edirne’de 29 bin 97, Çanakkale’de 28 bin 966, Yozgat’ta 28 bin 408, Tekirdağ’da 27 bin 364, Sivas’ta 27 bin 310, Muğla’da 26 bin 764, Gaziantep’te 26 bin 100 ve Kastamonu’da 25 bin 647 traktör var. Traktör sayısı, Kayseri’de 24 bin 637, İstanbul’da 21 bin 684, Diyarbakır’da 20 bin 834 ve Eskişehir’de 20 bin 172 traktör bulunuyor.

Malatya, Hatay, Burdur, Isparta, Nevşehir, Bolu, Kırklareli, Amasya, Kahramanmaraş, Kars, Uşak, Aksaray, Erzurum’da 15 bin ile 20 bin arasında, Kocaeli, Niğde, Osmaniye, Adıyaman, Çankırı’da 10 bin ile 15 bin arasında, Karaman, Kırşehir, Bilecik, Muş, Düzce, Mardin, Zonguldak, Elazığ, Kırıkkale, Ardahan, Sinop, Van, Ağrı, Erzincan, Karabük ve Batman’da 5 bin ile 10 bin arasında, Kilis, Bartın, Iğdır, Gümüşhane, Bitlis, Giresun, Bayburt, Yalova, Siirt, Ordu, Şırnak, Tunceli ve Artvin’de 1000 ile 5 bin arasında traktöre sahip…

Traktör sayısı, Bingöl’de 973’e, Hakkari’de 761’e, Trabzon’da 183’e, Rize’de ise 41’e kadar iniyor.”

Bayraktar, iller arasındaki sıralamaya bakıldığında, ilk 34 ilin sırasının 2014 yılı Haziran ayında değişmediğini, 35’nci sıraya Bolu’yu geçen Nevşehir’in çıktığını, 57’nci sıraya da Kırıkkale’yi geride bırakan Ardahan’ın yükseldiğini bildirdi. Mayıs 2014’de 18 bin 803 traktör bulunan Bolu’da, sayının 32 artışla Haziran ayında 18 bin 835’e çıktığını, buna karşın Nevşehir’de 18 bin 781 olan traktör sayısının bir ayda 68 adet artışla 18 bin 849 adede ulaştığını belirten Bayraktar, “Haziran ayında Kırıkkale’de traktör sayısı 15 artışla 8 bin 227 adetten 8 bin 242’ye yükselirken, Ardahan’da 86 artışla 8 bin 190’dan 8 bin 276’ya çıktı ve Ardahan sıralamada Kırıkkale’yi geçti” dedi.

 

-İllerin payı-

 

Türkiye’deki traktörlerin yüzde 4,83’ünün Manisa’da, yüzde 4,72’inin Konya’da bulunduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Manisa ve Konya’yı yüzde 3,52 payla Balıkesir, yüzde 3,47 payla İzmir ve Bursa izliyor. Ankara’nın yüzde 2,97, Samsun’un yüzde 2,93, Adana’nın yüzde 2,91, Denizli’nin yüzde 2,68, Antalya’nın yüzde 2,61, Aydın’ın yüzde 2,42, Tokat’ın yüzde 2,35, Afyonkarahisar’ın yüzde 2,30, Çorum’un yüzde 2,26, Şanlıurfa’nın yüzde 2,03, Sakarya’nın yüzde 2,01 payı var. 26 ilin payı yüzde 1 ile yüzde 2 arasında değişiyor. 39 ilin payı ise yüzde 1’in altında. Bu oran Tunceli’de yüzde 0,08, Artvin’de yüzde 0,07, Bingöl’de yüzde 0,06, Hakkari’de yüzde 0,05, Trabzon’da yüzde 0,01’e kadar iniyor. Rize’nin payı ise yok denecek kadar az.”

Aylar itibarıyla traktör sayısı şöyle:

   

2013

Traktör Sayısı

Ocak

1.517.534

Şubat

1.519.992

Mart

1.524.015

Nisan

1.528.661

Mayıs

1.533.579

Haziran

1.536.208

Temmuz

1.540.491

Ağustos

1.543.767

Eylül

1.548.604

Ekim

1.553.291

Kasım

1.558.979

Aralık

1.565.817

2014

 

Ocak

1.568.065

Şubat

1.571.666

Mart

1.576.193

Nisan

1.581.146

Mayıs

1.586.340

Haziran

1.591.423

 

İllerin 2014 yılı Haziran ayı traktör sayıları ve toplam traktör sayısındaki payları şöyle:

 

İller

İllerin Traktör Sayısı

İllerin Payı (Yüzde)

1

Manisa

76.838

4,83

2

Konya

75.093

4,72

3

Balıkesir

56.061

3,52

4

İzmir

55.295

3,47

5

Bursa

55.248

3,47

6

Ankara

47.278

2,97

7

Samsun

46.635

2,93

8

Adana

46.245

2,91

9

Denizli

42.642

2,68

10

Antalya

41.534

2,61

11

Aydın

38.443

2,42

12

Tokat

37.384

2,35

13

Afyonkarahisar

36.663

2,30

14

Çorum

35.907

2,26

15

Şanlıurfa

32.233

2,03

16

Sakarya

31.973

2,01

17

Mersin

30.124

1,89

18

Kütahya

29.941

1,88

19

Edirne

29.097

1,83

20

Çanakkale

28.966

1,82

21

Yozgat

28.408

1,79

22

Tekirdağ

27.364

1,72

23

Sivas

27.310

1,72

24

Muğla

26.764

1,68

25

Gaziantep

26.100

1,64

26

Kastamonu

25.647

1,61

27

Kayseri

24.637

1,55

28

İstanbul

21.684

1,36

29

Diyarbakır

20.834

1,31

30

Eskişehir

20.172

1,27

31

Malatya

20.021

1,26

32

Hatay

19.294

1,21

33

Burdur

19.108

1,20

34

Isparta

18.978

1,19

35

Nevşehir

18.849

1,18

36

Bolu

18.835

1,18

37

Kırklareli

18.665

1,17

38

Amasya

17.561

1,10

39

Kahramanmaraş

17.227

1,08

40

Kars

16.612

1,04

41

Uşak

16.282

1,02

42

Aksaray

16.179

1,02

43

Erzurum

15.493

0,97

44

Kocaeli

14.530

0,91

45

Niğde

14.515

0,91

46

Osmaniye

14.361

0,90

47

Adıyaman

13.266

0,83

48

Çankırı

11.679

0,73

49

Karaman

9.787

0,61

50

Kırşehir

9.701

0,61

51

Muş

9.614

0,60

52

Bilecik

9.537

0,60

53

Düzce

9.258

0,58

54

Mardin

9.214

0,58

55

Zonguldak

8.781

0,55

56

Elazığ

8.434

0,53

57

Ardahan

8.276

0,52

58

Kırıkkale

8.242

0,52

59

Sinop

7.917

0,50

60

Van

7.743

0,49

61

Ağrı

7.419

0,47

62

Erzincan

6.022

0,38

63

Karabük

5.063

0,32

64

Batman

5.036

0,32

65

Kilis

4.740

0,30

66

Bartın

4.636

0,29

67

Iğdır

3.637

0,23

68

Gümüşhane

3.168

0,20

69

Bitlis

2.884

0,18

70

Giresun

2.779

0,17

71

Bayburt

2.679

0,17

72

Yalova

2.255

0,14

73

Siirt

2.189

0,14

74

Ordu

2.102

0,13

75

Şırnak

2.023

0,13

76

Tunceli

1.289

0,08

77

Artvin

1.065

0,07

78

Bingöl

973

0,06

79

Hakkari

761

0,05

80

Trabzon

183

0,01

81

Rize

41

0,00

 

