İşsizlik tarım sayesinde tek hanede kaldı…


-İşsizlik tarım sayesinde tek hanede kaldı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tarım, Kasım ayında, yüzde 12 olan işsizlik oranını 2,1 puan düşürerek yüzde 10’un altına indirdi ve yüzde 9,9 ile tek hanede kalmasını sağladı”
-“Kasım ayında tarımda istihdam 5 milyon 728 bine düşmesine rağmen, yine de sanayiden 801 bin fazla istihdam yarattı”
-“Toplamda Ekim ayına göre 205 bin azalarak 25 milyon 443 bine inen istihdamda, tarımın payı yüzde 22,5 oldu”

Ankara – 17.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, işsizlik oranının tarım sayesinde tek hanede kaldığını bildirerek, “Tarım, Kasım ayında, yüzde 12 olan işsizlik oranını 2,1 puan düşürerek yüzde 10’un altına indirdi ve yüzde 9,9 ile tek hanede kalmasını sağladı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılı Kasım ayında tarımda istihdam 5 milyon 728 bine düşmesine rağmen, yine de sanayiden 801 bin fazla istihdam yarattığını belirtti.
Şemsi Bayraktar, 2013 yılında, Nisan’da 6 milyon 58 bin, Mayıs’ta 6 milyon 283 bin, Haziran’da 6 milyon 474 bin, tarımsal faaliyetin zirveye ulaştığı Temmuz ayında 6 milyon 557 bin olan tarımdaki istihdamın, Ağustos’ta 6 milyon 511 bine, Eylül’de 6 milyon 370 bine, Ekim’de 6 milyon 28 bine, Kasım’da 5 milyon 728 bine indiğini vurguladı.
Bir önceki aya göre 2013 yılında, Nisan’da 350 bin, Mayıs’ta 225 bin, Haziran’da 191 bin, Temmuz’da 83 bin artan tarımdaki istihdamın, Ağustos ayında 46 bin, Eylül’de 141 bin, Ekim ayında 342 bin, Kasım ayında 300 bin kişi azaldığını bildirdi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılı Kasım ayında toplam istihdamın, 2012’nin aynı ayına göre 152 bin artarak, 25 milyon 291 binden 25 milyon 443 bine çıktığını vurguladı. Toplam istihdamın, 2013 yılı Kasım ayında, Ekim ayına göre 205 bin azalarak 25 milyon 648 binden 25 milyon 443 bine indiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“2012 yılının Kasım ayına göre, 2013’ün Kasım ayında hizmetler sektöründe istihdamın 260 bin, sanayide 114, inşaatta 78 bin arttı, tarımda 299 bin azaldı. 2013 Kasım ayında istihdam, 2013 Ekim ayına göre, tarımda 300 bin, inşaatta 65 bin azalırken, sanayide 28 bin, hizmetlerde 133 bin arttı. Toplamda 2013 Kasım ayında, Ekim ayına göre 205 bin azalarak 25 milyon 443 bine inen istihdamda, tarımın payı yüzde 22,5 oldu. 2012 yılının Kasım ayına göre tarımın istihdamdaki payı yüzde 23,8 iken 2013 yılı Kasım ayında 1,3 puan azaldı.
Tarımda mevsim şartları nedeniyle istihdamda düşüş olmasına rağmen, sanayiden 801 bin, inşaattan 3 milyon 839 bin daha fazla istihdam sağlandı.”

-Tarım işsizliği 2,1 puan düşürüyor-

Türkiye’de işsiz sayısının Kasım’da 2 milyon 784 bin kişi, işsizlik oranının yüzde 9,9 olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “2012 Kasım ayında işsizlik oranı yüzde 9,4 düzeyindeydi. Tarımın, 5 milyon 728 bin kişiye iş, aş sağlayarak, işsizliği tek hanelere indirmesi fevkalade önemlidir. 2013 Kasım ayında, yüzde 12 olan işsizlik oranını 2,1 puan düşürerek yüzde 9,9’a çekmesi tarımın ekonomimize yaptığı çok büyük katkıdır. Kasım ayında bile 5,7 milyonun üzerinde istihdam yaratması, işsizliği 2,1 puan indirmesi tarımın Türkiye ekonomisi ve sosyal hayatı için çok önemli olduğunu ortaya koyuyor.
İşsizliğin daha da artmasını önleyen tarım, kentlerde işsizliği yüzde 11,8’den yüzde 11,5’e, kırsalda yüzde 12,7’den yüzde 6,6’ya, toplamda 12’den yüzde 9,9 indirdi” dedi.

-Tarımın istihdamdaki payı-

Son bir yıllık dönemde mevsimsel oynamalar nedeniyle tarımın istihdamdaki payının yüzde 22,4 ile yüzde 26 arasında değiştiğini belirten Bayraktar, Kasım ayında hizmetler sektörünün 12 milyon 900 bin, tarımın 5 milyon 728 bin, sanayinin 4 milyon 927 bin, inşaat sektörünün ise 1 milyon 889 bin kişiye istihdam yarattığı bilgisini verdi.
Bayraktar, 25 milyon 443 bin olan toplam istihdamın yüzde 22,5’ini tarımın karşıladığını ifade ederek, “Sanayide istihdam yüzde 19,4’de, inşaatta yüzde 7,4’de kalırken, tarımdaki istihdam en düşük olduğu aylarında bile yüzde 22’lerin altına inmiyor. Yaz aylarında yüzde 25’leri aşıyor ve istihdamın dörtte birini karşılıyor. En büyük istihdam kapısı hizmetler sektörü de toplam istihdamda yüzde 50,7 pay alıyor” dedi.

-Tarımda çalışanların yüzde 46,65’i kadın-

Tarımda çalışan 5 milyon 728 bin kişinin yüzde 53,35’ini erkeklerin, yüzde 46,65’ini kadınların oluşturduğunu bildiren Bayraktar, 3 milyon 56 bin erkek ile 2 milyon 672 bin kadının tarımda istihdam edildiğini belirtti. Türkiye’de 7 milyon 545 bin kadının istihdamda yer aldığını, bunların 3 milyon 678 bininin hizmetler, 2 milyon 672 bininin tarım, 1 milyon 95 bininin sanayi, 80 bininin ise inşaat sektöründe çalıştığını vurgulayan Bayraktar, tarımda çalışanların yüzde 46,65’inin kadın, çalışan kadınların yüzde 35,4’ünün ise tarımda istihdam edildiğini bildirdi. Bayraktar, kadın istihdamında hizmetler payının yüzde 49 iken, sanayinin payının yüzde 14,5’de, inşaatın payının yüzde 1,1’de kaldığını vurguladı.
Aylar itibarıyla tarım, sanayi, inşaat ve hizmetlerde istihdam rakamları ve ekonomik faaliyetlerin toplam istihdamdaki payları şöyle:

Toplam

Tarım

Sanayi

İnşaat

Hizmetler

İstihdam

İstihdam

İstihdam

İstihdam

İstihdam

Aylar

(Bin Kişi)

(Bin Kişi)

(Bin Kişi)

(Bin Kişi)

(Bin Kişi)

2011

Mayıs

24.445

6.273

4.777

1.769

11.627

Haziran

24.901

6.600

4.697

1.863

11.741

Temmuz

24.953

6.705

4.710

1.879

11.659

Ağustos

24.884

6.704

4.682

1.908

11.590

Eylül

24.749

6.475

4.707

1.888

11.680

Ekim

24.486

6.292

4.657

1.775

11.762

Kasım

24.267

5.990

4.701

1.684

11.892

Aralık

23.678

5.599

4.700

1.512

11.867

2012

Ocak

23.475

5.416

4.684

1.435

11.940

Şubat

23.338

5.427

4.684

1.306

11.921

Mart

23.817

5.613

4.720

1.400

12.083

Nisan

24.630

6.011

4.792

1.631

12.196

Mayıs

25.282

6.363

4.760

1.828

12.331

Haziran

25.577

6.555

4.760

1.921

12.340

Temmuz

25.498

6.638

4.777

1.882

12.201

Ağustos

25.367

6.564

4.746

1.891

12.167

Eylül

25.472

6.502

4.735

1.896

12.339

Ekim

25.509

6.322

4.732

1.886

12.568

Kasım

25.291

6.027

4.813

1.811

12.640

Aralık

24.766

5.686

4.856

1.647

12.577

2013

Ocak

24.433

5.474

4.870

1.540

12.549

Şubat

24.546

5.531

4.886

1.530

12.599

Mart

24.974

5.708

4.948

1.603

12.716

Nisan

25.691

6.058

5.030

1.793

12.809

Mayıs

26.130

6.283

5.044

1.843

12.961

Haziran

26.319

6.474

5.015

1.942

12.888

Temmuz

26.099

6.557

4.991

1.843

12.708

Ağustos

25.960

6.511

4.964

1.857

12.628

Eylül

25.808

6.370

4.914

1.879

12.646

Ekim

25.648

6.028

4.899

1.954

12.767

Kasım

25.443

5.728

4.927

1.889

12.900

Tarımın

Sanayinin

İnşaatın

Hizmetlerin

Toplam

Payı

Payı

Payı

Payı

Aylar

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

2011

Mayıs

100

25,7

19,5

7,2

47,6

Haziran

100

26,5

18,9

7,5

47,2

Temmuz

100

26,9

18,9

7,5

46,7

Ağustos

100

26,9

18,8

7,7

46,6

Eylül

100

26,2

19,0

7,6

47,2

Ekim

100

25,7

19,0

7,2

48,0

Kasım

100

24,7

19,4

6,9

49,0

Aralık

100

23,6

19,8

6,4

50,1

2012

Ocak

100

23,1

20,0

6,1

50,9

Şubat

100

23,3

20,1

5,6

51,1

Mart

100

23,6

19,8

5,9

50,7

Nisan

100

24,4

19,5

6,6

49,5

Mayıs

100

25,2

18,8

7,2

48,8

Haziran

100

25,6

18,6

7,5

48,2

Temmuz

100

26,0

18,7

7,4

47,9

Ağustos

100

25,9

18,7

7,5

48,0

Eylül

100

25,5

18,6

7,4

48,4

Ekim

100

24,8

18,6

7,4

49,3

Kasım

100

23,8

19,0

7,2

50,0

Aralık

100

23,0

19,6

6,7

50,8

2013

Ocak

100

22,4

19,9

6,3

51,4

Şubat

100

22,5

19,9

6,2

51,3

Mart

100

22,9

19,8

6,4

50,9

Nisan

100

23,6

19,6

7,0

49,9

Mayıs

100

24,0

19,3

7,1

49,6

Haziran

100

24,6

19,1

7,4

49,0

Temmuz

100

25,1

19,1

7,1

48,7

Ağustos

100

25,1

19,1

7,2

48,6

Eylül

100

24,7

19,0

7,3

49,0

Ekim

100

23,5

19,1

7,6

49,8

Kasım

100

22,5

19,4

7,4

50,7

Tarımda fiyat artışı diğer sektörlerin altında kaldı


-Tarımda fiyat artışı diğer sektörlerin altında kaldı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tarımda üretici fiyatlarında her ne kadar mevsimsel etkiler nedeniyle Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 13,54’ü bulmasına karşın, Ocak ayı enflasyonu yüzde 2,78 ile yüzde 3,32 artan yurtiçi üretici fiyatlarının altında kaldı”          

-“On iki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon yüzde 0,36 gibi son düşük seviyede gerçekleşti. Tarım dışı yurtiçi üretici fiyatlarında yüzde 5,22’yi buldu”

-“2010: 100 bazlı endekse göre, 2010-Ocak 2014 döneminde tarımda üretici enflasyonu yüzde 14,35 olurken, tarım dışı yurtiçi üretici fiyatları 2010 sonu-2014 Ocak döneminde yüzde 28,32 arttı”

-“Üreticimiz fiyatlarda istikrar, bin bir zahmetle, gece gündüz çalışarak, her türlü riski üzerine alarak ürettiği ürünün değerini bulmasını, tüketicinin de makul bir fiyattan ürün tüketmesini istiyor”

 

Ankara – 14.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda üretici fiyatlarında (ÜFE) her ne kadar mevsimsel etkiler nedeniyle Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 13,54’ü bulmasına karşın, Ocak ayı enflasyonunun yüzde 2,78 ile yüzde 3,32 artan tarım dışı yurtiçi üretici fiyatlarının altında kaldığını bildirdi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, üretici fiyatlarının, Ocak ayında tarım, orman ve balıkçılıkta yüzde 2,78, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 2,02, ormancılık ürünlerinde yüzde 8,15, balıkçılıkta yüzde 33,17 arttığını, Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyonun ise tarım, orman ve balıkçılıkta yüzde 13,54, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 13,62, ormancılık ürünlerinde yüzde 4,18, balıkçılıkta yüzde 19,47 olduğunu belirtti.

