Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Son bir yıllık kırmızı et üretimi

Son bir yıllık kırmızı et üretimi

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“2012 yılının Eylül sonu itibarıyla son bir yıllık
dönemde kırmızı et üretimi 824 bin 800 tona
yükseldi”
-“Kırmızı et üretimi hala kişi başına 11 kilogram
dolaylarında seyrediyor. Bu rakamın en az 2-3
katına çıkarılması gerekiyor”
-“Et üretiminin ve dolayısıyla tüketiminin artırılması
için hayvancılığın desteklenmesi, süt ve et fiyatlarının
istikrarı için müdahale kurumunun kurulması bir
zorunluluk”

Ankara – 14.11.2012 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2012 yılı Eylül sonu itibarıyla son bir yıllık dönemde kırmızı et üretiminin 824 bin 800 tona yükseldiğini bildirerek, “kırmızı et üretimi hala kişi başına 11 kilogram dolaylarında seyrediyor. Bu rakamın en az 2-3 katına çıkarılması gerekiyor” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2010 yılında 780 bin 718, 2011 yılında 776 bin 915 ton kırmızı et üretildiğini, bu yılın Ocak-Eylül döneminde ise üretimin 550 bin 590 tona yükseldiğini, geçen yılın son çeyreğindeki 274 bin 210 tonluk üretiminin dahil edilmesiyle 2012 Eylül sonu itibarıyla son bir yıllık üretimin 824 bin 800 tona çıktığını belirtti.
Bu yılın ilk çeyreğinde kırmızı et üretiminin yüzde 8,6 ile 171 bin 465 tona, ikinci çeyreğinde yüzde 6,7 artışla 183 bin 17 tona, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 13,2 artışla 196 bin 108 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kurban Bayramı geçen yılın son çeyreğine denk gelmişti. Bundan dolayı üretim 274 bin 210 tona olmuştu. Bu yıl da Kurban Bayramı 25 Ekim’de başladı. Bu nedenle son çeyrek rakamları yine geçen yılki 274 bin 210 tonluk rakam düzeylerinde olacağını tahmin ediyoruz. Bundan dolayı yılsonu itibarıyla kırmızı ette bir üretim rekoru kırılması çok yüksek bir ihtimal.
Ama hala kırmızı et üretim rakamlarımız gelişmiş ülkelere göre oldukça geride. Kırmızı et üretimi hala kişi başına 11 kilogram dolaylarında seyrediyor. Bu rakamın en az 2-3 katına çıkarılması gerekiyor ki gelişmiş ülkelere yaklaşalım. Tabii kırmızı et tüketim açığı ithalatla karşılanmamalı. 2008 süt krizi sonrası yaşanan et krizi sonucu ülkemiz 2,7 milyar doları aşkın ithalat yapmak zorunda kaldı. Türkiye, hem cari açık verirken hem de bu kadar bir dövizi canlı hayvan ve et ithalatı için yurtdışına ödememelidir.”
-“Et üretimini artırmak için acilen önlem alınmalı”-
Et üretiminin ve dolayısıyla tüketiminin artırılması için hayvancılığın desteklenmesi, süt ve et fiyatlarının istikrarı için müdahale kurumunun kurulmasının bir zorunluluk olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Gelir seviyesinin yükselmesiyle kırmızı et tüketimi artıkça Türkiye kırmızı et için çok daha fazla ithalat yapmak zorunda kalabilir. Buna acilen önlem alınması bir zorunluluktur. Öncelikle ithalat kararından vazgeçilmeli, iç üretim desteklenmeli, maliyeti düşürücü (yem, canlı hayvan ve benzeri) tedbirler hayata geçirilmeli, ıslah çalışmalarına devam edilmelidir. Üreticimizin süt üretiminden para kazanabilmesi için de, 1 kilogram süt sattığında, en az 1,5 kilogram yem alabilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin hayvancılıkta kendi kendine yetebilecek potansiyeli vardır. Hatta kanatlı ve küçükbaş hayvancılıkta büyük ihracat potansiyeli de bulunmaktadır.”
-Müdahale Kurumu-
Et ve Balık Kurumu (EBK) Genel Müdürü Bekir Ulubaş’ın, EBK'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yapılacak düzenlemeyle birkaç ay içinde Et ve Süt Kurumu'na dönüştürüleceğini, buna yönelik Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na (EKK) sunum yaptıklarını kamuoyuna duyurduğunu belirten Bayraktar, EBK’nın Bakanlar Kurulu Kararı ve Yüksek Planlama Kurulu onayıyla ana statüsünün birkaç ay içinde değiştirileceğinin, böylece süte ve ete müdahale edecek Et ve Süt Kurumu'na dönüşeceğinin vurgulandığını ifade etti.
Bayraktar, “Sürekli gündemde tuttuğumuz ve girişimlerimizi sürdürdüğümüz bu konuda, adım atıldığını görmemiz bizim için sevindirici gelişmedir. Hayvancılıkta müdahale kurumu, sütte ve dolayısıyla ette bir kriz yaşanmaması için kilit önemdedir. Bu kurum hem sütte hem de ette fiyat istikrarını sağlayacaktır. Bu durum, sektörde yatırımları artıracak, uzun dönemde etkinliği ve verimliliği sağlayacaktır” dedi.