Türkiye

1.591.423

100,00

Bayraktar, Söke’de tarımı değerlendirdi


-Bayraktar, Söke’de tarımı değerlendirdi
-TZOB Genel Başkan Bayraktar: “Üreticinin en büyük girdi maliyetini oluşturan mazot ve gübredeki ÖTV’de indirim yapılmalı,
bu kaçınılmaz”
-“Destekleme priminin 55 kuruştan 75 kuruşa çıkarılmasının beklentisindeyiz”
-“Zeytin üretimini sekteye uğratacak her türlü uygulamanın karşısındayız”

Aydın – 20.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ziyaret için geldiği Söke Ziraat Odası’nda tarımdaki gündemi değerlendirirken, “Üreticinin en büyük girdi maliyetini oluşturan mazot ve gübredeki ÖTV’de indirim yapılmalı, bu kaçınılmaz” dedi.
Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş, Meclis Başkanı Kemal Güven, Söke Çiftçi Malları Koruma Kurulu Başkanı Mehmet Küçükvar ve Söke Ziraat Odası meclisi üyeleriyle bir araya gelen Bayraktar, bu sezon tarımın çok iyiye gitmediğini söyledi. Bayraktar, ülke genelinde tarımsal üretim alanlarında yaptıkları inceleme gezisi ve üretici birliklerinden kendilerine ulaşan raporlardan ortaya çıkan manzaranın hoş olmadığını belirtti.
Bayraktar, “Olumsuz iklim koşulları, kuraklık, bazı bölgelerde sel, sektörde tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyince, bu yıl tarımsal üretimde 2013’ün rekoltesini yakalayamayacağız. Bu konuda yaşanılan sıkıntıları ilgili bakanlık bürokratları ile paylaşıyoruz, bunu bir rapor haline getirerek Başbakanlık ve ilgili bakanlıklarla paylaşacağız” dedi.

-“Pamuk üreticisinde fiyat endişesi var”-

Bu sezon ülke genelinde pamuk ekimindeki büyümeye de dikkat çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu sezon pamuk üretiminde bir artış beklemekteyiz. Ancak pamuk üreticilerimizin arzu ettikleri fiyatın beklentisinin getirdiği bir endişe var. Mazot ve gübre başta olmak üzere girdi maliyetleri katlandı. Bu nedenle mazot ve gübredeki ÖTV’de indirim yapılmalı. Bu kaçınılmaz. Mazot ve gübre ile gelecek desteğin yanı sıra destekleme priminin 55 kuruştan 75 kuruşa çıkarılmasının beklentisindeyiz. Pamuk üreticisinin küstürülmemesi gerekiyor. Pamukta gelecek yıl üretim isteniyorsa pamuk üretici pişman olmaması için bu sezonki destek taleplerimizin dikkate alınması lazım.”

-“Tarımın her kesiminde sıkıntı var”-

Türkiye’deki yağlık bitki üretimin büyümesinden yana olduklarını söyleyen Bayraktar, “Tarımın her kesiminde sıkıntı var. Şu an çok fazla hissedilmiyor olabilir ama bunu önümüzdeki aylarda daha net fark edeceğiz. Tarımsal üretimdeki sıkıntılar ve olumsuz sonuçları bir zincirin halkası olarak o bölgenin ekonomisine, esnafına ve tüketiciye kadar herkesi olumsuz olarak etkileyecek” dedi.

-“Türkiye’de zeytinyağı tüketimi beklentilerin çok altında”-

Bayraktar, toplantıda, Ziraat Odası meclis üyelerinin yönelttiği soruları da yanıtlarken tepki çeken zeytin yasası ile de değerlendirmelerde bulundu. Zeytin üretimini sekteye uğratacak her türlü uygulamanın karşısında olduklarını söyleyen Bayraktar, şöyle konuştu:
“Zeytinlik alanların imara açılmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda çok hassasız ve endişeliyiz. Şu anda bu yasanın geri çekilmesinin beklentisindeyiz. Yeniden gündeme gelirse mutlaka yeni bir eylem planımız olur. Türkiye’deki zeytin ve zeytinyağı üretiminin önemli. Avrupa’da yılda kişi başına 7-8 kilogram zeytinyağı tüketilirken, bizde maalesef bu rakam 2 kilogram gibi çok düşük bir rakam. Zeytinyağı tüketiminin ülke genelinde yaygınlaştırılması lazım.” 

Doğal afetler balı da vurdu…


-Doğal afetler balı da vurdu…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: -“Don ve kuraklık, bazı bölgelerde kovan verimini düşürdü”

-“Son günlerde mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcak havalar da arıları olumsuz etkiledi”

-“Girdi fiyatları ve verim düşüklüğü maliyeti artırdı”

-“Üretimin 2013 seviyesi olan 94 bin 694 tonun altında gerçekleşmesi bekleniyor”

-“Ülkemizde zengin flora olan birçok yörede üretilen balların kalitesi artışılmazdır”

-“Üreticilerimizin hasar tespiti için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerekiyor”

 

Ankara – 17.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bal hasadının sıkıntılı başladığını, doğal afetlerin bu yıl bal üretimini vurduğunu bildirerek, “Don ve kuraklık bazı bölgelerde kovan verimini düşürdü. Son günlerde yaşanan sıcak havalar da arıları olumsuz etkiledi” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, girdi fiyatları ve verim düşüklüğünün balda maliyeti artırdığını belirtti. Kovan başı bal üretiminin bu yıl düşük kalacağını, kış aylarında yağışların yetersiz kalması, Mart ayı sonunda yaşanan zirai don, son günlerde mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcak havaların arıları ve bal üretimini olumsuz etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Doğal afetler, bazı yöreler hariç bal üretiminde düşüşlere neden oldu. Bu nedenle bu yıl rekoltenin, 2013’deki 94 bin 694 tonluk rekoltenin altında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Mart, Mayıs ve Haziran aylarında birçok bölgemizin yağışlı geçmesi, rekoltenin daha da düşmesini önledi.   

Ülkemiz 6 milyon 641 bin koloni sayısıyla dünyada ilk sıralarda geliyor. Buna karşın koloni başına yıllık yaklaşık 14-15 kilogram bal verimi düşük kalıyor. Bu yıl koloni başına yıllık bal üretimi özellikle çiçek balında daha da düşük gerçekleşecek.”