 

-On iki aylık ortalamalara göre tarımda enflasyon yüzde 0,36-

 

Ocak 2014’de, on iki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyonun ayında tarım, orman ve balıkçılıkta yüzde 0,36 gibi son derece düşük seviyede gerçekleştiğini, tarım ve avcılık ürünlerinde on iki aylık ortalamalara göre yüzde 0,33, balıkçılıkta yüzde 10,51 arttığını, ormancılık ürünlerinde yüzde 6,8 düştüğünü vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ocak 2014’de tarım dışı yurtiçi üretici fiyatları yüzde 3,32, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,68, imalat sanayinde yüzde 3,29, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımında yüzde 3,60, su temini, kanalizasyon ve atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetlerinde yüzde 1,39 artmıştı. Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyon tarım dışı yurtiçi fiyatlarında tarımın altında yüzde 10,72 gerçekleşmişti. On iki aylık ortalamalara göre, tarım dışında, Ocak 2014’de yurtiçi üretici fiyatları yüzde 5,22, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 10,09, imalat sanayinde yüzde 5,31, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımında yüzde 7,45, su temini, kanalizasyon ve atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetlerinde yüzde 10,58 artmıştı. Görüldüğü gibi tarımda üretici fiyatları, on iki aylık ortalamalarda yüzde 0,36 artışla diğer sektörlerin çok çok gerisinde kaldı.”

 

-Tarımda üretici fiyatları-

 

2010: 100 olan endeksin, tarım, ormancılık ve balıkçılıkta Ocak 2014’te 114,35 olmasının, dolayısıyla yüzde 14,35 artmasının üreticinin enflasyondan mağdur olduğunu gösterdiğini belirten Bayraktar, “2010: 100 bazlı endekse göre, 2010-Ocak 2014 döneminde tarımda üretici enflasyonu yüzde 14,35 olurken, tarım dışı yurtiçi üretici fiyatları 2010 sonu-2014 Ocak döneminde yüzde 28,32 arttı. Üreticimiz fiyatlarda istikrar, bin bir zahmetle, gece gündüz çalışarak, her türlü riski üzerine alarak ürettiği ürünün değerini bulmasını, tüketicinin de makul bir fiyattan ürün tüketmesini istiyor” dedi.

14 Şubat’ın gözdesi gül…


-14 Şubat’ın gözdesi gül…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:  “2011 yılında 105,4 milyon adet olan, 2012 yılında yüzde 6,1

artarak 111,8 milyon adede çıkan gül üretimi, 2013 yılında yüzde 25,4 azalarak 83,4 milyon adede geriledi”

-“Gül üretimi, üreticilerin yeterli gelir için başka çiçek türlerine yönelmesi, gülün dayanıklılığının az ve üretiminin meşakkatli olması ve yurtdışından daha ucuz gül ithal edilmesi nedeniyle geriledi”

-“Gül üretiminde İzmir 32 milyon 450 bin adetle ilk sırada yer alırken, İzmir’i 20,7 milyonla Mersin, 13,9 milyonla

Yalova, 10,5 milyonla Antalya izledi”

-“Süs bitkileri sektörü hızlı gelişen, istihdam düzeyi ve ihracat potansiyel yüksek gelecek vaadeden bir sektördür”

-“Ülkemizde süs bitkilerinde 2013 yılında ihracat 77 milyon doları aştı. Ancak milyarlarca dolarlık ihracat yapabilecek potansiyel mevcuttur”

-“Süs bitkileri sektörü, düşük faizli kredi veya değişik kaynaklardan hibeyle desteklenmelidir. Bu çerçevede

2014 yılında düşük faizli kredi konu başlıklarına yüzde 50 faiz indirimi uygulanmak üzere süs bitkisi üretimi

eklenmesi olumlu bir gelişmedir”

-“Sektörün gelişmesi için süs bitkilerinin de bir tarımsal faaliyet olduğu gerçeğinden hareketle, tarımla sektöre uygulanan KDV’deki farklılıklar giderilmelidir” 

-“Ülkemizde bu potansiyelin daha hızlı ilerlemesi, katma değerinin daha hızlı artırılabilmesi için; süs bitkileri

Araştırma-Geliştirme kuruluşlarının çalışmalarına ağırlık verilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır”

 

Ankara – 13.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Şubat Sevgililer Günü’nün gözdesi olan 2011 yılında 105,4 milyon adet olan, 2012 yılında yüzde 6,1 artarak 111,8 milyon adede çıkan gül üretiminin, 2013 yılında yüzde 25,4 azalarak 83,4 milyon adede gerilediğini bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında 1,86 milyon metrekare olan gül ekim alanının, 2012 yılında 1,9 milyon metrekareye yükseldiğini, 2013 yılında ise 1,6 milyon metrekareye gerilediğini belirtti.

Çiçeklerin günümüzde süs bitkisi olmaktan çıktığını, gelir getiren bir tarım faaliyeti olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Süs bitkileri içinde en çok üretilen kesme çiçeklerdir. Ülkemiz, mevcut iklim ve coğrafi yapısıyla, kesme çiçek üretimi açısından büyük potansiyeli olan ülkelerin başında gelmektedir. Günümüzde hemen her ülkede çiçek yetiştirilmektedir. Ancak ticari anlamda kesme çiçek üretimi 50’den fazla ülkede yapılmaktadır. Kesme çiçek sektörü sağladığı istihdam ve ihracat hacmi dolayısıyla birçok ülkenin ekonomisinde giderek artan bir öneme sahip olmaktadır.

Ülkemizde ticari anlamda kesme çiçek üretiminin, yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Önceleri İstanbul Adalar ve Yalova çevresinde başlayan çiçekçilik, 1970’lerde İzmir’de, 1980’lerde Antalya’da ve 1990’lı yılların başlarında az miktarda da olsa Adana ve Muğla illerinde gelişmeye başladı.”

 

-Kesme çiçek üretimi-

 

Türkiye’de kesme çiçek üretiminin bölge, iklim ve üretim teknikleri gibi özellikler göz önüne alarak, iç pazar ve ihracata yönelik üretim yapıldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Kesme çiçek üretiminin büyük bölümü örtü altında yapılmaktadır. 2011 yılında 1 milyar 44 milyon 195 bin 929 adet olan kesme çiçek üretimimiz, 2012 yılında 1 milyar 77 milyon 199 bin 887 adet, 2013 yılında ise 1 milyar 25 milyon 983 bin 70 adet olarak gerçekleşti.

Üretimi en çok yapılan kesme çiçek türü karanfildir. Karanfil üretimi 2013 yılında 594 milyon 445 bin 350 adet olarak gerçekleşti. Karanfil üretimini 123 milyon 266 bin 480 adetle gerbera, 83 milyon 405 bin 40 adetle gül, 55 milyon 640 bin 250 adetle lale ve 42 milyon 181 bin 875 adetle kasımpatı izlemektedir.

14 Şubat yılın en çok çiçek gönderiminin yapıldığı günlerinden biridir. Güller 14 Şubat’ta en çok tercih edilen çiçektir. Gül üretimi 2011 yılında 105 milyon 363 bin 657 adet olarak gerçekleşti. 2012 yılında yüzde 6,1 artış göstererek, 111 milyon 763 milyon 570 adede çıktı. 2013 yılında ise gül üretimimiz bir önceki yıla göre yüzde 25,4 azalarak 83 milyon 405 bin 40 adede indi. Gül üretimi, üreticilerin yeterli gelir için başka çiçek türlerine yönelmesi, gülün dayanıklılığının az ve üretiminin meşakkatli olması ve yurtdışından daha ucuz gül ithal edilmesi nedeniyle geriledi.”

 

-İller itibarıyla gül üretimi-

 

Gül üretiminde İzmir’in 2013 yılında 32 milyon 450 bin adetle ilk sırada yer aldığını, İzmir’i 20 milyon 705 bin adetle Mersin, 13 milyon 919 bin adetle Yalova, 10 milyon 450 bin adetle Antalya, 2 milyon 820 bin adetle Adana’nın izlediğini bildiren Bayraktar, bu illerin dışında Kocaeli, Hatay, Samsun, Şanlıurfa, Ordu, Bursa, Balıkesir, Kastamonu, İstanbul, Malatya, Düzce ve Kırklareli’nde de ticari olarak gül üretimi yapıldığını belirtti.

Süs bitkileri sektörünün katma değer ve istihdam oluşturma değeri yüksek, özelikle atıl işgücünün değerlendirilmesinde önde gelen sektörlerden biri olabileceğini vurgulayan Bayraktar, “2010 yılında 56 milyon dolar olan süs bitkileri ihracatımız, 2011 yılında 76 milyon dolara çıkmış,  2012 yılında 73 milyon dolara gerilemiştir. 2013 yılında ihracat 77 milyon 27 bin dolara ulaşmıştır. En fazla süs bitkisi ihracatı yapılan ülkeler, Hollanda, Almanya, İngiltere, Türkmenistan, Irak, Azerbaycan,  Ukrayna, Rusya ve Romanya’dır” dedi.

 

-Sektörün gelişmesi için yapılması gerekenler-

 

Türkiye’de kesme çiçek üretiminde gösterdiği artışına rağmen, dünya kesme çiçek ticaretinden büyük bir pay alamadığını belirten Bayraktar, yapılması gerekenler konusunda da şunları kaydetti:

“Kesme çiçek ihracatının dolayısıyla da gelirlerin artmasında ihracat sezonunun uzamasının önemli bir etkisi olduğu açıktır. Ülkemizde süs bitkilerinde 2013 yılında ihracat 77 milyon doları aştı. Ancak milyarlarca dolarlık ihracat yapabilecek potansiyel mevcuttur.

Süs bitkileri sektörü, düşük faizli kredi veya değişik kaynaklardan hibeyle desteklenmelidir. 2014 yılında düşük faizli kredi konu başlıklarına yüzde 50 faiz indirimi uygulanmak üzere süs bitkisi üretimi eklenmesi olumlu bir gelişmedir.