Gezginci arıcılığın ivme kazanarak yaygınlaşmasının arıcılığın gelişimini sağladığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Türkiye’de 1994 yılında 54 bin 908 ton olan bal üretimi, 2013 yılına kadar yüzde 72,5 artışla 94 bin 694 tona yükseldi. Bu dönemde koloni sayısı yüzde 75,4 artışla 3,79 milyondan 6,64 milyon adede çıktı.

Bugün ülkemizde polen ve arısütü gibi ürünlerin pazarının oluşmaya başlaması, propolis ve arı zehiri gibi ürünlerin ticari olarak üretilebileceğinin tartışılması bu gelişmişliğin önemli bir göstergesidir. Arıcılıktaki bu gelişmeler ülkemiz arıcılığını daha çağdaş boyutlara taşınmasına katkı sağlayacağı gibi tüketicilerin daha sağlıklı arı ürünleri almasına da olanak tanıyacaktır.”

 

-Türkiye’nin potansiyeli var-

 

Türkiye’nin dünyada az görülür bir coğrafyaya sahip olduğunu, farklı iklim şartları ve bunun sonucu oluşan zengin floranın bütün dünyayı kıskandıracak şekilde arıcılık için önem kazandırdığını belirten Bayraktar, “kimyasal ilaç kullanılmadığı, tarımın yapılmadığı, hatta araçların ulaşamadığı, bu nedenle organik bal üretiminin yapılabileceği yerlere arılar gidiyor. Buralara arılarını götüren arıcıların binlerce değişik özellikte çiçekten elde ettikleri ballar, tadı, rengi, kokusu, aroması, hatta her derde şifa değerleri ile ayırt edici özelliklere sahiptir. Bu nedenle ülkemizde zengin flora olan birçok yörede üretilen balların kalitesi tartışılmazdır” dedi.

 

-Hasar tespiti gerekli-

 

Bayraktar, çeşitli afetlere maruz kalan ve bu afetler sebebiyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri en az yüzde 30’un üzerinde zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS)  kayıtlı gerçek veya tüzel kişi üreticilerin aldıkları düşük faizli zirai kredi borçlarının bir yıl ertelendiğini hatırlattı.

Arıcıların bulundukları yerdeki Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerine giderek başvuru yapmaları, içinde ziraat odalarının da bulunduğu Hasar Tespit Komisyonları marifetiyle zararı tespit ettirmeleri gerektiğini bildiren Bayraktar, “bitkisel üretimde olduğu gibi arıcılıkta da yüzde 30’un üzerinde zarar veya ürün kaybının tespiti halinde, bu üreticilerimizin kredi borçlarının ertelenmesi mümkün olacak” dedi.

Tarımda istihdam Mayıs’ta 5,8 milyonu aştı


-Tarımda istihdam Mayıs’ta 5,8 milyonu aştı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tarım, yüzde 10,7 olan işsizliği 1,9 puan düşürerek

yüzde 8,8’e çekti”

-“Mayıs’ta tarımda çalışan sayısı, Nisan ayına göre  242 bin kişi artarak 5 milyon 820 bine çıktı”

-“Tarımın istihdamdaki payı yüzde 21,3’den yüzde 21,9’a yükseldi”

-“Özellikle ilkbahar ekilişlerinde ekim, dikim, çapalama, sulama gibi kültürel işlemlerin artmasıyla istihdam 6 milyona yaklaştı. Sanayiye 456 bin fark arttı”

-“Çalışan kadınların üçten birinden fazlası tarımda çalışıyor”

 

Ankara – 15.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda istihdamın Mayıs ayında 5,8 milyonu aştığını bildirerek, “Tarım, yüzde 10,7 olan işsizliği 1,9 puan düşürerek yüzde 8,8’e çekti” dedi.

Bayraktar, tarımın işsizliği Mart ayında 1,9, Nisan’da 1,8, Mayıs’ta 1,9 puan azalttığını hatırlattı.

Şemsi Bayraktar, Mayıs ayında tarımda çalışan sayısının, Nisan ayına göre 242 bin kişi artarak 5 milyon 578 bin kişiden 5 milyon 820 bin kişiye çıktığını belirtti.

TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğun olduğu döneme girildiğini bildirerek, “özellikle ilkbahar ekilişlerinde ekim, dikim, çapalama, sulama gibi kültürel işlemlerin artmasıyla istihdam 6 milyona yaklaştı. Sanayi 456 bin fark arttı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 26 milyon 538 bin olan istihdam edilenlerin 13 milyon 401 bininin hizmetler, 5 milyon 364 bininin sanayi, 1 milyon 954 bininin inşaat, 5 milyon 820 bininin ise tarımda çalıştığını vurguladı.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mart ayında tarımın istihdamdaki yüzde 20,8 olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3’e, Mayıs’ta yüzde 21,9’a, Nisan-Mayıs döneminde istihdamda, inşaatın payının yüzde 7,3’den yüzde 7,4’e yükseldiğini, sanayinin payının yüzde 20,5’den yüzde 20,2’ye, hizmetlerin payının yüzde 50,9’dan yüzde 50,5’e gerilediğini belirtti.

 

-“Tarım, kadınlarda işsizliği 4,4 puan düşürdü”-

 

Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük katkı yaptığını bildiren Bayraktar, “Mayıs ayında tarım, toplamda işsizliği 1,9 puan azaltarak yüzde 8,8 ile tek hanede kalmasını sağladı. Tarım erkeklerde işsizliği yüzde 9,2’den yüzde 8’e, kadınlarda ise yüzde 14,9’dan 10,5’e çekti. Tarım, erkeklerde işsizliği 1,2, kadınlarda 4,4 puan düşürdü” dedi.

Bayraktar, Mayıs ayında tarımın 3 milyon 60 bin erkek, 2 milyon 760 bin kadına iş ve aş yarattığını, çalışan erkeklerin yüzde 16,5’inin, çalışan kadınların yüzde 34,6’sının, üçte birden fazlasının tarımda çalıştığını vurguladı.

Şemsi Bayraktar, 5 milyon 820 bin istihdamın 54 bininin işveren, 603 bininin ücretli ve yevmiyeli, 2 milyon 248 bininin kendi hesabına çalışan, 2 milyon 915 bininin ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunduğunu bildirdi.

Enflasyonun sorumlusu çiftçi değil


-“Enflasyonun sorumlusu çiftçi değil”

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Tarımda üretici fiyatları, Haziran’ın ardından Temmuz ayında da geriledi”

-“Haziran ayında yüzde 0,18 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Temmuz’da da yüzde 0,73 düştü”

-“Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56’yı bulurken, tarım ve avcılıkta yüzde 5,97’de kaldı. Balıkçılıkta fiyatlar ise bir yıllık dönemde yüzde 4,16 geriledi”

-“Enflasyonun sorumlusunun çiftçi olmadığı ortaya çıktı. İthalat söylemlerinin şu an itibarıyla yersiz olduğu görülüyor. Bugün için ithalata gerek yok”

-“Çiftçimiz, ürettiği ürünü Haziran’da da Temmuz’da da daha düşük fiyata satmak zorunda kaldı”

-“Bu durumda çiftçimizin fiyatlarda istikrar istemesinden daha doğal ne olabilir ki? Çiftçimiz, sürekli genel enflasyonun altında fiyat artışlarıyla üretimi sürdürmekte

zorlanıyor”

 

Ankara – 14.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, enflasyonda çiftçinin sorumlu olmadığının ortaya çıktığını bildirerek, “tarımda üretici fiyatları, Haziran’ın ardından Temmuz ayında da geriledi. Haziran ayında yüzde 0,18 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Temmuz’da da yüzde 0,73 düştü. Gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatlar, Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında yüzde 0,30 artmıştı” dedi.