Ziraat Bankası’nın 1-4 yıl arası sübvansiyonlu tarımsal krediler için uyguladığı yüzde 10 olan cari faiz oranı baz alındığında, kesme çiçek üreticileri, 2014 yılında yüzde 5 faiz oranıyla kredi kullanabilecektir. Süs bitkileri üreticileri için de uygulanan düşük faizli kredi kullanımı sektörün gelişmesi ve üreticilerin düşük faiz oranları ile yatırım yapabilmeleri açısından önem taşımaktadır.

Sektör yüksek maliyetle girdi kullanmaktadır. Tarımın diğer kollarından ayrı olarak satışlarda yüksek katma değer vergisi (KDV) uygulanmaktadır. Sektörün gelişmesi için süs bitkilerinin de bir tarımsal faaliyet olduğu gerçeğinden hareketle, tarımla sektöre uygulanan KDV’deki farklılıklar giderilmelidir. 

 

-“İleri teknoloji kullanımı teşvik edilmeli”-

 

Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji, yıl boyu kontrollü üretim ve topraksız tarım gibi modern üretim tekniklerinin kullanımı teşvik edilmeli, birim alandaki verimlilik, üretimde kalite, depolama tekniklerinin geliştirilmesi, raf ve vazo ömrünün artırılması konularında çalışmalar artırılmalıdır. Üretim konusunda özellikle doku kültürü laboratuvarlarının kurulması önemlidir.

Ülkemiz coğrafi konumu ve politik yapısı ile Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ülkeleri pazarlarına kolayca açılabilecek ve ihracat yapabilecek durumdadır. Özellikle Asya ve Orta Doğu için kurak koşullara dayanıklı az bakım isteyen dayanıklı türlerin üretimine öncelik verilmelidir. 

Özellikle ihracatın artırılması amacıyla tanıtım, reklam faaliyetleri ve koordinasyonu sağlayacak güçlü bir dış pazarlama organizasyonunun oluşturulması zorunludur.

Süs bitkileri sektörü hızlı gelişen, istihdam düzeyi ve ihracat potansiyel yüksek gelecek vaadeden bir sektördür. Ülkemizde bu potansiyelin daha hızlı ilerlemesi, katma değerinin daha hızlı artırılabilmesi için; süs bitkileri Araştırma-Geliştirme kuruluşlarının çalışmalarına ağırlık verilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.” 

            Yıllara göre kesme çiçek üretim miktarları, alanları, gül ekim alanları ve üretim miktarları şöyle:

 

Yıllara göre kesme çiçek üretim miktarları (adet)

Ürün adı

2011 Üretimi (Adet)

2012 Üretimi (Adet)

2013 Üretimi (Adet)

Karanfil

588.456.495

622.581.040

594.445.350

Glayöl (Gladiol)

13.653.925

17.307.820

10.214.150

Gerbera

136.011.568

124.722.620

123.266.480

Gypsohilla

18.132.020

17.979.600

17.471.890

Kasımpatı (Krizantem)

38.438.215

36.323.310

42.181.875

Anemon (Manisa Lalesi)

2.360.950

1.511.570

1.451.000

Lilyum (Zambak)

12.614.460

14.006.835

10.228.235

Orkide

327.500

322.900

270.200

Lale

23.732.327

23.703.000

55.640.250

Gül (Kesme)

105.363.657

111.763.570

83.405.040

Nergiz

13.941.000

8.870.000

11.178.000

Lisianthus

12.828.290

18.501.425

8.961.900

Fresia

25.863.766

29.894.300

17.409.450

Şebboy

5.873.052

5.798.650

2.992.550

Sümbül

10.107.158

2.329.445

1.675.000

İris

1.489.900

1.053.030

1.150.600

Statice

298.030

297.500

190.000

Solidago (Altınbaşak)

20.009.500

18.070.750

16.346.000

Diğer Kesme Çiçekler

14.694.116

22.162.522

27.505.100

Toplam

1.044.195.929

1.077.199.887

1.025.983.070

Kaynak: TÜİK

 

Yıllara göre kesme çiçek ekim alanları (metrekare)

Ürün adı

2011 Ekilen Alan (Metrekare)

2012 Ekilen Alan (Metrekare)

2013 Ekilen Alan (Metrekare)

Karanfil

5.039.571

5.042.487

4.890.177

Glayöl (Gladiol)

293.645

438.934

332.380

Gerbera

1.144.324

1.163.720

1.130.825

Gypsohilla

251.370

254.025

261.315

Kasımpatı (Krizantem)

467.769

429.165

570.370

Anemon (Manisa Lalesi)

13.555

11.506

8.400

Lilyum (Zambak)

565.010

734.323

518.341

Orkide

24.800

24.800

13.800

Lale

262.455

219.334

335.630

Gül (Kesme)

1.860.480

1.903.300

1.611.863

Nergiz

481.000

434.345

327.450

Lisianthus

156.570

221.315

135.204

Fresia

169.910

180.770

157.769

Şebboy

175.115

174.768

110.906

Sümbül

150.634

56.523

45.650

İris

25.880

22.362

26.500

Statice

8.130

9.500

26.500

Solidago (Altınbaşak)

124.000

126.000

115.800

Diğer Kesme Çiçekler

204.420

330.130

427.932

Toplam

11.418.638

11.777.307

11.046.812

Kaynak: TÜİK

 

2013 yılı il bazında gül ekim alanları ve üretim miktarları

İl

Ekilen Alan (Metrekare)

Üretim (Adet)

Malatya

850

4.300

Şanlıurfa

10.000

500.000

İstanbul

500

8.500

Kırklareli

60

300

Balıkesir

3.000

24.000

İzmir

866.000

32.450.000

Bursa

5.000

25.000

Kocaeli

4.800

998.400

Düzce

20

2.000

Yalova

286.973

13.918.650

Antalya

162.000

10.450.000

Adana

47.000

2.820.000

Mersin

180.980

20.705.150

Hatay

22.000

748.000

Kastamonu

1.000

20.000

Samsun

13.680

570.740

Ordu

8.000

160.000

Kaynak: TÜİK

 

Yıllara göre gül üretimi

Yıl

Ekilen alan (Metrekare)

Üretim (Adet)

2013

1.611.863

83.405.040

2012

1.903.300

111.763.570

2011

1.860.480

105.363.657

Kaynak: TÜİK

Ziraat Odaları eğitim atağını 2014’de de sürdürecek


-Ziraat Odaları eğitim atağını 2014’de de sürdürecek
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla yaptığımız işbirliğiyle 2013’de kadın çiftçi, genç çiftçi, sürü yönetimi elemanı, sosyal güvenlik, tarım danışmanları, güvenli traktör eğitimleri düzenledik”
-“Çiftçilerimizin büyük ilgisi nedeniyle eğitimleri, 2014 yılında 81 ile yaymayı kendimize hedef koyduk”
-“2014 yılında genç çiftçi eğitimleri için; 27 ilde düzenlenecek 125 kursa 3 bin 280 çiftçimiz katılacak”
-“Sürü yönetim elemanı eğitimleri 51 ilde yapılacak. Bu illerde düzenlenecek 350 kursa katılmak için 10 bin 811 kişi
başvurdu”
-“2014 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yapacağımız protokolle ziraat odalarımızda eğitimlere devam edeceğiz”

Ankara – 12.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla yaptıkları işbirliğiyle 2013’de kadın çiftçi, genç çiftçi, sürü yönetimi elemanı, sosyal güvenlik, tarım danışmanları, güvenli traktör eğitimleri düzenledikleri bildirerek, “Çiftçilerimizin büyük ilgisi nedeniyle eğitimleri, 2014 yılında 81 ile yaymayı kendimize hedef koyduk” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, eğitimin, tarımda verimliliği artıran en başta gelen unsurlardan biri olduğunu belirtti. Tarımsal eğitim çalışmalarının, teknik elemanların eğitimi ve çiftçilere yönelik tarımsal mesleki eğitim olarak iki boyutu bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, her iki eğitimin de hedef kitle olan çiftçilerde davranış değişiklikleri oluşturarak onlara pratik beceriler kazandırmayı amaçladığına dikkati çekti.
Ziraat Odalarının, Avrupa Birliği standartlarında örnek işletme oluşturulmasına, tarımsal ürün çeşitliliğinin artırılmasına, işletmelerin kapasitelerinin, insan kaynaklarının ve istihdamın, girişimciliğe yönelik yaklaşımların, tarımsal üretim tekniklerinin, yerel ürünlerin pazarlanmasının geliştirilmesine önem verdiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Gelir getirici faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, ürünlerin kalitesinin artırılması, çevre dostu uygulamaların ve teknolojilerin tanıtılması gibi yararlar sağlanarak çiftçilerimizin ekonomik aktivitelerini ve yaşam kalitelerinin artırılmasında eğitim çalışmalarının öneminin idraki içindeyiz. Ziraat Odalarımızdaki teknik elemanlar ile çiftçilerimizin eğitimlerini her şeyin üzerinde tutuyoruz.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, bu amaçla Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Aile ve Sosyal Politikalar, Milli Eğitim bakanlıkları ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) gibi kurumlarla işbirliği yapmaktadır. Çiftçilerimizin özellikle de kırsal kesimde çalışan kadınlarımızın sorunlarına sahip çıkmak ve kadın çiftçilerimizin örgütlenmelerini sağlayabilmek amacıyla, tüm Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Odalarımız aracılığıyla, tarımın değişik konularında eğitimler vermekteyiz.”

-Kadın çiftçi eğitimi-

Bayraktar, 14 Mayıs 2012 tarihinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde, 2013 yılında, İzmir’de 104, Kayseri’de 105, Diyarbakır’da 102, Sakarya’da 322 ve Gaziantep’te 138 olmak üzere 5 pilot ilde 771 kadın çiftçiye kadın çiftçiye eğitim verildiğini hatırlattı. Şemsi Bayraktar, “İklim Değişikliği ve Kadın”, “Kooperatifçilik ve Kadın”, “Girişimcilik, Liderlik ve Kadın”, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Hakları”, “Sosyal Güvenlik” temel konularının yanı sıra tarımla ilgili talep edilen konularda düzenlenen eğitim programlarının ardından düzenlenen törenlerle kadın çiftçilere sertifikalarının dağıtıldığını belirtti.

-Genç çiftçi ve sürü yönetim elemanı eğitimleri-

2013 yılında Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında Aktif İşgücü Piyasası Programları İşbirliği Protokolü kapsamında “Tarımsal Nüfus Gençleşiyor” ve “Sürü Yönetim Elemanı Benim” projelerinin hazırlandığı bilgisine veren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu projeler kapsamında pilot olarak belirlenen Sakarya’nın Akyazı, Çanakkale’nin Bayramiç ilçeleri ile Adana, Şanlıurfa, Kastamonu, Aydın, Ordu illerinde 138 genç çiftçi, yine pilot uygulama için belirlenen Ankara, Kırşehir, Iğdır, Sivas illerinde de Sürü Yönetim Elemanı Benim projesi kapsamında da 92 genç sürü yönetim elemanının eğitimi sağlandı. Söz konusu eğitimlerde İŞKUR proje kapsamında kursiyerlere günlük belirlenen miktarda zaruri gider ödemesinin yanında eğitime katılanların sigorta primleri de yatırıldı.
2013 yılında 14 ilde bulunan tüm Ziraat Odaları personeline, sosyal güvenlik ile ilgili iş ve işlemler konusunda eğitimler verildi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) işbirliğinde, 2010 yılından bugüne 6 ilde çiftçilerimizin tarımın değişik konularında eğitim almaları sağlandı.”