Bayraktar yaptığı açıklamada, Temmuz ayında tarımın genelinde üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 0,73, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 0,74, balıkçılıkta yüzde 1,42, ormancılık ürünlerinde yüzde 0,06 gerilediğini bildirdi.

Üretici fiyatlarının, Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 6,32, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,04 arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 5,97, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 6,95, ormancılık ürünlerinde 31,82, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 9,47 artış oldu. Balıkçılıkta Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde fiyatlar yüzde 4,16 geriledi. On iki aylık ortalamalara göre, balıkçılıkta fiyatlar yüzde 6,96 arttı.

Gıda ve alkolsüz içeceklerde, Temmuz ayında enflasyon yüzde 0,30, Temmuz itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 11,11 olmuştu.

Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56’yı bulurken, tarım ve avcılıkta yüzde 5,97’de kaldı. Balıkçılıkta fiyatlar ise bir yıllık dönemde yüzde 4,16 geriledi.

 

-Enflasyonun sorumlusunu çiftçi gösterenler-

 

Enflasyonun sorumlusunun çiftçi olmadığı ortaya çıktı. İthalat söylemlerinin şu an itibarıyla yersiz olduğu görülüyor. Bugün için ithalata gerek yok. Çiftçimiz, ürettiği ürünü Haziran’da da Temmuz’da da daha düşük fiyata satmak zorunda kaldı. Bu durumda çiftçimizin fiyatlarda istikrar istemesinden daha doğal ne olabilir ki? Çiftçimiz, sürekli genel enflasyonun altında fiyat artışlarıyla üretimi sürdürmekte zorlanıyor.”

Tarımın doğal afetler nedeniyle bu yıl zor bir dönem geçirdiğini, başta fındık, kayısı, elma, ceviz olmak üzere meyvelerde ve buğday, arpada önemli oranda rekolte düşüşü beklendiğine dikkati çeken Bayraktar, “çiftçimiz, üreticimiz bin bir emekle ürününü üretiyor. Maliyetler ortada. Buna rağmen ürettiği ürünü ederinden satamayınca ümitsizliğe düşüyor. Sıkıntıya giriyor” dedi.

 

-Fiyatı artanlar-

 

Bayraktar, şunları kaydetti:

“Temmuz ayında fiyatlar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 2,36, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,49, çeltikte yüzde 0,99, pirinç dışındaki tahıllar, sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrularda yüzde 0,90, lifli bitkilerde yüzde 0,06 arttı. Temmuz ayında fiyatlarda, canlı sığırlar, mandalar ile bunlardan elde edilen işlenmemiş sütte yüzde 1,16, diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,82, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,49 artış oldu.

 

-Fiyatı düşenler-

 

Fiyatlar, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 5,97, canlı kümes hayvanları ve yumurtada yüzde 2,48, yumuşak çekirdekli ve sert çekirdekli meyvelerde yüzde 2,15, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 1,42, koyun ve keçiler ile bunların işlenmemiş süt ve yapağılarında yüzde 0,85, diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyvelerde yüzde 0,42, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 0,06, yağlı meyvelerde yüzde 0,01 geriledi.

İşlenmemiş tütünde ve içecek üretiminde kullanılan bitkisel ürünlerde fiyatlar değişmedi.”

Et üretimi ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardı


-Et üretimi ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Kırmızı et, kanatlı eti, süt, yumurta üretiminde artış

devam ediyor”

-“Haziran ayında tavuk eti üretimi yüzde 6,4, hindi eti üretimi yüzde 35,1, yumurta üretimi yüzde 1,8, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 10,8 arttı”

-“Bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde sığır eti üretimi yüzde 1,2, koyun eti üretimi yüzde 6,8, keçi eti üretimi yüzde 48,2, manda eti üretimi yüzde 346,4 artış gösterdi”

-“İthalattan bahsedenler, bu üretim rakamlarını görünce ne diyecekler? Bu üretim rakamları ithalat lobilerine ithaf olunur”

-“Hangi gerekçeyle ithalat isteniyor anlamak mümkün değil”

-“Türkiye’nin kırmızı ette ithalat yapmasına gerek yok.Üretim artıyor. Artmaya da devam edecek”

-“Üretimi baltalayıcı ithalat gibi söylemlerden vazgeçilmeli”

 

Ankara – 12.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı et üretiminin ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardığını, kırmızı et, kanatlı eti, süt, yumurta üretiminde artışın devam ettiğini bildirerek, “Haziran ayında tavuk eti üretimi yüzde 6,4, hindi eti üretimi yüzde 35,1, yumurta üretimi yüzde 1,8, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 10,8 arttı” dedi.

Bayraktar, bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde toplam kırmızı et üretiminin yüzde 2,6, sığır eti üretiminin yüzde 1,2, koyun eti üretiminin yüzde 6,8, keçi eti üretiminin yüzde 48,2, manda eti üretiminin yüzde 346,4 artış gösterdiğini bildirdi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılının Haziran ayında, 2013 yılının Haziran ayına göre, tavuk eti üretiminin yüzde 6,4 artışla 155 bin 345 tondan 165 bin 322 tona, hindi eti üretiminin yüzde 35,1 artışla 3 bin 359 tondan 4 bin 538 tona, yumurta üretiminin yüzde 1,8 artışla 1 milyar 326 milyon 64 bin adetten 1 milyar 349 milyon 899 bin adete, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının da yüzde 10,8 artışla 692 bin 84 tondan 767 bin 95 tona çıktığını belirtti.

Bayraktar, Haziran ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tavuk yumurtası üretiminin 16 milyar 913 milyon 435 bin adet, tavuk eti üretiminin 1 milyon 813 bin 705 ton, hindi eti üretiminin 44 bin 834 ton, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının da 8 milyon 341 bin 800 tona ulaştığını vurguladı.

           

            -Kırmızı et üretimi-

 

Bayraktar, bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde toplam et üretiminin 2013 yılının aynı dönemine göre, yüzde 2,6 artışla, 212 bin 885 bin tondan 218 bin 432 tona, sığır eti üretiminin yüzde 1,2 artışla 187 in 587 tondan 189 bin 848 tona, koyun eti üretiminin yüzde 6,8 artışla 21 bin 959 tondan 23 bin 451 tona, keçi eti üretiminin yüzde 48,2 artışla 3 bin 278 tondan 4 bin 859 tona, manda eti üretiminin ise yüzde 346,4 artışla 61 tondan 274 tona çıktığını bildirdi.

 

-Kanatlı ve sütte ihracat-

 

            TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2013 yılının tamamında 406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta, 607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri, 2014 Ocak-Haziran döneminde ise 200 milyon 603 bin 223 dolar yumurta, 315 milyon 783 bin 472 dolar kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün, 211 milyon 378 bin 232 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığı bilgisini verdi.

 

            -“Kırmızı ette ithalata kesinlikle karşıyız”-

 

            Kırmızı ette ithalata kesinlikle karşı olduklarını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

            “Nisan-Mayıs-Haziran döneminde sığır, koyun, keçi ve manda etinin hepsinde bir üretim artışı var. Üretim sıkıntısı olduğunu ileri sürüp kırmızı et ithal edilmesi gerektiğini savunan var. Hangi gerekçeyle ithalat isteniyor anlamak mümkün değil. İthalattan bahsedenler, bu üretim rakamlarını görünce ne diyecekler? Bu üretim rakamları ithalat lobilerine ithaf olunur. Türkiye’nin kırmızı ette ithalat yapmasına gerek yok. Üretim artıyor. Üretim artmaya da devam edecek.

            Üretimi baltalayıcı ithalat gibi söylemlerden vazgeçilmesi gerekir.” 

Bayraktar, Karasu’da


-Bayraktar, Karasu’da
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üreticilerimiz emanete fındık vermezlerse, telaşla piyasaya fındık sürmezlerse, bu sene iyi bir fiyat olacak”

Karasu-Sakarya – 11.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındık üreticilerini, telaş içinde hemen piyasaya fındık sürmemeleri konusunda uyararak, “Üreticilerimiz emanete fındık vermezlerse, telaşla piyasaya fındık sürmezlerse, bu sene iyi bir fiyat olacak” dedi.
Bayraktar, Sakarya’nın Karasu ilçesinde temaslarda bulundu, üreticileri ziyaret etti. Açıkladıkları fındık rekoltesinin arkasında olduklarını ifade eden Bayraktar, başkalarının yaptığı rekolte tahminlerinin kendilerini ilgilendirmediğini belirtti.
Şemsi Bayraktar, şunları söyledi:
“Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz başkanlığında oluşturduğumuz bir heyetle, her yıl rekolte tahminlerini yapıyoruz. Bu yıl da yine bu heyet fındık rekolte tahmininde bulundu. Heyetin bu yıl fındık rekolte tahmini 371 bin 185 ton olarak tespit edildi. Bizim yaptırdığımız fındık rekoltesinin arkasındayım. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yapmış olduğu fındık rekolte tahmini de bizim tahminimize çok yakın. Bu arada başka tahminlerde yapıldı. 500 bin ton olarak. Bu tahminleri çok dikkate de almıyoruz.”
Doğu Karadeniz’de bahçeleri gezdiğini anlatan Bayraktar, kuraklık ve donun fındık ürününe fevkalade zarar verdiğini, hatta rakımı yüksek olan yerlerde hiç fındık olmadığını gördüğünü belirtti. Batı bölgelerinde Sakarya’yı bu manada çok şanslı gördüğünü ifade eden Bayraktar, “Yani fındık üretiminde en fazla üretimi olan il Sakarya. 91 bin 909 ton fındık rekolte tahminimiz var. Fındığı da taşıyacak olan il Sakarya. Sakaryalı üreticilerimizin de fındıktan bu sene dikkatli olmaları halinde para kazanacaklarını görüyorum. Ama üreticileri bir telaş içinde, bu fındığı hemen piyasaya sürmemeleri çok önemli. Çünkü hasat dönemi geliyor. Üreticilerimiz dikkatli davranırlarsa, emanete fındık vermezlerse ve telaşla piyasaya fındık sürmezlerse fındık, bu sene iyi bir fiyat olacak” diye konuştu.

Gıdaya talep hayallerin ötesinde…


-Gıdaya talep hayallerin ötesinde…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Rusya’da görüldüğü gibi gıdada dışa bağımlı ülkeler

ithalatta sıkıntıya girdiklerinde, akıllarına gelen 3-4 ülkeden biri de Türkiye. Bu imkanı çok iyi değerlendirmemiz lazım”

-“Gıdada dışa bağımlı olan Rusya’nın, bu açığını kapatmak için dünyada aklına ilk olarak Türkiye, Brezilya, Çin ve Arjantin geldi”

-“Ülkelerin gıda ve tarım ithalatı, 2012 yılında 1,39 trilyon doları geçti. Türkiye, bu pastadan çok daha büyükbir pay alabilir”

-“2013 yılında 17 milyar dolar ihracat yapan, 2012 yılında yaptığı 15,3 milyar dolar ihracatla gıda ve tarım ithalatında sadece yüzde 1,1 pay alan Türkiye, rahatlıkla bu rakamıiki-üç katına çıkarabilir”

-“Sadece Almanya’nın toplam gıda ve tarım ithalatı 97,2 milyar doları buluyor. AB üyesi ülkelerin toplam gıda ve tarım ihracatı 541,3 milyar dolara ulaşıyor”

-“Türkiye, AB ülkelerinin gıda ve tarım ithalatından yüzde 5’lerde pay alması bile 27 milyar dolarlık bir ihracatdemektir”

-“Çiftçimizin sıkıntıları çözülmeli, Türkiye, hem üretiminihem ihracatını artırmalı”

-“Süt, yumurta, tavuk eti üretimi hızla artıyor. İç talepyetersiz kalabilir. Dış talep de yaratılmalı ki sektör sıkıntıya girmesin”

 

Ankara – 10.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin tarımda daha fazla ihracat olanağının her zaman var olduğunu bildirerek, “Rusya’da görüldüğü gibi gıdada dışa bağımlı ülkeler ithalatta sıkıntıya girdiklerinde, akıllarına gelen 3-4 ülkeden biri de Türkiye. Bu imkanı çok iyi değerlendirmemiz lazım” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere bir yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç’e getirdiği ambargo kapsamında, sığır ve kümes hayvanları eti, meyve ve sebze, kaşar peynirleri ve süt başta olmak üzere tarım ve gıda ürünlerini ithal etmeme kararı aldığını, bu ürünlerde, genelde gıdada dışa bağımlı olan Rusya’nın, bu açığını kapatmak için dünyada aklına ilk olarak Türkiye, Brezilya, Çin ve Arjantin’in geldiğini belirtti. Bunun Türkiye için önemli bir avantaj olduğunu, tarımın bütün sorunlarına rağmen potansiyelini gösterdiğini vurgulayan Bayraktar, uzun yılların birikimi olan yapısal sorunların çözümünün çiftçiyi rahatlatacağına, tarımının önünü açacağına dikkati çekti. 

Dünyada gıdaya talebin sürekli arttığını, çoğu ülkenin gıdada dışa bağımlı duruma geldiğini belirten Bayraktar, Türkiye hariç ülkelerin gıda ve tarım ithalatının, 2012 yılında 1 trilyon 391,3 milyar doları geçtiğini, Türkiye’nin, bu pastadan çok daha büyük bir pay alabileceğini bildirdi.