-Tarım danışmanlarının eğitimi-

Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında 2012 yılında imzalanan protokol ile danışmanlık yetki belgesi olan 85 odadan 296 tarım danışmanın eğitiminin hedeflendiğini belirten Bayraktar, “bu kapsamda 64 tarım danışmanını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ait Adana, Aydın, Ankara’daki eğitim tesislerinde İletişim Teknikleri ve Tarımsal Metodoloji konusunda 12 gün süreli eğitimler verildi” dedi.
Bayraktar, yine 2013 yılında Konya Altınekim’de 600 ve Manisa Saruhanlı’da 250 kursiyere güvenli traktör eğitimi verildiğini hatırlattı.

-2014 hedefi 81 ilde eğitim-

Yine bu kapsamda 2014 yılında Ankara Uluslararası Eğitim Merkezi’nde 17 tarım danışmanına proje hazırlama ve proje döngü yönetimi eğitimi verildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Çiftçilerimizin büyük ilgisi nedeniyle eğitimleri, 2014 yılında 81 ile yaymayı kendimize hedef koyduk. Konuyla ilgili olarak eğitici eğitimlerini, Mart ayında planlıyoruz. Özellikle odalarımızdan olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bundan dolayı, 2014 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yapacağımız protokolle ziraat odalarımızda eğitimlere devam edeceğiz.
Ziraat Odalarımız 2014 yılı için eğitim çalışmalarının programını çiftçilerimizden gelen talepler sonucu oluşturdular. Bu bağlamda 15-40 yaş arasındaki genç çiftçilerimize yönelik eğitimlerimize devam edeceğiz. Genç çiftçi eğitimleri için; 27 ilde düzenlenecek 125 kursa toplamda 3 bin 280 çiftçimiz katılacak. Sürü yönetim elemanı eğitimleri 51 ilde yapılacak. Bu illerde düzenlenecek 350 kursa katılmak için 10 bin 811 kişi başvurdu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile işbirliği içinde düzenlenen eğitim programının Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmasıyla eğitim çalışmaları başladı.”

İthalat talebini artan üretim boşa çıkarıyor


-İthalat talebini artan üretim boşa çıkarıyor

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Kırmızı et üretimi, 2013 yılında yüzde 8,8 artarak 

996 bin tonu geçti. Üretimdeki bu artış da dikkate alınarak ithalat söylemlerine bir an önce

son verilmeli” 
-“2013 yılında en fazla artış oranı yüzde 35,1 ile keçi etinde görülürken, sığır eti üretimi yüzde 8,8, 
koyun eti üretimi yüzde 5,8 arttı. Manda eti üretimi ise yüzde 80,6 geriledi”
-“Kırmızı et üretiminin yüzde 87,27’sini sığır eti, yüzde 10,33’ünü koyun eti, yüzde 2,36’sını keçi eti,
yüzde 0,04’ünü manda etinden oluştu”
-“TZOB olarak ithalat yapılmadan da bu ülkenin et ihtiyacının karşılanacağına inanıyoruz. Zaten üretim
rakamları da bunu teyit ediyor”
-“Ette ithalatçı olmak istemiyorsak süt fiyatlarında istikrarı sağlamamız, bunun için de Et ve Süt 
Kurumu’nu faaliyete geçirmemiz şarttır”
-“İthalatın kesinlikle tekrar açılmaması, çiğ süt fiyatlarının hayvancılığın geleceği açısından 
sürdürülebilir seviyelere getirilmesi gerekir”

Ankara – 11.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı ette ithalat talebini artan üretimin boşa çıkardığını bildirerek, “Kırmızı et üretimi, 2013 yılında yüzde 8,8 artarak 996 bin tonu geçti. Üretimdeki bu artış da dikkate alınarak ette ithalat söylemlerine bir an önce son verilmeli” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında 776 bin 915 bin ton, 2012 yılında 915 bin 845 ton olan kırmızı et üretiminin 2013 yılında 996 bin 125 tona yükseldiğini belirtti. 2013 yılında en fazla artış oranının yüzde 35,1 ile keçi etinde görülürken, sığır eti üretiminin yüzde 8,8, koyun eti üretiminin yüzde 5,8 arttığını, manda eti üretiminde ise yüzde 80,6 oranında gerileme olduğu bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“2011 yılında 644 bin 906 ton olan sığır eti üretimi, 2012 yılında 799 bin 344 tona, 2013 yılında 869 bin 292 tona çıktı. Koyun eti üretimi, 2011 yılında 107 bin 76 tondu. Bu rakam 2012 yılında 97 bin 334 tona indi. Geçen yıl ise 102 bin 943 tona çıktı. Keçi etinde, 2011 yılında 23 bin 318 ton olan üretim, 2012 yılında 17 bin 430 tona düştü, 2013 yılında ise 23 bin 554 tona yükseldi. Zaten yetersiz olan manda etinde  2011 yılında 1615 ton olan üretim, 2012 yılında 1736 tona çıktıktan sonra 2013 yılında 336 tona geriledi.”
Kırmızı et üretimindeki esas artışın sığır etinden sağlandığını belirten Bayraktar, manda eti üretiminde büyük düşüş olduğunu, koyun eti üretiminin 2013 yılındaki artışa rağmen, 2011 yılı rakamının altında kaldığını, keçi etinde de 2011 yılı rakamının ancak geçilebildiğini vurguladı.

-Kırmızı etin yüzde 87,27’si sığır, yüzde 10,33’ü koyun eti-

Sığır eti üretimin toplam kırmızı et üretiminin yüzde 87,27’sini karşıladığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kırmızı et üretiminin yüzde 87,27’sini sığır eti, yüzde 10,33’ünü koyun eti, yüzde 2,36’sını keçi eti, yüzde 0,04’ünü manda etinden oluştu. 2011 yılında kırmızı et üretiminin yüzde 83’ü sığır etinden oluşuyordu. Bu oran 2012 yılında yüzde 87,28’e çıktı. 2013 yılında da yüzde 87,27 ile bu oranı korudu.
2013 yılındaki artışın nedeni, 2012 yılının sonunda gümrük vergilerinin yükseltilmesi dolayısıyla ithalatın durarak, ülkeye ürün girişinin engellenmiş olmasıdır. Doğru olan bu karar, üreticilerimize nefes aldırmıştır. 
Gümrük vergilerin yükseltilmesi ülkeye ürün girmesini engellemiş, verilen ülke içi teşviklerle birlikte de üretimde artışlar gerçekleşmiştir. Üreticiler, ithalattan kolay para kazanmak isteyenlerin piyasayı tedirgin edici ithalat söylemlerini bırakmaları halinde daha rahat üretim yapabilecekler, devletin vereceği desteklerle ve gümrük vergilerindeki koruyucu önlemlerle birlikte halkımızın ihtiyacını rahatça karşılayabileceklerdir. 
TZOB olarak ithalat yapılmadan da bu ülkenin et ihtiyacının karşılanacağına inanıyoruz. Zaten üretim rakamları da bunu teyit ediyor. Bunun aksini iddia edenler, gerekçelerini kamuoyuna açıklamak zorundadırlar.” 

-“Ette yaşanan her türlü krizin temelinde sütteki istikrarsızlık yatıyor”-

Et sektöründe yaşanan her türlü krizin temelinde süt piyasasındaki istikrarsızlığın yattığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Düşük süt fiyatları nedeniyle damızlık hayvanlar kasaba gidince milyarlarca dolarlık besilik, kasaplık canlı hayvan ve karkas et ithal etmek, yurt dışından damızlık hayvan satın almak, hayvancılığın eski hale gelmesi ve işletmelerin yeniden kurulabilmesi için sıfır faizli krediler vermek gerekmektedir. Bunların hepsi, devlete ve hazineye yük demektir. Ette ithalatçı olmak istemiyorsak süt fiyatlarında istikrarı sağlamamız, bunun için de Et ve Süt Kurumu’nu faaliyete geçirmemiz şarttır. Bugün süt fiyatlarının üretimi sürdürülemez kıldığı aşikârdır. Eğer çiğ süt fiyatları böyle devam edecek olursa, 2008 yılında yaşanan süreç tekrar yaşanabilir. 
Beklentimiz; ithalat söylemlerine bir an önce son verilmesi, ithalatın kesinlikle tekrar açılmaması, çiğ süt fiyatlarının hayvancılığın geleceği açısından sürdürülebilir seviyelere getirilmesi gerekir.”

Dönemler itibarıyla kırmızı et üretim rakamları şöyle:

 

 

I.Dönem

II.Dönem

III.Dönem

IV.Dönem

Toplam

 

 

Kırmızı Et

Kırmızı Et

Kırmızı Et

Kırmızı Et

Kırmızı Et

 

 

Üretimi

Üretimi

Üretimi

Üretimi

Üretimi

 

Yıl

(Ton)

(Ton)

(Ton)

(Ton)

(Ton)

TOPLAM

2011

157 932

171 595

173 177

274 210

776 915

 

2012

171 465

183 017

196 108

365 255

915 845

 

2013

208 597

212 885

206 466

368 177

996 125

 

 

 

 

 

 

 

Sığır

2011

133 724

144 153

144 970

222 059

644 906

 

2012

149 722

159 320

173 202

317 100

799 344

 

2013

180 764

187 587

177 757

323 184

869 292

 

 

 

 

 

 

 

Manda

2011

224

181

602

608

1 615

 

2012

565

926

79

166

1 736

 

2013

20

61

40

215

336

 

 

 

 

 

 

 

Koyun

2011

19 856

23 959

23 491

39 770

107 076

 

2012

17 330

20 114

20 987

38 903

97 334

 

2013

19 930

21 959

26 396

34 658

102 943

 

 

 

 

 

 

 

Keçi

2011

4 128

3 303

4 114

11 773

23 318

 

2012

3 848

2 657

1 840

9 085

17 430

 

2013

7 883

3 278

2 273

10 120

23 554

 

            Dönemler itibarıyla kırmızı et üretiminde bir önceki döneme göre değişim oranları şöyle:

 

 

Bir Önceki

Bir Önceki

Bir Önceki

Bir Önceki

 

 

Döneme

Döneme

Döneme

Döneme

 

 

Göre

Göre

Göre

Göre

 

 

Değişim

Değişim

Değişim

Değişim

 

Yıl

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

TOPLAM

2011

 

8,7

0,9

58,3

 

2012

-37,5

6,7

7,2

86,3

 

2013

-42,9

2,1

-3,0

78,3

 

 

 

 

 

 

Sığır

2011

 

7,8

0,6

53,2

 

2012

-32,6

6,4

8,7

83,1

 

2013

-43,0

3,8

-5,2

81,8

 

 

 

 

 

 

Manda

2011

 

-19,4

233,4

1,1

 

2012

-7,2

63,9

-91,4

109,1

 

2013

-88,1

211,0

-34,2

431,6

 

 

 

 

 

 

Koyun

2011

 

20,7

-2,0

69,3

 

2012

-56,4

16,1

4,3

85,4

 