Bayraktar, Dünya Bankası’nın 2012 yılı verilerine göre, Türkiye hariç, ülkelerin 557,5 milyar dolarlık bitkisel ürün, 517,2 milyar dolarlık işlenmiş gıda, 316,5 milyar dolarlık hayvansal ürün ithalatı yaptığını bildirdi. Buna karşın Türkiye’nin 2012 yılında 7 milyar 653 milyon dolarlık bitkisel ürün, 6 milyar 66 milyon dolarlık işlenmiş gıda ve 1 milyar 557 milyon dolarlık hayvansal ürün ihraç ettiğini belirten Bayraktar, “halen 17 milyar dolar ihracat yapan, 2012 yılında yaptığı 15 milyar 276 milyon dolarlık ihracatla gıda ve tarım ithalatında sadece yüzde 1,1 pay alan Türkiye, rahatlıkla bu rakamı iki-üç katına çıkarabilir” dedi.

 

-Türkiye ithalatta 10,8 milyar dolarla 31’nci sırada-

 

Dünya tarımında söz sahibi, gelişmiş tarım ülkeleri olan ABD, Almanya, Çin, Japonya, Hollanda, İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerin büyük tarımsal ürün ihracatlarına karşın aynı zamanda ithalat da başta gelen ülkeler olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Dünya tarımının tartışmasız lideri ABD, aynı zamanda 119,8 milyar dolarlık gıda ve tarım ithalatıyla birinci sırada. Almanya 97,2, Çin 87,6, Japonya 67,9, Hollanda 63,7, İngiltere 59,9, Fransa 59, İtalya 47,2 milyar dolarlık ithalatlarıyla ABD’yi takip ediyorlar. İlk 10’da 38,3 milyar dolarla Rusya ve 38 milyar dolarla Belçika da var.

11’nci sırada 35,7 milyar dolarla Kanada, 12’nci sırada 35,6 milyar dolarla İspanya bulunuyor. Meksika 25,5, Güney Kore 24,8, Hong Kong 23, Vietnam 18, Hindistan ve Polonya 17,8, Suudi Arabistan, Malezya ve Endonezya 16,5, Mısır 14,8, Birleşik Arap Emirlikleri 13,7, Singapur 13,3, Danimarka 12,9, İsveç 12,7, Avustralya 12,6, Avusturya 12,4, Tayland 12,3, Brezilya 11,4 milyar dolarla Kanada ve İspanya’yı takip ediyor. Türkiye 10,8 milyar dolarla 31’nci sırada bulunuyor. Türkiye’yi 10,7 milyar dolarla Portekiz ve İsviçre, 10,3 milyar dolarla İran, 10,1 milyar dolarla Filipinler izledi.”

 

-Türkiye’nin hem potansiyeli var hem de pazarların tam ortasında-

 

Türkiye’nin tarımda çok büyük bir potansiyeli bulunduğunu, ülkenin stratejik yönden de gıda ve tarım ürünü talep eden pazarların tam ortasında yer aldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“2013 yılında 17 milyar dolar ihracat yapan, 2012 yılında yaptığı 15,3 milyar dolar ihracatla gıda ve tarım ithalatında sadece yüzde 1,1 pay alan Türkiye, rahatlıkla bu rakamı iki-üç katına çıkarabilir. Türkiye’nin çok büyük bir bitkisel ürün üretim potansiyeli var. Bu yıl yaşanmayan doğal afet kalmadı. Çiftçimiz, kuraklık, don, dolu,  şiddetli yağış, su baskını, sel, fırtına, hortum bütün afetlerle mücadele etti. Bu doğal afetlerin bir sonucu olarak hububat, meyve, sebzede ürünler etkilendi, rekolte düşüşleri oldu. Yalnız, bu yıl bir istisna. Türkiye’nin çok büyük bir meyve sebze üretim potansiyeli var. Hayvansal ürünlerde de özellikle küçükbaş hayvancılıkta çok avantajlı durumdayız. Gelişmiş bir gıda sanayi bulunuyor. Kanatlı sektörü son derece modern ve dünya pazarlarında rekabet edebilir düzeyde. Kültür balıkçılığı için de potansiyel büyük.

Bütün bunlara rağmen gıda ve tarım ihracatımız gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında hala yetersiz düzeyde. Sadece Almanya’nın toplam gıda ve tarım ithalatı 97,2 milyar doları buluyor. AB üyesi ülkelerin toplam gıda ve tarım ihracatı 541,3 milyar dolara ulaşıyor. Türkiye, AB ülkelerinin gıda ve tarım ithalatından yüzde 5’lerde pay alması bile 27 milyar dolarlık bir ihracat demektir. En son Türkiye’den tarım ve gıda ürünleri ithal etmek isteyen Rusya, 2012 yılında, 38,3 milyar dolarlık ithalat yaptı. Yakın çevremizde, Suudi Arabistan’ın 16,5 milyar, Mısır’ın 14,8 milyar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 13,7 milyar, İsviçre’nin 10,7 milyar, komşumuz İran’ın 10,3 milyar, Cezayir’in 8,9 milyar, Irak’ın 7,9 milyar, Norveç ve Ukrayna’nın 6,9’ar milyar dolar gıda ve tarım ithalatları var. Sadece bu ülkelerin gıda ve tarım ithalatları da 134,9 milyar doları buluyor.

Bunların dışında Türkiye’nin yakın çevresinde Kafkaslarda Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Orta Asya’da Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Avrupa’da Belarus, Moldova, Sırbistan, Bosna Hersek, Makedonya, Kosova, Karadağ, KKTC, Kuzey Afrika’da Tunus, Libya, Ortadoğu’da Ürdün, Lübnan, Suriye, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman, Yemen gibi ülkeler var. Uzakdoğu ülkeleri, Güney Asya, Afrika ülkeleri, ABD ve Amerika kıtası ülkeleri çabası… Sadece ABD bile 119,8 milyar dolarlık ithalatıyla dev bir pazar.”

 

-Bazı ürünlerde iç piyasa arza yetmiyor-

 

İç piyasanın yanı sıra ihracata dayalı bir yapılanmaya gidilmesinin tarımda üretimi, geliri artıracağına, istikrar sağlayacağına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Bu yıl olduğu gibi büyük doğal afetler yaşanmadığı yıllarda, domates, turunçgiller, elma, kiraz, fındık, incir, çekirdeksiz kuru üzüm, kayısı, kesme çiçek ürünleri ile kanatlı sektöründe üretim kapasiteleri dolayısıyla ihracat imkanı var. İhracatta sıkıntı görüldüğü yıllarda iç piyasanın talebi arzın altında kalıyor. Bu ürünler dışında yeterli ihracat imkanları olmayan patates, soğan, kavun, karpuz gibi ürünlerde de iç piyasa üretime göre yeterli değil. Bundan dolayı üretimin iyi olduğu yıllarda talep sıkıntısı çekiliyor. Çiftçimizin sıkıntıları çözülmeli, tarlada kalması sağlanmalı, üretim sekteye uğramamalı. Türkiye hem üretimini hem ihracatını artırmalı. İhracatta yeni pazarlar kazanılmalı, eldeki pazarlar kaybedilmemeli. İhracat destekleri artırılmalı. Üretici, dış piyasalarda iyi para eden, pazarlama sıkıntısı olmayan, devamlılık gösteren ürünlere yönlendirilmeli.

Kanatlı sektörü, hayvancılık ve balıkçılığımız gelişiyor. Süt, yumurta, tavuk eti üretimi hızla artıyor. Bu sektörlerin zarar görmemesi için talebin üretimle aynı hızla artırılması gerekiyor. İç talep yetersiz kalabilir. Dış talep de yaratılmalı ki sektör sıkıntıya girmesin.”

Belli başlı gıda ve tarım ithalatçısı ülkelerin işlenmiş gıda, bitkisel ürünler, hayvansal ürünler ve toplam gıda ve tarım ithalatları şöyle:

 

 

 

 

 

Ülkeler

İşlenmiş Gıda Ürünleri İthalatı (Milyar Dolar)

Bitkisel Ürünler İthalatı (Milyar Dolar)

Hayvansal Ürünler İthalatı (Milyar Dolar)

Toplam Gıda ve Tarım  İthalatı (Milyar Dolar)

ABD

52,4

44,6

22,8

119,8

Almanya

35,0

39,0

23,2

97,2

Çin

14,4

58,6

14,6

87,6

Japonya

22,6

23,1

22,2

67,9

Hollanda

24,8

26,3

12,6

63,7

İngiltere

29,8

16,4

13,8

59,9

Fransa

25,7

17,6

15,7

59,0

İtalya

15,0

15,5

16,7

47,2

Rusya

12,2

11,5

14,6

38,3

Belçika

16,7

13,8

7,5

38,0

Kanada

18,4

12,2

5,1

35,7

İspanya

12,4

13,7

9,5

35,6

Meksika

6,8

13,4

5,3

25,5

Güney Kore

7,0

9,9

7,8

24,8

Hong Kong

8,5

4,7

9,9

23,0

Vietnam

5,3

7,7

5,0

18,0

Hindistan

1,5

16,2

0,1

17,8

Polonya

6,9

5,8

5,2

17,8

S. Arabistan

4,8

7,7

4,1

16,5

Malezya

6,5

7,6

2,5

16,5

Endonezya

7,1

7,4

2,0

16,5

Mısır

2,4

9,8

2,6

14,8

Bir. Arap Emir.

5,1

5,9

2,7

13,7

Singapur

5,8

4,8

2,8

13,3

Danimarka

5,5

3,5

3,9

12,9

İsveç

5,6

4,0

3,2

12,7

Avustralya

7,6

2,8

2,2

12,6

Avusturya

5,6

4,1

2,7

12,4

Tayland

5,0

4,4

3,0

12,3

Brezilya

2,9

6,3

2,3

11,4

Türkiye

3,4

6,1

1,3

10,8

Portekiz

3,2

3,8

3,7

10,7

İsviçre

5,6

3,4

1,8

10,7

İran

2,3

7,0

1,1

10,3

Filipinler

3,9

4,0

2,2

10,1

İrlanda

5,5

2,1

2,3

9,8

Venezüela

2,6

3,4

3,4

9,4

Cezayir

2,6

4,7

1,6

8,9

Çek Cum.

3,9

2,6

2,2

8,7

G. Afrika

3,6

2,9

1,5

7,9

Irak

2,4

4,1

1,5

7,9

Yunanistan

2,9

2,0

2,8

7,6

Norveç

3,5

2,8

0,6

6,9

Nijerya

2,2

3,3

1,5

6,9

Ukrayna

2,5

2,6

1,7

6,9

Macaristan

2,8

2,3

1,6

6,7

Slovakya

2,4

1,8

2,3

6,5

Romanya

2,5

2,8

1,2

6,5

Finlandiya

3,0

1,8

1,0

5,8

Şili

2,5

2,0

1,3

5,8

Kolombiya

2,1

3,2

0,4

5,6

İsrail

2,0

2,1

0,9

5,0

Dünya (Türkiye dahil)

520,6

563,6

317,8

1.402,1

Dünya (Türkiye Hariç)

517,2

557,5

316,5

1.391,3

Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı


-Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya’ya ihracat, tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlar”

-“Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata

yönlendirilmesinde fayda var”

-“Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye’nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörleri talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip”

-“Rusya’ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda var”

-“Olayın üretici ve tüketici ayağı bulunuyor”

Ankara – 08.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya’ya ihracatın tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlayacağını bildirerek, “Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata yönlendirilmesinde fayda var” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Rusya’nın, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç mallarına ambargo kararı aldığını, ambargo kapsamında, sığır ve kümes hayvanı eti, tüm meyve ve sebzeler, kaşar peynirleri ve süt başta olmak üzere tarım ve gıda ürünlerinin bulunduğunu belirtti.

Rusya’nın, bu ürünleri Türkiye, Brezilya, Çin ve Arjantin’in de aralarında bulunduğu birçok ülkeden karşılayabileceğini açıkladığını vurgulayan Bayraktar, Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin bu ülkeye ihracata yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.

 Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye’nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörü talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Rusya, dünyanın önemli gıda tarım ürünleri ithalatçılarından biri durumunda. Bu alanda, ABD, Almanya, Çin, Japonya, Hollanda, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın ardından dünya 9’ncusu. ABD, Almanya, Çin, Hollanda, Fransa ve İtalya aynı zamanda çok büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçıları. Rusya, özellikle yaş meyve ve sebzede dışa bağımlı. Net ithalatçı konumunda. Dünya Bankası verilerine göre, Rusya, 2012 yılında 12,2 milyar doları işlenmiş gıda ürünleri, 11,5 milyar doları bitkisel ürün, 14,6 milyar doları hayvansal ürün olmak üzere 38,3 milyar dolarlık gıda ve tarım ürünleri ithalatı yaptı. Bu rakam çok büyük bir rakam. Türkiye’nin halen gıda ve tarım ihracatı yıllık bazda 17 milyar doları olduğu göz önüne alındığında rakamın gerçek boyutları ortaya çıkıyor.

-Rusya’ya 1,2 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatı var-

Türkiye, 2013 yılında Rusya’ya 614,3 milyon doları yenilen meyve, 347 milyon doları sebze, 43,6 milyon doları yağlı tohum, tıbbi ve aromatik bitki, yem, 32,5 milyon doları sebze ve meyveden elde edilen işlenmiş ürünler, 32,3 milyon doları su ve su ürünü,  31,6 milyon doları tütün ve tütün ürünleri, 25,3 milyon doları çeşitli çay gibi gıda ürünleri, 23,5 milyon doları şeker ve şeker mamulleri, olmak üzere 1 milyar 178,5 milyon dolarlık gıda ve tarım ihracatı yaptı. Bu rakam çok daha fazla olabilir.”