2013

-48,8

10,2

20,2

31,3

 

 

 

 

 

 

Keçi

2011

 

-20,0

24,6

186,1

 

2012

-67,3

-31,0

-30,8

393,8

 

2013

-13,2

-58,4

-30,7

345,3

 

            Dönemler itibarıyla kırmızı et üretiminde bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranları şöyle:

 

 

Bir önceki

Bir önceki

Bir önceki

Bir önceki

 

 

 

Yılın

Yılın

Yılın

Yılın

 

 

 

Aynı

Aynı

Aynı

Aynı

Bir Önceki

 

 

Dönemine

Dönemine

Dönemine

Dönemine

Yıla

 

 

Göre

Göre

Göre

Göre

Göre

 

 

Değişim

Değişim

Değişim

Değişim

Değişim

 

Yıl

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

(Yüzde)

TOPLAM

2012

8,6

6,7

13,2

33,2

17,9

 

2013

21,7

16,3

5,3

0,8

8,8

 

 

 

 

 

 

 

Sığır

2012

12,0

10,5

19,5

42,8

23,9

 

2013

20,7

17,7

2,6

1,9

8,8

 

 

 

 

 

 

 

Manda

2012

152,2

412,8

-86,8

-72,7

7,5

 

2013

-96,5

-93,4

-49,2

29,2

-80,6

 

 

 

 

 

 

 

Koyun

2012

-12,7

-16,0

-10,7

-2,2

-9,1

 

2013

15,0

9,2

25,8

-10,9

5,8

 

 

 

 

 

 

 

Keçi

2012

-6,8

-19,5

-55,3

-22,8

-25,2

 

2013

104,8

23,4

23,5

11,4

35,1

Yerli sığır azaldıkça süt verimi artıyor


-Yerli sığır azaldıkça süt verimi artıyor
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Yerli sığır sayısı azaldıkça, sağılan inek başına süt 
verimi de toplam inek sütü üretimi de daha fazla artıyor”
-“2007-2012 döneminde toplam sığır sayısı yüzde 26,1,sağılan inek sayısı yüzde 28,4 artmasına karşın, inek 
başına ortalama süt verimi yüzde 10,3 arttığı için toplam inek sütü üretimi yüzde 41,7 çoğaldı” 

-“Sağılan kültür ırkı sayısı 2007-2012 döneminde yüzde 70,1, bu ineklerden üretilen süt miktarı ise yüzde 69,4 arttı”

-“Yıllık süt verimi yerli sığırda inek başına 1313 kilogramken, bu rakam kültür melezinde 2 bin 725, kültür ırkında ise 
3 bin 869 kilograma çıkıyor”
-“2012 yılında sağılan sığır sayısının tamamı kültür ırkından oluşsaydı inek sütü üretimi, 5 milyon ton daha fazla olarak
21 milyon ton olurdu” 

-“13,9 milyon sığırın 5,7 milyonu kültür, 5,8 milyonu kültür melezinden oluşuyor”

-“16 milyon tonu inek sütü, 1,4 milyon tonu koyun, keçi ve manda sütü olmak üzere 17,4 milyon ton olan toplam süt 

üretimi, artış hızına bakılırsa çok yakın bir gelecekte 25 milyon tonlara çıkacak”
-“Tüketimde artış sağlanamaması veya ihracat yapılamaması halinde, arz-talep dengesizliği sektörde sıkıntıya yol açacak”
-“Çocuklara süt sevdirilirse, süt ve süt ürünleri tüketimi artar, buna bağlı olarak kırmızı et üretiminde de artış yaşanır ve 
Türkiye kırmızı et sorununu da çözmüş olur”

Ankara – 08.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde yerli sığır sayısı azaldıkça, sağılan inek başına süt veriminin de toplam inek sütü üretiminin de daha fazla arttığını bildirerek, “2007-2012 döneminde toplam sığır sayısı yüzde 26,1, sağılan inek sayısı yüzde 28,4 artmasına karşın, inek başına ortalama süt verimi yüzde 10,3 arttığı için toplam inek sütü üretimi yüzde 41,7 çoğaldı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2007 yılında 11 milyon olan sığır sayısının, süt ve et krizinin yaşandığı 2008 yılında 10,9 milyona, 2009’da 10,7 milyona indiğini, 2010 yılında 11,4, 2011 yılında 12,4, 2012 yılında ise 13,9 milyona çıktığını ve 2007-2012 döneminde yüzde 26,1 arttığını belirtti. Ülkemizde ıslah çalışmalarının sonuçlarının alındığını, 2012 yılı itibarıyla toplam sığır sayısı içinde yerli sığır oranının yüzde 17,7’ye inerken, kültür ırkı sığır oranının yüzde 40,8’e ulaştığını, kültür melezi ırkı sığır oranının ise yüzde 41,5 olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“2007 yılında yerli sığır sayısı 3,3 milyon, toplam sığır sayısı içindeki oranı yüzde 29,7 iken, bu rakamlar 2012 yılında sırasıyla 2,5 milyon ve yüzde 17,7’ye indi. Kültür melezi sayısı, 2007 yılında 4,5 milyonken, bu rakam 2012 yılında 5,8 milyona yükseldi. 2007 yılında yüzde 40,5 olan kültür melezi oranı, 2012 yılına kadar 1 puan artarak yüzde 41,5 oldu. Oransal ve sayısal açıdan en fazla artış kültür ırkında yaşandı. 2007 yılında 3,3 milyon olan kültür ırkı sığır sayısı, 2012 yılında 5,7 milyona yaklaştı. Kültür ırkının toplam sığır içindeki oranı ise 2007-2012 döneminde yüzde 29,9’dan yüzde 40,8’e yükseldi.”

-Sağılan kültür ırkı sığır sayısı yüzde 70,1 arttı-

2007-2012 döneminde toplam inek sütü üretiminin 4,7 milyon ton artışla 11,3 milyon tondan 16 milyon tona çıktığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Toplam inek sütü üretimi, 2007-2012 döneminde yüzde 41,7 arttı. Bu dönemde sağılan sığır sayısı yüzde 28,4 artarak 4,2 milyon baştan 5,4 milyon tona çıktı. 2007-2012 döneminde sağılan yerli sığır sayısı yüzde 22,3 azalışla 1 milyon 230 binden 956 bine inerken, sağılan kültür merkezi sığır sayısı yüzde 33,2 artarak 1,7 milyondan 2,26 milyona, sağılan kültür ırkı sığır sayısı ise yüzde 70,1 artarak 1,3 milyondan 2,2 milyona yükseldi. Bu dönemde yerli ineklerden alınan toplam süt üretimi yüzde 22,4 azalırken, kültür melezi toplam süt üretimi yüzde 33,8, kültür ırkı toplam süt üretimi yüzde 69,4 arttı.
2007-2012 döneminde sağılan yerli inek başına yıllık süt verimi 1316 kilogramdan 1313 kilograma, kültür ırkı süt verimi 3 bin 886 kilogramdan 3 bin 869 kilograma inerken, melez inek süt verimi 2 bin 713 kilogramdan 2 bin 725 kilograma yükseldi. Sağılan yerli inek sayısının toplam inek sayısı içindeki oranının azalması, özellikle sağılan kültür ırkı inek sayısının toplam inek sayısı içindeki oranın yüzde 30,7’den yüzde 40,7’ye çıkması nedeniyle ortalama inek verimi yüzde 10,3 arttı.”

-İnek başına ortalama süt verimi 2 bin 942 kilograma yükseldi-

Bayraktar, 2007 yılında 2 bin 667 kilogram olan yıllık ortalama inek sütü verimi, 2008 yılında 2 bin 758, 2009’da 2 bin 803, 2010’da 2 bin 847, 2011 yılında 2 bin 899, 2012 yılında ise 2 bin 942 kilograma ulaştığına, 5 yılda 275 kilogram arttığına dikkati çekti.
Şemsi Bayraktar, ıslah çalışmalarına devam edilmesi, kültür ırkı süt veriminde de artış sağlanması gerektiğini bildirerek, “2012 yılında sağılan sığır sayısının tamamı kültür ırkından oluşsaydı inek sütü üretimi, 5 milyon ton daha fazla olarak 21 milyon ton olurdu” dedi.
Süt üretimindeki artışa paralel olarak süt tüketiminin artırılması, ihracat olanaklarının araştırılması gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“16 milyon tonu inek sütü, 1,4 milyon tonu koyun, keçi ve manda sütü olmak üzere 17,4 milyon ton olan toplam süt üretimi, artış hızına bakılırsa çok yakın bir gelecekte 25 milyon tonlara çıkacak. Tüketimde artış sağlanamaması veya ihracat yapılamaması halinde, arz-talep dengesizliği sektörde sıkıntıya yol açacak. Okul sütü gibi programlar süte olan talebi artıracak. Çocuklara süt sevdirilirse, süt ve süt ürünleri tüketimi artar, buna bağlı olarak kırmızı et üretiminde de artış yaşanır ve Türkiye kırmızı et sorununu da çözmüş olur.”
2007-2012 döneminde yerli, kültür melezi, kültür ırkı ve toplam sığır sayısı ve oranları şöyle:

 

 

Yerli

 

Melez

 

Kültür Irkı

 

Toplam

 

Sığır

Oranı

Sığır

Oranı

Sığır

Oranı

Sığır

Yıl

Sayısı

(Yüzde)

Sayısı

(Yüzde)

Sayısı

(Yüzde)

Sayısı

2007

3.275.725

29,7

4.465.350

40,5

3.295.678

29,9

11.036.753

2008

2.850.710

26,2

4.454.647

41,0

3.554.585

32,7

10.859.942

2009

2.594.334

24,2

4.406.041

41,1

3.723.583

34,7

10.723.958

2010

2.464.722

21,7

4.707.188

41,4

4.197.890

36,9

11.369.800

2011

2.429.169

19,6

5.120.621

41,3

4.836.547

39,0

12.386.337

2012

2.459.400

17,7

5.776.028

41,5

5.679.484

40,8

13.914.912

 

2007-2012 döneminde sağılan yerli, kültür melezi, kültür ırkı ve toplam sığır sayısı ve bu sığırlardan üretilen süt miktarları şöyle:

 

 

 

Yerli

 

Melez

 

Kültür Irkı

 

Toplam

 

Sağılan

Sığırdan

Sağılan

Sığırdan

Sağılan

Sığırdan

 

İnek

 

Yerli

Üretilen

Melez

Üretilen

Kültür Irkı

Üretilen

Sağılan

Sütü

 

Sığır

Süt

Sığır

Süt

Sığır

Süt

Sığır

Üretimi

Yıl

Sayısı

(Ton)

Sayısı

(Ton)

Sayısı

(Ton)

Sayısı

(Ton)

2007

1.230.889

1.620.079

1.698.801

4.608.728

1.299.750

5.050.533

4.229.440

11.279.340

2008

1.029.324

1.353.996

1.665.189

4.520.465

1.385.730

5.380.715

4.080.243

11.255.176

2009

976.198

1.284.450

1.686.064

4.585.859

1.470.886

5.713.004

4.133.148

11.583.313

2010

948.417

1.247.644

1.787.012

4.861.835

1.626.412

6.309.065

4.361.841

12.418.544

2011

930.155

1.221.560

1.962.713

5.341.224

1.868.274

7.239.644

4.761.142

13.802.428

2012

956.758

1.256.673

2.263.400

6.166.762

2.211.242

8.554.402

5.431.400

15.977.837

 