Türkiye’nin Trakya ve Ege Bölgesinin kıyı kesimleri hariç, bu üretim sezonunda Ekim ayından Şubat ayına kadar büyük kuraklık yaşandığını, Mart yağışlarının normalin üzerine çıkmasına karşın, kuraklığın, Nisan ayında da devam ettiğini bildirdi. Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye’nin bazı yörelerinde şiddetli yağışlar meydana geldiğini, kuraklık ve şiddetli yağışın hububat başta olmak üzere ürünlerde büyük rekolte kayıplarına neden olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“29-30-31 Mart tarihlerinde ülkemizin büyük kısmında meydana gelen don doğal afeti, kayısı, fındık, elma ve ceviz başta olmak meyve ağaçları, meyve çiçek ve tomurcuklarına büyük hasar verdi. Bu da kayısı, fındık, elma, ceviz gibi bazı ürünlerde üretimi önemli ölçüde düşürecek. Kuraklık ve don dışında da bu üretim sezonunda çiftçimiz, fırtına, su baskını, sel, hortum, dolu gibi hemen her doğal afeti yaşadı.

-Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna-

Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna. Bu yılı dışarıda tutarsak,  Türkiye’de domates, turunçgiller, elma, kiraz, fındık, incir, çekirdeksiz kuru üzüm, kayısı, kesme çiçek ürünleri, zeytin ve zeytinyağı ile kanatlı sektörü ve süt ve süt ürünleri üretim kapasiteleri dolayısıyla ihracat imkanı var. Bu yıl kayısı, elma, fındık üretimi çok yetersiz. Kayısı üretimi iç pazara bile yetmiyor. Fakat normal yıllarda bu ürünlerde ihracatta sıkıntısı görüldüğünde iç piyasa arzı karşılamıyor. Bu ürünler dışında yeterli ihracat imkanları olmayan patates, soğan, kavun, karpuz gibi ürünlerde de iç piyasa ihtiyacı üzerinde bir üretim yapılıyor.

Üretimin iyi olduğu yıllarda talep sıkıntısı çekiliyor. Bu yıllarda ihracat pazarları sonuna kadar zorlanmalı. İhracat sıkıntıya girdiğinde üreticinin ürünü elinde kalıyor. İhracat destekleri artırılmalı. Üretici, dış piyasalarda para eden, pazarlama sıkıntısı olmayan, devamlılık gösteren ürünlere yönlendirilmeli.”

-Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık hızla gelişiyor-

Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık sektörlerinin hızla geliştiğini vurgulayan, üretim artışı görülen bu alanlarda talep sıkıntısı yaşanmaması, üretim artışının sürdürülebilmesi için iç piyasanın yanı sıra ihracat yollarının da açılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Özellikle süt ve süt ürünleri ile yumurta ve tavuk eti üretimi hızla artıyor. Bu sektörlerde iç pazar yetersiz kalıyor. İhracat olanaklarıyla gelişim devam ettirebilir. En son Irak’ta meydana gelen olaylar, bu ülkeye yönelik yumurta ihracatını zora soktu. İhracatta düşüş, yaz aylarında talepte görülen azalma, iç piyasada da fiyatların gerilemesine sebep oldu.

Türkiye, son derece modern tesislere sahip, çok gelişmiş bir kanatlı sektörü var. 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretimi, Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 16 milyar 889 milyon 600 bin ile 17 milyar adede dayandı, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretimi ise Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 803 bin 728 ton ile 1,8 milyon tonu ilk kez aştı.

Türkiye, 2013 yılında yüzde 15,9 artışla 406,4 milyon dolarlık tavuk yumurtası, yüzde 15,3 artarak 608,1 milyon dolarlık kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün ihracatı, yüzde 25 artışla 281,5 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı yaptı.”

Bayraktar, Rusya’ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda olduğunu, olayın üretici ve tüketici ayağı bulunduğunu, karar verirken bu unsurların hepsinin göz önünde tutulması gerektiğini bildirdi.

Konya çöl olmamalı…


-Konya çöl olmamalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Türkiye’nin sulanan alanlarının yüzde 17’sini barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesi su fakiri”

-“Ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4’ü bölgede. Suyun yüzde 60’ı yer altı suyundan karşılanıyor”

-“Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı”

-“KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar alan sulanabilecek”

-“Bölgeye dış havzalardan su getirilmeli, yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı destekler artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik

edilmeli, üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalıdır”

-“Havza bazlı sulama plan ve stratejileri hayata geçirilmeli, su kullanım verimliliğinin ve tasarrufunun artırılması sağlanmalıdır

 

Ankara – 07.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin sulanan alanlarının yüzde 17’si barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesinin su fakiri olduğunu bildirerek, “ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4’ü bölgede. Suyun yüzde 60’ı yer altı suyundan karşılanıyor. Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ortalama yeraltı su seviyesinin her yıl ortalama 3 milimetre civarında azaldığını, bu sürecin devam etmesi halinde, mevcut sulanan alanların büyük kısmının ileride sulanamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar (Lübnan’dan büyük) alanın sulanabileceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“KOP tamamlanırsa, kuraklık tehlikesini azaltacaktır. Bu projenin tamamlanmasıyla, sulama olarak 2,2 milyar dolar, enerji ve içme suyu olarak 370 milyon dolar, toplamda 2,57 milyar dolar ekonomiye katkı sağlanacak. Projeye harcanan para çok kısa bir sürede geri dönecek.

 

-KOP bölgesinde Belçika büyüklüğünde tarıma elverişli alan var-

 

Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan KOP bölgesinde yaklaşık 3 milyon hektar (Belçika büyüklüğünde) tarıma elverişli alan bulunuyor. Bu alan tarım için en iyi şekilde değerlendirilmeli. Bölge başta tahıl olmak üzere birçok üründe ülkenin en önemli merkezlerinden biri olduğu unutulmamalı. Bu durum riske atılmamalı. Mevcut su kaynakları yetersiz olan, kuraklık çeken bölgede, her damla su önemli.”

 

-Dış havzalardan su getirilmeli-

 

Geri kalan bölgelerin de sulamaya açılabilmesi için bölgeye dış havzalardan su getirilmesi ve yeni projelerin hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, “KOP kapalı havzası yeterince yağış almıyor. Havzaya yılda 398 milimetre yağış düşüyor. Bu nedenle bölgede su kıtlığı yaşanıyor. Kuraklığa bağlı olumsuzlukların oluşmaması için yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı desteklerin artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik edilmeli, yörede yer altı suların da azalmanın önüne geçmek amacı ile üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalı, yeraltı su kuyularından su kullanımı, üretimi azaltmayacak şekilde kontrol altına alınmalı” dedi.

 

-KOP’un yanı sıra GAP, DAP ve DOKAP da tamamlanmalı-

 

         Bayraktar, ülkedeki tarım alanlarının yüzde 35,7’si olan 8,5 milyon hektarının teknik ve ekonomik olarak sulanabilmesine karşın, halen 2,87 milyon hektarının gerekli altyapı yatırımları yapılmadığı için sulanamadığını, bunun büyük bir ekonomik kayba neden olduğunu hatırlattı. KOP’un yanı sıra, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) projelerinin de bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, aksi takdirde bu sene olduğu gibi birçok üründe kuraklığa bağlı olarak verim kaybı yaşanmasının kaçınılmaz olacağını belirtti.

Şemsi Bayraktar, suyun verimliliği ve tasarrufu, su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, tarımsal sulama alanlarının iklim, toprak ve sulama verimliliğinin sağlanmasının ve ürün bazında gerekli olan sulama suyunun hesaplanmasının hayati önemde olduğuna dikkati çekti.