2007-2012 döneminde yerli, kültür melezi, kültür ırkı ineklerde yıllık süt verimi ve yıllık ortalama inek sütü verimi şöyle:

 

 

Yerli

Melez

Kültür Irkı

Ortalama

 

İnek

İnek

İnek

İnek

 

Yıllık Süt

Yıllı Süt

Yıllık Süt

Yıllık Sütü

 

Verimi

Verimi

Verimi

Verimi

Yıl

(Kg)

(Kg)

(Kg)

(Kg)

2007

1.316

2.713

3.886

2.667

2008

1.315

2.715

3.883

2.758

2009

1.316

2.720

3.884

2.803

2010

1.316

2.721

3.879

2.847

2011

1.313

2.721

3.875

2.899

2012

1.313

2.725

3.869

2.942

Tarım ve balıkçılık kredileri


-Tarım ve balıkçılık kredileri

-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: “Tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan nakdi 

kredi miktarı, 2013 yılı sonu itibarıyla yüzde 11,5 artışla 36,4 milyar liraya ulaştı”

-“Kredi miktarındaki artış kamu bankalarında yüzde 1,9’da kalırken, yabancı mevduat bankalarında yüzde 33,2’ü,

yerli özel mevduat bankalarında ise yüzde 33,6 buldu”
-“2012 yıl sonu itibarıyla kullanılan kredilerin yüzde 30’u yüksek faiz oranlı kredileri kapsarken, 2013 yılında bu 
oran yüzde 37’ye çıktı”
-“Toplam kredinin yüzde 63,7’sini kamu bankaları kullandırdı”
-“İzmir 2,5 milyar liralık krediyle ilk sırayı alırken, bu ili 2,28 milyar lirayla İstanbul, 1,92 milyar lirayla Adana, 1,83 milyar lirayla Konya takip etti”
-“En az krediyi ise 16 milyon 845 bin lirayla Hakkari aldı”
-“31 Aralık 2013 itibarıyla kredilerin yüzde 3,63’ü, bir diğer ifadeyle 1 milyar 320 milyon 103 bin lirası takibe düştü”
-“Takibe düşme oranı kamu mevduat bankalarında yüzde 3,2 iken, yerli özel mevduat bankalarında yüzde 3,9, 
yabancı mevduat bankalarında ise yüzde 5’i buldu”

Ankara – 09.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan kredi miktarının, 2013 yılı sonu itibarıyla, 2012 yılı sonuna göre yüzde 11,5 artışla 36 milyar 400 milyon 902 bin liraya ulaştığını bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, tarım ve balıkçılık sektörüne, 2012 Aralık sonu itibarıyla kullandırılan 32 milyar 642 milyon 626 bin liralık kredi miktarının 2013 yılı sonuna kadar 3 milyar 758 milyon 276 bin lira arttığını belirtti. 
Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Aralık ayında sonu itibarıyla bir yılda yüzde 11,5 artarak 36 milyar 400 milyon 902 bin liraya ulaşan tarım ve balıkçılık sektörü kredilerinin, yüzde 63,7’sini kapsayan 23 milyar 192 milyon 199 bin lirasının kamu bankaları tarafından kullandırıldığına dikkat çekti. 

-Özel ve yabancı sermayeli bankaların kullandırdığı kredilerde
büyük artış-

Tarım ve balıkçılık sektörü kredilerinde kamu bankalarını 8 milyar 199 milyon lirayla yerli özel mevduat bankaları, 5 milyar 9 milyon lirayla yabancı sermayeli mevduat bankalarının izlediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tarım ve balıkçılık sektöründe 2013 yılı sonu itibariyle son bir yılda kredi miktarındaki artış, kamu bankalarında yüzde 1,9’da kalırken, yabancı mevduat bankalarında yüzde 33,2’ü, yerli özel mevduat bankalarında ise yüzde 33,6 buldu. 
2012 yıl sonu itibarıyla kullanılan kredilerin yüzde 30’u yüksek faiz oranlı kredileri kapsarken, 2013 yılında bu oran yüzde 37’ye çıktı.
Düşük faizli kredi kararına sigorta zorunluluğunun eklenmesi, çiftçilerimizin kredi kullanımında sorun yaşanmasına neden olmaktadır. Bu konuda en önemli sorun, sigorta maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Üretici düşük faizli kredi kullanırken, ödediği banka masraflarının yanı sıra sigorta masrafı da ödemek zorundadır. Bu durum, kredi maliyetini artırmakta ve düşük faizli kredi kararnamesi amacına ulaşmamaktadır. Ayrıca, sigorta zorunluluğu nedeniyle Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydı olmayan çiftçilerimiz düşük faizli kredi kullanamamakta, üreticiler yüksek faiz oranıyla kredi kullandıran diğer bankalara yönelmek durumunda kalmaktadır.”
 
-İller itibarıyla kredi kullanımı-

2013 yılı sonu itibarıyla il bazında kredi kullanımına bakıldığında ilk sırada 2 milyar 496 milyon 337 bin lirayla İzmir’in ilk sırada yer aldığı görüldüğünü belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“İzmir’i 2 milyar 276 milyon 478 bin lirayla İstanbul, 1 milyar 923 milyon 441 bin lirayla Adana, 1 milyar 830 milyon 199 bin lirayla Konya, 1 milyar 536 milyon 175 bin lirayla Antalya, 1 milyar 451 milyon 275 bin lirayla Ankara, 1 milyar 403 milyon 848 bin lirayla Bursa, 1 milyar 401 milyon 490 bin lirayla Manisa, 1 milyar 304 milyon 980 bin lirayla Mersin, 1 milyar 36 milyon 791 bin lirayla Aydın takip ediyor. 
En az krediyi ise kullanan il ise 16 milyon 845 bin lirayla Hakkari. Artvin 54 milyon 840 bin, Siirt 53 milyon 836 bin, Tunceli 53 milyon 740 bin, Bayburt 50 milyon 362 bin, Şırnak 41 milyon 113 bin, Bingöl 37 milyon 664 bin, Karabük 37 milyon 572 bin, Bartın 24 milyon 519 bin lirayla kredi kullanımında Hakkari ile birlikte son sıraları paylaştılar.
Artış oranlarına il bazında bakıldığında yüzde 82,2 ile Rize ilk sırayı alıyor. Rize ilinde 2012 yılında 71 milyon 216 bin lira kredi kullanılmışken, bu rakam 2013 yılında 129 milyon 720 bin liraya ulaşmış. Rize İlini yüzde 65,3 ile Şırnak, yüzde 48,7 ile Siirt, yüzde 47,1 ile Batman, yüzde 42 ile Muş, yüzde 41 ile İstanbul, yüzde 38,8 ile Diyarbakır, yüzde 34,1 ile Ordu, yüzde 33 ile Ağrı, yüzde 31,9 ile Şanlıurfa izliyor. 
Bir önceki yıla göre kredi kullanımı en fazla azalan il ise yüzde 32 ile Giresun ilidir. Giresun ilinde 2012 yılında 181 milyon 7 bin lira kredi kullanımı söz konusu iken, 2013 yılında bu rakam 123 milyon 79 bin liraya geriledi. Kredi azalmasında Giresun’u, yüzde 17,8 ile Ankara, yüzde 12,7 ile Niğde, yüzde 4,5 ile Burdur, yüzde 3 ile İzmir, yüzde 0,9 ile Uşak, yüzde 0,4 ile Nevşehir, yüzde 0,01 ile Zonguldak takip etti. Bu illerin dışındaki illerde kredi kullanımı arttı.
En artış ise yüzde 0,21 ile Antalya, yüzde 0,81 ile Elazığ, yüzde 1,35 ile Denizli, yüzde 1,37 ile Yalova, yüzde 1,7 ile Kütahya, yüzde 1,97 ile Bingöl illerinde görüldü.”

-Takipteki krediler-

BDDK verilerine göre, 2013 yılında toplam tarım ve balıkçılık sektörü kredisinin yüzde 3,6’sının takibe düşmüş kredilerden oluştuğunu bildiren Bayraktar, “Bu orana göre 2013 yılında takibe düşen kredi miktarı 1 milyar 320 milyon 103 bin liraya yaklaştı. Takibe düşmüş kredilerin oranı bankalara göre değişkenlik gösteriyor. Bu oran, 2013 yılında kamu mevduat bankalarında yüzde 3,2 iken, yerli özel mevduat bankalarında yüzde 3,9, yabancı sermayeli mevduat bankalarında ise yüzde 5’e ulaşıyor” dedi. 
Tarım ve balıkçılık sektörü kredilerinde takipteki kredi oranın 2013 yılında Iğdır’da yüzde 10,75, Yalova’da yüzde 11,50, Batman’da yüzde 12,26, Artvin’de yüzde 15,47, Şırnak’ta yüzde 18,56’ye kadar ulaştığını belirten Bayraktar, bu oranın Tekirdağ’da yüzde 1,15, Aksaray’da yüzde 1,10, Kırşehir’de yüzde 1,06, Kilis’te yüzde 0,76, Sinop’ta yüzde 0,64’e kadar indiğini vurguladı.
2012 ve 2013 yıl sonları itibarıyla tarım ve balıkçılık sektörü nakdi kredilerinin illere göre dağılımı, miktar ve yüzde olarak değişim oranları, takipteki krediler ve takipteki kredilerin oranı şöyle:

Düşük faizli kredi kararnamesi…


-Düşük faizli kredi kararnamesi…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Düşük faizli kredilerin kullanımına yönelik kararname çıktı. Kredilerin açılması için uygulama tebliği bir an önce yayımlanmalı”

-“Bu yıl, üreticilerin yanı sıra tarımsal amaçlı Kooperatifler ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’yle sözleşmeli üretim yaptıranlar da bu karar kapsamında kredi kullanabilecekler”
-“Kredi borcunu erteleten veya yeniden yapılandıran üreticiler, karar kapsamında düşük
faizli kredilerden yararlanabilecekler”
-“Karara, süs bitkisi üretimine işletme ve yatırım döneminde yüzde 50 indirim oranıyla kredi 
kullandırılması da eklendi” 

Ankara – 07.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2014 yılını kapsayan düşük faizli kredi kullanımına yönelik Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürürlüğe girdiğini bildirerek, “Düşük faizli kredilerin açılması için uygulama tebliği bir an önce yayımlanmalı” dedi. 
Bayraktar, bu yıl üreticilerin yanı sıra tarımsal amaçlı kooperatifler ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’yle sözleşmeli üretim yaptıranların da bu karar kapsamında kredi kullanabileceklerini belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 21 Ocak Salı günkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla, bu yıl da çiftçilerin, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden, 2014 yılında bitkisel, hayvansal üretim ve muhtelif konularda işletme ve yatırım kredisi kullanabileceğini bildirdi.  
Karar kapsamında kullanılacak kredilerde, uygulanacak sübvansiyon oranlarının yüzde 25 ile yüzde 100 arasında değiştiğini ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ziraat Bankası’nın 1-4 yıl arası sübvansiyonlu tarımsal krediler için uyguladığı cari faiz oranı dikkate alındığında, üreticilerimiz 2014 yılında konusuna göre değişmekle birlikte yüzde 0 (sıfır) ile cari faizin yüzde 75’i arasında faiz oranıyla kredi kullanabilecektir. Bankanın sübvansiyonlu tarımsal krediler için uygulayacağı cari faiz yüzde 10 olarak devam ederse, üreticilerimizin faizi yüzde 0 (sıfır) ile yüzde 7,5 arasında değişecek. Bu yıl karara süs bitkisi üretimine işletme ve yatırım döneminde yüzde 50 indirim oranıyla kredi kullandırılması da eklendi.
İndirim oranları, damızlık etçi sığır ve damızlık düve yetiştiriciliği, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, kanatlı sektörü damızlık yetiştiriciliği, yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan üretimi ile modern basınçlı sulama sitemleri konularında kullanılacak işletme ve yatırım kredilerinde uygulanacak faiz oranı yüzde 0 (sıfır) olacak.” 
Bayraktar, üreticilere kullandırılacak işletme ve yatırım kredisi limitlerinin konularına göre 500 bin lira ile 20 milyon lira arasında değiştiğini de belirtti. Bu yıl kredi üst limiti artmamakla birlikte konular içinde limit artırımı yapıldığını vurgulayan Bayraktar, “Bakanlar Kurulu kararında geçen yıl su ürünleri avcılığı konularında en yüksek 1 milyon 500 bin lira olan kredi üst limiti 2 milyon liraya, çok yıllık yem bitkisi üretimi konusunda 1 milyon 500 bin olan kredi üst limiti 2 milyon 500 bin liraya çıkarıldı” dedi.

-Borcunu erteleten veya yapılandıranlar da kredi kullanabilecek-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatiflerine kanuni takipte borcu bulunan üreticilerin geçmiş yıllarda bu karar kapsamında düşük faizli kredi kullanamadıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bu yıl karara kanuni takipte borçları bulunmakla beraber Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında kredi borcunu erteleten veya yeniden yapılandıran üreticiler, bu karar kapsamında düşük faizli krediden yararlanabilecekler. Geçmiş yıllarda yaşadığı afetten dolayı yeterli geliri elde edemediği için borcunu erteleten üreticilerimiz, üretime devam etmekte ve zaman zaman yeni krediye ihtiyaç duymaktaydı.”

-“Çiftçimiz kredi talepleri ocak, şubat aylarında başlıyor”-

Düşük faizli kredi kullanmak amacıyla başvuruda bulunan üreticilerin “karar çıkmadı” gerekçesiyle geçmiş yıllarda geri çevrildiği bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Düşük faizli kredi uygulamasının başlaması için konuyla ilgili Uygulama Tebliğinin de yayınlanması bekleniyor. Karar yayınlanmasına rağmen uygulama tebliği bekleneceği için çiftçilerimiz tebliğ çıkana kadar düşük faizli kredi kullanamayacaktır. 
Çiftçilerimiz genel olarak kış aylarında nakit ihtiyacı konusunda krediye ihtiyaç duyarken, serada üretim ile narenciye, nar gibi ürünleri yetiştiren üreticilerimiz girdi alımı ve hasat için, hayvan yetiştiricileri ise çoğunlukla nakit ihtiyacı, yem ve hayvan alımı için ihtiyaç duymakta; bu amaçla ocak, şubat aylarında kredi talebinde bulunmaktadır.” 
Diğer bankaların yüksek oranlarda faiz uyguladığını belirten Bayraktar, “Çiftçilerin bu aylardaki kredi ihtiyacı dikkate alındığında devlet desteğinin önemi daha net ortaya çıkmaktadır. Üreticilerin düşük faizli krediye ulaşabilmesi için Uygulama Tebliği bir an önce yayımlanmalı, kredilerin açılması sağlanmalıdır” dedi.

Okul sütü programı 10 Şubat’ta başlıyor…


-Okul sütü programı 10 Şubat’ta başlıyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Okul sütü programları, sağlıklı nesiller yetişmesi açısından sosyal; tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağlıyor”

-“Bu programın, peynir, yoğurt, ayran, tereyağı gibi süt ürünleri, bal, fındık, kayısı, elma gibi gıdalarla çeşitlendirilmesi kesintisiz devam ettirilmesi çok daha faydalı olur”

 

Ankara – 06.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, okul sütü programlarının sağlıklı nesiller yetişmesi açısından sosyal; tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağladığını bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 10 Şubat 2014 Pazartesi günü okulların ikinci döneminin açılmasıyla okul sütü programının da başlayacağını hatırlattı. Şemsi Bayraktar, program kapsamında; 2013-2014 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde, özel okullar dahil, 30 bin 885 okulda, velilerinden izin alınmış toplam 6,5 milyon anaokulu ve ilkokul öğrencisine, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri olmak üzere,  haftada 3 gün süreyle toplamda 303 milyon adet 200 mililitre uzun ömürlü (UHT) içme sütü dağıtılacağını belirtti.

 

-“Sağlıklı çocukluk, sağlıklı nesiller demektir”-

 

Çocukların, geleceğin fiziksel ve zihinsel sağlıklı toplumunu oluşturabilmesi için sağlıklı beslenmesinin şart olduğunun altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:

“Çünkü sağlıklı beslenme sağlıklı çocukluk, sağlıklı çocukluk da sağlıklı yetişkinlik ve sağlıklı nesiller demektir. Bu yüzden henüz küçük yaşta iken çocuklara düzenli süt tüketimi alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.

Okul sütü programları içme sütü alışkanlığı kazandırılarak sağlıklı nesiller yetiştirmek yanında, aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanılmaktadır.

Yakın zamanda 25 milyon ton süt üretiminin hedeflendiği ülkemizde, düşük kişi başı içme sütü tüketimi, üretilen sütün tüketiminde sıkıntı yaşanmasına neden olabilecektir.  Bu nedenle son iki yıldır uygulanan, tüm dünyada talep artırıcı politikalardan biri olarak kabul edilen okul çağındaki çocuklarımıza 200 mililitre uzun ömürlü süt dağıtımı, bazı eleştiri ve tartışmalara rağmen başarılı bir şekilde yürütüldü. TZOB olarak uygulama dönemlerinde de belirttiğimiz üzere, bu programı çok önemsiyor ve atılan bu olumlu adımı sonuna kadar destekliyoruz.”

 

-“Ek gıdalarla çeşitlendirilmeli”-

 

Okul sütü programlarının sağlıklı nesiller yetişmesi açısından sosyal; tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağladığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu nedenle, sağladığı fayda ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alındığında, bu programın başlatılmasının yanında, ayrıca bu programın kesintisiz devam ettirilmesi ve peynir, yoğurt, ayran, tereyağı gibi süt ürünleri, bal, fındık, kayısı, elma gibi gıdalarla çeşitlendirilmesi çok daha faydalı olur. Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi çeşitlendirilmiş süt ve süt ürünleri ile sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi devlet garantisine alınmış olacaktır.

Şunu biliyoruz ki, uzun vadede yürütülecek Okul Sütü Programı sayesinde Türkiye’de süt kalitesi ve tüketimi artırılırken, aynı zamanda hayvancılık ve hayvancılıkla ilişkili diğer sektörler de gelişecek; bu sektörlerde daha fazla istihdam sağlanacaktır.”

TZOB’un üretici-market fiyatları araştırması…


    -TZOB’un üretici-market fiyatları araştırması…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Ocak ayında market fiyatlarına bakıldığında, 3 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 26 üründe ise fiyat artışı oldu”
-“Üretici fiyatlarında ise 14 üründe fiyatlar bir ay önceki fiyatlara göre değişmezken, 5 üründe azalma, 17 üründe ise fiyat artışı görüldü”
-“Market fiyatlarında en fazla fiyat düşüşü yüzde 35,1 ile karnabaharda, en fazla fiyat artışı yüzde 50,23 ile patateste görüldü”
-“Üretici fiyatlarında ise karnabahar fiyatı yüzde 32,44 düşerken, yeşil fasulye fiyatı yüzde 60,64 arttı”

Ankara – 03.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ocak ayında market fiyatlarına bakıldığında, 3 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 26 üründe ise fiyat artışı olduğunu, üretici fiyatlarında ise 14 üründe fiyatlar bir ay önceki fiyatlara göre değişmezken, 5 üründe azalma, 17 üründe ise fiyat artışı görüldüğünü bildirdi.
Şemsi Bayraktar, hem üreticide hem markette Ocak ayında en fazla fiyat düşüşünün karnabaharda görüldüğünü bildirerek, “market fiyatlarında en fazla fiyat artışı yüzde 50,23 ile patateste, en fazla fiyat düşüşü yüzde 35,1 ile karnabaharda görüldü. Üretici fiyatlarında ise yeşil fasulye fiyatı yüzde 60,64 artarken, karnabaharda fiyatı yüzde 32,44 düştü” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalara devam ettiklerini bildirdi.

-Market fiyatlarındaki değişimler-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Ocak ayındaki market fiyatlarına bakıldığında, 3 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 26 üründe ise fiyat artışı olduğunu belirtti. Ocak ayında maydanoz, yeşil soğan ve mısırözü yağı fiyatlarında değişim görülmezken, fiyat düşüşünün yüzde 35,1 oranla en fazla karnabaharda olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 12,77 ile patlıcan, yüzde 12,49 ile lahana, yüzde 5,98 ile kabak, yüzde 4,42 ile kuru üzüm, yüzde 4,10 ile domates, yüzde 3,81 ile ıspanak, yüzde 3,71 ile havuç, yüzde 3,01 ile kuru incir, yüzde 2,56 ile tavuk eti, yüzde 0,75 ile ayçiçeği yağı izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 50,23 oran ile patateste görüldü. Patatesteki fiyat artışını yüzde 42,55 ile limon, yüzde 37,80 ile yeşil fasulye, yüzde 26,22 ile mandalina, yüzde 24,14 ile sivri biber, yüzde 22,57 ile kuru fasulye, yüzde 17,63 ile pırasa, yüzde 15,99 ile pirinç, yüzde 13,91 ile armut, yüzde 9,79 ile salatalık, yüzde 8,95 ile kırmızı mercimek, yüzde 8,28 ile fındık, yüzde 6,99 ile yeşil mercimek, yüzde 6,91 ile zeytinyağı, yüzde 6,81 ile Antep fıstığı, yüzde 5,41 ile kuru kayısı, yüzde 5,37 ile portakal, yüzde 5,17 ile nohut, yüzde 4,74 ile kuru soğan, yüzde 4,16 ile yumurta, yüzde 2,24 ile marul, yüzde 2,12 ile elma, yüzde 0,88 ile kuzu eti, yüzde 0,62 ile süt, yüzde 0,38 ile toz şeker, yüzde 0,33 ile dana eti takip etti.”

-Üretici fiyatlarındaki değişimler-

Ocak ayındaki üretici fiyatlarına bakıldığında, 14 üründe fiyatlar bir ay önceki fiyatlara göre değişmezken, 5 üründe azalma, 17 üründe ise fiyat artışı olduğu bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ocak ayında, pırasa, yeşil soğan, portakal, armut, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru üzüm, kuru incir, süt ve zeytinyağı fiyatlarında değişim meydana gelmedi. Fiyat düşüşü yüzde 32,44 oran ile en fazla karnabaharda görüldü. Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 21,43 ile kabak, yüzde 10,24 ile domates, yüzde 9,99 ile patlıcan, yüzde 8,55 ile lahana izledi.
En fazla fiyat artışı yüzde 60,64 oranla yeşil fasulyede oldu. Yeşil fasulyedeki fiyat artışını yüzde 54,10 ile limon, yüzde 43,34 ile patates, yüzde 16,95 ile salatalık, yüzde 16,46 ile kuru soğan, yüzde 14,04 ile mandalina, yüzde 10,87 ile sivri biber, yüzde 9,09 ile elma, yüzde 8,86 ile ıspanak, yüzde 8,22 ile havuç, yüzde 6,35 ile dana eti, yüzde 4,63 ile marul, yüzde 3,85 ile maydanoz, yüzde 3,82 ile kuzu eti, yüzde 3,54 ile Antep fıstığı, yüzde 2,08 ile yumurta, yüzde 1,88 ile fındık izledi.”

-Üretici-market fiyat farkı-

Bayraktar, Ocak ayındaki, üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediğinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla maydanozda yüzde 477,78 olarak gerçekleştiğini, bu rakamın pırasada yüzde 363,17, mandalinada yüzde 330,62, ıspanakta yüzde 306,40, elmada yüzde 305,42, portakalda yüzde 303,12, lahanada yüzde 287,15, karnabaharda yüzde 283, kuru soğanda yüzde 279,13, kuru kayısıda yüzde 265,63’e, limonda yüzde 242,06, armutta yüzde 237,78, marulda yüzde 237,70, kırmızı mercimekte yüzde 223,70, kabakta yüzde 220,24, , kadar çıktığı görülmektedir.

-Fiyat değişimlerinin nedenleri-

Bayraktar, üreticide fiyatı artan ürünlere bakıldığında yeşil fasulye, sivri biber, ve salatalık gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyatlarda artış meydana geldiğini belirtti. Limonda görülen fiyat artışında yataklık olarak tabir edilen limonların piyasaya arz edilemeye başlanmasının etkili olduğunu bildiren Bayraktar, “Mandalinada yavaş yavaş sezonun sonuna yaklaşılması sonucu arzdaki daralma fiyatı artırmıştır. Patateste görülen artışında ise ekim daralmasıyla birlikte üretimde meydana gelen gerileme temel nedendir” dedi.
Fiyatı düşen ürünler içinde karnabaharda hava sıcaklıklarında meydana gelen artışa bağlı olgunlaşmanın hızlanmasıyla birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artışın fiyatlarda düşüşe yol açtığını belirten Bayraktar, kabak, domates ve patlıcanda da benzer bir durumun söz konusu olduğunu ve fiyatlarda gerileme yaşandığını kaydetti.
Bayraktar, genel olarak değerlendirdiğinde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiği görüldüğünü vurguladı.
Şemsi Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde Ocak ayında fiyatların yüzde 5,16 arttığını, Ocak ayı itibarıyla yıllık enflasyonun ise yüzde 10,89’a çıktığını belirtti. Bayraktar, yeni uygulamaya konulan yurt içi üretici fiyat endeksinde imalat içinde gösterilen gıda ürünleri endeksinin Ocak ayında, yüzde 2,59, Ocak ayı itibarıyla yıllık bazda ise yüzde 11,40 arttığını bildirdi.
Seçilmiş ürünlerde market, üretici fiyatlarındaki aylık değişim ile üretici, hal, pazar, market fiyatları şöyle:

Seçilmiş ürünlerde market fiyatları ve fiyatlardaki aylık değişim oranı:

 

Market Fiyatları

31 Aralık 2013 (TL/Kg)

31 Ocak 2014 (TL/Kg)

31 Aralık 2013/ 31 Ocak 2014

Değişim (Yüzde)

Patates

2,54

3,82

50,23

Limon

2,26

3,22

42,55

Yeşil Fasulye

6,92

9,53

37,80

Mandalina

2,31

2,91

26,22

Sivri Biber

4,37

5,43

24,14

Kuru Fasulye

7,53

9,23

22,57

Pırasa

2,03

2,39

17,63

Pirinç

5,46

6,33

15,99

Armut

3,34

3,80

13,91

Salatalık

2,94

3,23

9,79

Kırmızı Mercimek

4,13

4,50

8,95

Fındık (İç)

22,13

23,97

8,28

Yeşil Mercimek

4,58

4,90

6,99

Zeytinyağı

14,37

15,36

6,91

Antep Fıstığı

34,25

36,58

6,81

Kuru Kayısı

13,88

14,63

5,41

Portakal

2,05

2,16

5,37

Nohut

5,42

5,70

5,17

Kuru Soğan

1,11

1,16

4,74

Yumurta

0,37

0,38

4,16

Marul (Adet)

2,49

2,54

2,24

Elma

3,18

3,24

2,12

Kuzu Eti

35,92

36,24

0,88

1 Litre Süt

2,97

2,99

0,62

Toz Şeker

3,31

3,32

0,38

Dana Eti

28,59

28,68

0,33

Maydanoz (Adet)

0,78

0,78

0,00

Yeşil Soğan

4,50

4,50

0,00

Mısırözü Yağı

6,55

6,55

0,00

Ayçiçeği Yağı

5,53

5,49

-0,75

Tavuk Eti

6,48

6,31

-2,56

Kuru İncir

14,76

14,32

-3,01

Havuç

2,12

2,04

-3,71

Ispanak

2,42

2,33

-3,81

Domates

3,39

3,25

-4,10

Kuru Üzüm

11,32

10,82

-4,42

Kabak

3,12

2,94

-5,98

Lahana

1,58

1,38

-12,49

Patlıcan

5,00

4,37

-12,77

Karnabahar

2,99

1,94

-35,10

    

Seçilmiş ürünlerde üretici fiyatları ve fiyatlarındaki aylık değişim oranı:

 

Üretici Fiyatları

31 Aralık 2013 (TL/Kg)

31 Ocak 2014 (TL/Kg)

31 Aralık 2013/ 31 Ocak 2014

Değişim (Yüzde)

Yeşil Fasulye

2,49

4,00

60,64

Limon

0,61

0,94

54,10

Patates

1,08

1,54

43,34

Salatalık

0,98

1,15

16,95

Kuru Soğan

0,26

0,31

16,46

Mandalina

0,59

0,68

14,04

Sivri Biber

1,81

2,01

10,87

Elma

0,73

0,80

9,09

Ispanak

0,53

0,57

8,86

Havuç

0,73

0,79

8,22

Dana Eti

16,38

17,42

6,35

Marul(adet)

0,72

0,75

4,63

Maydanoz(adet)

0,13

0,14

3,85

Kuzu Eti

21,19

22,00

3,82

Antep Fıstığı

23,18

24,00

3,54

Yumurta

0,24

0,25

2,08

Fındık (İç)

12,76

13,00

1,88

Pırasa

0,52

0,52

0,00

Yeşil Soğan

2,05

2,05

0,00

Portakal

0,54

0,54

0,00

Armut

1,13

1,13

0,00

Kuru Fasulye

3,20

3,20

0,00

Nohut

2,15

2,15

0,00

Kırmızı Mercimek

1,39

1,39

0,00

Yeşil Mercimek

1,70

1,70

0,00

Pirinç

2,14

2,14

0,00

Kuru Kayısı

4,00

4,00

0,00

Kuru Üzüm

4,85

4,85

0,00

Kuru İncir

5,00

5,00

0,00

1Lt Süt

1,00

1,00

0,00

Zeytinyağı

7,00

7,00

0,00

Lahana

0,39

0,36

-8,55

Patlıcan

2,24

2,01

-9,99

Domates

1,24

1,11

-10,24

Kabak

1,17

0,92

-21,43

Karnabahar

0,75

0,51

-32,44

 

Seçilmiş ürünlerde 31 Ocak 2014 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları ve fiyatlar arasındaki farklar:

Ürünler

Üretici

Fiyatı

Hal

Fiyatı

Pazar

Fiyatı

Market

Fiyatı

Hal/ Üretici

Fiyat Farkı

(Yüzde)

Pazar/ Üretici

Fiyat Farkı (Yüzde)

Market/ Üretici

Fiyat Farkı (Yüzde)

Domates

1,11

1,47

2,54

3,25

32,13

128,98

192,54

Salatalık

1,15

1,81

2,79

3,23

57,39

142,75

180,58

Sivri Biber

2,01

3,40

4,92

5,43

69,44

145,02

170,49

Yeşil Fasulye

4,00

7,40

7,88

9,53

85,00

96,88

138,33

Patlıcan

2,01

2,78

3,44

4,37

38,25

70,94

116,80

Kabak

0,92

1,56

2,25

2,94

70,00

145,45

220,24

Ispanak

0,57

1,01

1,83

2,33

76,16

219,77

306,40

Pırasa

0,52

1,00

1,96

2,39

94,17

280,26

363,17

Lahana

0,36

0,67

1,40

1,38

86,92

292,52

287,15

Karnabahar

0,51

0,98

1,62

1,94

93,42

219,74

283,00

Havuç

0,79

1,02

1,40

2,04

29,11

77,22

158,23

Marul (Adet)

0,75

1,16

2,12

2,54

53,98

180,97

237,70

Maydanoz (Adet)

0,14

0,23

0,61

0,78

66,67

350,62

477,78

Yeşil Soğan (Kg)

2,05

3,25

4,13

4,50

58,92

101,71

120,05

Kuru Soğan

0,31

0,53

1,54

1,16

71,20

402,72

279,13

Patates

1,54

2,28

3,04

3,82

47,95

97,08

147,52

Portakal

0,54

1,03

1,57

2,16

93,15

193,77

303,12

Mandalina

0,68

1,33

2,10

2,91

97,04

210,34

330,62

Limon

0,94

1,51

2,58

3,22

60,46

173,94

242,06

Elma

0,80

1,50

2,22

3,24

87,50

177,50

305,42

Armut

1,13

2,18

3,09

3,80

93,78

174,67

237,78

Kuru Fasulye

3,20

6,55

8,10

9,23

104,69

153,13

188,52

Nohut

2,15

3,05

5,55

5,70

41,86

158,14

165,09

Kırmızı Mercimek

1,39

2,63

3,65

4,50

88,85

162,59

223,70

Yeşil Mercimek

1,70

2,35

3,70

4,90

38,24

117,65

188,24

Pirinç

2,14

3,70

3,81

6,33

72,90

78,15

195,90

Kuru Kayısı

4,00

9,75

14,63

143,75

265,63

Kuru Üzüm

4,85

9,50

10,82

95,88

123,01

Kuru İncir

5,00

11,50

14,32

130,00

186,32

Fındık (İç)

13,00

18,75

23,97

44,23

84,36

Antep Fıstığı

24,00

25,00

36,58

4,17

52,43

Yumurta

0,25

0,43

0,38

76,87

56,73

1 Litre Süt

1,00

2,99

198,50

Dana Eti

17,42

28,68

64,65

Kuzu Eti

22,00

36,24

64,72

Zeytinyağı

7,00

15,36

119,40

Mısırözü Yağı

6,55

Ayçiçeği Yağı

5,49

Toz Şeker

3,32

Tavuk Eti

6,31

 

Not: Hal, pazar ve market verileri Ankara, İzmir, İstanbul, Mersin, Antalya ve Bursa illerinden derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli üretim merkezlerinden alınmıştır. Pirinç, kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları Gimat toptan satış fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest piyasa fiyatıdır. Baklagil fiyatları sezon ortalamasıdır.